Mari Boyacıyan Arşivi - Paris, Fransa

Burada sergilenen materyaller, Huşamadyan tarafından Mart 2016 tarihinde, Paris’te, Anako mavnasında düzenlenen etkinlik sırasında Mari Boyacıyan tarafından elimize ulaştırıldı. Mari’nin büyükbabası Eskişehirli ve büyükannesi de Kütahyalı. Bu komşu iki şehir Bursa Vilayeti’ne bağlıydı. Baba tarafı Sultanyan ailesi, anne tarafı ise Der Ğazaryan ailesi mensubu. Mari’nin annesi Nıvart Der Ğazaryan (daha sonra soyadı Boyacıyan-Sultanyan olur). Nıvart, Mihran Külhanyan ile Marik Külhanyan’ın (evlenmeden önce Der Ğazaryan) kızlarıdır. Marik’in babasının adı da bilinmekte: Istepan Der Ğazaryan. Mari’nin babasının adı ise Garabed Sultanyan. Garabed, Fransa’ya geldiğinde Sultanyan soyadını değiştirmiş ve Boyacıyan soyadını almış.

Karnig Bedrosyan (Kütahyalı), Nıvart Der Ğazaryan’ın (evlendikten sonra Sultanyan-Boyacıyan) kuzeni. Karnig’in babası papaz Der Bedros Bedrosyan, Nıvart’ın amcasıydı.

Papaz Der Bedros’un ailesi, Kütahya. Arka sıra, ayaktakiler, soldan sağa: Zaruhi, Karnig, Hagop. Ortada, oturanlar, soldan sağa: Marten (evlenmeden önceki soyadı Unanyan, papazın karısı), Der Bedros Bedrosyan (din adamı takdis edilmeden önceki adıyla Garabed Külhanyan), Hacı Eva (muhtemelen papazının kayınvalidesi). Ön sıra, soldan sağa: Kayane, Rapig, Mıgırdiç. Fotoğraf Kütahya’da, Der Bedros’un evinde, şehrin Ermeni fotoğrafçısı Istepan Yeramyan tarafından çekilmiş.

Marten Bedrosyan (evlenmeden önceki soyadı Unanyan) ve kocası Der Bedros Bedrosyan.

1) Kütahya, papaz Der Bedros Bedrosyan’ın oğulları Karnig ve Hagop.
2) Kevork Sultanyan, Osmanlı ordusu üniformasıyla. Kevork, Nıvart’ın kocası Garabed’in kuzeni oluyor, 1887 Eskişehir doğumlu ve babasının adı Boğos. Kendisi aynı zamanda bu sayfada yayınlanan ve 1948 yılında Fransa’da kaleme alınmış olan hatıratın da yazarı. Kevork daha sonra Fransa’ya yerleşmiştir.

Bahsi geçen hatıraların sahibi Kevork Sultanyan (sağda), amcasının oğlu Garabed Sultanyan’la birlikte. Fotoğraf yaklaşık olarak 1912-1913 yıllarında, İstanbul’da çekilmiş. Fotoğrafın çekildiği dönemde Kevork Osmanlı ordusunda askerlik hizmetini yapmaktadır. Anılarında, bu fotoğrafın çekilişini de anlatmaktadır. Kevork, Edirne taraflarında askerlik yapmaktayken, iş nedeniyle Eskişehir’den İstanbul’a gelmiş olan kuzeniyle görüşmek için birkaç gün izin almıştır.

Kevork Sultanyan’ın yayınlanmamış anıları. Elyazısı defter.

Yaklaşık olarak 225 sayfadan oluşan bu eserde, kendisinin ve ailesinin Eskişehir’deki hayatını anlatmaktadır. Küçük yaşta öksüz kalıp, amcasının himayesine geçmiştir. Kısa bir süre şehirdeki Ermeni okuluna devam ettikten sonra, 14 yaşlarındayken okulu bırakır ve şehirdeki Ermeni tüccarların yanında çalışmaya başlar. Osmanlı ordusuna yazılır, onbaşı rütbesi alır ve Balkan Savaşı’na katılır. 1915’te, Kevork ve iki amcasının ailesi de Eskişehir’deki Ermenilerin tamamı gibi tehcir edilirler. İstikametleri Der Zor’a varmaktır ancak Halep’e ulaştıklarında rüşvet vererek burada kalmayı başarırlar, daha sonra da Halep yakınlarındaki bir köye yerleşerek tarımla uğraşırlar. Aile üyelerinden ölenler olur ancak Kevork hayatta kalır.

Ateşkesin ardından Kevork Sultanyan Adana’ya, sonra Eskişehir’e geçer ve tekrar Adana’ya dönüp 1921 yılının sonlarına kadar burada kalır. Haziran 1920’de, Adana’da Sisli Mayram Kuyumcuyan’la evlenir. Kilikya Ermenilerinin ikinci göçünden sonra karısı ve ilk evlatları Krikor (1921, Adana doğumlu) ile birlikte önce İskenderun’daki göçmen kampına yerleşir, sonra Beyrut’a geçerler. Lübnan’ın başkentinde de liman yakınlarındaki Ermenilerin büyük göçmen kampında bir çadırda yaşarlar. 1923’te Kevork ve Mayram’ın kızları Koharik, 1926’da da ikinci oğulları Boğos dünyaya gelir. Aile 1926’da Fransa’ya göçer ve Kevork burada çeşitli işlerde çalışır. 1927’de üçüncü oğulları Alpiyar doğar. İkinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Kevork ailesiyle birlikte Paris’e yerleşmiştir ve çok zor şartlarda hayatlarını devam ettirmektedirler. Bu şartlar nedeniyle Kevork ve oğlu Krikor Almanya’ya geçip Oschersleben uçak fabrikasında (Berlin’in batısında) çalışmaya başlarlar. Savaşın son yıllarında Naziler Kevork’u çalıştırma kamplarında (Zwangsarbeiter) çalıştırırlar. Burada da hayatta kalmayı başarır ve savaş bittikten sonra Paris’e döner. 1980’li yıllarda vefat eder. 

İşte size sıradan bir adamın sıra dışı hayatı…

Kütahya’da Paregentan (karnaval). Fotoğafta görülen dört kişinin de aslında erkek olması ilginçtir. Soldan birinci (ayakta, kılık değiştirmiş) Karnig Bedrosyan.

Çeğerganyan ailesi. Yani, Zaruhi Bedrosyan’ın (Der Bedros’un kızı) ailesi. Oturanlar, soldan sağa։ Zaruhi Çeğerganyan (evlenmeden önceki soyadı Bedrosyan), Barkev (oturan, küçük çocuk), Artin Çeğerganyan (Zaruhi’nin kocası) Ayaktakiler, soldan sağa: Hagop, Kayane, Mıgırdiç.