Hacın. Surp Hagop manastır ve yetimhanesi (Kaynak: Bibliothèque Orientale-USJ).

Hacın - Kiliseler

Yazan: Varti Keşişyan, 20 Nisan 2014 (son değişiklik 20 Nisan 2014) - Çeviren: Tomas Terziyan

Hacın’da üç Ermeni Havariyun [Arakelagan, ç.n.] kilisesi var: Surp Asdvadzadzin, Surp Kevork ve Surp Toros. Bunlardan ikisi, Surp Asdvadzadzin ve Surp Kevork Yukarı Mahalle, Surp Toros ise Aşağı Mahallede yer alır.

Hacın Ermenileri de Ermenilerin Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerinde oturdukları bütün bölgelerde olduğu gibi, kiliseler etrafında toplaşan dini cemaatler halinde yaşamaktadırlar. Din, kilise ve kilise geleneklerine karşı gösterdikleri sevgi ve adanmışlık da farklı değildir.

Nitekim 20-25 bin nüfusa sahip Hacın Ermeni’si, üç kilisesi ve aynı zamanda tarihi Surp Hagop manastırına sevgiyle sarılmıştır. Kiliselerin ruhani hizmetini sayıları yirmiye varan papazlar deruhte etmektedirler. Bunların büyük bir kısmı ancak ilköğrenim görmüş insanlardır. Okuma yazma, biraz da seslendirme bilmeleri, dindar ve liyakatli olmaları yeterli görülerek halk arasından seçilen abacı, kunduracı ya da çiftçilerdir [1].

Papazların görevi, kilisenin ruhani hizmetiyle sınırlı; kilisenin tertipliliği, gelir ve giderlerinin gözetimi, okulların idaresini ise vekil diye adlandırılan, önde gelen bir sivil üstlenir idi. Her kilisenin kendi seçtiği, Ruhani Önder’in tanıdığı ve onayladığı bir vekili vardı [2]. Milli Nizamnamenin ilanından sonra, Ermenilerin yaşadıkları her yerde olduğu gibi Hacın’da da kiliseler etrafında din, kilise ve eğitim işlerini idare eden mahalle ve kilise meclisleri oluşur [3].

Papazların geçimi halkın bağışları ve vaftiz, nikâh, defin, ayini ruhani, badarak, Noel ve Paskalya bayramlarında evlerin kutsanması gibi vesileler için saptanmış ücretler; hastalara, evlere yapılan ziyaret ve dualar için gönüllü olarak verilen paralarla karşılanmaktadır [4].

Üç kilisede sabah ve akşam günde iki kez ayin, haftada iki kez de badarak icra edilir. Pazar sabah duası şafaktan bir iki saat önce başlar. Cemaat, genciyle yaşlısıyla, çıra yakmış, peş peşe kiliseye seğirtir [5].

1) Kırkyaşaryan ailesi; Hacın, 1910.
Ayaktakiler, soldan sağa: Garabed Kırkyaşaryan, Verjine Kırkyaşaryan, Aharon Kırkyaşaryan, Kevork Kırkyaşaryan, Sara Kırkyaşaryan. Oturanlar, soldan sağa: Öjeni Kırkyaşaryan (müstakbel Mamigonyan), Maryam Kırkyaşaryan, Manuel Kırkyaşaryan (annesinin sağında, ayakta), Isdepan Kırkyaşaryan, Viktorya Kırkyaşaryan.
Adana’da çekilmiş fotoğraf (Kaynak: Isdepan Kırkyaşaryan koleksiyonu; Antranig Dakesyan’a teşekkürlerimizle).
2) Tarpinyan/Çilingiryan ailesi, Hacın. Adana’da çekilmiş fotoğraf, 29 Haziran 1919 (Kaynak:Vazken Tarpinyan  koleksiyonu; Antranig Dakesyan’a teşekkürlerimizle).

Hacın’da çok ilginç bir âdet var. Pazar sabahı şafaktan önce jamgoç, bir elinde kalın bir sopa, diğerinde mumla yanan bir lamba mahalle mahalle dolaşıp dokunaklı bir sesle halkı kilisede duaya çağırır. Böylece, her bir evin önünde şarkı söyleyerek sopayla üç kere kapıya vurur [6]. Bu âdete başka yerde rastlamadık; kuşkusuz mahalli, aynı zamanda duygulu ve çarpıcı bir âdet. “Jamgoçun şarkısı”nın tamamını Hacın’ın halk koşuklarının kendine has bir örneği olarak burada sunuyoruz.

Jamgoçun şarkısı (İtalikle yazılı olanlar Hacın lehçesiyledir)

Orhnyal yes Asdvadz,
Kovyal yes Asdvadz,
Paravoryal yes Asdvadz,
Ov payi kyisdonyak
İ jom hıyamiyitsek
Mi baygik, mi uyanek
Pots engecnit mi khuyanek
Suyp ağotnut yed mi menek
Ov payi kyisdonyak,
İ jom hıyamiyitsek.
İyginkin heşdaginer gu payapanin
Aydoyin hikin lisev gu danin
Miğayvoynun hikin peşev gu danin
Eyani aydoydnun
Vay meğavoynun
As aşkhoyı igiey iyenk mernilu hamo
Tadasdonı şinvitsov meğavuynun hamo
Tırakhdı şinvitsov aytıynun hamo
Yerani aytıynun, vay meğavuynun
Sadanin mernelı uş e,
Meğavoyin campokı puş e
İ jom işdolı khints anuş e
Ov payi kyisdonyak, i jom hıyamiyitsek.

Türkçesi:

Kutlusun Tanrım,
Övülensin Tanrım,
Yüceltilensin Tanrım,
Ey iyi Hıristiyanlar,
Kiliseye buyurunuz,
Yatmayınız, uyumayınız,
Açık kulağınızı kapamayınız,
Aziz duanızdan geri kalmayınız,
Ey iyi Hıristiyanlar,
Kiliseye buyurunuz.
Gökteki melekler hamdüsena ediyorlar,
Masumun ruhunu ışıkla götürüyorlar,
Günahkârın ruhunu karanlıkla götürüyorlar,
Ne mutlu masumlara,
Vay günahkârlara,
Bu dünyaya gelmişiz ölmek için,
Hüküm günü günahkârlar için yapıldı,
Cennet masumlar için yapıldı,
Ne mutlu masumlara, vay günahkârlara,
Şeytanın ölümü geçtir,
Günahkârın yolu dikendir,
Kiliseye gitmek pek tatlıdır,
Ey iyi Hıristiyanlar, kiliseye buyurunuz.


Ya da Türkçe koşuklar tuttururdu:

Sabah oldu nur açıldı
Nurdan libaslar biçildi
Cennet kapısı açıldı
Buyrun ibadethaneye.

Sabah oldu kalkmaz mısın
Tan yüzüne bakmaz mısın
Sen Allahdan korkmaz mısın
Buyrun ibadethaneye.

Zindanda çağrışır canlar
Hiç kimse olmaz imdat
[yardım, kurtarış, ç.n.]
Zalim şeytan cellat olmuş
Buyrun ibadethaneye.


Sağ yanında elvan [renkler, ç.n.] olur
Sol yanında feygan [feryat-figan, ç.n.] olur
Günahkârlara hayıf [acımasızlık, ç.n.] olur
Kesilmeden dine gelin [7].

Surp Asdvadzadzin

Hacın kalesinin içinde, yüksek bir kayanın üzerine inşa edilmiştir. Kilisenin temelleri, Kilikya Ermeni krallığının düşmesinden (1375) sonra göçmen toplulukların şimdiki Hacın’ın bulunduğu yere sığındıkları dönemde Ermenilerin bu taraflarda yerleşmesi ve şehrin kurulmasıyla aynı zamanda atılmış olsa gerekir [8]. Keza Kilikya Ermeni krallığının düşmesinin ardından, Ermeni nüfusun bir kısmı Mısır’a esir götürülür. Esirler, yaklaşık elli yıl sonra, serbest bırakılıp memleketlerine dönmek için izin alırlar. Bunlardan elli kadar aile, bugünkü Hacın kalesinin doğu tarafındaki mağaraları mesken tutar. Bir süre sonra, Kudüs patriği, piskoposlar Partoğomyos ve Boğos ile vartabed Hovhannes’i bir sunak taşıyla birlikte Hacın’a gönderir.  Üç din adamı, kalenin kilisesini inşa edip ona Surp Asdvadzadzin adını verirler [9].

Bu geleneğin bağlı diğer kaynakların da gösterdiği muhtemel kesinliğini kabullenecek olursak, S. Asdvadzadzin kilisesi 1425 dolaylarında bir tarihte inşa edilmiş olsa gerekir [10].

Hacın kiliselerinde, eskilik ve yazma sanatı bakımından istisnai değerde, birçoğu artık harap olmaya yüz tutan Surp Hagop manastırından getirilmiş elyazmaları muhafaza edilirdi [11].

Surp Asdvadzadzin kilisesi ve okulu (Kaynak: Boğosyan H. B., Հաճնոյ ընդհանուր պատմութիւնը եւ շրջակայ Գօզան-Տաղի հայ գիւղերը[Hacno ınthanur badmutyunı yev şırçaga Kozan_Daği hay küğerı:Hacın’ın genel tarihi ve çevre Kozan Dağı’nın Ermeni köyleri; ç.n.], Los Angeles, 1942).

Nitekim Hacınlı Sokrat Topalyan, S. Asdvadzadzin kilisesinde, sekiz yüz yıllık geçmişe sahip elyazması bir İncil bulunduğunu yazar. Ardından yazar, söz konusu elyazmasının Ermenilerden Divanoğlu ya da Livanoğlu nam biri tarafından ele geçirildiği ama Hacınlı önde gelenlerden Irızyan Hacı Manug Ağanın iki kese (beher kese 500 kuruş) ödeyerek onu Divanoğlu’ndan satın aldığının söylendiği bir kolofon okuduğunu belirtir [12]. Elyazması, dönemin etkili Türk aşiretlerinden Kozanoğlular tarafından ikinci kez zapt edilir ve aynı dönemin Hacınlı önde gelenlerinden Krikor Ağa Öreciyan tarafından beş yüz kuruş fidye ödenerek yeniden kurtarılır.
Başka bir günceye göreyse İncil, Kozanoğlular tarafından zapt edilir ama manastır maddi sıkıntılarla uğraştığından fidye ödeyip kurtarmak mümkün olmaz. Daha sonra, kilise cemaatinden yirmi kadar Ermeni, 200 kuruş ödeyerek onu kurtarırlar [13].

Hacınlı doktor Kevork Kırkyaşaryan, “cilt ve kuyum işi süsleri dönemin Kilikya zenginliğinin mührünü taşıyan, parşömenden güzel bir İncil’in” S. Asdvadzadzin kilisesinde muhafaza edildiğini anlatır [14]. Bu İncil’in, Birinci Dünya Harbinin sürgün ve kırım yıllarında, Hacın’daki birçok kilise hazinesiyle birlikte Osmanlı yetkilileri tarafından ele geçirdiği tahmin edilmektedir.

Biz yine de S. Asdvadzadzin kilisesiyle ilgili bizce malum kanıtlara geri dönelim. Verabadveli [pek muhterem, Protestan rahibi unvanı, ç.n.] Sarkis Deviryan, kilisede saklanan elyazması bir kitapta, S. Asdvadzadzin’in bir kez yandığı, bir kez de depremden yıkıldığı ve iki kez yeniden inşa edildiğine dair bir kayıt okuduğuna, tarihlerini hatırlamamakla birlikte, tanıklık eder [15].

Kral II. Hetum’un Caşots’u [Dua kitabı, ç.n.] (parşömen), Iskevra manastırı (Kilikya), 1286 (Kaynak: Maşdots Kütüphanesi, Erivan, Ely. No. 979).

S. Asdvadzadzin hakkında bizce malum izleyen bilgiler daha yeni zamanlara aittir. Tabii afetler, yakıp yıkan yangınlar S. Asdvadzadzin kilisesinin temellerini nice kez sarsmış ama kilise her seferinde ayakta kalmıştır. 1861’de gece vakti, kiliseyi sırtlayan yaklaşık 200 metre yükseklikteki kayalıktan düşen dev taşlar kalenin eteğinde bitişik nizam sıralanmış evlerin üzerine yuvarlanıp birçoğunu uyuyan sakinleriyle birlikte yıkar ama ne kale ne de kilise zarar görür [16].

1894’te S. Asdvadzadzin tarafında çıkan büyük yangın ise birçok aileyi sefil ve perişan halde bırakıp 700’e yakın evi yakar ama kilise, etrafını yalayıp yutan alevlerden masun kalır. Yangından zarar gören halka yardım etmek maksadıyla, mahallin Türk görevlileri, Hacınlı Ermenilerin Ruhani Önderi ve Ermeni Protestan kilisesi pastörünün katılımıyla, hükümetten gelen yardımı halka dağıtan bir Yardım Komisyonu kurulduğunu dikkate değer bir kanıt olarak hatırlayalım [17].

Hacın, 1914. Solda iki kilise (Kaynak: H. Krikoris Balakyan, Հայ Գողգոթան [Hay Koğkotan:Ermeni Golgota’sı, ç.n.], Cilt 1, 1922, Viyana).

Başlangıcı hakkında bilgiye sahip olmadığımız bir okul, S. Asdvadzadzin’e bitişik olarak faaliyet göstermiştir. Hacın’ın Ruhani Önderi Başpiskopos Bedros Saracyan, S. Asdvadzadzin kilisesinin yanıbaşında, kayalar üzerinde beş katlı dev bir bina inşa ettirir. Binanın birinci katı ana sınıfı, ikinci ve üçüncü katları okul, dördüncü katı ruhani önderlik, beşinci katı ise tiyatro sahnesine tahsis edilir. Bu dev binanın Hacın’ın fakir ama hayırsever halkının hediyeleriyle inşa edilmesi kendine has bir özelliktir. Söz konusu bağışların çoğu mahalli imkânlar, bir kısmı da Amerika’da yaşayan yurttaşların yardım paralarıyla temin edilmiştir [18]. Binanın, büyüklük ve bütünüyle kâgir inşasıyla, Hacın’ın özel binalarından olduğunu ekleyelim [19].

Surp Asdvadzadzin kilisesinin papazları: Boğos Pazyan, Hovhannes Der Hovhannesyan, Simeon Der Hampartsumyan, Sarkis Arsenyan, Toros Der Hovhannesyan, Kasbar Kalenderyan, Krikor Der Hampartsumyan, Hagop Kuyumcuyan’dır [20].

Surp Kevork

Hacın’ın Surp Kevork kilisesi görece daha geç bir döneme aittir. Kaynaklar eskiden kilisenin yerinde küçük bir madurun [şapel, ç.n.] bulunduğunu belirtseler de. Yeni kiliseyi 1844 tarihinde, Mardiros Ağa Mangıryan’ın vekilliği döneminde inşaya başlarlar, ancak inşaat bitmeden Mangıryan ölünce yarım kalan bina halefi Sarkis Ağa Tursarkisyan’ın çabalarıyla 1855’te tamamlanır [21]. Sarkis Ağa, Ruhani Önderlik ve Cemaran [eğitim yeri, yüksekokul; ç.n] binalarını da kiliseye bitişik olarak inşa ettirir.

Hacın’ın en eski ve büyük hanlarından biri olan, zamanında çevre köy ve şehirlerden gelen tüccarların, yolcuların konakladıkları Yukarı Mahalledeki han, öteden beridir bu kilisenin mülküydü. Kozanoğlular, bu hanı da Ermenilerin elinden alarak sahiplenmişlerdi. Kilikya Katolikosu Mıgırdiç Kefsizyan, 1883’lerde adalete başvurup davayı kazanınca söz konusu mülk yeniden Surp Kevork kilisesine verilir [22].

Hacın’dan bir manzara (Kaynak:Ferdinand Brockes, Quer durch Klein-Asien, Gütersloh, 1900).

Hacınlı yazarların tanıklığına göre, S. Kevork kilisesinde Surp Hagop manastırından getirilmiş birçok eski elyazması da vardı. S. Kevork’a bitişik okulun öğretmeni, aynı zamanda kilise hazinesinin emanet edildiği lusarar Dr. Kevork Kırkyaşaryan, 1907’de, söz konusu elyazmaları içinde Kral Hetum’un Trazarg manastırındaki parşömen İncil’inin bir benzerinin bulunmadığını söyler. Kral, İncil’i bahsi geçen, Sis şehrine yakın bulunan bu manastıra hediye etmişti. Kırkyaşaryan, yılda birkaç kez, bayram günlerinde sunağı süslemek vesilesiyle İncil’e şöyle bir göz gezdirmek fırsatı bulduğunu ve bu değerli emanetin Hacın’ı ziyaret eden ya da oradan geçenlerde büyük hayranlık uyandırdığını nakleder [23].

Dr. Kırkyaşaryan’ın tasvirine göre bu paha biçilmez İncil, altın kaplama güzel bir cilt, gümüş kilitlerle donanmış, usta bir kalemin matbaadan çıkmış izlenimi uyandıran yazısıyla nakşedilmişti. Dört İncil’in her birinin sonuna, Kutsal İncil’in Kral II. Hetum tarafından Trazarg manastırına hatıra olarak verildiğini belirten bir kolofon da yazılmıştı [24]. Bu tasvir pek tatminkâr değilse de söz konusu kraliyet el yazmasının Kilikya yazı sanatı ve minyatür işçiliğinin şaheserlerinden biri olduğunu tahmin edebiliriz.

Hacın’dan bir manzara (Kaynak:Ferdinand Brockes, Quer durch Klein-Asien, Gütersloh, 1900).

Kayıtlardan birine göre, Hacın halkı, bir yıl boyunca peş peşe gelen kuraklıklar nedeniyle Kozanoğlulara vergilerini ödeyemeyince, yöneticilerin onayıyla Hetum İncil’ini bir yıllık borç karşılığında bu aşirete rehin verir. Yıl biter ama halk borcunu yine ödeyemez; vekillerden Tılısımyan Hacı Ağa, iki yıllık borcu ödeyerek İncil’i kurtarır ve şu kaydı yazdırır: “Tılısımyan Hacı Ağa, birçok gümüş ödeyerek İncil’i kanunsuzların elinden kurtardı ve anne-babasının canına Surp Kevork kilisesinin kapısına koydu” [25].

Bu değerli elyazmasının başka önemli kayıtlar da içerdiğine tanıklık edilmektedir. Bunlar, Hetum İncil’inin Trazarg manastırından çeşitli yerlere nasıl taşındığı, Hacın’a nasıl ulaştığı vs. ile ilgili olmakla birlikte muhafaza edilmemiştir [26].

Bir sonraki tanıklık, S. Kevork kilisesiyle ilgilidir. 1883’te, Hacın’daki büyük yangında şehrin neredeyse yarısı, S. Kevork kilisesinden Gelik mahallesine kadar tamamen yanıp yıkılır. Kilisenin çok yakınında gelişen yangın ona zarar vermese de birçok zorluk pahasına Kozanoğlulardan geri alınan, kiliseye ait han hepten kül olur. Hayırsever Hacı Avedig Ağa Terzeyan, 1844’te, hanın arsasının yarısı üzerine odalar yaptırıp S. Kevork kilisesine bağışlar; arsanın diğer yarısına da belediye binası inşa ettirir [27]. 1909’da, Hacın’ın ruhani önderi Piskopos Nerses Tanielyan, S. Kevork kilisesine bitişik büyük bir okul inşa ettirir [28].

S. Kevork kilisesinin papazları: Kıdemli Papaz Isdepan Yergatakordzyan, Krikor Misalyan, Toros Mışyan,Yeğişe Yergatakordzyan, H. Tıtvertsyan, Isdepan Yergatakordzyan [29].

Surp Toros

Yağı semtinde yer alır. Kilise binası daha yeni bir döneme aitse de [30] eldeki kanıtlar, S. Toros kilisesinin tarihinin, S. Asdvadzadzin ve S. Kevork kiliselerininki gibi Kilikya Ermeni krallığı zamanlarında başladığını göstermektedir. Hacın tarihini kaleme alan yazarların tanıklığıyla, bugünkü S. Toros kilisesinin karşısında bulunan bahçelerin içinde eskiden bir madur varmış. Geleneğe göre onu Kilikya prensi I. Toros (doğum tr. bilinmiyor-1129) inşa ettirmiş ve göçmenlere bağışlamış [31]. İşte bu yüzden, kiliseyi S. Toros adıyla mesh etmişler.

Yaşlı Hacınlılar, S. Toros’un karşısına düşen, ağaçlıklarla dolu alanda, yani şehrin güney kısmında eskiden Rumların oturduğunu, bir de madur bulunduğunu hatırlarlar. Ermeniler, sonradan evler kondurup bu taraflara yerleşmeye koyulunca, ibadet için bu madura gitmeye başlarlar [32].

Ğugas İnciciyan’ın, Hacın’daki Ermeni Havariyun kiliselerini (S. Asdvadzadzin ve S. Kevork) sayarken S. Toros’u anmadığını [33] ekleyelim. Dolayısıyla, S. Toros’un uzun süre madur olarak kaldığını düşünmemiz gerekir. S. Toros kilisesinin de bitişik bir okulu var.

Hacın şehrinin doğudan görünüşü (Kaynak: Boğosyan H. B., Հաճնոյ ընդհանուր պատմութիւնը եւ շրջակայ Գօզան-Տաղի հայ գիւղերը[Hacno ınthanur badmutyunı yev şırçaga Kozan_Daği hay küğerı:Hacın’ın genel tarihi ve çevre Kozan Dağı’nın Ermeni köyleri; ç.n.], Los Angeles, 1942).

Surp Hagop manastırı

Yukarıda bahsi geçen üç kiliseden maada; şehrin batı kısmında, aynı adlı dağın bağrında, suları her daim berrak akan bir kaynağın yan tarafında, yüksek kale bedenleriyle çevrili Surp Hagop manastırı yer almaktadır [34].

Kaynaklara göre S. Hagop manastırı, 1004 tarihinde, Piskopos Khaçadur’un gözetiminde inşa edilmiştir [35]. 1900’de, manastırın tamiratı sırasında kubbe sütunlarından birinin üzerinde bulunan bir kitabe, onun tesis tarihini doğrulamaktadır [36]

Manastıra dair bir sonraki bilgi, ilk tamiratın vuku bulduğu 1554 tarihiyle ilgilidir. Demek ki manastır, 1004’te inşa ve Ğ. İnciciyan’ın çalışmasında belirtildiği gibi 1554’te tamir edilmiştir.

Dolayısıyla, S. Hagop manastırı, Hacın’daki Ermeni varlığının en eski tanıklığı [37]; keza, kabul edecek olursak onun, Hacın şehrinin kuruluşundan önce var olduğunun bir kanıtıdır. İmdi manastırın tarihinin, Hacın şehrinin şekillenip gelişmesinin tarihiyle yakından ilgili; manastırınsa, mahallin Ermeni cemaatinin oluşumunun temel şartlarından biri olduğu sonucuna varabiliriz.

S. Hagop manastırı da bütün Ortaçağ Ermeni manastırları benzeri, bir ilim ve eğitim merkezi olmuştur. Manastır, şehirde okulların bulunmadığı eski günlerde, Hacın gençlerinin öğrenim için eşiğini aşındırdıkları yegâne eğitim tesisiydi [38].

S. Hagop manastırı, yüzyıllara yayılan tarihinde, aralarında katolikos, piskopos ve vartabedlerin bulunduğu birçok ruhani yetiştirir. Manastır vartabedlerinden bize elyazması kitaplar da ulaşmıştır. Hacın Ermenileri, üç kilise (S. Asdvadzadzin, S. Kevork ve S. Toros) ve okullarında görev yapan papazların, öğretmenlerin eğitim ve gelişmelerini S. Hagop manastırına borçludurlar.

S. Hagop manastırının başrahipleri: Piskopos Khaçadur (1554’te anılıyor), Piskopos Movses (1607’de), Piskopos Hovhannes (daha sonra Sis katolikosu, 1719-1726), Piskopos Sarkis (1820’de), Piskopos Boğos (1826), Başpiskopos Bedros Der Melkonyan (1854-83), Piskopos Hovhannes Kazancıyan (1885-1892). Sonra, daha yeni zamanlarda: Piskopos Nerses Tanielyan (1909), Piskopos Bedros Saracyan (1910-1920) [39].

S. Hagop manastırı da Hacın’da hüküm süren, halkın haraç ödediği Kozanoğlular tarafından sık sık gasp edilmiştir. Hacı Bey ve Yusuf Beyin, 1850-1860’lı yıllarda, manastırı birbiri ardı sıra yağmaladıkları özellikle hatırlardadır.

S. Hagop manastırı, Hacın halkının sevgi ve saygıyla bağlandıkları bir adak yeridir de. Hacılara mahsus birçok odası vardır. S. Hagop gününde, neredeyse bütün Hacınlılar, cıvar köylerden gelenler de dâhil, gece yarısından başlayarak manastıra çıkar, kilise ayinlerine katılır, eğlenir, kutlamalar tertiplerler. Uzak yerlerden gelenler, haftalarca manastırda kalırlar. Manastır alanı, bu kutlamalar sırasında panayır yerine dönüşür; at yarışları yapılır. İki kümeye ayrılan biniciler, ellerindeki değneklerle vuruşur, birbirinin şapkasını çalmaya çalışırlar [40].

Katolikos Mıgırdiç Kefsizyan, 1882’de, S. Hagop manastırı içinde Kilikya’nın İkinci Jarankavorats Okulunu kurar (Birincisi, 1873’te Antep’te açılmış ama çeşitli nedenlerle 1875’te kapanmıştı.) ancak şehri yalayıp yutan yangın yüzünden okul daha bir yılı tamamlamadan kapılarını kapatmak zorunda kalır. Dağılan, hepsi Hacınlı yedi çocuk, 1884 başlarında Sis’teki ana manastıra nakledilirler. Bir süre orada kaldıktan sonra, aynı yılın Mayıs’ında yeniden S. Hagop manastırına getirilip Hacınlı Minas Tursarkisyan’dan öğrenim görürler [41].

S. Hagop manastırı, 1885’lerde, Piskopos Bedros Der Melkonyan tarafından ikinci kez tamir ettirilir [42].

1900’de, yeniden tamir edilen manastıra bitişik, yeterli sayıda yetimin bakım ve öğrenim göreceği, hem okul hem de yetimhane vazifesi görecek büyük bir bina inşa edilir [43].

1909’da Ermenilere karşı icra edilen kırımlar sırasında S. Hagop manastırında da taş üzerinde taş bırakılmaz, daha sonra ise yenilenerek yetimhaneye dönüştürülür [44].

Ermeni Katolik kilisesi

Katoliklik, Ermenilerin yaşadığı diğer yerlerde olduğu gibi, 1860’arın sonlarına doğru Hacın’a nüfuz eder ve hatırı sayılır sayıda Ermeni gregoryen aile kısa sürede bu mezhebi kabul eder [45].

Bunlar, başlarda Ğullebciyanların evinde toplanır, daha sonra kale taraflarına taşınıp bir kilise inşa ederler, ancak bu kilise 1884’teki büyük Hacın yangınında kül olur [46].

1892’lerde, Katolik cemaati ve şahsen Terzeyan Kerabaydzar’ın [Katolik Ermenilerin ruhani önderi, ç.n.] çabalarıyla, Hacınlı Toros Babahekyan Ustanın mimarlığında iki dev bina inşa edilir. Bu binaların her biri üç kattan oluşmaktadır. Biri aynı zamanda rahip manastırı ve erkek okulu, diğeriyse rahibe manastırı ve Anarad Hığutyun [Meryem Ana’nın Lekesiz Hamileliği, ç.n.] Rahibelerinin kız yatılı okulu olarak kullanılmaktadır [47].

1900’lerin başlarında, aynı alanda, hem eli kulağında yangınlardan korunmak hem de daha büyük sayıda cemaati barındırmak maksadıyla geniş, kâgir bir kilise inşa edilir [48].

1) Hacın şehrinin ilk Ermeni Protestan kilisesi (Kaynak: Boğosyan H. B., Հաճնոյ ընդհանուր պատմութիւնը եւ շրջակայ Գօզան-Տաղի հայ գիւղերը[Hacno ınthanur badmutyunı yev şırçaga Kozan_Daği hay küğerı:Hacın’ın genel tarihi ve çevre Kozan Dağı’nın Ermeni köyleri; ç.n.], Los Angeles, 1942).
2) Jackson Coffing (Kaynak:Boğosyan, a.e.)

Ermeni Protestan kiliseleri

Protestanlık, Hacın çevresinde, 1860’ların başında Amerikalı misyoner Jackson Coffing aracılığıyla nüfuz eder [49]. Coffing, karısı Josephine’le birlikte Hacın’a yerleşip halk arasında İncil ve İncil’den fikirler vaaz eder. Çok geçmeden, başka Protestan görevliler de söz konusu faaliyete hız vermek için Antep’ten Hacın’a gelirler. Daha 1867’de, ibadetlerini Nazaret Dardağanyan’ın evinde icra eden az sayıda üyeyle ilk kilise kurulur. Şehirdeki Protestan sayısı gitgide artınca, Yukarı Mahallede ilk Ermeni Protestan kilisesi inşa edilir [50].

Bu kilise de 1878’lerde dar gelince, daha geniş bir kilisenin inşası için, yanında yer alan birkaç ev satın alınır. 1879 baharında, Doktor Thomas Christie ve karısı Carmelite, özellikle kilise inşa işine yardımcı olmak maksadıyla Maraş’tan Hacın’a gelirler. Ancak, önce Badgareli [Muhterem, ç. n.] Sarkis Deviryan’ın atamasının yapılmasını uygun görür ve bunu 15 Eylül 1879’da gerçekleştirirler. Tensip merasimi, kilisenin darlığı nedeniyle açık havada icra edilir. Ardından, daha geniş bir kilisenin inşası için bağış toplamak üzere halka başvururlar. İnsanlar, canı gönülden bağışa katılır ve inşaat 1880’de ele alınıp 1882’de bitirilir [51]. Yeni binanın alt katı, cemaatin kız-erkek çocuklarına okul, üst katı ise kilise vazifesi görür. Hacın’ın Ermeni Protestan kilisesinin, kurulduğundan beridir kendi kendine yeten bir durum arz ettiğini, pastörünün aylığı dâhil kilisenin bütün masraflarının, o zaman için istisnai olarak dışardan yardım almaksızın cemaatin kendi imkânlarıyla karşılandığını söylemek gerekir [52]. 1903 verileriyle, kilisenin 1000’i aşkın cemaati bulunmaktadır [53].

1889’da, Protestanlık takipçilerinin Hacın’ın güney tarafında da sayıca artması ve ilk kilisenin uzaklığı dikkate alınarak [54], Kalenin aşağı tarafında geniş bir arazi satın alır ve ikinci Ermeni Protestan kilisesini inşa ederler [55]. Bu iki katlı bina da mahallin ruhani ve eğitim ihtiyaçlarını karşılama hizmeti görür. İlk kat, kız-erkek çocuklar için ana sınıfı ve ilkokul, ikinci kat ise ibadethane olarak kullanılır [56].

İki kilisenin de toplam 630 öğrenciye sahip kendi ilkokulları, kadın ve erkeklerin ayrı ayrı dernekleri vardı [57].

Ermeni Protestan cemaati, Birinci Dünya Harbinden önce 300 hanelik nüfusa sahipti [58].

İlk Ermeni Protestan kilisesinin pastörleri: Panos Karagözyan ve yardımcısı Avak Hoca Şirecyan, Sarkis Deviryan, Sarkis Toryan, Dikran Recebyan, Garabed Harutyunyan, Harutyun Khaçaduryan. İkinci kilisenin pastörleriyse: Avak Şirecyan, Isdepan Hovhannesyan, Krikor Kırkyaşaryan, Dikran Kalaycıyan ve Levon Soğovmeyan [59].

Hacın/Saimbeyli kiliselerinin şimdiki hali (Fotoğraf: Hırayr Paze Khaçeryan).

  • [1] Boğosyan H. B., Հաճնոյ ընդհանուր պատմութիւնը եւ շրջակայ Գօզան-Տաղի հայ գիւղերը[Hacno ınthanur badmutyunı yev şırçaga Kozan_Daği hay küğerı:Hacın’ın genel tarihi ve çevre Kozan Dağı’nın Ermeni köyleri; ç.n.], Los Angeles, 1942, s. 348.
  • [2] a.g.e.
  • [3] a.g.e.
  • [4] a.g.e., s. 350.
  • [5] a.g.e., s. 348.
  • [6] a.g.e.
  • [7] a.g.e., s. 348-349.
  • [8] Hacın şehriyle ilgili bahislere XIV. Yüzyıldan itibaren rastlıyoruz; dolayısıyla çok eski bir tarihe sahip değil. Araştırmacılar, tarihi kanıt ve bilgilere dayanarak Hacın şehrinin, Kilikya Ermeni Krallığının düşüşünden sonra Ermeni göçmenler tarafından kurulduğu sonucuna varıyorlar.  İlk göçmenlerin, Hacın’dan pek uzakta bulunmayan Harkan nam tanıdık bir Ermeni şehrinin sakinleri olduğu sanılmaktadır. Giderek farklı yerlerden ulaşan göçmenler, yeni yeni akımlarla kalabalıklaşıp, şimdiki Hacın şehrinin temellerini atarlar. (Bkz. Boğosyan, s. 120-121).
  • [9] Boğosyan, s. 121, 343.
  • [10] a.g.e.,s. 120.
  • [11] a.g.e.,s.344.
  • [12] Hacın ve çevresi, Kilikya Ermeni Krallığı düştükten sonra, etkili Ermeni prensler tarafından idare edilmekteydi. 1640’larda, Kozanoğlu aşiretinin temsilcileri Toroslarda hâkimiyet kurmaya başladıklarında ise, Hacın ve çevre köyler de, daha çok mahalli Ermeni prensler tarafından idare edilseler de bu güçlü aşiretin hâkimiyetine girerler. Osmanlı merkezi idaresi, XIX. Yüzyıla kadar bu topraklarda ancak şeklen varlık gösteriyordu. (Bkz. Boğosyan, s. 158).
  • [13] Boğosyan, s. 356.
  • [14] a.g.e.,s. 346.
  • [15] a.g.e.,s. 343.
  • [16 a.g.e.,s. 152.
  • [17] a.g.e.,s. 156.
  • [18] a.g.e.,s. 450.
  • [19] a.g.e.,s. 144.
  • [20] a.g.e.,s. 362.
  • [21] a.g.e.,s. 347.
  • [22] a.g.e.,s.  148.
  • [23] a.g.e.,s. 344.
  • [24] a.g.e.,s. 345.
  • [25] a.g.e.
  • [26] a.g.e.
  • [27] a.g.e.,s. 148.
  • [28] a.g.e.,s. 450.
  • [29] a.g.e.,s. 362.
  • [30] Verabadveli Sarkis Deviryan, annesinin diğer kadınlarla birlikte bina için su taşıdığını anlatır; bu, aşağı yukarı 1880’lerde olsa gerekir. (Bkz. Boğosyan, s. 347).
  • [31] a.g.e.,s. 347.
  • [32] a.g.e.
  • [33] İnciciyan, Ğ., Աշխարհագրութիւն չորից մասանց աշխարհի [Aşkharhakırutyun Çorits Masants Aşkharhi: Dünyanın Dört bir Yanının Coğrafyası; ç.n.]Cilt 1, Venedik, 1806, s. 318.
  • [34] Bkz. Boğosyan, s. 350, Vosgiyan , H.H., Կիլիկիայի վանքերը, [Giligiayi vankerı: Klikya manastırları; ç.n.] Viyana, Mıkhitaryan matb., 1957, s. 260.
  • [35] Boğosyan, s. 350.
  • [36] a.g.e.,s. 350.
  • [37] Կիլիկիա [Kilikya, ç.n.], «Արաքս [Araks, ç.n.]», s. 302.
  • [38] Boğosyan, s. 412.
  • [39] a.g.e.,s. 413.
  • [40] a.g.e.,s. 352, 532.
  • [41] a.g.e.,s. 353.
  • [42] a.g.e.,s. 350-51.
  • [43] a.g.e.,s. 353.
  • [44] a.g.e.,s. 351.
  • [45] a.g.e.,s. 410.
  • [46] a.g.e.
  • [47] a.g.e.,s. 411.
  • [48] a.g.e.
  • [49] a.g.e.,s. 380.
  • [50] a.g.e.,s. 384.
  • [51] a.g.e.
  • [52] a.g.e.
  • [53] Kasuni Yeğya, Լուսաշաւիղ. Պատմութիւն Հայ Աւետարանական շարժման,[Lusaşaviğ: Badmutyun Hay Avedaranagan şarjman: Işık Yolu: Ermeni Protestan hareketinin tarihi; ç.n.] Beyrut, 1947, s. 216.
  • [54] H. Boğosyan, Hacın’ın ikinci Ermeni Protestan kilisesinin tarihini, muhtemelen bir yanılma neticesinde 1878 olarak belirtir. Yeğya Kasuni’nin yukarıda bahsi geçen çalışmasında ise kilisenin tesis tarihi 1889’dur. (Bkz. Kasuni, s. 217).
  • [55] Kasuni, s. 217.
  • [56] Boğosyan, s. 385.
  • [57] Kasuni, s. 217.
  • [58] Boğosyan, s. 385.
  • [59] a.g.e.,s. 386.