Aziz Mesrop Dağı'nın yamaçlarında kurulu Palu şehri (Kaynak: Victor Pietschmann, Durch kurdische Berge und armenische Städte, Wien, 1940)

Palu - II. Meşrutiyet

Palu (şehir)

II. Meşrutiyet’in ilanı Palu’da top atışlarıyla karşılanır. Kalede bulunan eski top sadece belirli vesilelerle kullanılırdı. Halk bu olağandışı top atışlarını duyunca heyecana kapılır ve Kaymakamlık önünde toplanır. Kaymakam dışarı çıkar ve halka Meşrutiyet’in ilanını duyurur. Bunun üzerine Ermeni kilisesinin çanları çalmaya başlar, Ermeniler dükkanlarını kapatıp kiliseye toplaşıp, ilan edilen Özgürlük için şükür duası etmeye başlarlar [1].

Meşrutiyet yılları sadece Palu şehrinde değil, köylerde yaşayan Ermeniler için de yeni bir sayfa açar. Eğitim hayatı yeniden hız kazanır: Gurbette bulunan Paluluların topladığı paralarla yeni okullar açılır, diğerleri yenilenip restore edilir. Siyasi partiler de hareketlenir: Taşnagtsagan ve Hınçakyan yeni gruplar oluşturulur. Bazı Palulular gurbetten memlekete dönüp köy yahut şehirlerinde kendileri için yeni evler inşa ederler. Palu’daki çift katlı evlerin özellikle bu dönemde artış gösterdiğini ve pencerelerin camla örtültüklerini belirtmek gerekir [2].

Palu bölgesinde Ermenilerin askerliğe karşı gösterdikleri tepki de dikkate değer. Kanun önünde eşit olmak demek; Ermenilerin de Osmanlı ordusuna artık hizmet edeceği anlamını taşıyordu. Ama bölgedeki Ermeniler bu hakkı genel bir endişeyle kabullenirler. Şehirden ve köylerden gençlerin ABD’ye doğru bir göç dalgası başlatmalarının beşlıca sebeplerinden biri de buydu [3].

Havav

II. Meşrutiyet’in ilanı Palu’ya gitmiş ve oradan dönen Havavlılar vasıtasıyla Havav’a ulaşır. Onlar hemşehrilerine şehirdeki çoşkuyu ve bayram havasını anlatırlar. Aynı gün Havavlılar toplanır ve bütün olanları şahsen görmek için grupla Palu’ya giderler. Bazı Havavlılar ilk haftalarda her gün şehire gidip halk gösterilerine katılım sağlarlar. O günlerde Çarsancaklı bir fedayi olan Avedo (Avedis Kazancıyan) da Palu’ya gelir. Saçları kınalı ve elinde de bir demet. Akşam saatlerinde büyük bir kalabalık bir Havavlının çatısında toplanır ve pür dikkat fedayinin hikayelerini dinler. Bunu, başka Ermeni fedayilerinin ve siyasilerin Havav’a ziyaretleri takip eder. Artık zaman farklıydı. Buralarda silah ticareti de hareketlenir: Özellikle Ermeniler kendi silahlarını artık özgürce taşıyabiliyorlardı, komşu Türkler ve Kürtler Havav’a Martini çeşitleri getirip çarşıda satmaya başlarlar. Havavlılar için silah taşımak o kadar sıradanlaşır ki komşu Hoşmat köyünden gelin getirmek için Martini tüfekleriyle yola çıkarlar [4]. Ermeni siyasi partileri Havav’da bu dönemde çalışmaya başlarlar. O zamana kadar onların Havav’da herhangi birimleri yoktu

Meşrutiyet’in ilanını takip eden dönemde Havav’da olağanüstü bir hareketlilik yaşanır. Havavlılar ABD’den baba ocağına dönerler, yeni evler inşa ederler, yeni bağlar ve bahçeler yaparlar.

Nerkhi

Palu’nun Nerkhi köyü hakkındaki bu kısım II. Meşrutiyet’in ilan edildiği bu dönemde öğrenci olan Boğos Melikyan’ın anılarına dayanarak hazırlandı.Komşu köy olan Khoşmat’daki okula gidiyordu. Boğosyan’ın aktardığına göre, tarihi bu değişimin haberi kendilerine ulaştığında okul bir tören tertipler. Öğrenciler ellerinde renkli bayraklar ve farklı tabelalarla yarım saat uzaklıkta bulunan Mezre çayırına doğru yol alırlar. Yolda öğrenciler Türkçe “Yaşasın Hürriyet, Osmanlıyız, kardeşliktir” ve Ermenice “Azadn Asdvadz” (Özgür Tanrı) (Mikayel Nalbandyan) şarkılarını söylerler.

Hava’dan ve Palu’dan öğrenciler de bu alanda toplanırlar. 500 kişilik bir topluluk oluşturmuşlardır. Diller özgürleşmiştir artık: Öğrenciler bir kaç hafta önce fısıldamaya bile çekinecekleri şarkıları cesaretle söylemeye başlamışlardır artık:

“Cesur erkeklerimiz dört bir yanı kuşatmış
Köpek Sultan’ın ümitleri artık tükenmiş”...

Bunun dışında “Dalvorig”, “Azadn Asdvadz” (Özgür Tanrı), “Gargud deghats” (Dolu yağdı), “Heravor yergir” (Uzak Ülke) şarkıları da söylenir [5].

Sakrat

Sakrat köyünün o dönemdeki Ermeni yaşantısı buraya yerleşmiş olan etkili bir Kürt beyi olan İbrahim’e karşı açılan davayla anlatılabilir. Davayı açan Hınçak Partisi’nden Bedros Varjabedyan’dı (Bedre). İbrahim’i, Sakrat köyü çevresinde ailesine ait taşınmazlara el koymakla suçlamakta ve onları geri kazanmak istemektedir. Bedre büyük babasının adına kayıtlı bütün tapuları Palu şehir mahkemesine sunar ve nihayetinde davayı kazanır [6].

* * * *

1908’de Palu’nun önde gelen bazı beyleri arasındaki silahlı çatışma yerel yönetimin müdahalesine ve Tevfik Bey’i, Sakrat köyünden de İbrahim ve Rüştü kardeşleri tutuklamasına vesile olur. Böylesi hızlı bir müdahale bir çokları için II. Meşrutiyet’in ilanıyla oluşan yeni siyasi iklimin kanıtı idi. Fakat beylerin tutuklulukları sadece bir kaç yıl sürer ve onlar 1912’de Urfa hapishaneden serbest bırakılırlar. Palu’ya dönüp etki alanlarını tekrar oluştururlar. İlginç olan, İbrahim ve Rüştü beylerin artık İttihat üyesi olmalarıydı. Onlar Sakrat’da bir parti kulübü kurarlar [7]. İbrahim bey Diyarbekir vilayet komisyonuna da seçilecektir [8].

  • [1] Arsen Gidur (editör) Sosyal Demokrat Hınçak Partisi Tarihi (Ermenice), 1887-1963, II. Cilt, “Shirag” Yayınevi, Beyrut, 1963, ss. 422-423.
  • [2] a.g.e., s. 424.
  • [3] a.g.e., s. 425.
  • [4] Dikran S. Papazyan, Palu Havav Köyü Tarihi (Ermenice), “Mshag” Yayınevi, Beyrut, 1960, ss. 68-69, 71.
  • [5] Boğos Melikyan, Vatan Nefesi ile (Ermenice), “Hamazkayin” Yayınevi, Beyrut, 1969, ss. 257-258
  • [6] A. Gidur, a.g.e., s. 424.
  • [7] a.g.e., ss. 428-429.
  • [8] Harutyun Tsakhsuryan, Geçmişten Günümüze Palu Vadisi Tarihi, ”Donigyan” Yayınları, 1974, Beyrut, s. 418.