Bu sayfa ile sunulan materyaller Arab Image Foundation’dan alınma ve “Nigol Bezciyan” koleksiyonuna ait. Koleksiyon, 92 adet kâğıt baskı içermektedir. Burada 1930’ların başında Near East Relief’in (Yakın Doğu Amerikan Yardım Heyeti) çalışmalarını yansıtan 80 kadar fotoğrafın olduğunu görüyoruz.
Koleksiyon uzun yıllar Pastör Dikran Khırlopyan’ın yanında bulunmuştur. Pastörün ölümünden sonra bir akrabasına miras kalan koleksiyon daha sonra Nigol Bezciyan'a hediye edilmiştir.
1931’den sonra Near East Foundation (Yakın Doğu Amerikan Vakfı) ismini alacak olan, Amerikan Near East Relief (NER) I. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra kurulmuştu. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde hayri ve dini faaliyet göstermiş olan Amerikan misyoner kuruluşunun devamı niteliğindeydi. NER’in savaş sonrası dönemde yürüttüğü faaliyetin odağı Ermeni mülteciler ve Ermeni yetimlerdi. Ermeni Soykırımı sonucunda binlerce Ermeni yersiz yurtsız kalmış, mülteci kamplarında güvensiz bir hayat yaşıyordu. Bunun yanında her türlü özenden uzak olarak büyüyen onbinlerce Ermeni yetim de vardı.
Burada göreceğiniz fotoğraflar NEF’in faaliyetleri sırasında çekilmiş. NEF’in Suriye’de Ermenilerin yaşadığı köylere sıklıkla yaptığı ziyaretleri göreceksiniz. Halep’ten yola çıkan ekibin ziyaretleri iki farklı yere odaklanmış. Bunlardan ilki Antakya bölgesinde bulunan Hayaşen (şimdi Cumhuriyet), Abdal Huyuk (Üçtepe), Rihaniye (Reyhanlı), Yenişehir köyleri ve Ermeni köyü olmayan Sıçanlı. O yıllarda, 1939’a kadar, Antakya’nın Fransız himayesinde bulunan Suriye’ye bağlı olduğunu söylemek gerekir. Belirtilen tarihten sonra ise Türkiye’ye bağlanmış. İkincisi Masyaf bölgesi ve Hama şehrinden batıya doğru Muşaşen (Muşaşin) ve Cub Ramla köyleri idi.
Hangi şartlar altında Ermeniler bu köylere yerleşmişti?
Ermenilerin Suriye’ye Göçü ve İskan Çabası
I. Dünya Savaş sırasında ve takip eden yıllarda Ermeni muhacirlerin Suriye’ye göçünü iki temel aşamada ele almamız gerekir:
1) Soykırım yıllarında yüz binlerce Ermeni memleketlerinden tehcir edildi ve Suriye’ye, Halep, Hama, Homs, Der Zor, Şam, Rakka ve civar köylere sürüldü. Sürülenlerin önemli bir kısmı kırıma tabii tutulur veya salgınlar neticesinde ölür. Kurtulanlar, Suriye’nin İngiliz ordusu başta olmak üzere, müttefiklerce alınmasına kadar bu şehirlerde yaşamaya devam etti. Daha sonra müttefiklerin inisiyatifiyle 1919 tarihinde mültecilerin kendi memleketlerinde yeniden yerleştirilmesine başlanır. Onlar özellikle Kilikya bölgesine yerleşir: Adana vilayeti, aynı zamanda doğuda bulunan Maraş, Antep, Urfa şehirlerine. Bu dönemde Kilikya Fransız ordularının ynetiminde bulunmaktaydı. Böylece Suriye şehirleri Ermeni göçmen nüfustan boşalır.
2) Suriye’ye yapılan ikinci göç 1921 yılının sonlarında, Fransız ordularının Kilikya’dan çıkması ve bölgenin Türk egemenliğine geçişi ile yaşanır. Türk orduları bölgeye girmeden, özellikle Suriye ve Lübnan’a doğru Ermenlerin kitlesel göçü başlar. Yeni gelen göçmenler özellikle Halep, Beyrut, İskenderun gibi büyük şehirlerde aceleyle inşa edilmiş göçmen kamplarına yerleşir. Böylece onbinlerce göçmen Ermeni yeniden Suriye’ye yerleşmiş olur.
Fransız otoriteleri, başta yaşanan belirsizliklerden sonra, Ermenileri göçmen statüsünden çıkarıp onları Lübnan ve Suriye bölgesinde kalıcı olarak yerleşmesini sağlayacak tüm girişimlere doğrudan katılım gösterme kararı alır.
Göçmenlerin düzensiz ve korunmasız halleri çoğunu geleceklerini farklı ülkelerde aramaya itiyordu. Öyle ki, 1920’ler boyunca bir çok Ermeni Güney Amerika’ya, özellikle Arjantin ve Brezilya’ya göç eder. 1920, özellikle 1930’larda diğer ülkelerden Sovyet Ermenistan’ına hicret başlamış, fakat Fransız mandası Ermenilerin kitlesel olarak Lübnan ve Suriye’den ayrılmalarına karşıydı.
Bu şartlarda, Ermenileri iskan etmek için planlar yapmak Fransız idaresi için önem kazanmıştı. Farklı kurumların iskan çabalarını bir araya getirmek ve işlevsel adımlar gerçekleştirmek 1926’dan itibaren mümkün olmaya başlar. İşin başında bulunan kurumların en başında Milletler Cemiyeti Mülteciler Ofisi, Fransız mandası, Suriye ve Lübnan devletleri, Uluslararası Kızıl Haç ve Ermeni Hayriye Umumi Cemiyeti vardı.
İskan palanının en önemli aşaması Beyrut ve Halep’te mültecilerin yerleşeceği yeni Ermeni mahalleleri inşa etmekti. 1920’lerin sonlarından itibaren bu plan uygulanır. Çalışmalara, uluslararası bağları sayesinde önemli maddi destek toplayabilen Ermeni hamşehri dernekleri de yoğun katılım gösterir.
Pek önem verilmese de, iskan planına Suriye’de Ermeni köylerinin kurulması da dahildi.
Suriye’de Fransız Mandası tarafından Ermeni Köylerinin Oluşturulması
Antakya bölgesinde eskiden beri Ermeni yerleşimleri vardı; Musa Dağ’ın köyleri, Beylan ve Kırıkhan vs. Öyle ki, Antakya yeni köylerin kurulması için uygun bir bölge olarak değerlendirilir ve hatta Beylan ve Kırıkhan tarım bölgelerine farklı göçmenler de iskan edilir.
Arazide bu çalışamaları koordine eden Suriye ve Lübnan’da Milletler Cemiyeti temsilcisi ve aynı zamanda Milletler Cemiyeti Mülteciler Ofisi Genel Sekreteri olan İsviçreli Georges Burnier idi. Mülteciler Ofisi’ni Fridtjof Nansen yönetiyordu. Norveçli filantrop 1930 tarihine öldüğünde, anısını daim etmek için Milletler Cemiyeti Mülteciler Ofisi Nansen Ofisi olarak anılmaya başlar. Burnier Fransız mandasının güvenini çok çabuk kazanır ve iskan planının başlıca siması haline gelir. Suriye parlementosu milletvekillerinden Musa Dağlı Movses Der Kalustyan ise Antakya bölgesinde Burnier’in güvendiği kişi idi.
Antakya bölgesinde köyler tesis etme çalışması daha ilk günden bir çok zorluklara uğrar. Bunlar arasında zor mevsimsel şartlar, sıtma (özellikle Amik ovasında) ve diğer bulaşıcı hastalıklar, uluslararası ekonomik krizi sayabiliriz. Tüm bunlar ilk yıllardan itibaren yeni yerleşen köylülerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmalarına neden olur. Bu şartlar altında bir çok köylü yeni yerleşimlerinde çok uzun kalamaz ve oradan uzaklaşır.
1920’li yılların sonlarından itibaren Antakya bölgesinden tesis edişen Ermeni köylerinin bir listesini ve her biri hakkında kısa bilgiler vermek isteriz.
Abdal Huyuk / Üçtepe: Ermeni kaynaklarında Vartaşen olarak da geçer. 1928’de kurulan bu köy Halep ve Antakya arasında bulunuyordu. Fransız kaynaklarında Pré Militaire (askeri bölge) adıyla bilinen bölgede bulunduğu yazılı.Osmanlı yıllarında iki atlı birliği burada bulunurdu. Ermenilerin iskanından sonra köyde bir de okul vardı. NEF ise bir kliniğe sahipti.
Hayaşen / Cumhuriyet: Bazı kaynaklarda Asker Çayırı, Haygaşen ve Norşen adlarıyla da geçer. 1928’de tesis edilen köy Pré Militaire denen bölgedeydi. Osmanlı zamanında Çerkes mülteciler buraya yerleştirilmiş ve çoğu sıtma nedeniyle öldüğü için köy ıssızlaşmıştı. Ermeniler buraya yerleştirilirken de sıtma tehlikesi geçmiş değildi. Dolayısıyla bataklıkları kurutmak için büük çaba sarfedilir, okalipdüs ağaçları dikilir, NEF Sağlık Ekibi sıkça ziyaret eder. Köyde bir okul ve NEF’in bir kliniği vardı. Mültecilerin çoğu Harput köylerindendi.
Soğuk Su / Kurtlu Soğuk Su: Ermeni kaynaklarında Sovuk Su olarak geçer. 1928’de kurulmuştur. İskenderun’un güneyinde ve Kırıkhan’ın batısında, Amik ovasında yer alır. Daha çok Dört Yol Ermenileri buraya yerleşmişti. Burada yaşayan göçmenlere İngiltere’de bulunan Friends of Armenia kuruluşu özel ilgi gösteriyordu. Köyde bir okul vardı. Fransız Kızıl Haçı’ndan bir heyet arada burayı ziyaret edip sağlık hizmeti sunuyordu. Halep’te yaşayan çoğu Ermeninin burada yazlığı vardı. Halep’te yaşayan Danimarkalı misyoner Karen Jeppe de dinlenmek için yazları buraya gelirdi.
Soğukoluk / Güzelyayla: Ermeni kaynaklarında Sovuk Oluk olarak geçer. İskenderun’un güneyinde, Amik ovasında bulunan köyde bir Ermeni okulu vardı. Soğuk Su gibi Halep Ermenileri için sevilen bir yazlıktı ve her yaz bir çok aile buraya gelirdi.
Yeni Zeytun: Köyün adı Ekiz Köprü olarak da geçer. Musa Dağ köylerine çok yakın bir konumda, Bityas köyünün kuzeyindeydi. Şimdiki adı bilinmiyor. Yeni Zeytun (Nor Zeytun) köye verilen yeni bir isim, çünkü burada Zeytun’dan gelen mülteci Ermeniler yerleştirilmişti. 1927’de kurulmuştu. Fransız Kızıl Haçı’ndan bir ekip sağlık hizmetleri için köyü ziyaret etmekteydi. Bir de okula sahipti.
Bey Seki / Gözcüler: 1930’da tesis edilen köy, sahilde bulunan Arsuz kasabasına yakındı.
Antakya dışında Milletler Cemiyeti girişimi ile 1929’da Ermeni mülteciler için bir köy daha tesis edilir. Köyün Muşaşen’di (günümüzde Muşaşin) ve Suriye’nin Masyaf bölgesinde, Hama şehrinin batısındaydı. Acaba sakinlerinin çoğunluğu Muşlu olduğu için bu ismi almıştı? Sorumuza bir cevap bulamadık. Köyde NEF’in bir kliniği ve bir de Lusinyan adlı bir okul vardı.
Suriye’de 1920’lerden iibaren başka köylerde kurulmuştu. Bunlar arasında en kayda değerleri Danimarkalı misyoner Karen Jeppe tarafından tesis edilenleri. Kendisi Milletler Cemiyeti Yakın Doğu Kadınlar ve Kız Çocukları Koruma Komiseri görevini yürütmekteydi. Bu köyler Kuzey Suriye’de, Fırat’ın doğu yakasında, Rakka’nın kuzey ve kuzey-doğusunda kurulur. Bu köylern tesisi Milletler Cemiyeti’nin girişimi değildi. 1930’larda Kamışlı ve Hasake bölgelerinde de Ermeni köyleri kurulur.
NER Ekibine ait Fotoğraf Koleksiyonu Hakkında: Filantropi ve Oryantalizm
Gördüğümüz gibi Antakya’da yeni tesis edilen ziraai topluluklar ilk andan itibaren başta sıtma salgını olmak üzere sağlık sorunları ile karşı karşıya kalır. 1929’tan itibaren NEF ve Fransız Kızıl Haçı’ndan gezici sağlık misyonları bu köyleri sık sık ziyaret eder. Rutin sağlık kontrolleri ve tedaviler dışında, halka kinin ve cibinlik dağıtıyor ve bataklıkları kurutmak için yardım ediyorlardı. Tüm bunlar sıtma salgınına karşı yürütülen faaliyetlerdi.
Koleksiyonda yer alan fotoğrafların kimin çektiği belli değil. Bu 92 karenin NEF ekibi içinden, fotoğraf makinesi olan biri tarafından farklı vesilelerle çekildiği varsayılmaktadır. Bu fotoğraflar altına daktilo ile yazılan açıklamaların sahibi de meçhul. Muhtemelen bu ikisi ekipte yer alan bir Amerikalı.
Her ne kadar NEF’in bölgeye yaptığı ziyaretlerin başlıca amacı yeni kurulan Ermeni köylerine sağlık alanında yardım etmek olsa da, bu vesile ile civarda bulunan Ermeni olmayan köylere de bu amaçla ziyaretler gerçekleştirmiştir. Fotoğraflar bu yönde kanıt sunmakta; örneğin bir fotoğrafta NEF’e ait bir kamyonun Cub Ramla köyünde görüyoruz. Kamyon, sağlık hizmeti alan köylüler tarafından çevrelenmiş. Ermeni olsun veya olmasın, toplam sekiz köy ziyaret etmişler. Bu ziyaretler NEF fotoğrafçısının Ermeni olmayan köylerde de fotoğraf çekmesine vesile olmuş.
Koleksiyonda yer alan fotoğraflar genelde günlük hayattan kesitler. Bu fotoğraflar köyde süregiden hayat hakkında belli bir fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Hayvanlara bağlanmış sabanla tarla sürmek, koyun ve keçi gütmek, tandır ekmeği hazırlamak, yeni hazırlanmış tandır ocağını toprak altına yerleştirmek, kuyudan su çekmek, demirci ustasının çalışması, taş havanda buğday tanelerini dövmek ve ufalamak, köydeki açık pazar yeri, köyün açık hava berberi. Fotoğrafçı köydeki eğlenceli anları da ölümsüzleştirmeye çalışmış; çocuk ve gençlerin oyunları ve dansları, köy çalgıcılarının müzik yapma anı, sakin ve sevimli aile manzaraları, okul hayatı.
Halep. İki şahsın da adı Minas. Küçük Minas bir yetim ve 1930’da NEF tarafından himaye edilmiş, üç ay Miss Slack’ın evinde kalmış, daha sonra amca/dayısının yanına ABD’ye gitmiştir (0170be00026, 0170be00075, AIF izniyle).
Fotoğraflarda, bu bölgelerde NEF tarafından gerçekleştirilen çalışamalar önemli bir yer tutar. Mesela ekip üyeleri tarafından çocuklara şeker şeklinde kinin dağıtıldığını, göz trohaması kontrolü yapıldığını, ilaç vs. barındıran ve köylüler tarafından çevrelenen NEF kamyonunu, Bayan Slacks’ın ev ziyaretlerini, öğrencilerle köyde ağaç dikmesini, NEF girişimiyle, sıtmaya karşı yürütülen mücadele kapsamında bataklıkların kurutulmasını, NEF’in yereldeki merkezini görüyoruz. Bir fotoğrafın açıklamasından, NEF ekibinin görseller vasıtasıyla köy halkı için sıtmaya karşı mücadelenin ve bu mücadelenin yöntemleri hakkında eğitimler organize ettiğini de öğreniyoruz (0170be00024).
Tüm bunların yanında NEF ekibinin şahsi fotoğrafları da var. Örneğin, bir ovada veya köye yakın kayaların üzerine oturmuş yemek yeme anı. Bu fotoğraflar sayesinde NEF ekibinden bazı kişilerin kimlikleri hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. En sık görünen kişi Amerikalı bir hemşire ve kuvvetle muhtemel bu ekibin yöneticisi olan Bayan Annie Slacks. O sırada NEF merkezinin bulunduğu Halep’te yaşıyordu. Bu ziyaretler sırasında aralarında üçünün eski Ermeni yetimler olan, beş hemşirenin kendisine yardımcı olduğunu biliyoruz. Bayan Slacks’ın önderlik ettiği ekibe ait fotoğraflarda açıklamalarda kimlikleri hakkında bilgi verilen farklı kişiler de var. Mesela, muhtemelen ekipte bulunan yegane doktor olan Dr. Hagop Kasabyan. Vartuhi adında bir kadının adı geçiyor. Kendisini ilaç dağıtırken görüyoruz. Muhtemelen Slacks’a yardım eden eski yetim Ermeni hemşirelerden biri olmalı. Bir fotoğrafta Georges Burnier’e rastlıyoruz. Hatırlanacağı üzere, kendisi Ermenilerin iskanını koodrine eden Milletler Cemiyeti temsilcisi idi.
Yeni Şehir, Antakya yöresi. Köy sakinleri futbol oynuyor. Fotoğrafın açıklaması şöyle: “International program – village men playing ball – taught by NEF” (0170be00076, 0170be00077, AIF izniyle).
Fotoğrafçının yerel “garipliklerden” etkilendiği de belli oluyor. Deve kervanları, bedevi kıyafeti giyinmiş köylüler, geleneksel tarım araçları, arı kovanı şeklinde inşaa edilmiş toprak evler, doğuya özgü müzik enstrümanları vs. Fotoğraflar hakkında yazılan açıklamaları dikkatlice okuduğumuzda ise NEF’te çalışan (kuvvetle muhtemel) Amerikalı’nın Doğu’nun “geri kalmışlığı”nı ve olağanüstü yaşamını “medeni” bir Batılı gözlüğü ile seyrettiğini anlıyoruz. Roma harabelerine yakın bir Arap köyüne rastladığında, yazarın aklına bu köyün muhtemelen çok eski zamanlardan itibaren burada bulunmuş olabileceği fikri oluşmaz. Aksine, orada yaşayanların kültürel bilgisi üzerine yargılara varmayı tercih eder ve yerliler için “Günlük sorunların tarihten daha ağır bastığını ve tarihe karşı cahil ve kayıtsız” olduklarını yazar (0170be00018).
Siçanli/ Sıçanlı, Antakya yöresi. NEF ekibi üyeleri köy sakinlerine ilgi gösteriyorlar (0170be00078, 0170be00079, AIF izniyle).
Fotoğrafların açıklamasını yazan kişi, misyonlarının sadece filantropik olmaktan öte, “geri kalmış” bölgelere aydınlanma ve medeniyet getirmek olduğuna ikna olmuş. Yazar faaliyetlerini överken, tıp konusunda daha iyi yöntemler göstererek, yerel gelenekleri kırdıklarından bahseder. “Hatta bedevi anneler çocuklarını yıkamaya başladılar” (0170be00022). Bu kurtarıcı ve medenileştiren olma zihniyeti, bir anne ve çocuğunun olduğu başka bir fotoğraf açıklamasında da çıkar karşımıza. Çocuk basit kıyafetler içinde, fotoğraf açıklamasında ise onun daha önce kundakta bulunmuş olduğunu okuyoruz. Burada yazar, NEF üyelerinin annesinin kundaktan vazgeçirterek çocuğun hayatını kurtardıklarını anlatmak istiyor (0170be00057). Bu yaklaşım mizahi bir boyuta da ulaşır: Yenişehir köyünde gençlerin futbol oynadıkları bir fotoğrafın altında, köy sakinlerinin bu oyunu NEF ekibinden öğrendikleri yazılı.
Bu sayfada NEF koleksiyonun ait fotoğrafların büyük bir kısmı orijinal açıklamaları ile sunulmamaktadır. Fakat, yazarın zihniyetinin ve NEF misyonuna, yerel şartlara ve yaşayanlara karşı tutumunun net olarak okunduğu açıklamalar istisna oluşturmakta. Bu istisnalar şüphesiz tarihi bir değe sahip. Nigol Bezciyan koleksiyonunu orijinal fotoğraf altı yazılarıyla görmek için Arab Image Foundation web sitesini ziyaret ediniz.
"AIF/NEF-Nigol Bezciyan" koleksiyonuna ait olmayan bir kaç tarihi fotoğraf
Bu bölümde yer alan fotoğraflar NEF koleksiyonuna dahil değil, fakat tarihi değerlerini göz önüne alıp bu sayfada onlara da yer vermek istedik.
Bibliyografya
- Michel Paboudjian, « Les Arméniens du Sandjak : du génocide à l’exode », R. Kévorkian, L. Nordiguian, V. Tachjian, Les Arméniens, 1917-1939 : La quête d’un refuge, Presses de l’Université Saint-Joseph, Beyrouth, 2006, pp.146-183
- T.H. Greenshields, The Settlement of Armenian Refugees in Syria and Lebanon, 1915-1939, PhD thesis, University of Durham (Great Britain), 1978.
- Vahé Tachjian, « Des camps de réfugiés aux quartiers urbains : processus et enjeux », R. Kévorkian, L. Nordiguian, V. Tachjian, Les Arméniens, 1917-1939 : La quête d’un refuge, Presses de l’Université Saint-Joseph, Beyrouth, 2006, pp. 112-145.
- Hagop Çolakyan, Քարէն Եփփէ. Հայ գողգոթային եւ վերածնունդին հետ [Karen Jeppe Ermeni Golgotası ve rönesansı ile], Arevelk matabbası, Halep, 2001.
- Hagop Çolakyan, «Հայ վերապրողներու տեղաբաշխումը եւ կրթական գործի կազմակերպումն ու դպրոցները Սուրիոյ մէջ (1918-1946) [Kurtulan Ermenilerin Suriye’de iskanı, eğitimin organize edilmesi ve okullar], Սուրիոյ հայերը [Suriye Ermenileri], ed. Antranik Dakesyan, Haygazian Üniversitesi / Ermeni Diasporası Araştırma Merkezi, Beyrut, 2018.
- https://nisanyanmap.com
- Nubaryan Kitaplığı koleksiyonu, Paris