Ekizyan Koleksiyonu - Atina

Yazar: Ani Apikyan - Çeviren: Sevan Değirmenciyan, 27/08/2024 (son değişiklik: 27/08/2024). Bu sayfa Atina'nın “Armenika” dergisi ile iş birliği yapılarak hazırlanmıştır.

Bu sayfada yayımlanan aile hikayesi, bize Kerop Ekizyan tarafından, Huşamadyan’ın Atina’da gerçekleşen atölyesi sırasında sunuldu (2022).

Makaledeki aile hikayesinin başrolünde Kerop Ekizyan’ın büyük babası olan Kerope var. Yazı, 1917-1919 yıllarında kaleme alınan Kerope’nin hatıratına da dayanmakta. Hatırat aynı zamanda Ermeni (Doğu) Lejyonu’nun kurulması hakkında ender bir tanıklık ve Kerope Ekizyan’ın bir lejyoner olarak duygularını ve askeri hizmetteyken yaşadığı deneyimleri mercek altına alıyor.

Bu aile hikayesi aynı zamanda Kerope’nin eşi Srpuhi Ekizyan’ın kız kardeşi veya erkek kardeşinin torunu olan Dikranuhi Ekizyan’ın kaleme aldığı bilgilere dayanmakta. Bu tanıklıklar önce sözlü olarak 2000 yılında Birleşik Devletleri ziyaret eden Kerop Ekizyan’a aktarıldı, sonrasında ise Dikranuhi bunları kaleme aldı ve Kerop’a teslim etti.

Kerope Ekizyan 1884 yılında, Kayseri’nin Çomakhlu/Çomaklu köyünde doğdu. Papel, Harutyun ve Setrag adında üç erkek kardeşi vardı.

Harutyun ve Papel genç yaşta ABD’ye göç eder. Harutyun burada soyadını tespit edemediğimiz Negdar ile evlenir. Hampar ve Mıgır adında iki evladları olur. Papel ise evlenir ve Verjin ve Gülizar adında iki kız evladı olur. İlerde (1922) Verjin Dikranuhi Ekizyan’ın amcası Nerses ile evlenir ve Garabed ve Alen adında iki erkek çocukları olur. Garabed iki, Alen ise üç erkek ve bir kız evlada sahip olur. Nerses 44 yaşında aniden vefat eder ve Verjin bir yıl sonra yeniden evlenir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Papel Amerika’dan Adana’ya geçer ve burada yeniden evlenir. Eşinin adını bilmiyoruz. Hampar, Kapriel ve Setrag adında üç erkek çocuğu olur.

Kerope Ekizyan’ın dördüncü kardeşi Setrag Çomakhlu’da öğretmenlik yapar ve Eğitimperver (Grtasirats) Cemiyeti tarafından finanse edilen Khırimyan Okulu’nda görev yapar. Setrag Yeva ile evlenir ve Hampar adında bir erkek çocuğu olur. Soykırım yıllarında Setrag ve ailesi tehcir edilir. Anlatılanlara göre, Setrag bir yakınının Adana Seyhan nehrine atılmış cesedini gördüğünü sanıp suya atlar ve boğulur. Mütareke yıllarında Yeva Amerika’ya gitmeyi başarır ve orada John Der Hagopyan ile yeniden evlenir. Hampar ise Kerope Ekizyan’ın ailesi ile, 1932 yılına kadar Yunanistan’da kalır. Bu tarihte annesi Yunanistan’a gelmeyi başarır ve evladını beraberinde ABD’ye götürür.

Kerope çok genç bir yaşta Çomakhlu’da Ermeni Devrimci Federasyonu, yani Taşnagtsutyun partisine üye olur ve köydeki gönüllülerden oluşan gerilla, yani fedayi takımına yazılır. Srpuhi ile tanışır ve 1909’da evlenir. Siyasi nedenlerden ötürü arandığı için, karısını geride bırakıp 1910’da memleketini terk edip ABD’ye göç eder. New York’ta kardeşi Harutyun ile bir restoran açar. Çomakhlu’da kalan Srpuhi ise 1915’te hamşerisi olduğu diğer Ermeniler ile beraber Suriye’ye tehcir edilir.

Doğu (ilerde Ermeni) Lejyonu’nun Kuruluşu

Bu askeri birlik Birinci Dünya Savaşı yıllarında, 15 Kasım 1916’da, Mısır’da kuruldu. Türklere karşı, Fransız bayrağı altında faaliyet göstermekteydi. İlk zamanlar Doğu Lejyonu iki bölümden oluşmaktaydı: İlki Ermeni, ikincisi ise Suriyeli Arap gönüllülerdi. Ermeni bölümünde bulunan ilk gönüllüler 1915’in sonbaharında Port Said’e yerleşmiş Musa Dağlı Ermenilerdi. Kısa bir süre sonra Mısır ve Birleşik Devletler’den Ermeni gönüllüler de Filistin cephesindeki askeri operasyonlara katılan ve daha sonra da Kilikya’yı ele geçirecek olan müteffik orduların safınd yer alan lejyonda yerlerini alırlar. Ocak 1919 tarihinden itibaren Doğu Lejyonu yeniden isimlendirilir. Ermenilerden kurulu ve Kilikya’da bulunan birlik Ermeni Lejyonu olarak adlandırılır, Lübnan’da bulunan ise Suriye Lejyonu adını alır.

O sıralar ABD’de bulunan Kerope, vatanseverlik duygularıyla Doğu Lejyonu’na yazılır. Hatıratında gönüllü olarak hizmet verdiği yılları anlatıyor. New York’tan gemiye binip, 13 gün seyahat ettikten sonra, 30 Ağustos 1917 tarihinde Marsilya Limanı’na ulaşır. Gemide, aralarında Ermeni gönüllülerin de bulunduğu 400 asker vardı. Kerope’nin tanıklığına göre, Ereni gönüllüleri yaptığı konuşmalarla çoşturan Ardavazt Hanımyan’da bunlar arasındaydı. Fransız görevliler kendilerine sıcak bir karşılama hazırlamıştır. Kerope hatıratında Soykırım yıllarında yurtdışına ulaşan korkutucu bilgilerden beslenen intikam duygusunu şiddetli bir biçimde anlatır.

Soldan sağa; Srpuhi Ekizyan, çocuk Baydzar Ekizyan, Kerope Ekizyan, Gülkhatir Avakyan, Mihran Avakyan, meçhul bir kişi (muhacir defterine Hampar olarak kaydedilmiş), Mardiros Avakyan.

Atina, Moskhato bölgesine yerleşmeleri için gerekli olan Kerope Ekizyan’ın ailesi ve yanlarına sığınmış akrabalarının muhacir defteri. Yerleşme tarihleri (13 Ocak 1922), her bir kişinin adı ve yaşı belirtilmiş. Kırmızı damgaları Amerikan Kızıl Haçı koymuş. Bu damga bu kişilere un, çocuk sütü ve maddi yardım tahsis edildiğine dair bir onay niteliğinde.

Birkaç gün Fransa’da kaldıktan sonra, Ermeni gönüllüler Doğu Lejyonu’na katılmak üzere Mısır’a gönderilir. Daha sonra Kerope Doğu Lejyonu ile Kıbrıs’a gönderilir. Burada Famagusta (Gazimağusa) yakınlarında bulunan Monarga (Boğaztepe) köyüne yerleşirler. Burada Fransız subaylarının denetiminde dört ay boyunca eğitim alırlar. Subaylar arasında iki de Ermeni vardı; Vahan Portukalyan ve John Şişmanyan (Amerikan ordusundan).

Kerope hatıratında Lejyonda hizmet etmenin zor şartlarından ayrıntılı bir şekilde bahseder; yiyecek sıkıntısı, fakirlik, ağır idmanlar, subaylar tarafından insanlık dışı davranış. Tüm bu zorluklar Kerope ve arkadaşlarını hizmet amaçlarından kopartmaya muaffak olamaz.

13 Mart 1918’de, Kıbrıs’ta bulunan üslerini yüksek rütbeli subayların ziyaret ettiği söyleniyor. Daha sonra, muhtemelen bu ziyaret sayesinde, Ermeni askerler eksik olan hayati tüm ihtiyaçlarına kavuşurlar. Aylar süren eğitim sonrasında, artık cepheye gönderilmeye ve Arara Muharebesi’ne katılmaya hazırdırlar.

Böylece, 19 Eylül 1918’de Arara (Arapça olarak عرعر) tepesinde (Filistin) Doğu Lejyonu’nda bulunan Ermeni askerleri Türk-Alman ordusuna karşı müttefik kuvvetlerin muharebesine katılırlar. Şiddetli çatışmalar sonrasında, müteffikler Arara Tepesini alıp zafer ilan ederler. Muharebe sırasında Ermeni lejyonerler 23 kayıp verir. Onlardan 76 asker de yaralanır.

Arara Muharebesinden sonra, Doğu Lejyonu müteffik ordularla beraber kuzeye doğru ilerler. Hayfa’ya ulaşır, sonrasında da 12 Ekimde Beyrut’a girerler. Şehre daha önce girmiş olan müteffik orduları tarafından sıcak bir şekilde karşılanırlar. Fransız askeri üniformasıyla Ermenice konuşan askerleri gördüklerinde Soykırım’dan kurtulan ve Beyrut’a sığınan Ermeniler de büyük bir çoşku yaşar.

Ermeni lejyonerler daha sonra gemiyle İskenderun’a (Antakya bölgesi) götürülür. Kerope, İskenderunluların Ermeni lejyonerlere karşı gösterdikleri olumsuz tavrı hatıratında özellikle belirtmiştir. Kendilerine karşı yapılan saldırılar, haksız tutuklamalar, cezaevinde maruz kaldıkları işkenceler ve cezalar hakkında tanıklıklar sunmakta. Ermeni lejyonerler İskenderun’dan Kilikya’ya geçer ve Adana ve Antep şehirlerine yerleşirler.

Nisan 1919 tarihinde Ermeni Lejyonu tarafından Kerope Ekizyan’a verilen iyi hal belgesi. Belge, bölük komutanı yüzbaşı tarafından imzalanmış. Yandaki belgede İngilizce olarak, Ekizyan’ın Halep Ermeni Muhacir Kampında imzayı atan kişinin (okunmuyor) riyasetinde yönetici olarak çalıştığı ve bu kişinin Ekizyan’ın çalışmalarından gayet memnun olduğu yazıyor. Tarih; 15 Kasım 1919.

Kerope anılarında Ermeni subaylar John Şişmanyan ve Vahan Portukalyan hakkında övgü dolu satırlar yazmış. Ermeni lejyonerler lehine, onlar zora düştükleri zaman gösterdikleri önemli ve etkili rolü özellikle vurgulamış. Kerope, Kilikya’yı ele geçiren müttefik ordularını temsil eden Britanya orduları hakkında da belirli ölçüde lehde ifadelere sahip. İlerde Britanya ordularının yerini Fransızlar alacaktı. Bu dönemde Kerope ve Ermeni lejyonerlerin yaşadıkları hayal kırıklığı daha da şiddetlenecekti. Gerçekten de, Kilikya’nın ele geçirilmesinden sonra, Kerope ve hemen hemen tüm Ermeniler, müttefik kuvvetlerin Kilikya’da müteffiklerin gözetimi altında bir Ermeni özerk bölgesinin kurulmasına razı olacaklarını düşünüyorlardı. Ermenilerin Fransızlar için bölgede iktidarlarını pekiştirmek için kullandıkları bir araç oldukları anlaşıldığında, bu ümitler de giderek buharlaşır. Daha sonra Fransız siyaseti belirgin bir şekilde Türk yanlısı olmaya başladı; Fransızlar Kilikya’yı terk etmeye ve bölgeyi Türkiye’ye bırakmayı kararlaştırmıştı.

Kerope’nin anılarında bu şartlar altında Ermeni lejyonerlerin yaşadıkları hayal kırıklığınin günden güne nasıl şiddetlendiği belirgin bir şekilde görünmekte. Fransız yönetimi Ermeni Lejyonunu lağvetmeye başlar ve Eylül 1920 tarihinde birlik tamamen dağılır. Fransızların bu uygulamaları Kilikya’da bulunan Ermeniler nezdinde ciddi bir sarsıntı yaratır. Ermeni silahlı kuvvetlerinin mevcutiyeti kendileri için önemli bir güvenlik etkeniydi. Lejyonerlerin lağvedilmesi sürecinde başkaldıranlar tutuklanıp, cezaevine konuluyordu. Kerope de hapsedilir. Fakat anlattığına göre, 8 Nisan 1919’da Adana’da gerçekleşen bir askeri resmi geçidi sırasında kendisi ve tutuklu olan diğer Ermeni gönüllüler hapishaneden kaçmayı başarırlar.

Kerope Ekizyan’ın el yazması hatıratından bazı sayfalar. Yaklaşık 40 sayfadan oluşan bu Ermenice el yazısını okumak epeyce zor.

Yunanistan’a Göç

1918-1920 yıllarında Kerope tüm gücünü yetimleri toplama çalışmalarına tahsis eder. Bu yıllarda Çomakhlu’dan tehcir edilen, Soykırım’dan kurtulan eşi Srpuhi’yi ve diğer akrabalarını Suriye’de bulur. 1919 yılında Kerope’nin Halep’te bulunduğunu ve bir süre Osmanlı ordusunun eski bir kışlasında konumlanan Ermeni kampının yöneticisi olduğunu biliyoruz.

Kerope ve Srpuhi Kilikya’dan ayrılıp gemi ile doğrudan Yunanistan’a geçerler. Çift Atina’nın Moskhato mahallesine yerleşir. Dört evlatları da orada doğar; Baydzar (küçük yaşta vefat eder), Mari (1925-2014), Kapriel (Kerop’un babası, 1927-1987) ve Setrag (1929-1989).

Moskhato’da Kerope hemşerilerinin yardımı ile bir Ermeni anaokulu kurar. Az sayıda çocuk buraya devam eder. Anaokulunun kısa bir hayatı olur. Kerope Ekizyan bunun üzrine marangozlukla uğraşmaya başlar. Bir yandan da Atina’da bulunan Yunanistan Ermenileri Ruhani Önderliğinin merkez kilisesi olan S. Krikor Lusavoriç kilisesi yönetim kuruluna üye olur. Alman işgal kuvvetlerinin bir çok Yunanistan vatandaşını çalışmaya zorladığı II. Dünya Savaşı yıllarında, Kerope ve o zaman 14 yaşında olan oğlu Kapriel, Eleniko bölgesindeki eski havalimanı arazisinde, havalimanını genişletmek amacıyla çalışmaya başlar.

Savaştan sonra, 1950’li yıllarda, Kerope Ekizyan’ın evlatları Kapriel ve Setrag, Atinalıların dinlenme mekanlarından olan Faliro sahil bölgesinde bir büfe açarlar. 1963 yılında Kapriel, Sis (Kozan) ve Haçinli ebeveynleri olan Güla Apkaryan ile evlenir. Setrag ise daha sonra, 1978’de, Alis-Elbiz Santurciyan ile evlenir.