Bu sayfada sunulan fotoğrafların bir kısmı bir zarfta muhafaza edilen iki albüm içine yapıştırılmış, diğerleri ise bir kutudaydı. Fotoğraflar anne tarafından ailemin iki koluna ait. Yani; 1902’de Geyve’de doğan büyükannem Anahit Şamlıyan’a ve kendisine ait Nansen pasaportunda belirtildiği gibi, 1896’da muhtemelen kendisi de Geyve’de doğan dedem Khaçik Garabedyan’a. Fotoğraflarda bulunan kişilerin bir çoğunu tanımıyorum, fakat fotoğrafların tarihi değeri göz önüne alınırsa, onları sergilemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Özel bir dekorla çevrelenmiş (stüdyo dekorundan bahsediyorum) insanlar göze çarpıyor burada; kıyafetler, değerli takılar, pozlar, zevkler, moda, duruş. Onlar, fotoğraf stüdyosu çalışanlarının tercihlerinin de şahitleri aynı zamanda. Zamanının ünlü stüdyolarından biri de Nikolai Andreomenos’du. Bu fotoğraflardan yayılan atmosfer de var tabii; mesela üç çocuğun fotoğrafı. Çocukların yüzünde muhteşem bir ifade, şaşırtan bir olgunluk, ayağın şık bir konumlanması, dünyanın keşfini yapan bir bakışın inceliği var.
Anahit Şamlıyan, bu fotoğrafta belki daha aydınlık bir fotoğraf elde etmek için, belki de duvardan asılı fotoğraflara, barometreye ve duvar saatine yakın olması için bir sandalye üzerine çıkmış 7 yaşında bir kız çocuğu. Her halükarda fotoğraf 1915 öncesine ait. O zamanlara ait fotoğraflarda çocukların sahip olduğu ağır başlılık her daim dikkatimi çekmiştir. Kanımca, bu portrelere fazladan bir değer katar, anı yakalamanın hüzünsel içeriğinin, çocuğun bilinçsiz de olsa farkında olduğu insanlık terkinin altı çizilir. Fotoğraf çekme vasıtasıyla, zamanı fotoğrafa evirmenin imkansızlığı tam da bu terkin mükemmel bir ifadesi. Mecburi gülüşün veya genel olarak biçimsiz gülmenin ortaya çıkışını belki de bu stüdyoların Amerikanlaşmasına ve reklam üslubunun hakimiyetine bağlayabiliriz. Her ne olursa olsun, çocuk Anahir Şamlıyan bu düşünceli haliyle fotoğraf içinden yaşadığı ortamın dekorunu, kıyafetini, bileziklerini, boynundan asılı olan kolyesini göstermekte. Büyükannemin küçük bir kızken çekilen bu fotoğrafını gördüğümde, kendisi tarafından anlatılan bir çocukluk travmasını hatırlarım. Babası kendisine İstanbul’dan çok güzel bir bebek getirmiştir. Bu bebeğe göz bebeği gibi bakmaktadır. Bir gün, önde gelen bir Türk (belki de muhtar), kendilerini ziyarete gelir ve kendi kızının da bu bebeğe sahip olmak isteyeceğini söyler. Babası bebeği ziyaretçiye verir. Anahit Şamlıyan’ın annesi ve babası Soykırım sırasında katledilir.
Anahit Şamlıyan, İstanbul’da yayınlanan Marmara gazetesinin kurucusu olan Suren Şamlıyan’ın kız kardeşi. Suren’in ailesi Kanada’ya göç eder. Suren ve Anahit’in annesi ve babası Garabed Şamlıyan ve Ağavni Üpikyan. Garabed’in babası Hacı Ohan Şamlıyan, annesi ise Srpuhi Pilibosyan.
Suren Şamlıyan, ilerde Anahit’in eşi olan Khaçik Garabedyan’ın çocukluk arkadaşıydı. İki aile de ipek üretimi ile meşguldü. Fotoğraflardan birinde Suren ve Khaçik beraber İstanbul’daki “Nor Tbrots” (Yeni Okul) okulunun 1912-1913 öğretim yılının toplu fotoğrafında beraberler. Nor Tbrots güzel, büyük, etkileyici ve tarih kokan bir binadır. Aydınlık avluda bazıları gülümsese de, çocuklar çok ciddi. Hepsi güzel giyinmiş. Fotoğrafta öğretmenler de yanlarında. Acaba ne oldu onlara?.
Soykırım öncesinde çekilen diğer fotoğraflarda Garabedyan ailesinden kadın ve çocuklar, Anahit’İn babasının bir portresini, Khaçik’in amcasının portresini görüyoruz. Aile büyüktü; kuzenler daha sonra birbirlerini Avrupa’da bulur. Zaten onlardan bazıları Soykırım’dan önce buraya yerleşmişti bile. Cenevre’de yaşayan ve antikacı olan Manuk Garabedyan bunlardan biriydi. Oğlu Rudolf mimar olacak, kızı ise bir galeri açacaktı. Bir başka kuzen, Kerop’un oğlu Mihran Garabedyan ise Paris’e yerleşmişti.
Bir başka fotoğrafta görünen uzun saçlı genç kadın dedemin kız kardeşi olmalı. Adı Mannik, sanırım verem yüzünden erken ölmüş. Fiziki olarak halam/teyzem Sona’ya benziyor. Zaten gümüş çerçeveli bir fotoğrafı vardı yanında.
Anahit Şamlıyan ve Khaçik Garabedyan 1923’te Marsilya’ya varır. Teyzem burada doğar. Khaçik’in kardeşi Garabed, ki hiç tanımadım, ve annesi Vartanuş Brüksel’deydi ve onlar da oraya gider. Annesi duldu ve öldüğünde Brüksel mezarlığında defnedildi. Sessiz biriydi, devamlı siyah giyinirdi, mekanların bu hızlı değişimlerden, keyifsiz gökyüzü ve bilmediği bir dili olan bir ülkede yaşamaktan dolayı şaşkındı. Annem Hasmik (1930-2017) köklerinden kopartılmış ve sevgi dolu büyük anneyi her daim sevdi. Khaçik kalp krizi sonucunda 1959’da, Anahit ise 1992’de öldü. Brüksel mezarlığına gömülürler. İlerde Hasmik’de onlara katılacaktı. Amerika Birleşik Devletleri’nde de Geyveliler yaşar. Büyük annemle uzaktan akrabalık bağı olan Gloria Misiryan’ı hatırlıyorum. New Jersey’de yaşayan bir kuzen de vardı; Hary Papazyan. Ğazaros ve Helina Papazyan’ın soyundan geliyordu. Hary’nin babası Nerses 1912’de Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmişti. Helina Haci Ohan Şamlıyan’ın kız kardeşi idi.