Kesab, genel görünüm (Kaynak: Mişel Paboucyan koleksiyonu, Paris). Aslen siyah beyaz olan bu fotoğraf, DeOldify kullanılarak dijital olarak renklendirilmiş ve Huşamadyan tarafından rötuşlanmıştır. Orijinal fotoğraf için aşağı kaydırın.

Düztabanyan Arşivi - Erivan

Ailemin Gizli Dili

Yazar: Ani Duzdabanyan-Manukyan, 05/10/2021 (Son değiştirilme: 05/10/2021). Çeviren: Tomas Terziyan.

Çocukluğumda ailemdeki yetişkinler gizli bir dil, Keseb Ermeni lehçesi konuşurdu. Ne zaman konuşmalarını biz çocuklardan gizlemek ihtiyacı duysalar bu dili kullanırlardı. Bu lehçeyi Kesebli, Ermeni Soykırımında sağ kalan birinin soyundan gelen, baba tarafından büyükbabam ve her gerçek Kesebli kadın yemek yapmayı, şarkı söylemeyi, fal bakarken kahve fincanını tabağı üzerine baş aşağı ustalıkla çevirmeyi nasıl öğrenirse, yirmi yılı aşkın evliliği boyunca öğrenmiş olan büyük büyükannem konuşurdu.

Soyadımız, Türkçede bildik düz tabandan esinli Düztabanyan. Atalarımdan biri ihtimal ayaklarındaki bu şekil bozukluğundan mustaripti. Keseb Ermenileri hakkında üç ciltlik ayrıntılı bir eser yazan Profesör Hagop Çolakyan'ın belirttiğine göre, Düztabanyan ailesi Sev Akhpür (Kara Pınar) köyünde yaşıyordu. Hagop Çolakyan, ailemin, 1911'de Keseb'de 30'dan fazla üyesi bulunan üç büyük aileden biri olduğunu söylemektedir. Bu sayı, Ermeni Soykırımı sırasında sürgünlerden sağ kurtulan ailenin büyük bir kısmının Lübnan'ın Beyrut kentine taşınmasıyla 1920'de beşe düşer. İçlerinden kimileri Ürdün çöllerine, kimileri Deyrizor'a yürümek zorunda bırakılmıştı.

Yıllar sonra, onların çektiği yoksunluk ve çile hikâyeleri, Avedis’in torunu ve babamın kuzini Aşkhen Pabuccuyan'ın anlattığı bir uyku vakti hikâyesine dönüştü. Avedis ve Elizabet [Yeğisapet] Düztabanyan'ın hayatta kalma serüvenlerini anlatmasını istediğinde annesinin gönülsüzlüğünü ve sonra bu isteğe teslimiyetle itaat ettiğini hâlâ hatırlıyor: “Keseb'den ayrılma emri çıktığı zaman ağaçlarda kayısı ve erik olgunlaşmıştı. Tahıl çoktan hasat edilmiş ama henüz öğütülmemişti…” Aşkhen'in annesi ve Avedis'in kızı Dzağir, talihsiz anne-babasının hikâyesine böyle başlamaktaydı hep.

Keseb'in Katolik ve Apostolik Ermenileri, sürgün emirlerini alınca eşyalarını toplayıp bir meçhule doğru yürüyüşe koyulurlar. Kızları Ferda ve daha sonra yolda ölen bir erkek bebekle birlikte memleketlerinden sessizce ayrılan Avedis ve Elizabeth de bu kervandaki Ermeniler arasındadır. Büyük büyükbabam kunduracı ve epey ünlü biriydi. Humus'a vardıkları zaman şeyhin biri Avedis'in ayakkabı tamir edebildiğini, hatta yenilerini yapabildiğini haber alır. Avedis’i ve ailesini kanatları altına almaya karar verir, böylece onları mutlak bir ölümden kurtarır. Avedis ve Elizabeth, İngiliz kuvvetlerinin Suriye'yi işgal ettiği Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Humus'ta yaşarlar.

Hemşerilerinin Keseb'e döndükleri haberini alan Düztabanyan ailesi de geri döner ama evlerini harap halde bulurlar. Onu yeni baştan inşa ve memleketlerinde yaşamaya devam ederler. Aşkhen'in annesi, Düztabanyanların tüm yedi çocuğu gibi, ailenin dönüşünden sonra doğar. Avedis, kendisiyle birlikte Keseb'e dönen ve daha sonra peşinden Ermenistan'a kadar gelen yedi yetim kız kardeşi ölüm yürüyüşü sırasında kurtarmayı başarmıştı. Sosyal Demokrat Hınçak Partisi üyesi olan Avedis, 1946'da daha iyi bir hayat ümidiyle anavatana akın eden binlerce göçmen arasındaydı. Bir zamanlar pek ünlü olup herkeste hayranlık uyandıran Avedis bu rüyayla yıkılır. Sovyet vaadinin koca bir yalan olduğunu çok geçmeden anlar. Ermenistan şartlarına uyum sağlayamayınca hastalanır ve ölür. Eşi Elizabet ağır demans hastasıydı. Babam sık sık, arkadaşlarıyla Erivan'daki evlerinin önünde oynarken Elizabeth'in elinde bir sopayla dışarı çıkıp onlara "Defolun, Türkler!" diye bağırdığını hatırlar.

Göğüs gerdikleri tüm zorluklara rağmen, Avedis Düztabanyan'ın oğulları, heykeltıraş ve inşaatçı olarak Ermenistan'da başarı elde ederler.

Avedis'in çocukları harisa vesilesiyle tekrar evimde bir araya geldiklerinde onlara sorabileceğim tüm soruları düşünürüm sık sık. Büyükbabam Vahakn bu yemeği yapmak için bütün geceyi tavuk kemiklerini- parçalarını tahta bir kaşıkla buğdayın içinde eritmekle geçirirdi (Büyükbabam Kıbrıs'taki Melkonyan Eğitim Enstitüsünün eski bir öğrencisiydi ancak Ermenistan'a taşındığı için hiçbir zaman mezun olamamıştı). Annem, aynı kaşığı çocukluğum boyunca mutfağında kullanmaya devam etti.

Büyüklerim ne zaman “gizli” dilleriyle bir şeyler konuşsa, onların ne söylediklerini çözmeye çalıştım ama yapabildiğim en iyi şey kulağa tanıdık bir kelime yakalamaktı sadece.

Keseb'de imal edilmiş bakır kap. Duzdabanyan / Düztabanyan ailesi 1940'larda beraberinde Keseb'den Ermenistan'a getirir. Şimdilerde Erivan'da, Sdepan Abacıyan'ın evinde muhafaza edilmekte. Sdepan, Nazeli Düztabanyan-Abacıyan'ın oğlu, Avedis ve Elizabet'in torunudur.

Keseb'de imal edilmiş bakır kaplar. Duzdabanyan / Düztabanyan ailesi 1940'larda beraberinde Keseb'den Ermenistan'a getirir. Bugün Erivan'da, Sdepan Abacıyan'ın evinde muhafaza edilmekteler.

Avedis Duzdabanyan / Düztabanyan’ın Keseb'de kullandığı ipek kemer; 1940'larda beraberinde Ermenistan'a getirir. Şimdilerde Erivan’da, Sdepan Abacıyan'ın evinde muhafaza edilmekte.