Kitapçıyan ailesinin [1] Kayseri’deki en eski üyesi 1810 Hacın doğumlu Harutyun Kitapçıyan’dır. Üreciyan soyadlı atalarımız 1750’ler civarında Hacın’a yerleşmiş ve daha sonra, 1850’lerde de Kayseri’ye geçmişlerdir. Yakın zamanda yapılan genetic çalışmalar kökeniminiz İsfahan yakınlarındaki Yeni Culfa’ya dayanma ihtimalini ortaya koymuştur. Yeni Culfa, 1601 tarihinde Şah Abbas tarafından Nahçivan’daki Culfa Ermenilerinin zorunlu olarak buraya yerleştirilmeleriyle kurulmuş bir Ermeni yerleşimidir. Mesleği kâtiplik olan Harutyun, Kayseri’deki nüfus kayıt defterlerinde görünmektedir. Bir şekilde soyadı Üreciyan’dan Kitapçıyan şeklinde değişmiştir.
Harutyun Kitapçıyan Sırpuhi Dalkıranyan’la evlidir, çiftin üç oğlu ve iki kızları vardır:
1) Garabed Kitapçıyan
2) Gülizar Kitapçıyan-Muradyan
3) Krikor Kitapçıyan
4) Hınazant Kitapçıyan-Odabaşyan
5) Setrak Kitapçıyan.
Atamız Harutyun Kitapçıyan’ın üç oğlu da altın ve gümüş ustasıdır ve 1915 Soykırımı’na kadar zanaatlarını başarıyla sürdürmüşlerdir.
Krikor Kitapçıyan ve ailesinin 1909’da Kayseri’de çekilmiş fotoğrafı. Ayaktakiler, soldan saga: Arusyak Kitapçıyan (evlenmeden önce Benliyan), Hıranuş (Arusyak’ın kızı) ve Krikor Kitapçıyan. Oturanlar, solda saga: Artin Kitapçıyan (babam), babamın anneannesi Pırlantin Benliyan kucağında Hayg Kitapçıyan’la ve Parseğ Kitapçıyan. Fotoğrafın arkasında farklı bir kalemle yazılı 1907 tarihi doğru değildir zira Hayg Kitapçıyan 1908 doğumludur ve fotoğrafta 1 yaş civarında olduğu görünmektedir. Bu fotoğraf 1915-1918 yıllarındaki tehcirler sırasında korunmuştur çünkü daha önceden Halep’e ve ardından Şam’a yerleşmiş olan kuzenleri Parseğ Odabaşyan’a gönderilmiştir. Fotoğrafçı: S. Mosdiçyan, G. Timuryan.
1) Garabed Kitapçıyan (1859-1915) Antigon Jamgoçyan’la evlenir ve dört çocukları olur: Harutyun G. Kitapçıyan (1895-1936) Nargiz Minasyan’la evlenir ve altı çocuğu olur. Alis Kitapçıyan-Arakelyan (1901-2005) Iraklı Hagop Arakelyan’la evlenir ve iki çocuğu olur. Nazar Kitapçıyan (1907-1980) Araksi Sarafyan’la evlenir ve dört çocuğu olur. Peruz Kitapçıyan-Çokgaryan (1908-1990) Suren Çokgaryan’la evlenir ve iki çocuğu olur.
2) Gülizar Kitapçıyan-Muradyan (1861-1915) Misak Mouradyan’la evlenir ve dört çocukları olur: Garabed Muradyan (1894-1982) 1915’ten önce Boston’a göç eder ve ailesinden Soykırım’da hayatta kalan tek kişidir. Rhode Island’da Araksi Develliyan’la evlenir ve iki çocuğu olur. Sırpuhi Muradyan, Artin Muradyan, ve Arşaluys Muradyan anneleriyle birlikte Soykırım sırasında öldürülürler.
3) Krikor Kitapçıyan [Kitabjian] (1863-1928) Arusyak Benliyan’la evlenir ve altı çocukları olur: Artin K. Kitapçıyan (1896-1987) Antepli Beatris Matosyan’la 1925’te Halep’te evlenir. Çift iki kız ve bir erkek evlat sahibi olur: Arpine Kitapçıyan-Simonyan (1926-2016), Şake Kitapçıyan-Balıkçıyan (1930) ve Gregory Kitapçıyan [Ketabgian] (1936). Hıranuş Kitapçıyan (1899-1915) Suriye çölü Abu-Harara’da can vermiştir. Parseğ Kitapçıyan (1902-1974) Beyrut’ta Kınarig Tholakyan’la evlenir ve üç çocuğu olur: Krikor P. Kitapçıyan (1932-2008), Arusyak Kitapçıyan-Palancıyan (1938) ve Harutyun P. Kitapçıyan (1944). Hayg Kitapçıyan (1908-1999) Arpine Barsamyan’la evlenir ve dört çocukları olur: Aram Kitapçıyan [Kitabchyan] (1946-2018), Leon Kitapçıyan[Kitabchyan] (1952-2016), Krikor Kitapçıyan [Kitabchyan] (1955) and Henry Kitapçıyan [Kitabchyan] (1958). Peruz Kitapçıyan (1910) 1915’ten önce daha çocukken vefat etmiştir. Aram Kitapçıyan (1911-1915) Suriye çöllerinde, Tetif’te hayatını kaybeder.
4) Hınazant Kitapçıyan-Odabaşyan (1865-1954) Parseğ Odabaşyan’la evlenir ve üç çocukları olur: Şami Odabaşyan Aleksan Paşayan’la evlenir ve üç çocuğu olur. Hagop Odabaşyan (1894-1970) Peruz Bahtiyaryan’la evlenir ve iki çocuğu olur. Öjen Odabaşyan 1915 Tehciri sırasında öldürülür.
5) Setrak Kitapçıyan (1867-1915) Pırlantin Baklayan’la evlenir ve üç çocukları olur: Artaki Kitapçıyan, Magaros Kitapçıyan ve tehcirde öldürülen Viktorya Kitapçıyan.
Soykırım sırasında Garabed ve Setrak tutuklanıp işkenceye maruz kalırlar ve Tomarza yolunda taşlanarak öldürülürler. Büyükbabam Krikor, Halep’e kaçmasına yardımcı olması için kendisini tutuklayan jandarmaya 20 altın verir. Bu şekilde hayatta kalır ancak ailesinin Deyrizor’dan [Der Zor] gönderildiğini öğrenince Bab’da onlara katılır.
Soykırım yıllarında ailenin durumu hakkında daha ayrıntılı bilgi için bakınız: Gregory Ketabgian, Leaving Kayseri, A Journey of One Hundred Years, Avid Readers Publishers, 2015.
Soykırım sırasında Deyrizor’da [Der Zor] hayatta kalan babam Artin Kitapçıyan Halep’e gelir. Burada sermaye olmadan bir iş kurmak çok zordur ve şehirde aynı şekilde hayatta kalıp iş arayan Ermeni de çoktur. Babam Artin 1919’da tehlikeli bir yolculukla evlerinde sakladıkları çok sayıdaki gümüş, altın ve antikaları bulup getirebilme umuduyla Kayseri’ye gider. Ne yazık kki evlerine gidip, bodrumdaki iki taş duvarın arasına baktığında her yerin delik deşik edildiğini ve mallarının çalındığını görür.
Halep’e dönüp şansını sarraflık yapmakta dener, atik ve deneyimli bir satıcı olduğundan Beyrut’ta kendi ürettikleri gümüş eşyaları sattığı bir dükkân bile açar. Ancak zorlu ekonomik şartlar nedeniyle başarısız olup Halep’e döner. Nihayetinde Ramadanieh bölgesinde bir gaz istasyonu işletmeye başlar ve araba tamircilerinin bulunduğu Bustan Keleb’de bir araba yağlama dükkânı açar. Dicle nehrinin doğusundaki verimli tarlalardan hasatlarını taşımak için kamyon filosu işleten toprak sahibi zengin Arapların güvenini kazanmak kolay değildir ama iyi bir itibar bırakması, düzgün mal satması ve el sıkışmayı senet kabul etmesi işinde başarılı olmasını sağlar. 35 yıllık çalışmadan sonra emekli olmaya ve Suriye’den ayrılmaya karar verir. Üç çocuğunun yaşadığı güney Kaliforniya’ya gider.
Babam, Antepli Beatris Matosyan’la evlenir. Beatris’i üç kız kardeşiyle birlikte dükkânının önünden geçerken görür. İki aile evlilik münasebetiyle görüştüğünde Matosyanların Beatris en küçük kızları olduğu için tereddütte düşerler çünkü geleneklere göre önce ablalarının evlenmesi gerekmektedir. Ne var ki aile geçimini sağlamakta güçlük çektiği için kızlarının evlenmesine razı gelirler.
Babamın ortanca kardeşi Parseğ baba mesleği gümüşçülüğe devam eder ve gümüş kaplar, telkâri tatlı tabakları, şekerlikler, tatlı çatalı ve kaşığı üretir. Suriye’nin politik yapısı sosyalist bir devlete dönüşüp istikrarsız bir hale gelince ailesiyle birlikte Lübnan, Beyrut’a taşınır.
En küçük kardeşi Hayg da gümüşçülük yapmaktadır ancak gözleri iyi görmeye başlayınca işi devam ettiremez. Dört oğlu olur. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyet Ermenistanı’dan yapılan iç göç çağrısına karşı iltica talebinde bulunur ancak mültecileri Karadeniz üzerinden getiren bir gemide çıkan şüpheli bir yangın üzerine Stalin’in uyguladığı engellemeler neticesinde Ermenistan’a gitmeleri Kasım 1965 tarihini bulur.
Bitias’taki (Musadağı) Yaz Tatilleri
Deyrizor’dan [Der Zor] ayrılıp Halep’e yerleştikten sonra anne-babam da geniş ailemizin başka üyeleri gibi Bitias’ta yaz tatiline giderlerdi. Bitias, Akdenize bakan Antakya şehrinin güneybatısında bulunan Musadağı’ndaki altı büyük köyden biriydi. O dönemde bu bölge Fransız mandası Suriye’ye bağlıydı ve imzalanan Fransız-Türk Anlaşması’yla (1939) daha sonra Türkiye’ye bağlanmıştır.
Bu köylerin çoğunda Ermeniler yaşamaktaydı ve turizm bakımında aktif bir ekonomileri vardı. Konaklama hizmetinin yanı sıra kafe ve lokantalarıyla da hareketli bir yaşam vardı. Bölgedeki ağaçlardan ahşap tarak, kaşık ve kaplar yapmaktaydılar. Havası yazın denizden esen meltemlerle tipik ılıman Akdeniz havasına sahipti ve bölge coşkun akarsu yatakları ve yeşil vadilerle kutsanmıştı. Sıcak ve tozlu Halep yazlarının tam tersi bir iklime sahipti.
Yaz seyahatlerine ait elimizde fotoğraflar bulunuyor. Tarih 1931 ile 1933 yılları arasını kapsıyor. Bazı arkadaşlar ve aile üyeleriyle yazın burada buluşup anılar yâd edilirdi. O tarihlere kadar ailelerini kurmaya ve çocuk sahibi olmaya başladıkları fotoğraflardaki çocuk sayısının artmasından anlaşılmaktadır. Yıldan yıla çocukların gelişimini de görmek mümkündür. İki fotoğraf karesinde görünen Levon Gerboyan, tehcir sırasında babamı ve ailesini kurtaran arkadaşıdır. Çöldeki bir birleşme noktasında bir Arap gibi giyinmiş, kağnı arabasında annesi ve kardeşini taşıyan babama el etmiş. Kendisine yaklaştıklarında babama arabayı jandarmalar görmeden duvarın arkasına getirmesini söylemiş. Babama doğuya doğru yolu takip edenlerin hepsinin öldürüleceğini anlatmış. Konuştukça onun kendisini kurtarmak için Arap kılığına bürünmüş bir Ermeni olduğunu anlamışlar. Kilise avlusunun duvarında meşhur harisa pişirilirken görünen şahıs da Gerboyan’dır.
1. Bitias, 1931: Kilisenin avlusunda, her Ağustos ayında kutlanan Meryem Ana Yortusu [Surp Asdvadzadzin] için hazırlanan harisa. Soldan üçüncü fesli, elini beş yaşındaki kızı Arpine’nin üzerine koymuş olan adam Artin Kitapçıyan,. Artin’in kardeşi Hayg ise soldan beşinci, şapkalı ve harisayı tadıyor. Soldan altıncı fesli adam Levon Gerboyan; soldan yedinci fesli adam ise Parseğ Kitapçıyan.
2. Bitias, 1931. Kilisenin avlu duvar önünde harisa pişirilirken.
Harutyun Çolakyan (daha sonra Der [Peder] Karekin)
Amcam Parseğ Kitapçıyan’ın karısı Kınarig yengemin babası Kayseri doğumlu Harutyun Çolakyan (1842-1901) eğitimli bir adamdır. Kayseri’deki Gümüşyan (1900-1901) ve Miyatsyal Usumnaran (1903-1904) okullarında öğretmenlik ve Surp Krikor Lusavoriç Kilisesinde diyakozluk yapmaktadır.
O ve ailesi 1915 Soykırımı’nda tehcire tabi tutulmazlar çünkü Çolakyan Fransızca bilmektedir ve Osmanlı ordusu Fransızca da bilen Alman subaylarla anlaşabilmek için onun tercümanlığına çok ihtiyaç duymaktadır. Savaş bittikten sonra 1923’te Suriye’ye geçene kadar Kayseri’de kalmışlardır. Çolakyan ailesiyle birlikte Suriye’nin kuzeyindeki Cerablus’a yerleşir. Burada öğretmenlik de yapan kızı Kınarig’in desteğiyle Ermeni çocukları için bir ilkokul açar. 1925’te Beyrut’ta Katolikos Sahag tarafından peder takdis edilir. Bu vesileyle “Karekin” adın alır. Ardından aile Halep’e taşınır ve kendisi de Halep’teki Karasun Manuk Ermeni Kilisesinin din görevlisi olur.
Dr. Mihran Krikor Kasapyan
Radyoloji alanında araştırma ve incelemeler yapan ilk isimlerden Dr. Mihran Krikor Kasapyan (1870-1910) Kayseri doğumludur. Evlilik bağıyla ailemize akraba olmuştur. Kuzenim Mari Dökmeciyan-Kasapyan, Dr. Mihran K. Kasapyan’ın kardeşinin torunu olan Dr. John Kasapyan’la evlenmiştir.
Dr. Mihran Kasapyan ilk öğrenimini Talas’taki Amerikan misyoner okulunda görmüş, ardından fotoğraf, teoloji ve tıp eğitimi görerek bir misyoner olmak için Londra’ya gitmiştir. 1885’te röntgen ışınları keşfedilip klinik alanında kullanılmaya başladığı sırada Medico-Chirurgical College’de tıp eğitimi almak için Philadelphia’ya gitmiştir. İspanyol-Amerikan Savaşı sırasında gönüllü hizmette bulunmuş ve tanı amaçlı röntgen fluoroskopisini yoğun olarak kullanmıştır. 1898’de askerlikten terhis olmasının ardından hem tıp diplomasını hem de vatandaşlık belgesini almıştır. Ne var ki katot ışınlarını ayarlamak için uğraşırken elleri çok fazla x-ray ışınına maruz kalmıştır. Elleri bu ışınlara çok fazla maruz kaldığı için dokularında hasara ve ömrünün kısalmasına neden olmuş, kanserin yayılmasını engellemek için üç ameliyat geçirmesine rağmen sonunda metastatik deri kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 1910 yılında ölmüş ve Pensilvanya, Drexel Hill’deki Arlington Mezarlığı’na defnedilmiştir. Radyoloji alanındaki önemli ders kitaplarından birini o yazmıştır. Bu kitap öldüğü yıl yayınlanmıştır. Scolar Select 2019 yılında gelecek araştırmacıların da ulaşabilmesi için bu kitabı yeniden yayınlamıştır. [2]
- [1] Soyadlarının Latin harfiyle yazımı aile üyelerinin yerleştikleri ülkelere göre kimi zaman farklılıkla göstermektedir; ABD’deki aile üyeleri soyadlarını Ketabgian, Sovyet Ermenistanı’ndaki iç göç çağrısına uyarak buraya yerleşenler soyadlarını Kitabchyan ve Mısır’a yerleşenler de soyadlarını Kracercian şeklinde yazmaktadırlar.
- [2] Mihran K. Kassabian, Rontgen Rays and Electrotherapeutics, Wentworth Press, 2019.
1-2. Krikor Kitapçıyan’ın Kayseri’deki evinin tapusu. Belge üzerinde ismi Karkur Kitapçıoğlu şeklinde yazılmıştır.
3. Setrak Kitapçıyan’ın Kayseri’deki evinin tapusu. Belge üzerinde ismi Kitapçıoğlu şeklinde yazılmıştır.