Van Gölünün güneydoğusundaki Ağbak yakınlarında bulunan Surp Partoğimeos Manastırı (Kaynak: Vardzk/Duty of Soul, Sayı 2, Ermeni Mimarisi Araştırmaları, Temmuz-Kasım 2010, Erivan)

Malazgirt Kazası – Manastır, Kilise ve Diğer Ziyaret Yerleri

Yazar: Dikran Mardirosyan, 30/05/2018 (son değişiklik: 30/05/2018), Çeviren: Arlet İncidüzen

Bitlis Vilayetine bağlı Muş Sancağının bir kazası olan Malazgirt, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeni Apostolik Kilisesinin yardımcı piskoposluk merkezlerinden biriydi. Kazanın merkezi olan Malazgirt, MÖ 4. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar Büyük Ermenistan Krallığı’nın, Duruperan Vilayetinin kazsı Abahunik’in idare merkeziydi. MS 4. yüzyılın ilk yarısında, Kral II. Khosrov Kotak, bu kazanın topraklarını köklü Ermeni ailelerinden biri olan, soylu sınıfından Ağpiyanosyanlara hediye etmiştir. Ağpiyanosyanlar Malazgirt’i piskoposluk idaresine çevirmişlerdir. [1] Abahunik’e ait bazı kayıtlarda geçen piskopos isimlerinin, komşu kaza Hark bölgesine ait kayıtlarda da geçmesi nedeniyle her iki kazanın da aynı piskoposluk idaresine bağlı olabileceği iddia edilmiştir. [2] Soylu Ağpiyanosyan  ailesine mensup, Malazgirt piskoposluğunda görevli birçok piskopos 4. ve 5. yüzyıllarda katolikos olmuştur. Bunlar, I. Sahak Manazgerttsi, I. Asburages Manazgerttsi, I. Melide Manazgerttsi ve I. Movses Manazgerttsi’dir. [3]

Beşinci yüzyıldan itibaren Malazgirt, çeşitlik ekümenik meclislerdeki ardışık katılımcı kayıtlarından anlaşıldığı üzere bağımsız bir piskoposluk merkezi olmuştur. Bir türden bir konsey, bir Ermeni-Süryani ortak meclisi, 726’da Malazgirt’in on beş kilometre kuzeybatısındaki bir köy olan Noradin’de, Kalkedon Konsilinin kabul etmeyen iki doğu kilisesi arasındaki öğreti farklılıklarını, İsa’nın bir bakireden doğması gibi, çözmek için toplandı. Ermeni piskopos ve başrahiplerinden oluşan heyete Katolikos III. Hovhannes Odznetsi başkanlık etmekteydi. O dönemde Ermenistan Arap işgali altında bir vilayet konumundaydı ve Arap emirlerinin vekili konumundaki Ermeni asiller tarafından idare ediliyordu. Konsey, en başta Erzurum yakınlarındaki Artsın şehrinde toplanmayı kararlaştırmıştı ancak Arap yönetimi, Bizans’ın genişleme politikasına karşı, Doğu Anadolu’daki iki büyük Ortodoks Kilisesinin birleşiminden yararlanmak adına görüşmenin kendi hakimiyet alanı dışında yapılmasına izin vermedi. [4] Yaklaşık üç asır sonra Malazgirt Bizans İmparatorluğuna dahil oldu.

Malazgirt, 9 yüzyıldan 11. yüzyıla kadar, hem Ermeni hem de Bizans kilisesi otoriteleri tarafından kafir bir tarikat olarak nitelendirilen Tontıragyan dini hareketinin odak merkezi oldu. Hareket, Van Gölünün kuzeyinde, Tontırag Dağı civarındaki bölgede yoğunlaşmıştı. Hareketin savunucular kilise hiyerarşisini reddediyor, köylülerin mülkiyet haklarını ve kadın ile erkek eşitliğini savunuyorlardı. Diğer bir taraftan, Tontıragyanlar, fani dünyayı yaratan Tanrı ile sadece ona inanılması gerektiğini ileri sürdükleri Cenneti yaratan Tanrı arasında bir ayırım yaptılar, İsa Mesih’i bir melek sayıyor, Eski Ahit’i reddediyor ve ruhun ölümsüzlüğünü ve ölümden sonra yaşamı kabul etmiyorlardı. Ermeni Ortodoks Kilisesinin neredeyse iki asır boyunca zorlayan hareket, Bizans’ın Van, Muş, Malazgirt ve civar bölgeleri için atadığı Vali Krikor Makistros döneminde bastırıldı.

11. yüzyıl başlarında, Bizanslılar, Türklerin Oğuz boyundan gelen ve Orta Asyadan batıya doğru göç eden Selçuklularla karşı karşıya geldi. 1020’lerden 1070’lere kadar süren Selçuklu saldırıları bölgeye karmaşa, ölüm ve yıkım getirdi. 1071’de Selçuklular Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in ordusunu mağlup edip şehre girdiklerinde ilk geçirilenler Malazgirtliler oldu. Savaşı sonraki on yıllarda, Türk hükümdarlar ve Müslüman devlet destekli kurumlar Malazgirt’teki Ermeni kiliselerine ait topraklarına ve mülklerine el koydu. [5] Ermeniler yıkılan kiliselerini yeniden inşa etmek ve hatta daha genişletmek durumunda kaldılar. Bunlara bir örnek Malazgirt dışında, Van Gölünün güneybatısında bir şehir olan Ağbak’taki (günümüzde Başkale) Surp Partoğimeos Manastırıdır. [6]

Van Gölünün güneydoğusundaki Ağbak yakınlarında bulunan Surp Partoğimeos Manastırı (Kaynak: Vardzk/Duty of Soul, Sayı 2, Ermeni Mimarisi Araştırmaları, Temmuz-Kasım 2010, Erivan).

Osmanlı imparatorluğunun Ermeni nüfuslu bölgelerine yoğun bir şekilde seyahat eden İngiliz konsolosluğu temsilcisi John George Taylor, 1869 yılında Malazgirt, Bulanık ve Khlat (Akhlat) bölgelerinde Hasananlı (Hasanan) ve Millanlı (Milan) aşiretlerine mensup Kürtlerin yaşadığını bildirmiştir. Taylor’ın sözleriyle, bu aşiretlerin uyguladığı talan, aşiret reisleri tarafından teşvik edilen ve onlar tarafından paylaşılan gelenekler, bölgenin her yerinde tezahür ediyordu. Her yerde yıkık Ermeni kiliseleri, ıssız köyler ve çökmekte olan camiler göze batıyordu. [7] Otuz yıl sonra, İrlandalı coğrafyacı Henry Lynch, Malazgirt kalesinin (Ermenice, Manazgerti miçnapert) harap kulelerini ve kiliseleri kentin Müslüman yöneticilerine bağlamış ve onları “yerli Ermenilerin gitgide artan yıkımının melankolik simgesi” olarak nitelendirmiştir. ”[8] Kale kompleksinin tek iyi korunmuş bölümü, kalede, muhtemelen on birinci yüzyıldan sonra inşa edilmiş olan büyük kuleydi. Yine de Lynch’in aktardıklarına göre, “onarım ve restorasyon” çalışmasının Ermeniler tarafından gerçekleştirildiğinden ve orijinal plan ile uyum içinde olduğundan çok az şüphe duyulabilirdi.”

Van Gölünün güneydoğusundaki Ağbak yakınlarında bulunan Surp Partoğimeos Manastırı (Kaynak: Vardzk/Duty of Soul, Sayı 2, Ermeni Mimarisi Araştırmaları, Temmuz-Kasım 2010, Erivan).

19. yüzyıl başlarına kadar, Malazgirt kiliseleri ve manastırları, Bitlis Vilayetinin Sasun Sancağının Khut-Pırnaşen kasabasında, Malazgirt’in 103 kilometre (64 mil) güneybatısında yer alan Vandir veya Surp Ağperik veya Ağperkavank manastırının idari yetkisi altındaydı. [9] Bundan sonra Malazgirt’teki yardımcı piskoposluk yönetimi idari olarak Malazgirt’in 102 kilometre (63 mil) güneybatısında yer alan Muş’taki piskoposluğa bağlanmıştır. Muş piskoposluğunun idari yetkisi, Muş ve Genç kaymakamlıklarına kadar yayılmıştır. [10] Soykırımdan hemen önce, Muş’un Başrahipliğini Vartan Hagopyan yürütümekteydi. 10 Nisan 1915’te hayatını kaybeden ve vefatından on dört gün sonra başlayarak halkının yok edilmesine vesile olan olaylara şahit olmayan Piskopos Nerses Kharakhanyan'ın halefiydi. 1907'de, Surp Garabed Manastırının başrahibi olarak Peder Vartan, Çar II. Nikolay’a bir dilekçe yolladı. Dilekçesinde çaresiz bir din adamı olarak, Rus hükümdarını, Malazgirt, Bulanık, Muş ve Sasun’un Ermenilerini, Türk ve Kürt zulmünün boyunduruğundan kurtarması ve Ermenilerin hayatını korumak için Muş'ta bir Rus konsolosluğu kurmasını rica ediyordu. [12] Başrahip Vartan Hagopyan, soykırım sırasında zorla tehcir edilen ve öldürülen on binlerce Muşlu Ermeni’yle aynı kaderi paylaştı. Muş şehri yakınlarındaki bir Türk hapishanesinde, piskoposluk asasıyla dövülerek öldürülmüştür.

1) Muş Piskoposluğunun son dini lideri Kıdemli Üstrahip Vartan Hagopyan (Kaynak: Hamazasb Vosgiyan, Vasburagan-Vani Vankerı (Vasburagan-Van Manastırları), 1. Cilt, Viyana, 1940).

2) Teotig, Koğkota Tırkahay Hokevoraganutyan yev ir Hodin Ağedali 1915 Dariin (Osmanlı Ermeni Din Adamlarının Felaketi ve Cemaatlerinin Yıkıcı 1915 Yılı), Tahran, S.N., 2014 (Ermenice).

Soykırımdan önceki yıllarda Malazgirt yardımcı piskoposu, Noradinli Peder Hovhannes Der-Avedisyan’dı. Nisan 1915’te, Van vilayetinden bir grup Ermeni Kızılyusuf’a kaçmayı başardı ancak buradaki Türk jandarmalar tarafından öldürüldüler. Olay duyulur duyulmaz Peder Hovhannes öfkesini Malazgirt Kaymakamı İbrahim Halil’e bildirdi. [13] Mayıs ortasında Rus güçleri Malazgirt’e ulatığında Peder Hovhannes, Osmanlı birliklerinden kaçan Ermenilerin arasına karışmış ve askerlerin ilerledikçe uyguladığı katliamlardan hayatta kalmayı başarmıştı.

Patrikhanenin 1913 tarihli sayımına göre, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Malazgirt’teki, sağlam ve harabe haldeki Ermeni kilise ve manastırlarının toplam sayısı 70 civarındaydı. [14] Muş’taki Ermeni nüfusunun sayısını azaltma pratikleri doğrultusunda, yerel Osmanlı makamları Ermeni kiliselerinin sayısını da azaltmakta tereddüt etmediler. 1890’ların sonlarında Muş’ta geçirdiği kısa süre sırasında Lynch, Ermeni bir papazın Ermeni varlığını mümkün olduğunca cılız göstermek adına gerçek rakamları düşürmesi için baskıya ve zorbalığa uğramasıyla ilgili bir olaya karışmıştır. Bir Osmanlı komiserinin huzurunda, papaza, Muş’ta kaç kilisenin olabileceği sorulduğunda, yedi cevabını vermiştir ki bu muhtemelen, aksi halde yaşanacakların korkusundan oldukça düşürülmüş bir rakamdır. Ancak komiser dört diye belirtmiştir. Komisere eşlik eden silahlı bir muhafızın, papaza hitaben Kürtçe, “zavallı adamın beti benzi attı ve yanlışlıkla ağzından yedi çıktığını, dörtten fazla olamaz dediğini” aktarır Lynch. Bu, Lynch’in Muş’taki deneyimlerinden sadece biriydi ve ona göre “çok aşağılık bir terör havası vardı.”[15]

Soykırımdan sonraki yüzyılda, Malazgirt’teki Ermeni kilise ve manastırlarının tamamı, şapeller, küçük kulübemsi kiliseler, mezarlıklar ve haçkarların hepsi yok edildi. 1975 tarihinde, Alyar’daki mezar taşları ve haçkarlar, Noradin’deki kilise ve haçkar ve Sultanmud’daki haçkarlar hâlâ durmaktaydı.

Bostankhaya’daki mezar taşlarına oyulmuş haçlar ve Dolağbaş’taki bir kayanın üzerindeki bağış yazıtları ile haç oymaları durmaktadır. [16] 2007 yılında çekilen fotoğrafta, Dolağbaş’taki kaya üzerine yazılmış Ermeni yazıtlarının artık yok olduğu görülmektedir.

2014 yılı itibariyle, Malazgirt kalesinde bir adet beş köşeli, beşik biçimli mezar taşı yer almaktadır. Görünüşe göre yakındaki bir mezarlıktan getirilen mezar taşı, 16. ya da 17. yüzyıla aittir ve bir tarafında yarı tahrip edilmiş bir haç ve diğer iki tarafında Ermenice yazıtlar bulunmaktadır.

Malazgirt’in beş kilometre (üç mil) batısında, eskiden Ermenilerin yaşadığı bir köy olan Oğcin’in (günümüzde Okçuhan) [17] güneydoğusunda üzerine haçlar ve Ermenice “haç yükseldi” yazılı bir yazıt oyulmuş bir kaya bulunmuştur.

Bu çalışma, Malazgirt ve komşu yerleşim yerlerinde en çok saygı duyulan Hıristiyan azizlerin isimleriyle birlikte, “Bulanık Kazaları – Kilise, Manastır ve Ziyaret Terleri” başlıklı makalede de dahil birçok kaynağa dayanmaktadır. (http://www.houshamadyan.org/tur/haritalar/bitlis-vilayeti/bulanik-kazasi/din/kiliseler.html). Ermeni etnograf Arisdages Der-Sarkisents (Devgants) tarafından yazılan seyahat rehberi ve yazar Keğam Der-Garabedyan tarafından derlenen, İstanbul Ermeni Patrikhanesinin 1902 tarihli Muş ovası şehirleri, köyleri ve civarındaki yerleşim yerlerine ait nüfus sayımı kayıtları, bu çalışma için tamamlayıcı veriler temin etmiştir. En önemli kaynaklardan biri de İstanbul Ermeni Patrikhanesinin, 1912 ve 1913’te, Osmanlı Adalet ve Mezhepler Bakanlığına gönderdiği Muş sancağı köylerinde bulunan kilise ve manastır listesidir. Bilinmeyen bir sebeple, listeye Malazgirt ve üç kaza, Bulanık, Sasun ve Varto, dahil edilmemiştir. Bu durum Muş şehri ve Muş Ovası köylerindeki manastır ve kilise sayısını 82’yle sınırlamaktadır. [19]

Aşağıda, Osmanlı döneminde Malazgirt kazasında bulunan manastır, kilise ve ziyaret yerlerinin listesi sunulmaktadır. Mümkün olan yerlerde, 1885’te etnograf Manuel Mirakhoryan tarafından yayınlanan üç ciltlik seyahat rehberinin son cildinden elde edilen ve Der-Garabedyan tarafından 1902 Patrikhane sayımı verilerinden çıkartılan, görevli din adamlarının sayısı ve isimleri de listede yer almaktadır. Aksi belirtilmedikçe, aşağıda sunulan bilgiler, yaklaşık otuz yıllık bir dönemi veya 1880’lerin ortalarından 1915’i kapsayan kaynaklardan alınmıştır.

Malazgirt Kazası Manastırları

Malazgird kazasında, gerek sağlam durumda gerekse harap halde olan manastır ve manastır ve rahibe manastırlarından bol miktarda bulunmaktaydı. Ortaçağ döneminde, kazanın büyük nüfuslu yerleşimlerindeki bazı manastırları sanat ve bilim merkezi haline gelmeye başladı. Rahiplerin dini inançları gereği yaşadığı yerler olmanın yanı sıra bazı manastırlar yerliler tarafından kutsal kabul edildi. Abahunik bölgesindeki Gumpayt köyü yakınlarındaki manastır ve Arse ve Tontırag’daki gibi manastırlarda yazıhaneler de mevcuttu [20], buralar genellikle keşişler tarafından, el yazmaları saklamak ve kopyalamak kullanılan yazı odalarıydı. Patrikhanenin 1902 nüfus sayımında, Muş Ovasındaki ve civarda kasaba ve köylerde 11 manastırın sayılmıştır. [21] Patrikhanenin 1913 nüfus sayımında 37 manastır yer almıştır. “Soykırım Arifesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler” adlı eserin yazarları Raymond Kévorkian ve Paul Paboudjian, ulaştıkları tamamlayıcı Patrikhane sayımı verilerini kullanarak bu rakamı 45’e çıkarmışlardır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Malazgirt kazasındaki Ermeni nüfuslu köyler. Daha detaylı görüntü için aşağıdaki resme tıklayınız (Harita Dikran Mardirosyan tarafından hazırlanmıştır).

Alacakhan

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır. Bu eski büyük yapının kalıntıları, köyün kuzey kısmı yakınlarında durmaktadır.

Aynakhoca

Adı belirtilmemiş iki harabe manastır. Bir tanesi köyün kuzey kısmı yakınlarındadır.

Derik

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır. Bu manastır, Muş şehrinin 27 kilometre (17 km) kuzeyindeki Muş kazasındaki (günümüzde Yücetepe) aynı isimli Ermeni nüfuslu, tarihi köy Aştişat’la karıştırılmamalıdır.

Dolağbaş

İki harabe manastır, Tsartpov manastırı ve Garmir manastırı.

Ğarağaya

Adı belirtilmemiş iki harabe manastır.

Hasan Paşa

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Hıse

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Kanikor

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Khangar Manastırı (Khangar veya Khangari vank), Agner

Manastır köyden çok uzakta değildi ve 18. yüzyıl sonlarına doğru harap bir haldeydi. Aslında, Yukarı ve Aşağı olmak üzere iki Akner köyü bulunmaktaydı. Ne var ki bu araştırma için başvurulan kaynaklarda Khangari manastırının hangisine yakın olduğu belirtilmemiştir.

Khanigeğ

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Kharaba Ğasmik

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Marmus

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Mollabağ

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Surp Kevork Manastırı, Bostankhaya

Manastır 20. yüzyıl başlarında harabe durumundadır. Surp Kevork bazı kaynaklarda kilise olarak geçmektedir.

Surp Sarkis Manastırı, Dugnuk

Aslında aynı ismi taşıyan 2 manastır bulunmaktaydı. Bunlardan biri köyün doğusunda, diğeri ise köyün kuzeyinde yer almaktaydı.

Surp Asdvadzadzin Manastırı, Karacan

Aslında Surp Asdvadzadzin adıyla bilinen, kubbesi sağlam yapı, 19. yüzyıl sonlarında birçok kaynakta onarıma muhtaç isimsiz bir manastır olarak geçmektedir.

Surp Hovnan Vosgeperan Manastırı, Khotanlu

Devgants, 19. yüzyıl ortalarında Surp Hovnan Vosgeperan manastırının yıkık durumda olduğunu bildirmiştir.

Abahunyants Surp Nigoğayos Manastırı, Kuruca

Surp Asdvadzadzin adıyla da bilinen Surp Nigoğayos manastırı, soykırımdan önce yüzyıllardır harap bir haldeydi. 20. yüzyıl başlarında dış duvarları çökmüştü ancak kubbeli binanın kalanı yarı yıkık durumdaydı.

Surp Nerses Manastırı, Malazgirt

Surp Nerses Hayrebed adıyla bilinen manastır, şehir merkezine 15 dakikalık yürüme mesafesindeydi. 20. yüzyıl başlarında yıkımlar nedeniyle manastır giderek küçüldü ve neredeyse 3-4 metrekarelik bir şapele dönüştürüldü. Yapı öyle çökmüştü ki ziyaretçilerin içeri girebilmek için eğilmeleri gerekiyordu.

Surp Krikor Lusavoriç Manastırı, Malazgirt

Bu çalışmada kullanılan kaynaklar içerisinde sadece Istepan Melik-Bakhışyan tarafından derlenen ansiklopedik sözlükte Malazgirt’te Surp Krikor Lusavoriç isminde farklı bir manastır daha görülmektedir.

Surp Taniel Manastırı, Malazgirt

Manastır, Malazgirt'e yakın bir mesafede, şehrin doğusunda bulunuyordu. Manastıra ait mezarlıkta, bazılarının tarihi 12. ve 13. yüzyıla kadar uzanan, çok güzel oyma haçkarlar vardı.

Surp Hovhannes Odznetsi Manastırı, Noradin

Hovhan Odznetsi manastırı olarak da bilinen Surp Hovhannes manastırı, yukarıda bahsedilen 726 ekümenik konsilin toplandığı Noradin köyü yakınlarındaydı. Geniş manastır mezarlığında bazılarının tarihleri 13. yüzyıla kadar uzanan, incelikle işlenmiş haçkarlar ve mezar taşları bulunmaktaydı. [23] 20. yüzyıl başlarında, manastırın dış duvarlarının kalıntıları hâlâ durmaktaydı. Yıkılan kilisenin yerine inşa edilen şapel 1920’lere kadar ayaktaydı.

Surp Hovhannes Manastırı, Tontırag

9. yüzyılda, Surp Hovhannes Tontıragyanların toplanma merkeziydi. Manastır 20. yüzyıl başlarında harabe konumdaydı. 1913 Patrikhane nüfus sayımında köyde 2 harabe manastır kaydedilmiştir.

Rustamgetik

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Sultanlu

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Yekmal

Adı belirtilmemiş harabe bir manastır.

Malazgirt Kazası Kiliseleri

19. yüzyıl sonlarında ve soykırım öncesinde, Malazgirt kazasında yüz binden fazla Ermeni veya Ermeni nüfuslu veya karma nüfuslu köyler bulunmaktaydı. Neredeyse her Ermeni köyünün bir kilisesi vardı; büyük köylerde iki veya daha fazla kilise mevcuttu. Özellikle Malazgirt şehrinin batı ve güney taraflarında, bazılarının ismi bilinen ancak çoğu isimsiz kilise ve şapel kalıntıları da vardı. [24] Neredeyse aktif olan her kilisede görevli bir din adamı bulunmaktaydı. Osmanlı salnamelerindeki kayıtlara göre Malazgirt kazasında 1871 yılında 13, 1872 yılında 12 ve 1873 yılında 13 Ermeni kilisesi bulunmaktaydı. [25] Patrikhanenin nüfus sayımı verilerine göre 1878 yılında Muş kaymakamlık bölgesinde, bilinmeyen bir sebeple, dört kilisenin adı geçmektedir. 1902 Patrikhane nüfus sayımına göre Muş Ovası kasaba ve köyleri ile civarında, çoğu harabe halde 63 kilise kaydedilmiştir. 1913 Patrikhane sayımın kazada 19 kilise listelemiştir, Kévorkian ve Paboudjian, ellerindeki tamamlayıcı veriler ve Patrikhane nüfus sayımı verilerini kullanarak 25’e yükseltmiştir.

Abdodrek (Abdo)

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Adakent

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Ağveran

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Agner Nerkin

Surp Asdvadzadzin Kilisesi.

Agner Verin (Yukarı Agner)

Surp Kevork Kilisesi.

Alacakhan

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Alyar

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Aynakhoca

Surp Hovhannes Kilisesi. Der-Garabedyan’a göre Surp Hovhannes ahşap bir yapıdır.

Bagran

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Bane

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Banızte

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Damyan

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Derik

Surp Asdvadzadzin Kilisesi. Der-Garabedyan’a göre Surp Asdvadzadzin 1800’de inşa edilmiş ahşap bir yapıdır. Mirakhoryan, Surp Asdvadzadzin Kilisesinin çirkin ve karanlık bir yapı olmasına rağmen mucizeler gerçekleştiren bir kilise olduğunu aktarmaktadır. Yerel bir rivayete göre yaban koyunları bir gün boyunlarını garip bir şekilde uzatarak kilisenin girişine yatmışlardır. Bir saat gibi bir süre geçtikten sonra papaz, hayvanların birini kurban etmeden önce kutsamak için zangoçtan tuz getirmesini istemiştir. Ermenice madağ denen bu kurbanlıklar daha sonra haşlanır ve temizlenerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. [26] Köyde Surp Hagop ve Surp Sahak isimli iki de harabe kilise vardı. Papaz Sahak ve Papaz Bağdasar köyde görevli din adamlarıydı. Devgants, Surp Sarkis isimli bir kilise belirtmektedir.

Cabalverdi

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Dolağbaş

Surp Kevork Kilisesi. Surp Kevork taş bir yapıydı. Köyde adı belirtilmemiş harabe bir kilise daha vardı. Görevli din adamları Papaz Bağdasar ve Papaz Kevork’tu.

Dorakhan

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Dugnuk

Adı belirtilmemiş bir kilise. İki görevli din adamı: Papaz Şımavon ve Papaz Harutyun.

Ğarağaya

Surp Asdvadzadzin Kilisesi. Surp Asdvadzadzin antik bir kiliseydi. Görevli din adamı: Papaz Harutyun.

Ğarğalığ Nerkin

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Ğarğalığ Verin

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Ğazgöl

Adı belirtilmemiş bir kilise. Ğazgöl, Ortaçağ Ermenistan kroniklerinde geçen ve Surp Sion ve Surp Kevork isimli iki kiliseye sahip Khazğuğk ile bağdaştırılmaktadır. 12. yüzyıl sonlarında Avedis isimli bir papaz yardımcısı, bir köy papazı olduğu aşikâr Istepen isimli birinden eski bir İncil satın alıp bu kiliseye bağışlamıştır. [27]

Ğılıçi

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Hacibot

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Haci Yusuf

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Hasan Paşa

Adı belirtilmemiş bir kilise. Köyün yanındaki büyük mezarlık Yunanca ve Ermenice yazıl mezar taşları bulunmaktaydı.

Kanikor

Adı belirtilmemiş bir kilise. Kilise, köyün doğu tarafında bulunan antik bir yapıydı.

Karahasan

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Köşk

Adı belirtilmemiş bir kilise. Görevli din adamı, Papaz Mıgırdiç.

Kesan

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Khanigeğ

Surp Hagop Kilisesi. Der-Garabedyan’a göre Surp Hagop 1841’de ahşap bir yapıydı. Köyde Adı belirtilmemiş harabe bir kilise daha bulunmaktaydı.

Kharaba Ğasmig

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Kharabasor

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Kharağac

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Khasmik

Surp Tukhmanuk Kilisesi. Görevli din adamı, Papaz Khaçadur.

Khotanlu

Surp Garabed Kilisesi. Aslen bir manastır olan Surp Garabed, antik ama sade ve gösterişsiz bir yapıydı. Der-Garabedyan’a göre Surp Garabed ahşap bir binaydı. Mihraptaki taşların çoğunda çiviyazısı ifadeler oyulmuştu. Görevli bir din adamı bulunuyordu.

Kuştiyan

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Kutkan

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise. Kilisenin kalıntıları köyün doğu tarafındaydı.

Kızılyusuf

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Manazgert/Malazgirt

Surp Asdvadzadzin Kilisesi ve Surp Sarkis Kilisesi. Lynch’e göre, Surp Asdvadzadzin göze hoş görünen bir mimariye sahipti ve açıkça bir kraliyet şapeliydi. Başka bir Surp Asdvadzadzin isimli yapı ismini üç kubbesinden alan Yerek Khoran Asdvadzadzin’di [Üç Mihralı Asdvadzdzin]. Kilisenin ana salonu, koridorlardan iki sıra üçerli sütunla ayrılmıştı. Duvarları fresklerle kaplıydı. [28] Der-Garabedyan, Surp Asdvadzadzin’in 1885’te harap olduğunu aktarmaktadır; çatısı çökmüş ve kubbelerinden biri yıkılmıştır. Sırvantsdiyants’a göre Surp Sarkis, gösterişli, büyük bir antik kilisedir. [29] Surp Sarkis’in açıkça üç kubbeli bir ana kilise olduğunu bildiren Lynch de bu görüşe katılmaktadır. İç uzunluğu 66 fit, genişliği 39 fittir. Der-Garabedyan’a göre 1139 yılında inşa edilmiş olan Surp Sarkis Kilisesi, 20. yüzyıl başlarında hâlâ ibadete açıktır. Ne var ki Lynch, yapıyı “kirli bir halde” tarif etmektedir. 19. yüzyılın sonlarında iki sıra üçlü sütunlar hâlâ ayakta durmaktadır. Küçük kutsal eşya odası kuzeydeki şapele bitişiktir. Bu odanın batı cephesine dayanan bağımsız bir şapel o tarihte artık harabe haline gelmiştir. Bu şapele, Türkçede “Arapların Kilisesi” veya Arap Kilisesi denmektedir. [30] Lynch, etnik kökenine göre Türklerin “Arap” kelimesiyle, muhtemelen Ortaçağ’ın başlarında, Arap Yarımadası'na yayılmış olan Nasturi Hıristiyanları kastederek, Nasturileri işaret ettiklerini belirtmiştir. Devgants, kentte Surp Asdvadzadzin ve Surp Minas Kiliselerinin de bulunduğunu bildirmiştir.

Malazgirt'in 10. yüzyıl planının yeniden oluşturulmuş hali. Surp Asdvadzadzin Kilisesi, sağ alt kadranda. Surp Sarkis Kilisesi, merkez alt kadranda. (Kaynak: Jacque de Morgan, The History of the Armenian People: From the Remotest Times to the Present Day, Boston, 1965)

Surp Sarkis yakınlarında, adı belirtilmemiş, küçük ama güzel bir kilise bulunmaktadır. Manazgert’teki diğer iki kilise, Surp Garabed ve Surp Hagop kiliseleridir. Mayıs 1903’te yaşanan Süphan Dağı merkezli yıkıcı depremde, Surp Sarkis dışındaki tüm kiliseler enkaza dönüşmüştür. [32] Yukarıda adı geçen kiliselerden birinde görevli iki din adamı Papaz Boğos ve Papaz Yeğyazar’dır.

Marmus

Surp Hovhannes Kilisesi. Der-Garabedyan’a göre Surp Hovhannes ahşap bir yapıdır. Köyün adı İncil’de geçen bir konudan esinlenilmiştir ve “mar+Moses” (Farsça “Efendimiz Musa”) veya Ermenice “Der Mus (Movses)” tabirinin birleşmesiyle oluşmuştur.

Mirze

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Molladarman

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Molla Hasan

Adı belirtilmemiş bir kilise. Der-Garabedyan’a göre kilise antik bir yapıdır.

Molla Mustafa

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Nadarşeyh

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Noradin

Surp Hagop Kilisesi. Taş bir yapı olan Surp Hagop’un uç kubbesi bulunmaktaydı. Mirakhoryan’a göre görevli iki din adamı vardı. Der-Garabedyan bir din adamının görevli olduğunu bildirmektedir: Papaz Hovhannes. 1878 Patrikhane nüfus sayımına göre köyde Surp Istepanos isimli bir kilise bulunmaktadır.

Oğcin

Surp Kevork Kilisesi. Surp Kevork, 1639 yılında inşa edilmiş, dört sütunlu muhteşem bir taş yapıydı. Kilise avlusunda güzel bir şapel bulunmaktaydı. Rivayete göre köyün ismi, köyden geçmekte olan bir tüccarın ağaçların karşılıklı birbirlerini selamlamalarını görmesi üzerine, Ermenice “selam” anlamına gelen ve daha çok din adamlarının kullandığı voğçuyn kelimesinden gelmekteydi. Gördüklerinden emin olmak isteyen tüccar, köyün papazından dua etmesini ister ve ağaçlar da liturjiye birbirlerine doğru eğilerek karşılık verirler. [33] Devgants, köyde Surp Garabed isimli bir kilise bulunduğunu bildirmiştir.

Ozor (Oğuzcan)

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Rusdamkedig

Surp Tukhmanuk Kilisesi. Görevli iki din adamı. 1878 Patrikhane sayımına göre köyde Surp Garabed isminde bir kilise bulunmaktadır.

Sartaut

Surp Asdvadzadzin Kilisesi. Der-Garabedyan, köyde adı belirtilmemiş, harabe halde ve ince işçilik örneklerine sahip taş bir kilise bulunduğunu aktarmaktadır.

Şame

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Şebo

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise. 17. yüzyıl sonlarında, burada yazılmış antik bir Ermenice İncil nüshası bulunmaktadır.

Sulduz

Surp Amenpırgiç Kilisesi. Der-Garabedyan’a göre Amenapırgiç antik bir taş kilisedir. Köyden çok uzakta olmayan bir mesafede, Murat Nehri üzerindeki abidevi köprünün yakınlarında Surp Nişan Kilisesi bulunmaktadır. 19. yüzyıl ortalarında Surp Nişan artık harabe haldedir; sadece yıkık duvarları ve temel taşı durmaktadır. Etrafında birkaç haçkar mevcuttur. Muhteşem köprünün on üç kemerinden üçü, Kürt aşiretleri Hayderan ile Hasanan arasındaki iç çatışmalar nedeniyle yıkılmıştır. [34]

Sultanlu

Surp Sarkis Kilisesi. Aslen bir manastır olan kilise, köyün kuzey tarafındadır.

Tatarğazi

Adı belirtilmemiş harabe bir kilise.

Tontırag

Surp Asdvadzadzin Kilisesi. Surp Asdvadzadzin, 1168 tarihinde inşa edilmiş, dört sütunlu muazzam bir taş binaydı. Görevli bir din adamı vardı. Devgants, köyde harika bir kilise olarak tarif ettiği Surp Garabed Kilisesinin bulunduğunu bildirmiştir. Köyün diğer iki kilisesi Surp Hagop ve Surp Istepanos Der Huskan Vortu, 19. yüzyıl sonlarında harabe haldedir. Istepanos, Malazgirt ve civar bölgelerde en çok sayılan azizdir. Malazgirt dışlarında, Van Gölünün doğusunun 10 km (6 mil) kuzeyindeki  Perkıri (günümüzde Muradiye) kasabası yakınlarında, Arkelana Surp Asdvadzadzin Manastırı ismiyle de bilinen, Istepanos’a adanmış bir manastır da bulunmaktadır. [35]

Arkelan Surp Asdvadzadzin veya Surp Istepanos Der Husgan Vortu Vank Manastırı, 2006. Fotoğraflar: S. Garabedyan (Kaynak: Vardzk/Duty of Soul, Sayı 1, Ermeni Mimarisi Araştırmaları, 2015, Erivan).

Yaramiş

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Yekmal/Ekmal

Adı belirtilmemiş bir kilise.

Ziraklu

Surp Istepanos Kilisesi.

Malazgirt Kazası Ziyaret Yerleri

Manastır ve kiliselerin yanı sıra Malazgirtli Ermenilerin ziyaret yeri veya adak yeri olarak kutsal saydıkları şapeller, dağlar, haçkarlar ve kaynaklar da bulunmaktaydı. En uzun ziyaretler, köylüler tarafından Paskalya yortusunda sonra, 40 gün boyunca kazanın sınırları içindeki birçok yere veya köylülerce kutsal sayılan mekânlara yapılırdı. Bu hac ziyaretlerine günlük veya haftalık oruçlar da eşlik ederdi. Malazgird kazası zarar görmemiş ya da parçalanmış haçkarlar ve bir kısmı kutsal olarak kabul edilen yarı harap ya da manastırlarla kaplıydı. Yüzyıllar boyunca, birçoğu tümseklere dönüşmüş (Ermenice, derbukner) taş yığınları bile kutsal sayılmış ve bu yüzden unutulmamıştır. “Derbuk” tümsekleri, özellikle günlük yakan ve secde ederek dua okuyan yörenin Ermeni kadınları tarafından canlı tutulmuştur. [36] 14. yüzyıldan kalma ve tepesindeki yatay taş levhada, bir taş ustasının adını kazınmış olan bir derbuk, Malazgirt kasabasının kuzeyinde uzanıyordu. [37]

Agn Kaynağı, yeri bilinmiyor

Rivayete göre, her sene “Hampartzum” yortusunda verilen şölenin sabahında, melekler Malazgirt kazası sınırları içinde, yeri bilinmeyen bu su kaynağına hayat veren bir elma (Ermenice anmahagan khıntzor) yerleştirilerdi. İnanışa göre bu kutsal kaynak suyuna ilk ulaşan kişi mucizevi elmayı görebilirdi. Şayet biri elmaya uzanacak olursa, elma anında yok olurdu. [38]

Aynakhoca

Köyün kuzey kısmında, yerliler tarafından kutsal sayılan, adı belirtilmemiş bir manastır yıkıntıları bulunmaktaydı.

Bostankhaya

Köyün karşısında, içerisinde dikim alanları bulunan bir bahçeye ulaşan ve merdiven şeklinde çıkıntılara sahip bir tepelik yükselmekteydi. Bu tepelik nedeniyle, köye Karabardez (Ermenice “kaya bahçesi”) veya Türkçe Bostankaya adını vermiştir. [39] Tepenin zirvesinde, zeminde yarı gömülü, bazı taşlarının üzerinde Urartu kralı Menua’nın çivi yazılarının bulunduğu, eski bir kalenin harabeleri vardı. Kalıntılar yakınındaki büyük mezar taşı, efsaneye göre, içinde bir dev yattığı için kutsal sayılırdı. [40]

Lusağpür su kaynağı, Oğcin

Surp Kevork Kilisesi yakınlarından “Lusağpür” pınarı akardı. Sağlıklı insanlar, hastalıkları önlemek için bu pınarın suyunu vücutlarına sürer, hastalar ise göz ağrılarını dindirmek için bu suyla yıkanırdı. Aslında, sağlam veya harap manastırların yakınlarında “Lusağpür” olarak adlandırılan birkaç pınar vardı. Efsaneye göre, gözlerini kuyu suyuyla yıkadıktan sonra, kör bir adam tekrar görmeye başlamıştı, böylece suları gün ışığını getirme gücüyle donatılmış pınara “lusağpür” [ışık pınarı] adı verilmişti.

Süphan/Sipan Dağı

Bu dağın, Van Gölünün hemen kuzeyinden yükselen batı yamaçları, Malazgirt kazasının en güney kısmını sınırlandırıyordu. Sönük bir yanardağ olan Süphan Dağının karlı zirvesi, Ağrı Dağından sonra Dağlık Ermenistan’ın en yüksek ikinci zirvesiydi. Kesik bir koni şeklindeki büyük tepe zirvesinde, efsaneye göre devler uzandığı için kutsal sayılırdı. Malazgirtli köylüler, kurban adakları için dağın eteklerine hac ziyaretine giderlerdi. [41]

Surp Taniel Manastırı, Kop

Bulanık ve Malazgirt kazalarındaki köylerin Ermeni halkı, yılda bir kez, Vartavar Yortusu ziyafeti için Surp Taniel manastırına hacca giderdi. Bayram kutlamaları sırasında, manastırda cirit oyunlarının yanı sıra danslar, eğlenceler ve adak kurbanları düzenlenirdi. Malazgirt’in 24 km güneydoğusundaki Bulanık kazasında yer alan Surp Taniel, yukarıda Malazgirt kazasında bahsedilen aynı isimli manastır veya aşağıda belirtilen aynı isimli şapelle karıştırılmamalıdır.

Surp Taniel Şapeli, Malazgirt

Malazgirt’e yakın bir mesafede bulunan şapel, belli ki aynı isimde bir manastıra aitti. Surp Taniel şapeli sadece Ermeniler için değil buraya ziyarete gelen Kürtler için de kutsal bir yerdi.

Surp Hovhannes Odznetsi Şapeli, Noradin

Yerel ağızla “lusdun” da denilen bu küçük, kulübemsi şapel, aynı isimli manastırın içindeydi. Surp Hovhannes Odznetsi şapeli kutsal sayılırdı ve buraya özellikle yörenin Ermeni kadınları tarafından hürmet gösterilirdi.

Abahunyants Surp Nigoğayos, Kuruca

14. yüzyıl Ermeni kroniklerine göre, manastır kutsal bir ziyaret yeridir. [42]

Surp Sarkis Manastırı, Dugnuk

Manastır, yerlilerin Aziz Sarkis’e dua etmek için gittikleri bir ziyaret yeriydi. Roma ordusunda general olan Sarkis, Hıristiyanlığı bırakmayı reddettiği için oğlu Mardiros’le birlikte şehit edilmiştir. Malazgirt’te, Aziz Sarkis’e adanmış ziyaret yerleri, Aziz Kevork veya Aziz Tukhmanuk gibi azizlere adanmış diğer ibadethanelere kıyasla daha azdır. Yine de Aziz Sarkis, Malazgirt [43] ve Bulanık kazalarında en çok hürmet duyulan azizlerden biridir. Bu azize öyle büyük bir saygı duyulmaktadır ki yöre Ermenilerinin onun adına oruç da tutmaktadır.

Surp Nişan Kilisesi pınarı, Sulduz

Surp Nişan Kilisesi yanından bir pınar akardı. Tatlı bir suyu vardı ve canlandırıcı bir etkisi olduğuna inanıldığı için kutsal sayılırdı. Bir uçurumdan çıkan su, çukur bir kayadan akarak iki adımlık mesafedeki Murat nehrine karışırdı.

Kırmızı Manastır [Garmir Vank] ve kayası, Malazgirt

Malazgirt’İn güneybatısında, bir saatlik bir yürüme mesafesinde Ermeni köylüler için kutsal bir ziyaret yeri sayılan iki ya da üç kilise kalıntısı bulunmaktaydı. Yaygın bir söylentiye göre bu kalıntıların bulunduğu yerde bir zaman “Kırmızı Manastır” [Ermenice Garmir Vank] isimli bir manastır vardı. [44] Kırmızı manastırın yakınlarında iki buçuk metrelik büyük bir kaya bulunuyordu. Doğal bir yontma taşıydı, üstü düz ve oval biçimli bu kaya çukur gibi oyulmuştu. Ermeniler bu taşa “seğanakar” veya “seğani kar” derken, Kürtler bu kayaya “putperest kayası” manasına gelen “giavre kafran” demekteydi. Efsaneye göre antik çağlarda bu kayanın yerinde bir putperest tapınağı vardı. [45] Garmir Vank, birçok kaynağa göre Malazgirt’in güneybatısında bulunan kutsal bir mekândı. Bununla beraber, Hagopyan ve arkadaşları, kayanın Garmir Vanktan çok uzakta olmayan, Malazgirt’in güneyinde ve terkedilmiş bir Ermeni köyü olan Sıncan’ın yakınlarında şeklinde aktarmaktadır.

1) Ğugas İnciciyan'ın Aşkharakrutyun Çorits Masank Aşkharhi (Dünyanın Dört Tarafının Coğrafyası) eserinin baş sayfası, 1. Cilt, Venedik, 1806.

2) A-To'nun (Hovhannes Der Mardirosyan) Van, Bitlis ve Erzurum Vilayetleri [Ermenice] eserinin baş sayfası, Erivan, 1912.

3) Hamazasp Vosgiyan'ın Vasburagan-Vani Vankerı (Vasburagan-Van Manastırları) eserinin baş sayfası, 1. Cilt, Viyana, 1940.

Dağavarigner şapeli, Malazgirt

Çiziyazısıyla yazıtlan barındıran “dağavarigner” denen altı tapınak kaza boyunca dağılmıştı. Bunlardan ikisi Ermenice “kutsal” manasına gelen “surp”, diğer dördüne de “Surp Tukhmanuk”  denilmiştir. Malazgirt ve diğer birçok kazada en çok saygı duyulan azizlerden biri olan Tukhmanuk, Ermenice “esmer çocuk” anlamına geliyordu ve din değiştirerek Hıristiyan olduktan sonra Müslüman dindaşlarının ellerinde şehit olan, Ermeniler tarafından azizleştirilmiş bir Kürt çocuğuydu. [46] Tapınaklar, özellikle kadınlar tarafından cumartesi geceleri ziyaret edilirdi, kadınlar tütsü, mum ve kandil yakar, şöyle yakarırlardı: “Asdvadz, voğormi mer nakhnıyats hokuyn” (Tanrı, atalarımızın ruhlara merhamet etsin). [47]

Surp Nişan Manastırındaki Iskançelakordz [Mucize Yaratan]

Surp Nişan, Süphan Dağının güney yamacında, Artske yakınlarındaydı ve Ermenice Iskançelakordz denen kutsal bir kalıntı barındırıyordu. Bu kutsal kalıntının, İsa Mesih’in doğduktan hemen sonra yıkandığı bronz leğenin bir parçası olduğuna inanılıyordu. İnanışa göre, Meryem ve Yusuf, bronz bir parçayı yanlarında Yahudiye’ye getirmiş, oradan da Havari Thaddeus ve Bartholomeos tarafından Ermenistan’a götürülmüştür. Surp Nişan, Malazgirt kazasının güney ucundaydı ve köylüler, hıyarcıklı veba, çiçek gibi hastalıkları tedavi ettiğine inanılan bu kalıntının bulunduğu manastıra hac ziyaretine giderlerdi. [48]

Mayr Yegeğetsi, Malazgirt

Şehrin doğu kısmında heybetli bir mabet bulunmaktaydı ve yerliler buraya “Ana Kilise” (Ermenice Mayr Yegeğetsi) diyordu. Binanın duvarları, köşeleri ve yakınlarında bulunan işlemeli haçkarlar kutsal sayılıyordu. Ana kilisenin yakınlarında, daha küçük, kemerli bir kilise kalıntısı vardı. Kilise neredeyse yerle bir olmuştu ve düzleşmiş çatısı adeta köy yolunun bir parçası haline gelmişti.

Adı Belirtilmemiş bir Mabet (Manastır), Sultanmahmud

Köyün yakınında, 19. yüzyılın sonlarında hâlâ görülebilen bir manastır vardı. 1877-1878 Rus-Türk savaşı sırasında Ermeniler köyden ayrılmak zorunda kalınca, bu kutsal alan yerli bir Kürt şeyh tarafından yok edilmiştir.

  • [1] Hagopyan, Datevos, “Manazkert,” Sovyet Ermenistan Ansiklopedisi, Erivan, Ermenistan Bilimler Akademisi Yayınnı, 1981, Cilt 7, s. 210. (Ermenice)
  • [2] İnciciyan, Ğugas, Isdorakrutyun hin Hayasdaniayts (Eski Ermenistan’ın Tarifi), Venedik, San Lazarro Adası, 1822, s. 115. (Ermenice)
  • [3] Krisdonya Hayasdan Hanrakidaran (Hıristiyan Ermenistan Ansiklopedisi), Erivan, Ermenian Encyclopedia Publishers, 2002, s. 35.
  • [4] Papyan, Mıher, “Manazgerdi yegeğatsagan joğov 726” (726 Malazgirt Ekümenik Konsili), Krisdonya Hayasdan Hanrakidaran (Hıristiyan Ermenistan Ansiklopedisi) içinde Erivan, Ermenian Encyclopedia Publishers, 2002, s. 668-669. (Ermenice)
  • [5] Bedrosian, Robert. “Armenia during the Seljuk and Mongol Periods,” Armenian People from Ancient to Modern Times içinde, Richard Hovannisian (Der.), Cilt 1, New York, St. Martin’s Press, 2004, s. 246-247, 249.
  • [6] Nicolle, David, Manzikert 1071: The Breaking of Byzantium, Oxford, Osprey Publishing, 2013, s. 91.
  • [7] “No. 25. Consul Taylor to the Earl of Clarendon” kapanış kısmında, Erzurum, 19 Mart 1869, British Documents on Ottoman Armenians, Cilt 1: Turkey No 16 (1877), s. 16-36, Sayı: 13/1.
  • [8] Lynch, H.F.B., Armenia: Travels and Studies, Cilt 2: The Turkish Provinces, Londra, New York, Longmans, Green, & Co., 1901, s. 275.
  • [9] Vantir veya Surp Ağperig Manastırı, Collectif 2015: Réparation, Union Internationale des Organisations Terre et Culture.
  • [10] Ormanyan, Mağakya. Hayots Yegeğetsin yev ir badmutyunı, vartabedutyunı, varçutyunı, paregarkutyunı, araroğutyunu, kraganutyunı u nerga gatsutyunı, İstanbul, V. & H. Ter-Nersessian Yayınevi, 1911, s. 262. (Ermenice)
  • [11] Pıteyan, Sarkis ve Misak Pıteyan, Harazad Badmutyun Darono (Daron Tarihi). (Cairo: Sahak-Mesrop Yayınevi, 1962, s. 335. (Ermenice)
  • [12] Bedrosyan, Hagop, “Verçin araçnortı Daron aşkhari” (Vartan dayrakuyn vartabed Hagopyan) (Daron’un Son Din Adamı: Kıdemli Rahip Vartan Hagopyan), Etchmiadzin Religious-Armenological Review (Sayı. 68 (12)), Eçmiadzin, Mother See of the Armenian Apostolic Church Press, 2012, s. 60․ (Ermenice)
  • [13] Teotig, Koğkota Tırkahay Hokevoraganutyan yev ir Hodin Ağedali 1915 Dariin (Osmanlı Ermeni Din Adamlarının Felaketi ve Cemaatlerinin Yıkıcı 1915 Yılı), Tahran, S.N., 2014, s. 71, 141-142. (Ermenice)
  • [14] Kévorkian, Raymond ve Paul Paboudjian, Les Arméniens dans l’Empire Ottoman à la veille du genocide, Paris, ARHIS, 1992, s. 59.
  • [15] Lynch, a.g.e, s. 171.
  • [16] Parsegyan, V. Lawrence, (Rensselaer Polytechnic Institute Proje Müdürü), Malazgirt (Manaskert) area, Turkey (A-2001), 5: 033; 6: 080-082, Cumulative Index and Guide to the Armenian Architecture, Microform Collection, Cilt I-VII, Leiden, Inter Documentary Company, 1990.
  • [17] Matevosyan, Karen, “Vimagrakan nshkharner Arevmtian Hayastanic”, Etchmiadzin Religious-Armenological Review (no. 72 (4)), Eçmiadzin, Mother See of the Armenian Apostolic Church Press, 2015, s. 148-149. (Ermenice)
  • [18] Devgants, Arisdages, Aytselutyun i Hayasdan (Bir Ermenistan Seyahati), 1878, Erivan, Armenian SSR Academy of Sciences Press, 1985. (Ermenice)
  • [19] Safrastyan, Aram, Gostantnubolsi hayots Patriarkarani koğmits Turkiayi ardaradatutyan yev davanankneri ministrutyan nerkayatsvadz haygagan yekeğetsineri yev vankeri tsutsagnerın u takrirnerı (1912-1913), Eçmiadzin, Mother See of the Armenian Apostolic Church Press, 1965, 23 (2) ve 22 (2-4)), s. 41, 182-183. (Ermenice)
  • [20] Hagopyan, Datevos, Stepan Melik-Bakışyan ve Hovhannes Parseğyan, Hayasdani yev haragits şırçanneri değanunneri pararan, Erivan, Yerevan State University Press, 1986, Cilt 1, s. 975, 485 ve Cilt 2, s. 469. (Ermenice)
  • [21] Ermeni Patrikhanesi 1902 tarihli Muş Ovası ve civarı kasaba ve köyleri nüfus sayımı, derleyen Keğam Der-Garabedyan), s. 157-166. Ermenice)
  • [22] Melik-Bakışyan, Istepan, Hayots başdamunkayin vayrer (Ermenistan ibadet yerleri), Ermenistan, Yerevan State University Press, 2009, s. 121. (Ermenice)
  • [23] Massis, 12 Temmuz (Sayı 28), İstanbul, 1903.
  • [24] A.g.e.
  • [25] Okcu, Naci ve Hasan Akdağ, Salname-i vilayet-i Erzurum (1287/1870-1288/1871-1289/1872-1290/1873): Erzurum il yıllığı, Erzurum, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 2010, s. 205, 317, 442.
  • [26] Mirakhoryan, Manuel, Ngarakragan uğevorutyun i hayapınak kavars Arevelyan Dacgastani (Türkiye’nin Ermeni nüfuslu yerleşimlerine betimleyici bir seyahat), İstanbul, Bardizbanyan Yayınevi, 1885, Cilt 3, s. 60-61. (Ermenice)
  • [27] Hagopyan ve ark., a.g.e., Cilt 2, s. 617.
  • [28] Lynch, a.g.e., s. 271.
  • [29] Sırvantsdiyants, Karekin, Toros Ağpar, Hayasdani Camport (Toros Abi: Bir Ermenistan seyyahı), İstanbul, G. Bağdatlıyan (Aramyan) Yayınevi, 1885, Cilt 2, s. 278.
  • [30] Lynch, a.g.e., s. 272.
  • [31] Review of the Permanent Seismic Committee of the Russian Imperial Academy of Sciences, Cilt 2, Saint Petersrburg, Imperial Academy of Sciences Press, 1905, s. 94.
  • [32] Teotig, a.g.e., s. 141.
  • [33] Ghanalanyan, Aram, Avantabadum (Ermeni Gelenekleri, Erivan, Armenian SSR Academy of Sciences Press, 1969, s. 189. (Ermenice)
  • [34] Mirakhoryan, a.g.e., s. 58-59.
  • [35] Vosgiyan, Hamazasp, Vasburagan-Vani vankerı (Vanburagan-Van Manastırları), Cilt 1, Viyana, Mıkhitaryan Yayınları, 1940, s. 357-378. (Ermenice)
  • [36] Massis, 12 Temmuz (Sayı 28), İstanbul, 1903.
  • [37] Sırvantsdiyants, a.g.e., Cilt 2, s. 278.
  • [38] Ghanalanyan, a.g.e., s. 105.
  • [39] Hampavaper, 19 Haziran (Sayı 25), Tiflis, 1916.
  • [40] Hagopyan ve ark., a.g.e., Cilt 1, s. 731.
  • [41] Bensé, “Hark (Mışo Bulanık)” (Hark։ Muş’un Bulanık Kazas), Armenian Ethnography and Folklore, Cilt 3, Erivan, Armenian SSR Academy of Sciences Press, 1972, s. 50. (Ermenice)
  • [42] Ararat, 30 Nisan (Sayı 4), Mother See of Holy Etchmiadzin, 1872.
  • [43] Hayguni, Sarkis, Bagrevand, çırabaşkh kavar (Bagrevand: Sulak Kaza), Eçmiadzin, 1894, “Toukh Manuk (Proceedings of the symposium)”, Erivan, Hayastan Publishing House, 2001, s. 9. (Ermenice)
  • [44] Püzantiyon, Haziran 22-Temmuz 5 (Sayı 1127), İstanbul, 1900.
  • [45] Mirakhoryan, a.g.e., s. 54-55.
  • [46] Bensé, “Bulanıkh gam Hark kavar” (Bulanık veya Hark Kazası), Ethnographical Journal, Cilt 6, Tiflis, 1900, s. 25-26. (Ermenice)
  • [47] Mirakhoryan, a.g.e., s. 48.
  • [48] A.g.e., s. 42.