Ermenice berrak su manasında gelen “Zulal” grubu New York merkezli bir Ermeni kapella üçlüsüdür ve grup Teni Apelian, Yeraz Markarian ve Anais Tekerian’dan oluşmaktadır. Üçlü geleneksel Ermeni halk ezgilerini yeniden düzenlemektedir. 2002 yılından bu yana sahne alan Zulal, Kennedy Center’s Millennium Stage, the Smithsonian Folklife Festival, the Metropolitan Museum of Art ve Carnegie Hall’s Zankel Hall gibi mekânlarda sahne almıştır. Şarkı düzenleme ve icra etme dışında Zulal film ve tiyatro müzikleri de yapmakta ve gençler için eğitim atölyeleri düzenlemektedir.
Zulal, eski Ermeni köy hayatının kaybolmuş kutlama biçimleri ve danslarının titreşimlerinden yola çıkarak mazinin neşesini ve izlerini onurlandırmaktadır. Ay ışığı altında hazinesini saçan kızlar, sabahları tandırdan yükselen duman, genç gelinlerin saçlarını altın tellerler örerken yaptıkları dedikodu… Geçmiş hayatlara sair bu imgeler Zulal’ın düzenlemeleriyle yeniden hayat bularak, gitgide karmaşıklaşan modern dünyamızda daha sade bir yaşamın sesini duyulur kılıyor. Zulal hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek için bakınız: www.zulal.org
Bu benzersiz düzenlemede Zulal farklı lehçeleri ve çeşitli ezgileri birleştirerek bir kızın ailesinden kendisini evlendirmeleri isteyişini seslendiriyor. Kız, “Baba, Anna beni evlendirin. Hoş bir kırmızı gül veya nergis çiçeği gibiyim. Yabani bir turna gibi narinim” diyor. O dönem için “istenilen” özellikleri olan kız biraz seçici. Bir tüccar, terzi, öğretmen veya kendisini serveti, iplikleri veya mektupları içinde kaybedip karısını unutacak bir adam istemiyor. Kendisi için kara koyunlardan süt sağacak ve dağ esintileri altında uyutacak çobanı arzu ediyor.
1. Ezgi: Mogs
&nbs
Gago Mamo garka zis Ham gül, ham vart, ham nargiz | Baba, anne beni evlendirin Kırmızı gül ve nergis gibi güzelim |
2. Ezgi: Muş/Daron
Yesi çem arner varjabed Gerta tıbrots morna zis Ham gul ham vart ham nergiz Çoli grung ergen viz Yesi çem arner karnarar | Ben muallim almam Okula gider ve beni tamamen unutur Kırmızı gül ve nergis (gibi güzelim) Uzun boyunlu yabani bir turna Ben çobana da varmam |
2. Ezgi: Van
Can oy can oy can oy can Çarçi martu mi dek zis | Can oy can oy can oy can Beni tüccara verme |

Gago, Mare garke zis Hoy hoy hoy hoy, hoy nargiz Hoy hoy hoy hoy, hoy nargiz | Büyüklerim beni everin Nine, dede beni yola koyun! |
Üç genç kadın çarşıya gittikleri bir günü, orada mallarından daha fazla dikkat çeken adamları anlatıyor. Kadınlardan biri kayısı almaya gider ve onun yerine [yakışıklı] Mihran’ı görür. Kadın, “Mihran, şayet kaderin bensiz yazılmışsa dilerim sonsuza dek karısız kalasın!” der. İkinci kadın iğne alamaya gider ama onun yerinde [karşı konulmas] Parseğ’i görür. Üçünü kadın maydanoz almaya gider ve onun yerine [kaypak] Boğos’u görür…
Katser im şugen
Arer im dziran
Tsen dığen garnim
Anunın e Mihran
Mihran, can, Mihran, Mihran
Gıdag çunenas
Te du zis çarnis
Angınig mınas!
Katser im şugen
Arer im aseğ
Tsen dığen garnim
Anunn e Parseğ
Parseğ, can, Parseğ, Parseğ
Gıdag çunenas
Te du zis çarnis
Angınig mınas!
Katser im şugen
Arer im mağdanos
Tsen dığen garnim
Anunn e Boğos
Boğos, can, Boğos, Boğos
Gıdag çunenas
Te du zis çarnis
Angınig mınas!
Bu şarkı baba ocaklarından uzaklaştırılıp tehcire gönderilen Ermenilerin sesinin yankısıdır. Şarkıda çok uzun süre önce yitirilmiş eski köy gelenek ve inançlarına duyulan özlem görülüyor.
Hadi, gidelim oğlum. Şifalı otların yeşerdiği, kuşların cıvıldaştığı, kırlangıçların kanatlarını çıptığı kırlara gidelim. Bizsiz taşlar ağlar. Analarımız, babalarımız oradalar. Tatlı sesleri bizi çağırıyor. Onları duyup da gitmemezlik edebilir miyiz? Hadi, oğlum, memleketimize gidelim.
Kele lao, kele ertank mır ergir, Hon arosner gdutz gudtsi gı yerkin, Mer herın endeğ, mer merın endeğ gı dzağgin. Kele lao, kele ertank mır ergir | Hadi oğlum, hadi memleketimize gidelim, Toy kuşları cıvıldaşır, Babamız oradadır, anamız orada yeşermiştir. Hadi oğlum, hadi memleketimize gidelim |
Mışo Keğen yergu hars Hay nay nay nay… Mışo taşden man ergel Hay nay nay nay… | Muş köyünden iki gelin Hay nay nay… Na na na… |