Antep – Meslekler

Yazar: Ani Voskanyan, 01/06/2023 (son değişiklik: 01/06/2023). Çeviren: Sevan Değirmenciyan.

19 yy. sonunda ve 20. yy. başında Antep ekonomik olarak giderek istikrarlı ve gelişen bir şehir oluyordu. Bunun başlıca sebeblerinden biri ise mesleklerin ilerlemesi idi. Antep Manisa Bezi dokumacılığı ve diğer dokuma çeşitlerinin üretimi, sabun imalatı, ayakkabıcılık, şarapçılık, bakırcılık, kuyumculuk, dantel işçiliği, aynı zamanda farklı tatlıların (pestil, sucuk, pekmez) üretimi ile göze çarpıyordu [1]. Krikor Kudulyan yüksek kaliteye sahip Manisa Bezi işlemeciliği ve deriyi, deri eşyaların ve bakırın üretimini yerel imalatta özel bir yeri olduğunu belirtmekte. Antep’in rakısı ve zeytinyağı da ünlüydü, dokumacılık, sabun imalatı ve dantel üretimi de gelişim göstermişti [2]. Şehirdeki meslek erbabının en az ¾’ü Ermeniydi [3]. Antep, İskenderun Limanı vasıtasıyla İzmir, Beyrut, İstanbul pazarları ile iletişim kurabiliyordu. Büyük çapta alaca, deri, kuru yemiş ve fıstık [4], keçi derisi, deri eşyalar vs. ihraç ediliyordu [5].

Dericilik (Tabaklama)

20. yy. başında dericilik, Manisa Bezi dokumacılığı gibi, önemli meslek kollarından biri olmaya devam etmekteydi. Şehir sakinlerinin hemen hemen 3/8’i bu iki meslekle uğraşmaktaydı [6]. Dönemin basınına göre Antep meslekleri arasında Manisa Bezi dokumacılığından sonra dericilik ikinci sırada gelmekteydi [7].

160-170 usta bu meslekte çalışmaktaydı. Üretilen sahtiyan çok kaliteli idi ve hemen hemen rakibsizdi. 1908 tarihinde sarı derinin okkası (1 okka=1283 gr.) 32-36 kuruştu, kırmızı derininki ise 42-45 kuruş. Üretilen derinin sadece küçük bir kısmı yereldeki ayakkabı talebini karşılamak için kullanılmaktaydı, büyük bir kısmı Halep, Mısır vs. ithal ediliyordu [8].

Dericilik 1870 tarihine kadar Ermenilerin elindeydi, daha sonra diğer millet temsilcileri de bu işe el attılar. Şehirde dericilere özel Tabakhane adında bir mahalle bile kurulmuştu. Antep Kalesi’nin kuzeyine düşen mahallelerin sakinleri dericilikle, deriden yapılan farklı eşyaların üretimi ile uğraşıyordu. Bu meslekle uğraşan ustabaşların sayısı 35 idi, emekçilerin genel sayısı ise 10 bine ulaşıyordu. Her bir ekip muhtemelen bir usta ve 4-5 çalışandan oluşmaktaydı. Tabaklanmamış deriyi temizleyenler, hayvan derisini deriye çevirenler, cilacılar vs. Genelde tüm çalışanların hayat koşulları ortadan aşağı idi, orta halli yaşayabilmek için tüccar-ustaların kazancı yeterli idi sadece, fakat onların da sayısı %5’i geçmiyordu [9].

Bir söylentiye göre, bu meslek 1830’larda İran’dan Diyarbekir’e göç eden Vanısyan ailesinden Vanıs oğlu Harutyun tarafından Antep’e getirilmiş. Harutyun’un mesleğin modern halini getirdiğini de söylemek gerekir. Yeni meslek şehirde hızlıca yayılıyor. Vanısyan, Kasarcıyan, Srabiyonyan, Panoyan, Adanalyan, Düzdabanyan aileleri meslekte ünlü olan ustalardı. Bir çok Tabakyan da vardı ve bunlar meslek icabı eski soyisimlerini artık kaybetmişlerdi [10].

Antep’in tanınmış tüccarlarından Hagopcan Yakubyan da dericilik, aynı zamanda kahve ve şeker ticareti ile uğraşıyordu. Yazıhanesi Millet Hanı’ndaydı [11].

1915 yılında dericilik Antep’te en yüksek gelişim seviyesine ulaşmış, ayakkabı yüzü ve altı için Avrupa tarzı deri üretimi mümkün olmuştu. 1910 yılına kadar kullanılan boyalar yerli idi, fakat diğer hammadeler ithal ediliyordu. İmalatın geniş bir yayılma alanı vardı, Kilikya bölgesinin farklı şehirlerine, komşu vilayetlere, Mısır’a, hatta Sudan ve Hindistan’a ihraç edilmekteydi [12]. Sarı olarak işlenen deri çokca Mısır ve Tunus’a ihraç ediliyordu [13].

Kunduracılık

Mesleğin 1869 yılında oluştuğunu söylemek mümkün. Antep’te ayakkabıcılıkla uğraşan 40 dükkan vardı. Her bir dükkanda 5-10 ayakkabıcı çalışıyordu. Meslek erbabının yaşam şartları orta, bazen ortanın bir az üstüydü [14].

Dokuma

Dokumacılık farklı kollarıyla eski ve yaygın bir meslek. Yün, pamuk ve kıl üzerinde çalışan farklı ustalar vardı. Kılla çuval ve çadır örülürdü. Cübbe ve maşlah hazırlayan ustalar da vardı. Cübbe hazırlayanlar genelde Ermeni idi. Bu çalışma sayesinde yaklaşık 60 aile geçimini sağlıyordu [15].

Garabed Karğayan (Kargayan olarak da geçiyor), Nersesyan Okulu’Nu bitirdikten sonra dokumacılıkla uğraşmaya başlar. Kısa bir zaman sonra manusa satan ustalar ekibinin önemli bir üyesi olur. İki Kapılı Han’da bir dükkan açar. Kargayan Müessesesi Harput ve Siverek’te şubeler açar. Müessese Antep’te dokumacılığın sanayileşmesine ön ayak olmuş ve İngiltere’den makineler getirtmiştir [16]. Garabed Kargayan’ın işini büyük oğlu Nubar Kargayan ve damadı Hrant Barsumyan 1915’teki Tehcir sırasında ve sonrsında yerleştikleri Halep ve İskenderiye’de (Mısır) devam ettirirler. Onlar bu yeni memleketlerde basma adı verilen kumaş üretimine de başlarlar [17].

Dokuma, kumaş ve basma satan müesseselerden biri de Mörcemyan (ilerde Karamanugyan olmuş) ve Bazarbaşyan aileleriydi. Kuzugyan ve Barsumyan müesseseleri yazma ve çember adı verilen kumaşları hazırlama alanında uzmanlaşmıştı [18].

Aslen Antepli olan Kevork Kuzugyan kardeşleri ile Antep’te basmacılık ve yazmacılık, yani kumaş üzerine baskı ve baskı ile süsleme zanaatını tesis eder. Kuzugyan estetik zevki ve sıkça yaptığı yolculuklar sayesinde, özel kalıplar hazırlar ve boyama sanatına hakim olup, güzel işler ortaya koymaya başlar. Giderek zanaatını geliştirir ve bir aile mesleğine dönüştürür. Tesis ettiği üretim diğer aileler için de istihdam sağlamaya başlar. Kuzugyan zaman içinde farklı şehirlerde şubeler açar ve bu yerlerde önemli başarılar elde eder [19].

1890’lı yıllarda pamuklu çorap üretimi Antep’te yeni yeni gelişmeye başlamıştı, sadece 5-6 makine vardı. 1895 tarihinden sonra Antepliler hamam gereçleri üretmeye başlar. Başlarda sadece yerel talebi karşılamaktaydı [20]. Hamam havluları, peştemaller ve benzer ürünler hazırlayan 10 tezgah vardı. Bu alanda faaileyte gösteren tüm işçiler Ermeni idi [21].

Kilimcilik

19. yy. ortalarında Antep’teki yerel talebi karşılayan yeterince kilim dokuma tezgahları vardı. 20 yy. başında giderek gelişerek tezgahların sayısı 150’ye varır [22]. Bazı kaynaklara göre Antep’te kilim, kemer, şal, havlu dokuyan 200 tezgah vardı ve buralarda 1500 kişi çalışmaktaydı [23]. Yerli ve Avrupa’dan ithal edilen iplikle kilimler dokunuyor, hem pamuklu, hem yün iplikle veya karışık olarak da talebe göre kilimler hazırlanıyordu. Ustaların çoğu Ermeni idi, çalışanlar ise Ermeni ve Türk. Üretilen kilimler Halep’e, daha güneye, diğer Arap ülkelerine, Adana, İzmir, İstanbul ve çevre illere ihraç ediliyordu [24]. Avedik Güleseryan’ın [25] Antep açıkhava çarşısında kilim ve kıyafet dükkanı olduğu biliniyor [26].

Halıcılık Antep’te yaygın değildi. Bu alanda tanınmış olan Uzunyan ailesi idi [27].

Kemercilik

Kemercilik Antep’e 1895 tarihinde gelmiştir. Meslekle ilk meşgul olanlar Gürünlülerdi. İran kemerleri boz renkte olurdu ve epeyce yaygındı. Çalışanlar çoğunlukla Ermeni idi ve yaklaşık 100 tezgah çalışmaktaydı. Meslek yıldan yıla gelişmekteydi. Apanyan, Gedigyan, Mertahanyan müesseseleri bu mesleğin bilinenleriydi [28]. Yağsızyan ailesi özellikle Gürün kemerleri üretmekteydi ve 1908’ten sonra bu üretime karşı bir ilgi vardı. Antep ve çevresinde satılmaktaydı [29].

Terzilik

Terzilik kadim meslek dallarından biri. Eskiden geleneksel, aynı zamanda kaliteli kumaştan ve bükümlü iplikten kıyafetler dikerlerdi. Avrupai kıyafet dikmeye 1890 yılından sonra başlanıyor. Önceleri 10 dükkan ve her bir dükkanda çalışan 3-5 kişi vardı. Rakıbyan, Matosyan, Boşgezenyan, Terzi Mihran Bülbülyan vs. bu alanda tanınmış kişi ve ailelerdi. Geleneksel kıyafet diken terzilerin sayısı başta 30’tan fazla idi, daha sonra azalıp, 15’e kadar geriler. Her bir dükkanda ise 2-3 çalışan vardı. Misiryan, Hadidyan, Çiçekciyan, Der Sarkisyan vs. ünlü müesseseler arasındaydı [30].

Dantel İşlemeciliği

Prof. Aleksan Bezciyan ve New York’ta yaşayan Arusyag ve Ferdinand Kaymakamyan’ın Vartuhi Seferyan-Kaymakamyan ile ilgili hatıratında Antep’teki dantel işlemeciliği ile ilgili çok değerli veriler var. Vartuhi Seferyan-Kaymakamyan 1835 yılında Antep’te doğmuştu. Kendi zamanının Antep’de yaşayan ender aydın kadınlardan biri idi. Kız okullarının tesisinden önce, ev ortamında kızları eğitiyor, onlara dikiş ve el işi öğretiyordu [31]. H. Tokmakçıyan’a göre, yukardaki verilerden anlaşılacağı üzere, 1840’lı yıllardan itibaren ev ortamında dantel işlemeciliği öğretiliyordu [32].

1877 tarihinde kurulan Hayganuşyan Okulu için ek maddi gelir sağlamak amacı ile yıl sonunda elişi piyangosu yapılması kayda değer. Aynı okuldan mezun olan Arşaluys Alacacyan-Naşalyan 1900-1907 tarihlerinde başka dersler yanında elişi öğretmenliği de yapmış [33].

Antep nakış örnekleri. Fotoğrafçı: Hraç Tokatlıyan.

Elişine verilen özel önem ve o dönemde bunun gerekliliği Hayganuşyan Okulu’nun ders programında da net bir şekilde farkediliyor.

Elişine ayrılan dersler şu şekilde paylaştırılmıştı:

  1. I. yıl- elişi, “harç” örmeye giriş, 8 ders.
  2. II. yıl- elişi, “harç”ın devamı ve dantele giriş ve Antep Nakışı, 8 ders
  3. III. yıl- elişi, geçen senenin devamı, daha zor örnekler, “broder”, “kanavela, ve “Antep nakışı” ile hassas provalar, 8 ders. 
  4. IV. yıl- Kadife ve müslim üzerinde elişi, ipek ve boncukla çalışmalar, “brode” vs., 8 ders.
  5. V. yıl- elişi, ipek ile hassas işler çalışmaya devam, farklı bilgiler, 8 ders.

Elişine tahsis edilen ders saatlerinin diğer derslere oranla daha fazla olduklarını da belirtmek gerekir. Farklı bir derse 8 saat tahsis edilmezdi [34].

Antep dantel işlemesinin birbirinden tamamen farklı başlıca üç çeşidi var:

  1. a) sade iğne işi, kumaş üzerine, dikiş olarak, 
  2. b) Oya adı verilen, taşradaki Ermeni kadınların kalın iplikle hazırladıkları, yünlü olmayan, sadece iplikle,
  3. c) İplik kesme veya iplik çekme işi; ipek ipliklerin bazıları keserek yapılır ve açık kalan bölge ince dantel işçiliği ile doldurulurdu [35].

Elişinin ilk çeşidini kullanmak kolay oldu, çünkü Ermeni kadınlar eskiden beri kendi önlüklerinde uyguluyorlardı ve belli ölçüde deneyim sahibiydiler. Oya adı verilen tür, sadece iplikle (pamuklu, ipek) hazırlanıyor ve yaka veya yastık yüzü kenarları için süs olarak kullanılıyordu. Bunların renkli olanları ise kadın eşarplarının kenarlarını süslemek içindi. Fakat iplik çekme işi epeyce uzmanlık ve belli ölçüde bilgi gerektiriyor ve öğrenmesi pek de kolay değildi [36].

Hamidiye kırımları sonrasında, dantel işlemeciliği Antep’te gelişim kaydetti ve insanların geçimlerini sağlayabilecekleri bir seviyeye geldi. Büyük sayıda erkek nüfusun yok edilmesi sonrasında, geçim sağlama ihtiyacı kadınları yeni iş imkanları bulmaya sevketti. Eliza Saçaklıyan’ın tanıkığına göre, Antep’te dantel işlemeciliği vasıtasıyla gelir sağlamak için ilk girişimde bulunan kendi halası olan Khaçhatun Gemiciyan ve annesi Tırvanda Der Melkonyan’dı. Onlar sadece güzel işler ortaya koymuyor, aynı zamanda satıyorlardı da [37].

19. yy. ikinci yarısında Antep’e yerleşen Amerikalı misyoner Fenni Shepard bu işin başlaması ve satış için çok yardımcı olur.Yılların çalışması ve yapılan yatırımlar neticesinde, 1906-1907 yıllarında Shepard önderliğinde dantelcilik öyle yaygın bir hale gelir ki, siparişlere ancak yetişir duruma gelirler. Bu dönemde en az 2500 kadın zanaatkar vardı. Kadın çalışanların çalışmalarını alan, hataları düzelten ve onlara maaş ödeyen bir kadın çalışan ve bir de katip-çizer vardı. Katip-çizerin görevi dantel için numuneler hazırlamak, hesapları tutmak ve çizim yapmaktı. Krikor Boğaryan’ın belirttiği gibi, Hovagim Bakkalyan güvenilir bir çizer ve katipti. “Antep işi” (Antep Nakışı) adı verilen bu dantel çeşidi, özellikle Shepard-Bakkalyan işbirliği sayesinde geniş bir tanınırlık kazanır [39].

Fenni Shepard evinde de elişi-dantelcilik okulu açar. Çalışanlardan en fazla ihtiyaç sahibi olanları seçmiştir. Okulda 9-11 yaş arasında 12 kız öğrenci vardı ve elişi-dantel dışında okuma ve yazma da öğreniyorlardı. Okulu bitiren bir kız yerine, yeni bir kız alınıyordu. “Antep Elişi” olarak günümüze kadar bilinen bu çalışmalar yurtdışındaki benzerleri ile rekabet edebiliyor ve yüzde yüz kar ile satılıyordu. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Mısır vs. siparişler geliyordu [40].

O döneme ait basının değerlendirmesine göre dantelcilik Antep’te epeyce kazançlı bir meslek sayılmaktaydı. Yazılanlara bakılırsa, başlıca Pazar Amerika’ydı, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine de ihraç edilmekteydi. Haftada 300 liralık mal satılıyordu. Bunun 200 lirası çalışanların maaşı idi [41].

19. yy. sonunda ve 20. yy. başında Kıracıyan biraderler dantel imalatı ve satışı ile meşguldüler. Kardeşlerden biri olan Avedis 1907’de aile işini büyüütmek amacı ile Fransa’ya gider. Nazar Kıracıyan ise biraderleri ve kız kardeşi Khanum Leylegyan’ın işbirliği ile Londra’da Antep dantelleri satılan bir dükkan açar [42].

Garuc Karamanugyan (Civan Garuc) kişisel çabası ve çalışması sayesinde Antep’in ileri gelen tüccarlarından ve mülk sahiplerinden biri olur. Karamanugyan 45 bin Osmanlı Altını’na sahipti. Bunun 15 bin Osmanlı Altını taşınmazlara tahsis edilmişti (şehirde dükkanlar, köylerde ise tarlalar, bağlar ve fıstık ağacı bahçeleri) ve büyük bir gelir sağlıyordu. Karamanugyan dantel sektörüne 15 bin Altın yatırım yapmıştı: 4-5 bin Antepli kadın kendi siparişi üzerine elişi-danteller (Antep Nakışı) hazırlıyordu. Üretim ABD’ye ihraç ediliyordu. Dantellerin satışı için Karamanugyan’ın oğlu Movses Karamanugyan önceden ABD’ye gönderilmişti. Paranın üçüncü kısmı olan 15 bin altın ise Karamanugyan tarafından Suburcu caddesinde bulunan geniş manifaktura mağazasına tahsis edilmişti [43].

Kuyumculuk

Kuyumculuk 1750-1800 yıllarında gelişmeye başladı. Antep’te Ermenilere ait bir meslek dalıydı. Ortaya konan çalışmalar o kadar ince ve zevkliydi ki gerçekten birer sanat eseri sayılabilirdi. 19. yy. başında kuyumculuk alanında daha çok takı, buhurdanlık, kase, kandil, mumluk, haç, İncil ve dua kitabı kabı vs gibi kilise eşyaları hazırlanıyordu. 1850’lerden itibaren sofra gereçleri, oyma ve kakma gibi modern kadın takıları yaygınlık kazanıyor. Başta bu ürünler yerelde ve çevre köylerde satılıyordu sadece. 1900 yılına kadar eski paralar ve eskimiş eşyaların eritilmesi ile hammadde de yerelden sağlanıyordu. Sonraki yıllarda ise Avrupa ve Amerika’dan ithal etmeye başlarlar [44].

Ermeni ustalar tarafından hazırlanan yüzükler, bilezikler, küpeler, saat zincirleri, haçlar vs. sayesinde kuyumculuk Antep’te zirveye ulaşılır. Antika adı verilen, taşlı yüzükler çok meşhurdu. Antep’in kuzeydoğusunda bulunan Keber tepesinden çıkarılan madde ile yapılıyor. Bu taşlar saydam kırmızı ve koyu kırmızı renklere sahipti. Yüzüklere antika adı veriliyordu, çünkü üzerlerinde Roma askeri, kadın veya farklı oymalar olurdu. Benzer yüzükler Antep’in varlıklı aileleri tarafından talep ediliyordu [45].

1915 yılında Antep’te Ermeniler ait 50’den fazla kuyumcu dükkanı, her birinde ise 3-5 çalışan vardı. Nazaryan, Dağlıyan, Davoyan, Pancarcıyan müesseseleri aralarında ünlü olanlardı. Bu ailelerden ünlü olan ustalar ise Garabed Dağlıyan ve evladları Kevork ve Krikor, Tavit Davoyan, Rupen Davoyan vs. idi. Bu aileler sadece iyi zanaatkar değil, aynı zamanda Ermeni toplumuna dair çalışmalarda önemli katkı sunmuşlardır. Antep’in ileri gelen ailelerinden Nazaretyanlar da kuyumculukla meşguldü [46]. Nazar Ağa Nazaretyan (1815-1877) usta bir kuyumcu ve ünlü bir tüccardı. Kendisi aynı zamanda Antep’teki İran konsolosuydu. Kentte daha ziyade Kara Nazar olarak tanınırdı. Antep’in meşhur Nazar Ağa Büyük Hanı kendi adıyla anılmaktaydı. Hanı büyük oğlu Nigoğos Ağa Nazaretyan inşa etmişti [47].

Antep kuyumculuk alanında geleneklere sahip ailelerden biri de Nazaryan ailesi idi. Kuyumcu Garabed Nazaryan’ın büyük oğlu Harutyun sadece ileri düzeyde bir zanaatkar değil, aynı zamanda hayırseverliği ile tanınmış bir kişi idi. Kültür faaliyetlerini devamlı destekliyordu ve Vartanyan ve Hayganuşyan Okulları yönetim kurulu üyesi idi. Yaptığı bağışlardan dolayı bir çok kez Kilikya Katolikosu II. Sahag’ın (1902-1939) özel beratlarına layık olmuştu [48].

Kuyumculuk sektörüne önemli katkısı olan ailelerden biri de Kalemkaryanlardı. Kalemkar Garabed, oğlu ünlü Melkon Kalemkaryan ve onun evladları kilise gereçleri hazırlıyor ve onları kendi özel oyma ve kakmalarıyla beziyorlardı [49].

Bakırcılık

Bakırcılık en kadim mesleklerden biri. Bu mesleğin iki dalı vardı. İlki bakır parçalarını eriten, arıtan, döken ustalar. Bualanda Maraş’tan gelen Sarkis ve Hovhannes Yağlıyan kardeşler namlıydı. İkincisi ise yaprakları açıp, açılan yapraklarlafarklı eşyalar hazırlayanlar.

Antep’te bakırcılık da Ermenilere özgü bir zanaattı. Bakırcı ustaların çalışmaları o kadar özenliydi ki, gerçekten sanat eseri sayılabilirdi. Hem bakır, hem gümüşle ortaya koydukları çalışmalar Avrupa’daki benzerleri ile rekabet halindeydi. 1840-50’li yıllarda meslek ivme kazanıyor. Çoğunlukla mutfak ve günlük kullanım için gerekli araç-gereç, rakı damıtma kazanları, çeşitli mangallar, semaverler vs. hazırlanıyordu. 1880’li yıllarda Antep’te hazırlanan bakır eşyalar ihraç da edilir. Başlıca pazarlar Adana, Zeytun, Malatya, Siverek, Urfa, Antakya, Halep ve Şam’dı. Antep’te 60’dan fazla bakırcı dükkanı vardı ve her birinde 4-10 çalışan mevcuttu. Meslek, çalışanlara orta sınıf refahı sunuyordu. Zenginleşen ustalar da vardı. Bakır eşya talebini karşılamak üzere, 1910 tarihinde Movses Demirciyan bakır eşya hazırlayan bir makineyi Antep’e getirir [50].

19. yy. Başlarında Kalaycı Garabed kalfa metal eşyalar üzerinde kakma ve oyma yapmaya, yani kalemkarlığa başlar ve büyük başarı elde eder. Daha sonra Kalaycı soyadını Kalemkaryan’a çevirir [51] (Kalemkar, oyma kalemi ile çalışan, geçimini kazanan yada doğrudan oymacı demek [52]). Melkon Usta hazırladığı kakam ve oyma çalışmaları “Melkon Kalemkaryan ve Mahdumları” olarak mühürleyip, aile mesleğini sanata dönüştürüyor. Melkon marangozluk zanaatında da ustalaşmıştı, mühendislik ve makinecilik alanlarında geniş bilgiye sahipti. Malkon’un oğlu Harutyun Kalemkaryan ressamlık alanında çarpıcı bir yetenek ortaya koyuyordu, ve 11 yaşından itibaren aile mesleğine katılıyor [53].

Kalemkaryanlar hazırladıkları eşyaları sadece sanatsal olarak mükemmelleştirmiyor, aynı zamanda onları daha fazla kullanışlı yapmak için uğraşıyorlardı. Melkon Kalemkaryan damıtma kazanının, rakının derecesini daha doğru gösteren dairesel boru sistemi ile daha gelişmiş bir türünü yaratmıştı [54]. Tanıkların ilettiği bilgilere göre, Melkon Usta herhangi bir işe başlarken, ilk önce gerekli aletleri, örs ve çekiçleri hazırlardı. Çoğu zaman önhazırlık çalışmaları, asıl çalışmadan daha uzun sürerdi [55].

Antep S. Asdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi avizesi Melkon Kalemkaryan’ın meşhur çalışmalarından biri idi. Usta, 1897 tarihinde avizeyi kiliseye hediye etmişti. Avize büyük bir ustalık ve güzel bir oranla hazırlanmış bir eserdi. 12 dalı vardı. Bunların üzerine lambalar yerleştirilmişti ve dalların arasında kalan kısımlara aşağıya doğru bakan 12 melek vardı. 1915 Tehciri’nden önce yapılan mangal da büyük bir ustalıkla yapılmıştı [56].

Genel olarak, Kalemkaryanlar tarafından hazırlanan avizeler, kutsal kaseler, kilise gereçleri, buhurdanlıklar, bardak ve tabaklar dünyanın farklı köşelerinde lüks ve ihtişam eşyaları sayılıyordu. Onun tarafından hazırlanan mangallar, semaverler, leğenler, bakır ve altın kaplama tabaklar ve diğer sofra gereçleri bir çok varlıklı ailenin evini süslüyordu [57].

Antep’ten getirilmiş bakır kepçe (Piranyan/Papazyan arşivi, Los Angeles).
Antep’ten getirilmiş bakır tabak (Piranyan/Papazyan arşivi, Los Angeles).
Antep’ten getirilmiş bakır bir kase (Piranyan/Papazyan arşivi, Los Angeles).
Antep’ten getirilmiş bakır yüksük (Piranyan/Papazyan arşivi, Los Angeles).

Kalemkaryan ailesi yaklaşık 200 sene bu meslekte kalmış. Üç farklı şehirde çalışmışlar. Antep’te bulunan dükkan-atölye kuyumcular çarşısının başındaydı. Kemerli, eski çarşıda Usta Melkon’un komşusu Krikor Dağlıyan’dı. Dükkanın ikinci katında Türk okulu vardı. 1915’teki tehcirden sonra Şam’e yerleşiyor ve Hamidiye Çarşısı’nda çalışmaya başlıyorlar. Mütarekeden sonra Antep’e geri dönerler, fakat belli bir zaman sonra yeniden yerlerinden yurtlarından sürgün edilir ve Antep’ten nihayi olarak ayrılmak zorunda kalırlar. Kalemkaryan’lar yeniden Şam’a yerleşir, 1924 tarihinde ise Halep’e geçerler. Handag sokağında bir atölye açarlar. Atölye 1961 tarihine kadar çalışır [58]. Sadece Antep’te değil, Antep dışında da gümüşcülük ve bakırcılık alanında yarattığı eserlerin biricikliği ile Kalemkaryan ailesi rekabet üstüydü.

Bakır ve gümüş eşyalar hazırlamak, üzerlerinde oyma ve kakma çalışmaları yapma anlamında Arslanyan ailesi de meşhurdu. Nerses, Adur ve Hovhannes Arslan Garabed’in oğullarıydı, daha çok Babaşah’ın Mahdumları olarak tanınıyorlardı. Mutfak araç gereçleri, süslemeler, kandiller, Kutsaş Kitap kaplarına süslemeler vs. [59]. Kevork H. Barsumyan, ailenin dört nesil bakırcılıkla meşgul olduklarını söylüyor ve Aslan Baba, Karnı Böyük, Baba Şah ve Çıhud Aslan olarak isimlerini de zikrediyordu.

Kınacıyan, Arıcıyan, Srabionyan, Mağakyan, Manugyan (Gavur Manig), Patanyan müesseseleri bu alanda ün sağlamışdı. Bunlardan Kınacıyan, Aslanyan Baba, Karnı Böyük aynı zamanda tüccar bakırcılardı. Barbara Garuc (Garabed) usta, Srabionyan Srabion, Manugyan Nerses, Patanyan Kevork vs. usta zanaatkarlar olarak tanınıyorlardı [60]. Kilikya Katolikosu I. Papken’in (1928-1936) kardeşleri Nerses ve Kevork Güleseryan da bakırcı-kalaycıydı [61]. Kınacıyan ailesi tarafından üretilen veya satılan bakırın Adana’dan Malatya’ya, Urfa’dan Şam’a geniş bir tüketim coğrafyası vardı [62].

Berç Garabedyan, 1815-1915 döneminde Antepli Ermeni bakırcılardan şu isimleri zikreder. Garabedyan bu isimleri bakır eşyalar üzerindeki yazıtlardan toplamış: Hagop Usta, Minaci Hacı Hagop ve mahdumları, bir diğer Hagop, Artn, Hns. Boşgedzenyan [Boşgezenyan], Arslan Baba ve mahdumları, Arslanyan biraderler, Krikor Boşgezenyan, Yeğya Yesayan, Karayan oğlu İbrahim, Melkon Kalemkaryan, Hagop Kınacıyan, Harutyun Berberyan, Nerses Manugyan, Nerses Çorbacıyan, Sarkis Çemberciyan [63].

Demircilik

Demircilik yaygın olan eski bir meslek dalıydı. Bu alanda çalışan ustalar tarım, duvarcılık, marangozluk, nalbantlık ve diğer zanaatlarda kullanılan gereçleri hazırlıyorlardı. Üretilen aletler şehrin ve çevre köylerin taleplerini karşılamakla kalmıyor, ihraç da ediliyordu.

1870’li yıllara kadar, hammadde Zeytun’daki demir madeninden getiriliyordu. Eski ve yıpranmış demir eşyalardan da faydalanıyorlardı. 1880’li yıllarda hammadde getirme işi büyür. Şehirde demirci olarak çalışan en az 50 atölye, her bir atölyede de 4-5 çalışan vardı [64].

Nasanyan, Parseğyan, Zeytunyan ve Demirciyan soyadlı farklı aileler Antep’teki hatırı sayılır demirci ustalarıydı. “Bursa Demircisi” adında bir demirci de anılıyor. Hagop Çatmacıyan ve oğlu Kevork, Nazar Göyşenyan ve evladları Mikayel ve Kevork, Firenk (Katolik) Garabed usta ve oğlu Hacı Harutyun ünlü ustalar arasındaydı. Martin adlı devletin de kullandığı silah Hacı Harutyun tarafından hazırlanmıştı. Avrupa’dan çivi ithal edilmeden önce, demirci ustaları sdaece çivi imal ederlerdi. Bunlar genelde Mıhçıyan soyadını taşırdı [65].

Dökümcülük

Antep’te dökümcülüğün temelleri 1800’lerde atıldı. Dökümcü yapılacak olan eşyanın kalbını hazırlıyor, döküyor ve düzenliyordu. Silah parçaları, çıngıraklar, ziller, mürekkeplik, kaşıklar, bakır kapların bazı bölümleri, su pompası vs. Hazırlanan eşyalar Suriye, Sudan ve Mısır pazarlarına gönderiliyordu. Hammadde olarak kullanılan çinkü, kalay ve kurşun Halep’ten getiriliyor, bakırı ise yıpranmış ve kırılmış kapları yeniden dökerek elde ediyorlardı. 1915 tarihinde Antep’te 22 dükkan vardı ve her birinde 3-4 çalışan mevcuttu. İşkhanyan, Bandzalyan, İsgenyan, Hamasyan ve Boşgezenyan atölyeleri ünlüydü [66].

Boşgezenyan müessesesinden silah ustası Hagopcan ünlüydü. Kendisi aynı zamanda demir ve pirinç üzerine oyma yapıyordu. Ustanın oymalarının bulunduğu silah ve mühürler günümüzde de geniş bir talebe sahip. Oğlu Krikor Boşgezenyan yereldeki imkanlarla su pompaları hazırlamaya başlar ve bu o zaman için önemli bir başarı sayılıyordu. Krikor’un işini damadı olan Harutyun Barsumyan ve evlatlığı olan Manuel Bağdasaryan devam ettirir [67]. Harutyun Barsumyan entelektüel Kevork Barsumyan’ın babasıydı. Başlarda Kevork da dökümcülükle meşgul olmuştur [68].

Antep’ten getirilmiş olan sabun kabı (Bağdasaryan-Melkisetyan Arşivi - Lübnan).

Silahçılık

Silahçılığın başlangıcını 18. yy. Başı olarak belirtmek gerekir. Meslekteki gelenekler nesilden nesile aktarılmaktaydı. Silahçılıkla meşgul yaklaşık 25 dükkan vardı. Her birinde ise 3-4 çalışan mevcuttu. Silahlar sadece iç pazarda değil, aynı zamanda seyyar satıcılar vasıtasıyla dışarıda da satılıyordu. Boşgezenyan, Maksudyan ve Kürümliyan müesseseleri bu alanda tanınmıştı 1860-1915 yıllarında faaliyet gösteren en ünlü ustalar Hacı Yeğya ve Nazar Boşgezenyanlardı [69].

Bıçakçılık

Bıçakçılık eski bir meslek. Çakı, ustura, kama, hançer vb. eşyalar hazırlıyorlardı. Eskiden beri üretim ülkenin farklı bölgelerine, daha çok Suriye’de alıcı buluyordu.

Antep’te en az 30 dükkan vardı ve bunlar özellikle ikiye ayrılıyordu; bıçakçılar ve kamacılar. Her bir dükkanda 5-6 çalışan vardı. Ustalar orta, bazen ortadan da az kazanca sahipti. Bıçakçıyan ve Kamacıyan soy ismi ile bilinen bir çok aile vardı. Ürettiklerini çevre şehirlerde de satan Göyoğluyan biraderler tanınmıştı. Daha sonra onlar demir tüccarı oldular [70].

Nalbantlık

Nalbant veya baytarlık epeyce kadim bir meslek. Nalbantlar aynı zamanda baytarlarlık, yani veterinerlik görevi de üstlenirdi. 1915’te Antep’te baytarlık yapan 33 dükkan vardı ve hepsinin de durumu iyi halliydi. İligyan, Solakyan, Karaoğlanyan, Hindoyan, İpegyan ve bir çok Nalbantyan isimli aile kayda geçmiş. Bu aileler nesilden nesile bu zanaatla uğraştılar [71].

Eyercilik ve Palancılık

Bu meslekler de Ermenilere özgüydü ve epeyce yaygındı. Yaklaşık 30 dükkan vardı ve her birinde 2-3 çalışan vardı. Semerciyan, Çulcuyan soyadına sahip farklı aileler bulunmaktaydı [72].

Marangozluk ve Mobilyacılık

Marangozluk şehirdeki kadim mesleklerden biri idi, mobilyacılık ise daha geç bir dönemde şekillenmişti. Zanaatkarlar sadece yerel ihtiyaçları karşılayabiliyordu ve orta derecede bir kazançları vardı. Marangozluk alanında hatırı sayılan aileler Nakaşyan, Kaymakamyan, Krikoryan, Fıstıkçıyan haneleri idi. Bir çok Nacaryan vardı ve aralarında Nacar Kaspar’ın özel bir yeri vardı. Mobilyacılık alanında ise Keşişyan atölyesinin ismi öne çıkıyor [73]. Harutyun Kandaharyan Antep’te marangozlukla geçimini sağlayan ve kereste satışı ile meşgul olan bir kişi idi [74].

Duvarcılık

Duvarcılık ve yan zanaatlarla (taş kesimi, taş ustası, fayanscı, malacı vs.) ilgilenen 300 aile vardı. Kadehciyan ailesinden Kevork, Vartan ailesinden Vartan bu meslekle meşguldü. Zanazanyan, Güldalyan, Tümtümyan, Kömürcüyan, Usta Karamanyan ailelerinde de yetenekli duvarcılar ve taş ustaları vardı [75].

Seramikçilik

Seramikçilik eski mesleklerden biri idi. 19. yy. sonunda epeyce gelişim göstermişti. Farklı ölçülerde seramik tabak ve eşyalar hazırlanmasının yanında, çatı için gerekli kiremitler de yapılıyordu. Antepliler alışkanlıkları olduğu üzere kış için saklanması gereken besini cilalanmış seramik kaplarda muhafaza ederlerdi. Bu meslek sadece Ermenilere özgüydü. Zanaatkarların çoğu Bardakçıyan soyismini almışlardı. Antep’e yerleşmiş olan, aslen Arapgirli Hacı Garabed Ağa Bardakçıyan meşhurdu [76].

Berberlik

Berberlik Antep’teki yaygın mesleklerden biriydi. Ermeni ve Türk ustalar yarım-yarım bu meslekteydiler [77].

Sabunculuk

Antep’te sabunculuğun önemli bir yeri vardı. Şehirde yüksek kaliteye sahip, genel olarak zeytinyağından sabunlar üretiliyordu. Sabun yapımında kullanılacak zeytin Kilis’ten getiriliyordu. Çok sayıda Ermeni işçi sabun atölyelerinde çalışmaktaydı [78].

19. yy. sonunda Antep’te beş sabun atölyesi vardı [79]. “Püragın” gazetesinin bir sayısında beş sabun imalathanesi olduğu, buralarda yıllık ortalama 100 kazan sabun pişirildiği yazıyor. Bu arada, her bir kazan 3900-4000 okkaydı (5.000-5130 kg) [80].

Aynı gazetenin bir başka sayısında Nazaret Manuşagyan, Antep sabunculuğu hakkındaki yazısında, yedi farklı müesseseden bahsediyor. Yazıda, zeytin yağının o yıl çok olmadığı ve bir kısmının ihracından sonra, aşağıda imalathanelerde 140 kazan sabun pişirildiğini de okuyoruz;

  1. 49 kazan Çitçizade Abdullah Efendi ve Ortakları, yakınlarda bulunan Nizip kasabasında
  2. 23 kazan Ardaşes Efendi Adanalyan
  3. 21 kazan Müftüzade Mehmet Hayri Efendi
  4. 21 kazan Söylemezzade Abdülkader Efendi
  5. 16 kazan Muzafferzade Hafız Efendi
  6. 7 kazan H. ve G. Efendi Nazaretyan
  7. 3 kazan Habip Efendi Kürkçüyan

Üreticiler pazarlık etmeden Aralık ve Ocak aylarında zeytin yağını sabunhanelere teslim ediyorlardı. Ücretini ise, alışkanlık olduğu üzere, Mayıs ve Haziran aylarında kararlaştırıyorlardı.

Yukarda belirtilen 40 kazanın toplam değeri 21 bin liraydı. Antep’te üretilen sabun sadece iç değil, dış pazarda da talep görüyordu [81]. Antep’ten yıllık 600 bin okka sabun ihraç ediliyordu [82].

Antep’teki sabun imalahtanelerinden biri Nazar Ağa Nazaretyan’ın küçük oğlu olan Garabed Bey Nazaretyan’a aitti. Babasından sonra Antep’te görev yapan İran konsolosu olur. Aynı zamanda tanınmış bir tüccardı ve Ermeni toplumunun çalışmalarına şahsi çalışmaları ve maddi bağışları ile katılım gösteriyordu [83]. Sabun imalatı ve ihracı konularında önemli girişimciler arasında Hanne Kürkçüyan ve Ardaşes Adanalyan da vardı [84].

Fırıncılık ve Pastacılık

Antep’te fırıncılık yapanların çoğu Ermeni idi. En az 6 çalışanı olan 36 dükkan vardı. Ekmekçilikle uğraşan zanaatkarlar orta halliydi. Kileciyan, İspiryan, Bosdanyan, Ohanyan, Çamiçyan, Parmaksızyan aileleri ve bir çok Ekmekçiyan ailesi bu alanda faaliyet göstermekteydi. Pastacılık da kahir ekseriyetle tekrar Ermenilere aitti. Pasta hazırlayan 14 fırın vardı ve her birinde en az 2 çalışan bulunmaktaydı. Pastacılar orta bir gelire sahip olurdu. Kaparigyan, Uzkuşyan, Seraydaryan aileleri ve Kahkeciyan soyadına sahip bir çok pastacı aile vardı [85].

Antep’te ekmek ve pasta üretimi alanında Berğutyan ailesi ün yapmıştı. Berğutyanlar Antep’in eski ailelerinden biriydi. S. Asdvadzadzin kilisesinin 1820’li yıllara ait vaftiz kayıtlarında aile hakkında Perğutyan olarak bir kayıt mevcut. Garabed Berğutyan’ın babası manavdı. Garabed, 12 yaşından itibaren babasıyla pazarda çalışıyor, diğer yandan da yarım kalmış eğitimini tamamlamak üzere akşam okuluna devam ediyordu. 18 yaşına geldiğinde kardeşi ile birlikte bir ekmekçi dükkanı açar. Dükkan kısa bir süre sonra ünlenir ve bir ticaret müessesesine dönüşür. Bir süre sonra Berğutyan müessesesi çarşının ileri gelen mekanlarından biri olur. Garabed ve Avedis Berğutyanlara ait fırınlar lahmacun ve Antep’e özgü yağlı pasta yapmak üzere uzmanlaşmıştı. 1922 tarihine kadar Antep’te mesleklerini icra ettiler, daha sonra 1933’e kadar Halep’teydiler ve daha sonra da Beyrut’a geçtiler [86]. 

Fotoğrafçılık

Fotoğrafçılık 1884 tarihinde Hovhannes Halacıyan vasıtasıyla Antep’e gelir. Halacıyan 1883-1884 yıllarında İstanbul’da, ünlü bir Fransız ustadan öğrenmişti fotoğrafçılığı. Doğduğu şehre döndüğünde, Halacıyan fotoğrafçılıkla meşgul olmaya başlar. 10 yıl boyunca şehirdeki yegane fotoğrafçı kendisidir [87]. 1884-1921 yıllarında Antep’te yaklaşık yirmi Ermeni fotoğrafçı vardı (Bakınız Antep-Fotoğrafçılar).

  • [1] Püragın Haftalık Gazete, İstanbul, 1907, sayı 17-18, 24 Şubat, s. 101.
  • [2] Krikor Kudulyan, Resimli ve Haritalı Kilikya Coğrafyası, İstanbul, “B. Balıkçıyan” Matbaası, 1922, s. 60.
  • [3] Levon Çormisyan, Batı Ermenilerinin Bir Asırlık Tarihinin Panoraması, I. Cilt, (1850-1878), Beyrut, “Sevan” Matbaası, 1972, s. 171. 
  • [4] Püragın, 1907, s. 17-18, 24 Şubat, s. 101.
  • [5] Rahip Sukyas Eprigyan, Resimli Doğa Sözlüğü, 1. Cilt, I. Kitap, Venedik, S. Lazar, 1903, s. 145.
  • [6] Naum Daşo, “Antep’teki Sınai İlerleme”, Püragın, 1908, sayı 27, 28 Temmuz, s. 858.
  • [7] Rahip. Y. Boğosyan, “Antep Hakkında Notlar”, Ermeni Antepi, Beyrut, 1963, sayı 2 (10), s. 41.
  • [8] Naum Daşo, “Antep’teki Sınai İlerleme”, Püragın, 1908, sayı 27, 28 Temmuz, s. 858.
  • [9] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, Antep Ermenileri Tarihi, II. Cilt, ed. Kevork A. Sarafyan, Los Angeles, CA, 1953 (bundan böyle՝ AET II.), s. 283-284.
  • [10] a.y., s. 284.
  • [11] Krikor Boğaryan, Antepagank, II., s. 698. Kudüs manastırı ruhanilerinden Antepli Diyakos Hovsep Aşçıyan’ın vefatından sonra miras kalan maddi imkanlar Nigoğos Ağa Nazaretyan’ın çabalarıyla 1868 tarihinde “Millet Han”ın inşasına tahsis edilir. Bina, resmi kayıtlarda Nigoğos Nazaretyan’ın önerisi ile dönemin sultanı Abdülaziz’in adıyla Aziziye olarak geçmiş. Millet Han Ermeni toplumuna aitti. 1915 tarihine kadar Millet Han’ın geliri Nersesyan, Hayganuşyan ve Haygazyan okullarının işlemesini sağlıyordu (Krikor Boğaryan, “Antep’teki Eğitim Hayatı ve Antep Ermeni Okulları Tarihi”, AET, I. Cilt, LA, CA, 1953, s. 653-654).
  • [12] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 283.
  • [13] Vart, “Antep Şehri”, Araks, S. Petersburg, 1888, II. Cilt, Mayıs, s. 58.
  • [14] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 288.
  • [15] a.y., s. 285.
  • [16] Krikor Boğaryan, “Garabed Karğayan (1878-1945)”, Ermeni Antep, Beyrut, 1965, sayı 2, s. 48.
  • [17] Krikor Boğaryan, Antepagank, II. Cilt, Beyrut, “Atlas” Matbaası, 1964, s. 590.
  • [18] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 286-287.
  • [19] “Kevork Kuzugyan”, AET II., s. 773.
  • [20] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 285.
  • [21] Hagop K. Kabbenciyan, “Antep’teki Manusa İşçiliği”, AET II. s. 301-302.
  • [22] ay, s. 294, 301.
  • [23] Levon Çormisyan, Batı Ermenilerinin Bir Asırlık Tarihinin Panoraması, s. 170.
  • [24] Hagop K. Kabbenciyan, “Antep’teki Manusa İşçiliği”, AET II. s. 301-302.
  • [25] Avedik Güleseryan, Kilikya Katolikosu I. Papken’in (1868-1936) babasıydı (Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 147).
  • [26] ay, s. 147.
  • [27] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 285.
  • [28] ay
  • [29] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 625.
  • [30] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 288.
  • [31] Hraztan Tokmacıyan, Antep Dantel İşçiliği, I. Cilt, Halep, Yerevan, 2015, s. 89-93.
  • [32] ay, s. 93.
  • [33] ay.
  • [34] ay, s. 93-95.
  • [35] Hovagim Bakkalyan, “Antep Danteli”, AET II., s. 306.
  • [36] ay
  • [37] Eliza A. Saçaklıyan, “Antep’teki Dantel İşçiliği”, Ermeni Antep, Beyrut, 1966, sayı 2 (22), s. 29-30.
  • [38] Hovagim Bakkalyan, “Antep Danteli”, AET II., s. 308.
  • [39] Krikor Boğaryan, “Hovagim Bakkalyan (1879-1961)”, Ermeni Antep, 1962, sayı 7, s. 35.
  • [40] Hovagim Bakkalyan, “Antep Danteli”, AET II., s. 308-310.
  • [41] Naum Daşo, “Antep’teki Sınai İlerleme”, Püragın, 1908, sayı 27, 28 Temmuz, s. 859.
  • [42] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 116.
  • [43] Hagop Kabbenciyan, “Garuc Karamanugyan 1846-1916”, AET II, s. 769-770.
  • [44] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 276-277.
  • [45] Nerses, “Antep’te Kuyumculuk ve Bakırcılık”, Ermeni Antep, 1964, sayı 2 (14), s. 36-37.
  • [46] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 277.
  • [47] “Nigoğos Ağa Nazaretyan (1843-1899)”, Ermeni Antep, 1964, sayı 4 (16), s. 10. Aynı zamanda AET II., s. 751.
  • [48] AET II., s. 769.
  • [49] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 277.
  • [50] ay, s. 277-278, 281.
  • [51] Vahe N. Güleseryan, “Kalemkaryan Sanatı Ustaları”, Ermeni Antep, 1962, sayı 6, s. 18.
  • [52] Hraztan Tokmacıyan, Kalemkaryanlar: Antep, Şam, Halep, Halep, 2016, s. 20.
  • [53] Vahe N. Güleseryan, “Kalemkaryan Ailesinin Ustaları”, Ermeni Antep, 1962, sayı 6, s. 20-21.
  • [54] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 280.
  • [55] Hraztan Tokmacıyan, Kalemkaryanlar: Antep, Şam, Halep, Halep, 2016, s. 28.
  • [56] ay, s. 32-33.
  • [57] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 107-109.
  • [58] Hraztan Tokmacıyan, Kalemkaryanlar: Antep, Şam, Halep, Halep, 2016, s. 16.
  • [59] Krikor Boğaryan, “Nerses Arslanyan (1880-1950)”, Ermeni Antep, 1965, sayı 2 (18), s. 49.
  • [60] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekleri”, AET II., s. 277-278.
  • [61] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 147.
  • [62] ay, s. 296. 
  • [63] Berç M. Garabedyan, “Ermeni Bakırı 1600-1915”, Hazgazian Armenoloji Dergisi, VI. Cilt, Beyrut, 1977, s. 208-227.
  • [64] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 281-282.
  • [65] ay, s. 281-282.
  • [66] ay, s. 276.
  • [67] ay
  • [68] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 190.
  • [69] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 282-283.
  • [70] ay, s. 284.
  • [71] ay, s. 287-288.
  • [72] ay, s. 290.
  • [73] ay, s. 288-289.
  • [74] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 176.
  • [75] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 289.
  • [76] ay, s. 290-291.
  • [77] ay, s. 291.
  • [78] ay, s. 292.
  • [79] Kilikya, Çağdaş Kilikya Coğrafyası Provası, Petersburg, “I. Liberman” Matbaası, 1894, s. 356.
  • [80] Naum Daşo, “Antep’teki Sınai İlerleme”, Püragın, 1908, sayı 27, 28 Temmuz, s. 859:
  • [81] N[azaret] Manuşagyan, “Antep Sabunu”, Püragın, 1908, sayı 29, 12 Temmuz, s. 923.
  • [82] Kr. H. Kalusdyan, Maraş veya Germanik ve Kahraman Zeytun, New York, “Goçnag”, 1934, s. 501.
  • [83] Antep Ermenileri Tarihi, II., s. 756.
  • [84] Kevork H. Barsumyan, “Antep’teki Meslekler”, AET II., s. 292.
  • [85] ay, s. 289-290.
  • [86] Krikor Boğaryan, Ayntabagank, II., s. 312-314.
  • [87] Pastör S. Hallacıyan, “Antep’teki Fotoğrafçılık Sanatı”, AET II., s. 292-293.