Maraş. Sağ taraftaki kuleli bina Fransisken Pederler Misyonu tesisidir. (Kaynak: Mişel Pabuççuyan koleksiyonu)

Maraş – Eğitim cemiyetleri

Yazar: Varti Keşişyan, 5 Ekim 2011 (Son güncelleme 5 Ekim 2011) Çeviren: Tomas Terziyan

Maraşlı Ermenilerin eğitim ve toplum hayatı, 19. Yüzyılın ortalarından başlayarak, Osmanlı İmparatorluğundaki reformların yaygınlaşması, toplumsal ve ekonomik yeni şartlar nedeniyle gözle görülür bir ilerleme kaydeder. Tanzimat’la başlayan genel reformların önemli sonuçlarından biri de Ermeni milleti ve cemaatiyle ilgili meselelerin takibiyle ilk önce eğitim ve aydınlanma alanlarına el atmak olmuştu.

Ermeni gerçekliği içinde aynı zamanda, kaynağını İstanbul ve diğer merkezlerden alan yansımaların Ermeni illeri ve göç merkezlerine nüfuz ederek Ermenilerin cemaat hayatı ve eğitimine yön verdiği önemli olaylar ve değişiklikler vuku buldu.

1) Maraş’tan panorama (Kaynak: Mark Sykes, Dar-ül-Islam, Londra, 1904)
2) Maraş. Güney mahalleleri ve kale (Kaynak: Hugo Grothe, Geographische Charakterbilder, Leipzig, 1909)

19. yüzyılın ortalarından itibaren, Osmanlı İmparatorluğunun taşra merkezlerinde İstanbul örneğini izleyerek, özellikle eğitim işine hız vermek amacıyla yardım cemiyetleri, okulsever örgütler [Erm. tıbrotsasirats; ç.n.] kurulmaya başlar. Bunların başlıca meselesi, Ermeni illerinde zamanın gereklerine uygun okullar açmak, bu okullara maddi gelir temin etmek, öğretmenler hazırlamak ve böylece eğitim ve aydınlanmanın yayılmasına hizmet etmektir. 

Her yerde olduğu gibi Maraş’ta da 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren eğitimde uyanışın ilk işaretleri görülür. Özellikle 1870-80’li yıllarda, genç kuşağın eğitimi ve halkın aydınlanmasına dair temel meseleler Maraşlı Ermenilerin hayatında geniş yankı bulur. 

Gerçekten, 19. Yüzyılın ortalarından itibaren, Maraşlı Ermenilerin ekonomik hayatı bazı izinlerle hissedilir derecede değişir; toplum hayatında da belli değişiklikler yaşanır. Maraş Ermenileri, varlıklarını az-çok idame ettirmek, özellikle milli- dini karakterlerini korumak için, önceleri ağır-aksak da olsa eğitim ve öğrenime karşı giderek daha büyük bir ilgi göstermeye başlarlar. Maraş’ın sosyal ve ekonomik gelişmesi, eğitim alanında da olumlu karşılığını bulur.

Başlarda Maraş’ın eğitim durumu tatminkâr olmaktan uzaktı. Ortaçağın bayındır manastırları ve eğitim merkezleri kapanmış ve harap halde, bir zamanların okuma-yazma yuvaları tarihe karışmış idiler. Geçmişin bilgili ruhanileri, vartabedleri ve manastır rahipleri yoklardı. Maraş’ın yeni yetişen kuşağı, 19. Yüzyılın başlarına kadar, atölyelerde, dokumahanelerde bir zanaat öğrenmenin yanı sıra, en elverişli koşullarda yazma, gramer ve bazı kilise bilgileri edinmekteydi. Şehrin 19. Yüzyıl başındaki eğitim durumundan söz eden öğretmen Harutyun Naşalyan: “1820’den önce, henüz Maraş’taki kiliselere bitişik ilkokullar (dzağgots) yokken, Maraş’ın eski manastırlarında öğrenim görmüş olan keşişler, kendi dokumahanelerinde çıraklarına okuma-yazma öğretirlerdi.” Diye yazar. [1]

Şehrin 1830’lu yıllardaki etkin kişilerinden [Erm. işkhan; ç.n.] Kevork Ağa Topalyan’ın şahsi girişimiyle Maraş’ın, Şekerdere mahallesindeki Surp Kevork Kilisesine bitişik ilk düzenli okulu açılır. 1850’lerden itibaren de Maraş’taki altı kiliseye bağlı ilkokulların (dzağgots) temelleri atılır [2].

1863’te, Maraş piskopos vekili kıdemli papaz Hovhannes Varjabedyan’ın çabaları sayesinde, Surp Sarkis Kilisesine bağlı, “Cemaran” tabir edilen bir yüksekokul açılır ve verimli bir kurum olmasına rağmen uygun öğretmen yetersizliği nedeniyle ancak birkaç yıl faaliyet gösterebilir.

Kızların eğitim düzeyi de üstüne üstlük daha zavallı bir durum arz etmektedir. Bu konuda, 1880’lere kadar ve daha sonra da, Maraş’ta kızlara mahsus hiçbir okul bulunmadığını söylemek yeterli olsa gerekir.

Dolayısıyla, düzenli ve iyi yönetilen okulların kurulması, Maraşlı Ermenileri ve kilise çevrelerini bu yönde adım atmaya zorlayan bir öncelik halini almıştı.

Eğitim uyanışında rol oynayan, gözden ırak tutulmaması gereken bir diğer etken daha var. Avrupalı ve Amerikalı misyonerlik örgütleri, 19. Yüzyılın ortalarından itibaren, Kilikya’nın birçok şehrinde olduğu gibi Maraş’ta da faaliyetlerini yaygınlaştırmaya başlamışlardı. Bu yabancı misyonlar, başarılarını genç kuşakların eğitim ve öğretimiyle ölçüyorlardı. Hemen ilk fırsatta, Ermenilerin yerleşik bulunduğu merkezlerde, keza Maraş’ta okullar açtılar. Bu örgütlerin, eğitim ve aydınlanma tasarılarının yanı sıra prozelitizm yani din değiştirme amacı güttükleri de belli bir gerçektir. Vatikan, Katolikliği yayarak etkisini güçlendirmek; Protestan misyonerler, Ermeniler arasında Protestanlığı yaygınlaştırmak peşindeydiler. Katolik ve Protestan okulları, yüksek eğitim düzeyleri ve yeni ders yöntemleriyle yalnızca kendi cemaatlerinin değil, aynı zamanda Gregoryen ailelerin çocuklarını da fethetmekteydiler. Ne var ki yabancı misyonlara ait bu okullarda Ermeni diline ve Ermenice öğretmeye gereken önem verilmemekte; Ermeni cemaatinin Ermenice eğitimden beklediği kazançlarla yabancı misyonların çıkarları burada birbiriyle ayrışmaktaydı.

Çoğunluğu Maraş’ın zengin tabakasına ait eğitimli gençlerden oluşan Maraşlı bir grup önde gelen ve ruhani temsilci, işte bu şartlar altında, bir eğitim seferberliği başlatmak için bir araya gelirler. Şehrin etkin ve ilerici Ermeni sınıfının, genç kuşağın eğitim ve öğrenimi meselelerine artık kayıtsız kalmayıp varlık ve imkânlarını bu amaç uğruna ortaya koymaya amade olduğu aşikârdır.

1880’li yıllarda birbiri ardı sıra, amaçlarından biri de eğitim ve aydınlanmanın halk arasında yaygınlaştırılmasını desteklemek olan yardım örgütleri, cemiyetler meydana gelir.

Bu eğitim hamlesini örgütleyen girişimciler, Maraşlı Ermenilerin hayatında ağırlığı olan iki temel iç güç, kilise adamları ve tüccarlardır. Bunların ilerici temsilcileri, gelişmiş merkezlerle temasta bulunup eğitim ve öğrenimin sağladığı yararları görerek, genç kuşağı Ermeni eğitimine sevk etmek niyetiyle Maraş’ın eğitim durumunu iyileştirmenin yollarını bulmaya çalışırlar.

Dolayısıyla, 19. Yüzyılın son on yıllarında Maraş’ta, Ermeni ruhaninin akli enerjisini, Ermeni tüccarın ise kesesini seferber ettiği yeni bir eğitim hamlesinin kendisini gösterdiğinden söz edebiliriz.

Maraşlı Ermenilerin bu ilerici tabakalarının işbirliğiyle cemiyetler kurulur, okullar açılır, öğretmenler davet edilir ve böylece eğitim-öğretim faaliyetine hız verilir.

İvedilik gösteren başlıca mesele halkın aydınlanmasıdır. Özellikle yeni yetişen kuşağı okumaya sevk etmek niyetiyle kütüphaneler kurulur; halkı söylev ve vaazlar yoluyla aydınlatmak için dinleme salonları [Erm. lsaran: oditoryum; ç.n.] düzenlenir; tiyatro ilk adımlarını atar; müzik ve şarkı, eğitim programlarına dâhil edilir; korolar oluşturulur.  Halk türküleri ve âşık deyişlerinin büyük bir kısmı Türkçe olmakla birlikte; zamanla gerileyip yerini Türkçeye bırakan, Maraş lehçesinin bile unutulmaya yüz tuttuğu Ermenice, büyük zorluklarla da olsa kendi ağırlığını duyurmaya, haklarını kabul ettirmeye başlar. H. Der Vartanyan: “Okullara verilen hız ve önem sayesinde yeni gençliğin Ermenice konuşmaya başladığı bir gerçektir.” diye yazar [3].

Sözü Ermenilerin tarihinin emektarı Krikor Kalusdyan’a verelim; Maraş’ta eğitim ve kültürün 1880’li yıllarda yeniden uyanışı hakkında şunları yazar: “Bu yıllar, Maraş için bir çeşit eğitim uyanışı dönemi olmuştur. 1880-1890 arası on yıllık zaman dilimi, eğitimle birlikte halkın uyandığı bir dönemdi de. Halk ve önderleri, hayırsever cemiyetler kurmak, dinleme salonu tesis etmek, tiyatro gösterileri sergilemek, eğitim etkinlikleri düzenlemek coşkusu içindeydi.” [4].

Kızların eğitimi işinin örgütlenmesi yönünde de ilerici adımlar atılır. Maraş’ın eğitimli ve ilerici hanımlarından oluşan kadın örgütleri, bu amaca hizmet eden girişimlerde bulunurlar. Onların çabalarıyla, 19. Yüzyılın sonlarında Maraş’ta biri Merkezi Okul Getronagan, diğeri Surp Isdepannos Kilisesine bitişik iki kız okulu açılır.

Maraş’taki eğitim kalkınmasının bu döneminde hanım temsilcilerin, özellikle İstanbul ve diğer merkezlerde tahsil görmüş kadın ve kızlar: Hıranuş Azadyan, Dudu Amiralyan, Dudu Kısacıkyan, Ovsanna Kömbecyan, Elmas Sağbazaryan ve diğerlerinin de büyük paylarının olduğunu kaydetmek gerekir [5].

Maraş’taki eğitim örgütlerinin, Osmanlı Kanun-ı Esasisinin ilanına kadar, genellikle gençlerin girişimlerinin ürünleri olması kayda değer; bu, şehrin ticaret ve sanayi hayatında etkin mevkie sahip ailelerin çocukları olan söz konusu gençlerin Maraş’ın eğitimli ve aydın tabakasını temsil ettiklerini düşünecek olursak, şaşılmayacak bir şeydir. Bunların büyük bir kısmı, dönemin en seçkin okullarında, kimi zaman Avrupa’da öğrenim görmüştü. Bu eğitimli ve ileri düşünceli tabakanın, aydınlanmayı yaygınlaştırmak ve çocukları eğitmeye önem vererek, Maraşlı Ermenilerin hayatında aydınlanma ve eğitim hamlesinin meşalesini yakmış olmaları pek doğaldır.

Hükümetin, kendi amaçlarından bağımsız olan, gençlere has ve sair bu gibi gruplaşmalara hoş bir gözle bakmadığını tahmin edebiliriz; özellikle, Ermeni milleti üzerindeki baskıların arttığı, zulüm ve tutuklamaların sıklaştığı 1890’ların ortalarından itibaren. Maraşlı Ermenilerin bütün girişimlerinin büyük bir çoğunluğunun 1880-1895 dönemine ait olmasının nedeni budur.

Her bir kilise ya da adet olduğu üzere Maraş’ın altı kilisesine de verilen adıyla her bir piskoposluğun, yakın çevresine hizmet etmek niyetiyle, yerel cemaatin ait olduğu mahalle ya da kiliseye bağlı hayat tarzını vurgulayan, kendine has bir cemiyet kurması anlamlıdır [6]. Bu işe girişenler de doğal olarak, söz konusu kiliselerin ileri gelen simaları ya da önderleridir. Bu cemiyetlerden kimileri maddi sıkıntı ve sair güçlükler, kimileriyse hükümetin baskıları sonucunda ancak birkaç yıl varlık gösterebilirler. Bununla beraber öğrenim, aydınlanma ve özellikle okul inşası işine hız vererek Maraşlı Ermenilerin eğitim ve sosyal hayatında önemli bir rol oynarlar. Bütün bunların mantığı, bir noktaya gelip dayanmaktadır: halkın içinde milli benlik duygusunu pekiştirmek. Maraş içinde hayata geçirilen söz konusu örgütlerin yalnızca adlarını saymak bile geçmişin tarihine ve milli değerlere etkileyici bir dönüşü göstermeye yeter: ‘Kilikya’, [7] ‘Vatanperverler’, ‘Rupinyan’, [8] ‘Mamigonyan’, [9] ‘Haygaznyants’ vs.

Tanınmış tarihçi Vahan Kürkcüyan, 1882 yazında Maraş’ı ziyareti vesilesiyle bunu dikkate değer bir dille doğrulamaktadır: “O tarihlerde Maraş, entelektüel faaliyet bakımından parlak bir durum arz etmekteydi. Bu alanda belki Antep’ten de üstündü. Maraş’ın Merkezi Okulu Getronagan, o dönemde serpilmekteydi ve uyanmakta olan hatırı sayılır bir Ermeni kitlesi vardı. Din adamı, öğretmen ve tüccarlardan oluşan yurttaşlarımız, sayıca az olsalar da hayli vasıflı insanlardı. [10]”

Maraş’ın farklı mahallelerindeki okullara bitişik on kadar eğitim gönüllüsü, hayırsever cemiyetin dal budak salması, işte bu şartlar altında gerçekleşmişti.

‘Kilikya Vatanperver Cemiyeti’

Maraş’ın yeni dönemindeki eğitim uyanışının ilk meyvelerinden biri, temelleri 1880’de atılan Kilikya Vatanperverler Cemiyeti sayılabilir. Okul inşa etmek ve eğitimi desteklemek faaliyetini benimseyen bu cemiyet, eğitim gönüllüsü bir grup genç, Mardiros Çorbacıyan, Harutyun Muradyan, Garabed Bilezigciyan, Oves Sırıkyan, Mıgırdiç Hovnanyan’ın girişimleri ve Maraş’ın bilgili kıdemli papazlarından Badveli Nahabed Garabedyan’ın yüreklendirmesi ve doğrudan çabalarıyla kurulur.

Taşra illerinde de “İstanbul’daki örneklerden esinli” yerel cemiyetler [11] kurulduğunu düşünecek olur isek, söz konusu cemiyetin kuruluşunun yerel bir girişimin mi, yoksa İstanbul’daki Patrikhaneden gelen bir talimatın mı ürünü olduğu bir soru işaretidir. Özellikle, sonradan Birleşik Cemiyet (Miyatsyal Ingerutyun) [12] adını alan İstanbul’daki Kilikya Cemiyeti, 1878’den itibaren bütün Kilikya’da faaliyet gösterme amacıyla meydana çıkıp bölge illerinde okullar açar, eğitime destek planları hayata geçirerek coşkulu bir icraatta bulunur. Har halükarda, sözünü ettiğimiz cemiyet hangi şartlarda kurulmuş olursa olsun, şehirli Ermenilerden bir grup “eğitimli ve ilerici gencin”, memleketleri Maraş’ın geri kalmış eğitim seviyesinin ciddi bir şekilde tasasını çekerek yapıcı adımlar attıkları bellidir. 

Cemiyetin başlıca amacı, Maraş’ta bir yüksekokul açmak ve maddi gelirler yaratarak onun düzenli faaliyetini temin etmektir [13]. Esasen, eğitimle ilgili hedefler izleyen bu cemiyet, bir yüksekokulun kurulması planını gerçekleştirmek için hayata geçirilmişti. 

Boğos Ağa Muradyan’ın çabalarıyla, Maraş’ın merkezindeki, kalabalık bir Ermeni nüfusun yaşadığı Şekerli mahallesinde bir arsa satın alınır. İnşaata başlamadan önce, Mardiros Çorbacıyan’ın başkanlığında bir Yardım Toplama Komisyonu da oluşturulur. Komisyon, Maraş’taki bütün altı kilisenin mensubu yurttaşlarından yeterli bir para yardımı toplamayı ve Getronagan (Merkezi Okul) binasını inşa etmeyi başarır [14].  

Böylece, Maraş’ın ünlü Merkezi Okulu Getronagan, bu cemiyetin “çaba ve gayretleri sayesinde” 1880 yılında kapılarını öğrencilere açar. Şehrin altı kilisesine bağlı okullardan en uygun öğrenciler seçilir ve okul, eğitim misyonuna başlamış olur.

Cemiyetin maddi imkânları, üyelik aidatları, törenler ve zengin çevrelerden sağlanan para yardımlarından oluşmaktadır. İstanbul’daki Birleşik Cemiyet, başlangıç döneminde öğretmen ya da para göndererek okulu desteklerse de daha sonra bu yardımlarına son verir [15].

Merkezi Okul, 30 yıldan fazla bir zaman (1895 kırımlarından sonra ve Birinci Dünya Harbi yıllarında birkaç yıl kapalı kalır) Maraş’ın genç kuşağına Ermenice eğitim verir. Okulda hem klasik hem modern Ermenice, keza Ermeni tarihi ve diğer konular büyük bir özenle öğretilir. Krikor Kalusdyan: “Getronagan, ilk günden başlayarak, mezun ve mezun olmadan ayrılan yüzlerce öğrenci yetiştirmiş; bunlar, Maraş’ın eğitim, sosyal ve ruhani bütün yararlı hamlelerine ruh katmışlardır. Özellikle misyonerler ve Protestan Ermeni cemaatinin Maraş’taki çabaları azımsanmayacak boyutta ise de Merkezi Okulun sağladığı eğitimin Ermeni çizgisi oldukça hatırı sayılır ve övgüye değerdir. [16]” diye yazar.

Sarkis Samuelyan, Sımpad Pürad, Tavit Der Ğazaryan, Toros Mahigyan, Papaz Der Ğevont Nahabedyan ve diğerleri, Merkezi Okula büyük ün ve saygınlık sağlayan öğretmenlerdir. [17]

Kilikya Vatanperver Cemiyetinin girişimlerinin en büyük semeresi kuşkusuz, hem kuruluşu hem de sonraki faaliyeti kendisine borçlu olunan Merkezi Okul olsa gerekir.

Maraşlı Ermenilerin tarihini nakleden bütün yazarlar, çevresinde toplanan eğitim aşığı ve milli benliğin savunucusu gençler sayesinde şehrin eğitim ve kültür uyanışını yaşadığı bu cemiyetten büyük övgüyle bahsederler. Dolayısıyla, aynı cemiyetin,  Maraşlı Ermenilerin kültürel hayatının bir ekseni olduğunu, Maraş’ın yeni dönemdeki bütün eğitim ve aydınlanma hareketlerinde onu adının geçtiğini söylemek bir abartı sayılmaz.

Bunun içindir, Kilikya Vatanperver Cemiyetinin faaliyeti, yalnıza eğitim işinin örgütlenmesi değil, aynı zamanda Maraşlı Ermenilerin sosyal ve kültürel hayatında bir aydınlanma hareketinin başlatılmasında oynadığı biricik rol bakımından oldukça kayda değerdir.  Bütün kanıtlar, onun yalnızca okul planlarıyla güdülen bir cemiyet değil, aydınlanmayı halka yaymak gibi pratik amaçlar güden bir kuruluş olduğunu kanıtlamaktadır.

Ermeni yerleşmelerinde yaratılan neredeyse bütün kültür cemiyetleri, Berlin Kongresine (1878) kadar bu amaca hizmet ederler. Söz konusu Kongrenin 61. Maddesinin içerdiği tatlı hayaller, çeşitli cemiyetlerin, özellikle eğitim-kültür ve sosyal meselelerle ilgili örgütlerin gelişmelerini sağlayarak Ermeni çevrelerinde büyük ümitlere yol açar. 1880’de boy gösteren, Maraşlı Ermeniler arasında eğitim ve öğrenimi yaymak, “okuma ve vaazlarla” vatanperverlik ruhunu canlandırmayı amaçlayan Kilikya Cemiyeti, ilk günden beridir gözle görülür biçimde bu tezlere yakın durur. [18]

Vatanperver Cemiyetinin planları, doğrudan değilse de, Maraş’ın ilerici gençliğini kucaklayarak, milletin genel amaçlarını, milli idealleri hedeflemektedir. Bunun en büyük kanıtı olarak, Maraşlı Ermeni gençliğinin, 19. Yüzyıl sonlarıyla 20. Yüzyıl başlarındaki Zeytun kavgalarına hemen katılıp Zeytunlulara destek çıkmaları gösterilebilir.

Cemiyet, dini ve manevi temiz karaktere sahip gençler hazırlayıp eğitmeyi, okumaya karşı sevgi ve merak uyandırmayı önemli bir mesele olarak kendine hedef bellemiştir. Cemiyetin ilk işlerinden biri, bu amaçla Merkezi Okulda “Tankaran [Erm. Müze; ç.n.]” diye adlandırılan bir kütüphane kurmak olmuştur.

Cemiyet üyeleri ve onların çevresinde bir araya gelen ruhani ve dünyevi aktivistler,  yalnızca kiliselerde verilen vaazlarla yetinmeyip bir dinleme salonu, oditoryum kurulmasına girişirler. Haftada bir kez Pazarları, Merkezi Okulun büyük salonunda toplanan geniş kalabalığa Kutsal Kitap, Ermeni ve Dünya tarihi, ahlak, eğitim ve diğer yararlı konularda vaazlar, konferanslar verilir.

Oditoryum, dönemin yazarlarının da tanıklık ettikleri gibi, Maraş’taki Ermenilerin hayatında hiç görülmemiş bir yankı bulur; törenler, tiyatro gösterileri yapılır; milliyet ve vatanperverlik şarkıları terennüm edilir.

Maraş Piskopos Vekili Kıdemli Papaz Ğevont Der Nahabedyan, bu konuda şu değerli bilgileri aktarır: “Her Pazar öğleden sonra, Merkezi Okulun salonunda, yoğun bir kalabalık huzurunda sırayla vaaz verirdik. Okulun öğretmenlerinden Sarkis Samuelyan ve Tavit Der Ğazaryan, dini, ahlaki, ilmi ve diğer yararlı konular etrafında sözlü olarak ya da yazılı metinlerden okuyarak söylevler verirlerdi.” [19]

“Maraş’ın altı kilisesinden papazlar ve önde gelen kişiler oditoryuma gelirler ve okulun öğrencileri konuşmalardan sonra vatanperverlik şarkıları okurlardı. Salonu ayrım gözetmeksizin kadın ve erkeklerden oluşan bir kalabalık doldururdu. Bu salon vaazları ve söylevleri yıllarca sürdü. Bazen de gençler gösteriler sergilerlerdi. Millet yararına tesis edilen bu eğitim yuvası ve salonu, Maraş Ermenilerine büyük hizmetlerde bulundu.” [20]

Pazar toplantıları, halkta büyük bir heyecan uyandırmıştı. Şehrin altı kilisesinin papazları ve Dövlet Efendi Çorbacıyan, Kevork Efendi Muradyan, Kevork Ağa Topalyan ve diğerleri gibi önde gelen kişiler [21], aynı zamanda halkın yoğun kalabalığının katılımı, hüküm süren genel coşkunun en iyi tanıklarıdır.

Hovsep Der Vartanyan, “Maraş Katliamı [Maraşi Çartı] ” adlı kitabında şu ilginç ifadeyi kullanır: “Maraşlılar, kilise çokluğunun da tanıklık ettiği gibi, genel olarak her daim dindar bir halktı […]. Dindar olduğu kadar vaazlara da düşkündü. Kilisenin ruhani öğüdünü ya da vaaz dinledikten sonra cemaatin dinleme salonuna gider, dini-ahlaki konulara dair özel söylevleri de dinlerdi.” [22]

Ermeni milletinin bu manevi yükseliş döneminde dile getirilen vaaz ve söylevler,  milli benliğin aydınlanma ve vatanperverliğe sevk eden en hayati damarıydı. Nihayet konuşmalar, halkın geçmiş ve hâlihazır gerçekliklerini ahlaki-uyarıcı, milli-ruhani, tarihi anlamda yeniden canlandırarak vatanperverlik ve Hıristiyanlık ruhunu yeniden eğitmektedir.

Bu bağlamda önemli bir meseleye değinmek gerekiyor. Maraşlı, gerçekten dindar ve kilisesini seven bir halk; dönemin yazarlarının tanıklıklarına göre güne kilisede sabah ayiniyle başlar yine kilisede akşam ayiniyle günü bitirirdi. Çoktandır zaten resmi ve siyasi korumadan mahrum ve her türlü zulme maruz kalan Ermeniler için kilisenin manevi bir sığınak ve dayanak olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Maraşlı Ermeni’nin, manevi huzur ve barışı dinde ve kilisede bulacağı doğaldı. Onca vaaz severliği ve maneviyata sarılması bundandır.

Kilikya Katolikosu Mıgırdiç Kefsizyan’ın Sis’ten [Kozan; ç.n.] Kerhan’daki yazlık konutuna giderken yolu üzerindeki Maraş’ı her ziyaretinde Pazarları dinleme salonuna uğrayıp bilgi dolu vaazlar vermesi dikkate değerdir. [23] Genellikle, bu dönemde Maraş’ı ziyaret eden bütün ruhaniler, İstanbul’dan gelen eğitimciler, hatipler olarak salonda kürsüye çıkmış ve söylevler vermişlerdir. Eğitim misyonuyla Maraş’ta bulunan, Birleşik Cemiyetin Kilikya okulları genel denetçisi Krikor Sandalcıyan, onu izleyen Parseğ Vartugyan ve Vahan Kürkcüyan, Pazarları oditoryumda güzel ve etkileyici konuşmalar yaparlar. Papaz Der Ğevont ve oğlu, yeni tensip edilen, bilgili ve güzel konuşan Papaz Der Nahabed, Merkezi Okul öğretmenlerinden Sarkis Samuelyan, Sımpad Pürad, Tavit Der Ğazaryan ve diğerleri, Maraş’ın kalıcı hatipleri olarak hatırlardadır.

Bu dinleme salonu, Maraşlı Ermenilerin hayatında aşağı yukarı on yıl süreyle oldukça önemli bir rol oynar; daha sonra, Sultan II. Abdülhamit’in zulümlerinin arttığı yıllarda, Türk hükümetinin özel emriyle kapatılır.

‘Rupenyan cemiyeti’

Maraş’ın Rupenyan Cemiyetini Surp Isdepannos Piskoposluğunun gençleri kurarlar. Cemiyetin başlıca amacı, yetim ve korunmasız çocuklar için yatılı bir okul açıp onlara bedava eğitim ve öğretim sağlamaktır. Ta baştan, kilise içinde bir dinleme salonu açarak “din ve vatanseverlik” eğitimine hız vermeyi planlamaktadır. Bu cemiyete şevk veren, ona ruh ve soluk katan temel güç, “bütün düşüncesi eğitim işine odaklanmış olan” genç tüccar ve müteşebbis Garabed Çorbacıyan’dı. [24] Kendisiyle hemfikir bir grup insanla, millet ve cemaatle ilgili tasarıların gerçekleştirilmesi işine koşulur. Bu genç insanlar arasında: Hovhannes ve Nışan Edalyan, Hagop ve Mihran Çorbacıyan, Hacı Asadur Aslanyan ve diğerleri hatırlardadır.

Cemiyetin imkânları, üyelik aidatları ve bağışlarla sağlanmaktadır. Başlarda, akar olarak, bir Ermeni berbere verilmiş bir berber dükkânına sahip olup kazancının cemiyet kasasına girmesi için bütün üyelerin oradan istifade etmesi istenir. Çorbacıyan Efendinin,  cemiyeti sağlam temeller üzerine oturtmak ve okula maddi gelir temin etmek uğruna hiçbir çabayı esirgemediği aşikârdır. Cemiyet, bu amaçla, Yeni Hamam adıyla anılan hamamı inşa ettirip kısa zamanda, gelir kaynağı olacak bir değirmen, bir kahvehane, keza birkaç dükkân gibi başka mülkler de edinir. 

1895’te, Sultan II. Abdülhamit zamanında vuku bulan Ermeni karşıtı katliamları izleyen dönemde Maraş’taki yetim ve korunmasız çocukların sayıca artması, Cemiyet üyelerini, Surp Isdepannos Kilisesi mahalli idare meclisi işbirliğiyle bir yetimhane açmak zorunda bırakır.

Cemiyetin yıllık geliri, 120 Osmanlı Lirası gibi, 20 yetim barındırmak ve onların eğitimlerini sağlamaya bile yetmeyecek bir meblağdır. İmdi Amerika’da mukim yurttaşlardan Verabadveli  [Erm. Pek Muhterem; Protestan rahibi unvanlarından; ç.n.] Harutyun Cenanyan’a başvurmaya karar verirler. Aldıkları cevap yüreklendirici olmaktan da ötedir: Ver. Cenanyan, yetimhaneye yıllık 120 Osmanlı Lirası sağlamayı vaat etmektedir. Gelen mektubun içeriği dikkat çekicidir. Verabadveli, “Surp Isdepannos kilisesinin havuzunda vaftiz edildim; imdi teklifinizi seve seve kabul ediyorum.” Diye yazarak samimi duygularını ifade etmektedir.

Böylece, 1896’da, Surp Isdepannos Kilisesine bitişik bir yetimhane-okul açılarak, hayırsever yurttaşa atfen “Cenanyan Yetimhanesi” adı verilir. Verabadveli Cenanyan’ın Cemiyetle bu oldukça verimli ilişkisi, Ermeni Havariyun Kilisesinin bir Ermeni Protestan aktivistle sıkı işbirliği yapmasıyla daha bir anlam kazanmakta; söz konusu işbirliği, kiliseye olduğu kadar Pek Muhterem Cenanyan’a da saygınlık katmaktadır.

Yetimhanenin daha sonraki devamlılığını Rupenyan Cemiyeti vasıtasıyla Surp Isdepannos Kilisesi cemaati sağlamıştır [25].

Rupenyan Cemiyeti, bu pek yararlı faaliyetine Birinci Dünya Harbinin başlarına kadar devam etti. Maraşlı Ermenilere verdiği çeşitli hizmetlerin yanı sıra 40 kadar yetimi barındırmış ve onların eğitimini sağlamıştır.

‘Mamigonyan Cemiyeti’

Mamigonyan Cemiyeti, 1879’da Surp Asdvadzadzin [Tanrı Anası Azize (Meryem); ç.n] Kilisesi gençleri tarafından kurulur. Amacı, kilisenin ve özellikle okulun gelişmesine hizmet etmektir.

Ermeni mahallesinin merkezinde yer alan Surp Asdvadzadzin, Maraş’ın bin yılı aşkın geçmişe sahip en eski kilisesidir. Mahallenin nüfusu, dolayısıyla kilise cemaati, orta sınıftan ve fakir ailelerden oluşmaktaydı. Burada, piskoposluğun ihtiyaçlarına el uzatacak zengin tüccarlar yoktu. Ancak, 19. Yüzyılın son on yıllarında, aydınlık fikirlerle donanmış bir gençlik ortaya çıkarak kilise ve eğitim işini akılcı bir idareyle ileri götürmeye başlar. [26]

Soylu Mamigonyan hanedanının adını taşıyan Cemiyetin kuruluşu, bu yönde doğrudan çaba harcayan Mardiros Komuryan nam bir genç aktivistle bağlantılıdır. Mardiros Komuryan (1854 Maraş doğumlu), Surp Kevork Kilisesinin anaokulunda öğrenim görür, kendi kendisini yetiştirerek klasik Ermenicesini [krapar; ç.n.] geliştirir; Ermeni kilise tarihi, Kutsal Kitap ve ilahileri inceler.  1860’larda Surp Asdvadzadzin okulunda ders veren, sonradan papaz olan, Antepli öğretmen Harutyun Güleseryan’dan çokça yararlanır. Öğretmen Harutyun’un bölgede yeni yeni ortaya çıkan Katolik ve Protestan mezheplerine karşı mücadele ederek Ermeni Havariyun kilisesini yücelttiği, kilise ve eğitime gönül vermiş bir grup genci çevresinde topladığı bilinmektedir. İşte, bir araya gelerek Mamigonyan Cemiyetini kuran Mardiros Komuryan ve arkadaşları bu gençlerdendi [27].

Cemiyet, kiliseye bitişik inşa edilecek okul için maddi imkânlar elde etmeyi planlar. Üyelik aidatları ve Maraşlı yurttaşlardan toplanan paralarla, Surp Asdvadzadzin Kilisesinin yanında iki katlı, dört odalı, havadar, mahallin çocukları için bir nimet olan okul inşa edilir. Komuryan, 1880’den 1990’a dek, okulda bila bedel öğretmenlik yapar; daha sonra Maraş’a yakın Keşifli köyünün okulunda görevi sürdürür. 1902’den itibaren de Surp Asdvadzadzin ve ardından Merkezi Okul oditoryumlarını idare eder. İlk tehcir dalgasıyla birlikte, 62 yaşında öldüğü Hama’ya sürüklenir [28].

Öğretmen Nışan Saatçıyan, söz konusu cemiyet çevresinde toplanmış olan gençler hakkında dikkat çekici bir hikâye aktarır. Bunlar, 1901’de, kilisenin ekonomik işlerinde birtakım reformlar gerçekleştirir, özellikle ‘badarak’ [Erm. Aşai Rabbani; ekmek ile şarabın kutsanması; ç.n.] sırasında para toplamak için tabak gezdirmeye son verdirir; bir kumbara oluşturup haftalık ödeme, aynı zamanda papaza belli bir aylık ödeme sistemini yerleştirirler.  Saatçıyan, diğer bütün altı kilisenin de bu girişimden cesaret alarak aynı sistemi uyguladıklarını belirtir [29].

‘Lusinyan Cemiyeti’

Son Kilikya kralı VI. Levon Lusinyan’ın adını taşıyan Lusinyan Cemiyeti, Surp Kevork Kilisesi cemaati tarafından kurulur. Cemiyetin kurucu üyeleri, Hovsep Dişçekenyan, Hovhannes Kalayciyan ve diğerleridir. Ayrıntılara sahip değilsek de Surp Kevork Kilisesinin çatısı altında temelleri atılan bu cemiyetin, kilisenin yakın çevresinde benzer hayırsever faaliyetlerde bulunma tasarılarıyla hayata geçirildiğini tahmin etmek zor değil [30].

‘Okursever Cemiyeti’

Okulların çoğalması ve gelişmesiyle birlikte okumaya da hız verilir. Bu yönde, 1880’den itibaren, hem ferdi hem de ortaklaşa çabalar eksik olmaz. Bunun sonuçlarından biri de Okursever Cemiyeti’dir. Söz konusu cemiyetin başlıca itici gücü, Merkezi Okul öğretmenlerinden Sarkis Samuelyan ve Tavit Der Ğazaryan’dı. Maraş’ın eğitim kalkınmasında ayrıcalıklı bir rol oynayan bu aktivistler, bir çağdaşlarının isabetli ifadesiyle “davranışlarıyla örnek olup çevrelerinde okuma sevgisi ve ilgisi yayan”, zamanın en aydın ve okursever simaları diye hatırlanmaktadırlar.

Sarkis Samuelyan (1856 Maraş doğumlu), Surp Sarkis kilisesinin ilkokulunda okur. Bir dönem dokumacılıkla uğraşır ve Papaz Der Yeprem Ğazaryan’dan özel dersler alır. 1878’de Antep’e taşınır ve mahallin kolejinde hem öğrenip görüp hem de öğretmenlik yaparak 1890’da mezun olur. Maraş’a dönerek kendisini eğitim işine adar, Merkezi Okulda görev yapar, aynı zamanda da Pazar konuşmalarında söylevler verir. Onun zamanında Merkezi Okul parlak bir dönem yaşar. Samuelyan, Maraş’taki bir dizi eğitim ve hayır cemiyetinin ilk girişimcilerindendir. Hınçag partisinin Kilikya içlerine nüfuzuyla birlikte, onun çabalarıyla partinin bir şubesi açılır ve birçok genç buraya üye olur. İstanbul ve İzmir’de çıkan bütün gazetelerin acentesidir, bazen bunların sayfalarında makaleleri de yayınlanır. Sultan II. Abdülhamit’in hükümdarlığı zamanında daima kovuşturmalara maruz kalır, 1892’de birkaç arkadaşıyla birlikte yetkililer tarafından tutuklanarak Halep’e götürülür, daha sonra rüşvetle serbest bırakılır. 1895 Zeytun mücadelesine yardım eder. Kısa süre sonra, Maraş’ta başlayan katliam günlerinde, evine saldıran bir güruh tarafından öldürülür [31]. 

Tavit Der Ğazaryan 1854’te Maraş’ta doğar, ilköğrenimini doğduğu yerde tamamladıktan sonra Antep’teki koleje, ardından da Maraş’taki ilahiyat okuluna gider. Ailesine yardım etmek maksadıyla, öğrenimini yarıda bırakmaya mecbur kalır ama yazı ve edebiyata karşı her daim duyduğu tutkuyla kendi kendisini yetiştirerek Maraş’ın en aydın simalarından biri olur. 1880’den itibaren, ‘Manzume’, ‘Masis’ ve ‘Arevelian Mamul [Doğu Basını; ç.n.]’ gibi gazetelerin sayfalarında düzyazı ve şiirleriyle boy gösterir. Tavit Der Ğazaryan, henüz 41 yaşındayken 1895 katliamlarına kurban gider.

Bu eylem adamlarının çabalarıyla açılmış olan Okursever Cemiyeti, adının da hatırlattığı gibi, yeni yetişen kuşağa, özellikle öğrenimlerini yarıda bırakıp iş hayatına atılmak zorunda kalan gençlere okuma sevgisi aşılayıp kendi kendilerini aydınlatmaya sevk etmek amacı gütmektedir. Bu amaçla, yaklaşık olarak 200 parça nadir kitap ve gazeteyle donanmış bir  “Müze” kütüphane kurarlar. Papaz Der Ğevont Nahabedyan, kendi mütevazı koleksiyonunu yeni açılan kütüphaneye hediye ederek onun zenginleşmesine katkıda bulunur [32]. Okurseverler Cemiyeti, 1895 yılına kadar faaliyetine devam eder.

‘Ermeni Kadınlar Cemiyeti’

Maraş’taki eğitim kalkınmasının bu elverişli şartlarında, kadın ve kızların eğitim ve öğretimi de giderek gelişme işaretleri verir.1880’li yılların başlarında, kadın cemiyetleri ortaya çıkar ve bunların başlıca amaçlarından biri kız okulları açarak kızların eğitimine hizmette bulunmaktır.

İlk kadın cemiyeti, Surp Karasun Mangunk [Kırk Şehitler; ç.n.]Kilisesinin eğitimli ve aydın hanımları tarafından, aynı kilisenin avlusu içinde açılmış olan kız okulunu desteklemek için kurulur. Böylece, söz konusu cemiyetin eğitim gönüllüsü hanımlarının doğrudan çabaları ve özenleriyle, daha sonra Merkezi Okulun geniş arazisi üzerinde, Maraş’ın neredeyse bütün semtlerinden kız öğrencilerin geldiği Kız Okulu inşa edilir. 
 
Tamam Muradyan, Varsenig Partamyan, Hammal Burunsuzyan ve diğerleri, cemiyetin etkin üyeleri arasında hafızalarda yer etmiştir. [33]

‘Ermeni Kadınlar Cemiyeti’

Surp Isdepannos piskoposluğunun kadınları, Kadınlar Cemiyeti adıyla ve aynı amaçlara hizmet eden ikinci bir cemiyetin temellerini atarlar. Bu cemiyetin kurucu ve faal üyeleri: Hacı Mayrig ve Hacı Elmasd Çorbacıyan, Hacı Mariam Çinçinyan, Hacı Şuşan Çorbacıyan ve diğerleridir. [34]
 
Aslında Surp Isdepannos Kilisesi içinde kurulmuş olan Rupenyan Cemiyetinin bir kolunu temsil eden bu kadınlar cemiyeti, yine aynı kilisenin avlusu içinde kızlara ait bir ilkokul açar. Cemiyet üyesi hanımlar, ev ev dolaşıp kız öğrenci ve para toplar. İlk öğretmen, öğrencilerin dış görünüşlerinde, özellikle başlarını örten fesi çıkartarak, değişiklikler yapmayı başaran Anna Kazancıyan’dır. [35]

Kiliselere bitişik anaokullarına ve kızlara ait okula yardım etmek için Kadın Mütevelliliklerin de aylık ve bağışlardan oluşan kendi mütevazı sermayeleriyle katkıda bulunduklarını ekleyelim. [36]

‘Ermeni Terakkiperver Cemiyeti’

1908’de Osmanlı Anayasası ve hürriyetin ilanından sonra, eğitim aşığı bir grup Maraşlı genç, gençlerin içinde okurseverlik ve kendi kendini geliştirme ruhunu uyandırmak amacıyla Haygaznyan Okursever Cemiyeti’ni kurarlar. “Haygaznyan”ın kurucuları: Dacad Hovnanyan, Asdur Vaneskehyayan, Habib Kalpakyan, Indzayig Stepanyan, Yervant Heznyan, Armenag Aprigyan ve Hovsep Der Vartanyan’dır.

Cemiyetin odak noktası, genç yaşta çalışma hayatına atılan zanaatkâr gençlerdir. Bu maksatla, özellikle zanaatkâr çocukların eğitimi işini örgütlemek için, Merkezi Okulun binası içinde bir okuma odası ile akşam okulu açarlar. “Haygaznyan”ın, önceki Okursever Cemiyeti’nin sağlanan yeni şartlar sayesinde oldukça yararlı bir faaliyet sergileyen devamı olduğu söylenebilir. Cemiyetin, çocukların zihinlerinin gelişmesine büyük katkı sağlayan, kendisine ait bir dinleme salonu vardır.

Bu dönemde,  kilisenin hayatiyetini idame için maddi yardımda bulunmak ve geleceğin papazlarının eğitimine katkı sağlamak amacıyla “Yegeğetsasiradz [Kiliseseverler, ç.n.]” adıyla bir başka cemiyet daha kurulur. Cemiyetin kurucuları: Hrant Tovmasyan, Minas Allahverdiyan, Stepan Der Bedrosyan, Hovhannes Çirişyan, Mihran Urfalıyan ve Levon Apovyan’dır. [37] Söz konusu cemiyet, uzun müddet varlık gösteremese de Maraşlı Ermeniler için oldukça faydalı faaliyetler gerçekleştirmiştir.

Bu iki cemiyet, “Haygaznyan” ve “Yegeğetsasiradz”, sonradan bir araya gelir ve güç birliği yaparak “Ermeni Terakkiperver Cemiyeti” adı altında uyum içinde çalışırlar. Mütevazı bir sermaye ve kütüphaneye sahiptirler. Cemiyetin nizamnamesi Kilikya Katolikosu II. Sahag Kabayan tarafından tasdik edilir.

‘Eğitim Kulübü’

Maraş’ın çalışkan misyonerlerinden Dr. L O Lee tarafından 1902’de temelleri atılan Eğitim Kulübü, 1900’lü yıllarda verimli bir faaliyet gösterir. Bu kulüp, Birinci Dünya Harbine kadar, Maraşlı yeni nesle, özellikle ayrım gözetmeksizin her iki cinsten öğretmenlere hatırı sayılır hizmetlerde bulunur. Ancak 40 üye ile faaliyete başlayan kulüp çok geçmeden bay-bayan 72 üyeye sahip olur.  1910 yılı verilerine göre ise bu sayı 125’i bulur. Bunlardan 69’u asil, 45’i şeref üyesidir. Kulüpte eğitim, toplum ve bilim konulu konferanslar tertiplenir.

Özellikle eğitim meselelerine vakfedilen konular, bir çeşit pedagojik ders vazifesi görürler. 1910’lu yıllarda Ermeni Havariyun cemaatinden 30 ve Protestan cemaatinden de bir o kadar öğretmenin Kulübün derslerini takip etmeleri dikkat çekicidir. Her bir öğrenim döneminde 20 civarında ders okutulmaktadır.

Yeni eğitim yolları ve ideallerle tanışan bay-bayan öğretmenler, Maraş okullarında, öğretmenlik ve okul idaresinde modern metotlar başlatırlar. Kulüp, bundan maada, eğitimli kız-erkek gençler arasında sosyal bir bağ kurulmasına hizmet eder. Bu eğitim hamlesinin, Maraşlı gençlere daha uzun süre faydalı hizmetlerde bulunacağından şüphe yok ama patlak veren harp ve onu takip eden dehşet yılları, sağlam temeler üzerinde kurulan bu tesisin de yıkılmasına neden olur [38].

‘Kilikya Birliği’

Birinci Dünya Harbi bittiğinde, İtilaf Devletlerinin ilerleyişiyle hürriyetine kavuşan Kilikya, Büyük Felaket yıllarında Suriye’ye sürülen, hayatta kalan Ermenilere kapılarını açar. Kılıç artığı Maraşlı Ermeniler de binlerce sürgün Ermeni’yle birlikte eve dönüş yolunu tutarlar. Geri gelen Maraşlılar,  yıkılmış, harabeye dönmüş kilise, okul ve binaları hemen yeniden inşa, aynı zamanda temelleri sarsılan cemaat ve eğitim hayatını yeniden örgütleme işine girişirler. Bu amaçla, bir grup Maraşlı, 1919’ların ortalarında Kilikya Birliği’ni kurarlar.

Birliğin dini ya da siyasi herhangi bir bağımlılığı bulunmayıp bütün halkın ahlaki ve entelektüel seviyesini oditoryumlar, akşam okulları, tiyatro gösterileri tertipleyerek vs. ile yükseltmek için çalışmayı amaçlamaktadır. Birliğin kurucu üyeleri: Dr. Indzayig Der Stepanyan, Dr. Arşag Boyacıyan, Hrant Tovmasyan, Hovhannes Çirişyan, Avedis Seferyan, Stepan Der Bedrosyan ve Setrag Zaven’dir. [39]

Birlik, faydalı meyvelerini vermeye başlar; kendine ait bir tiyatro grubu kurar, şarkı ve müzik zevkinin yaygınlaşmasını sağlar, yine kendine ait bir mızıka topluluğu (fanfar) için kolları sıvar. Ancak başa gelen yeni felaket, Maraş’ta temelleri atılan bu son birliğin de planlarını alt-üst eder.

Maraş’ın Katolik ve Protestan cemaatleri, 19.yüzyılın ortalarından itibaren kendi okullarını açarlar. Bu cemaatlerin içinde de eğitim işine hizmet eden, haklarında yeterli bilgiye sahip olmadığımız örgütler bulunduğuna şüphe yok. Bunların faaliyetinin, cemaat ve kiliseye bağlı binalarda yürütüldüğünü farz etmek gerekir. Unutmamalı ki Katolik ve Protestan cemaatlerinin herhangi bir okulu, Havariyun Ermeni cemaatinin karşılaştığı, esasında bu gibi örgütlerin kurulma nedeni olan maddi ya da öğretmen vs. bakımından kaygı ve zorlukları yaşamıyordu. Dahası, Katolik cemaatine ait okullar ile misyonerlerin himayesinde çalışan ve daha çok American Board’ın paralarından yararlanan Protestan okulları, dış yardımlarla korunuyordu. Protestan cemaatinin eğitimi destekleyen girişimleri arasında çocuklara mahsus Pazar okullarını ve gençlerin Hristiyan Mücadelesi cemiyetlerini hatırlamaya değer. 

Çeşitli eğitim-hayırseverlik girişimleri arasında Amerikan, İngiliz ve Alman tesislerinin 1895’ten itibaren Maraş’ta yetimler yararına gösterdikleri faaliyeti, özellikle binlerce Ermeni yetimin eğitim ve öğrenimindeki hatırı sayılır mirası da burada kaydedelim.

Ve nihayet Ermeni Hayır Kurumları Genel Birliği’nin (AGBU) Maraş’taki eğitim ve hayırseverlik kuruluşlarına yetiştirdiği önemli maddi yardımların ve Birliğin Maraş’taki şubesinin gösterdiği faaliyetin müstesna bir yeri olduğunu belirtmeden geçmeyelim.






 

  • [1] Krikor Kalusdyan, Maraş ya da Kermanig ve kahraman Zeytun [Maraş gam Kermanig yev heros Zeytun (Մարաշ կամ Գերմանիկ եւ հերոս Զէյթուն); ç.n.], 2. baskı, New York, 1988, s. 429. (Ermenice)
  • [2] a.e., s. 431.
  • [3] Hovsep Der Vartanyan, 1920 Maraş Katliamı ve Geçmişe kısa bir Bakış[Maraşi Çartı 1920’in yev Badmagan Hamarod Agnarg mı Antsyalin vra (Մարաշի Ջարդը 1920-ին Եւ Պատմական Համառօտ Ակնարկ Մը Անցեալին Վրայ); ç.n.], 1. baskı, yay. ‘Arax’ Halep, P Topalyan, 1927, 2. baskı, yay. ‘Arevelk’, Halep, 2010, s. 60. (Ermenice)
  • [4] Kalusdyan, a.g.e., s. 439.
  • [5] a.e., s. 534.
  • [6] Osmanlı İmparatorluğu döneminde Maraş yedi yüksek tepeye yayılmıştı ve dolayısıyla her bir tepe ve vadi Maraş’ın doğal mahallesiydi. Şehir, daha çok Türk ve Ermenilerin yaşadığı karma nüfuslu 41 mahalleden oluşmaktaydı. Sadece Ermeni ya da sadece Türklerin yaşadığı mahalleler de vardı. Maraş’ın Ermeni nüfusunun çoğunluğu kiliselerin etrafında toplanmıştı. Ermeni Havariyun cemaatine ait altı kilise bulunmaktaydı:  Surp Asdvadzadzin, Surp Sarkis, Surp Kevork, Surp Stepannos, Surp Garabed ve Karasun Mangunk. Her kilisenin kendi mahalli meclisi, papazları ve cemaati, aileleri vardı. Cemaati, kiliseyi ve eğitim işlerini idare eden mahalli meclis üyeleri, nüfusun önde gelenleri arasından seçilirdi. Eskiden beridir adet olduğu üzere her bir kilise piskoposluk olarak tanınırdı. Bunlar kendilerine bağlı, öncelikle mahallenin çocuklarının devam ettiği mahalli okullara: bir ana ve ilkokula sahipti.
  • [7] Kilikya sınırları içindeki, 1375’te yıkılan son Ermeni krallığı.
  • [8] Kilikya’da hüküm süren ilk Ermeni kraliyet ailesi bu adla bilinmekteydi.
  • [9] Eski bir Ermeni hanedanı. Mamigonyan hanedanından generaller, sık sık Ermeni kraliyet ordularının başkumandanlığını yaparlardı.
  • [10] Vahan Kürkcüyan, ‘Milli Hatıralar [Azkayin Huşer (Ազգային Յուշեր); ç.n.] ’, Hayasdani Goçnag [Ermenistan Çanı (Հայաստանի Կոչնակ); ç.n.], 16 Mart 1929, No. 11, (Kalusdyan, a.g.e., s. 440, 442).
  • [11] Kalusdyan, a.g.e., s. 428.
  • [12] ‘Ermeni Birleşik Cemiyeti’, eğitim ve kültür teşkilatı. 1881’de Araradyan Ermeni Cemiyeti, Okulsever Doğu Cemiyeti ve Kilikya Cemiyeti’nin bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Amacı, doğu Ermeni illeri, Kilikya ve Ermeni nüfuslu yerlerde okullar açmak ve aydınlanmayı yaymaktır.
  • [13] Kalusdyan, a.g.e., s. 492.
  • [14] Başlarda bina tek katlıydı. Daha sonra 1910’da, dönemin ruhani önderi Piskopos Mıgırdiç Vehabedyan’ın çabaları ve maddi bağışlar, aynı zamanda halktan toplanan para ve karşılıksız çalışma sayesinde ikinci bir kat daha ilave edilir.
  • [15] Der Vartanyan, a.g.e., s. 51.
  • [16] Kalusdyan, a.g.e., s. 446.
  • [17] a.e., s. 445.
  • [18] a.e., s. 492.
  • [19] a.e., s. 593.
  • [20] a.e., s. 593.
  • [21] Maraş’ın etkili, varlıklı ve millet-cemaat işlerini idare eden büyük Ermeni ağaları böyle adlandırılıyordu.
  • [22] Der Vartanian, a.g.e., s. 66.
  • [23] Kalusdyan, a.g.e., s. 440:
  • [24] ‘Arax’, a.g.e., s. Marash, s. 42,
  • [25] Kalusdyan, a.g.e., s. 483.
  • [26] a.e., s. 580.
  • [27] a.e., s. 905.
  • [28] a.e., s. 905.
  • [29] a.e., s. 579.
  • [30] a.e., s. 493.
  • [31] a.e., s. 907.
  • [32] a.e., s. 493.
  • [33] a.e., s. 446.
  • [34] a.e., s. 447.
  • [35] a.e., s. 447.
  • [36] a.e., s. 447.
  • [37] a.e., s. 495.
  • [38] a.e., s. 495.
  • [39] a.e., s. 495.