Van Kazası – Kilise ve Manastırlar

Yazar: Robert Tatoyan 12/09/2018 (son değişiklik: 12/09/2018), Çeviren: Sevan Değirmenciyan

Van Kazası İdari ve Murahhaslık Bölgeleri

Van Kazası aynı isimli sancağın ve vilayetin merkezi konumundaydı (merkez kaza). Osmanlı İmparatorluğu’nda XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başında gerçekleşen yeni idari yapılanma sonucunda kaza vilayet merkezi olan Van ve doğrudan valiye bağlı çevre köylerden (Van-Tuşba merkez nahiye) ve Van-Tuşba’nın kuzey-batısındaki Timar, Van-Tuşba ve Timar’ın doğusundaki Arcak (Ercek) ve Van-Tuşba’nın güneyindeki Hayots Tzor (Gürpınar) nahiyelerinden oluşmaktaydı [1].

İstanbul Ermeni Patrikliği talimatı ile Van Ruhani Önderliği’nin (Murahhaslığı) 1913-1914 yıllarda gerçekleştirdiği çalışma sonucunda Van’da 4.230 hane ve 22.470 nüfus Ermeni, Van-Tuşba bölgesinde Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı 20 bölgede ise 1.592 hane ve  9.614 Ermeni nüfusu olduğunu tespit etmiştir.  Arcak nahiyesindeki 22 Ermeni yerleşim alanında 1.013 hane ve 6.679 Ermeni, Timar nahiyesinin 40 yerleşim alanında 2.525 hane ve 15.411 Ermeni ve Hayots Tzor’ta ise 1.383 haneye ve 8.482 Ermeni nüfusu olan yerleşim alanı olduğu belgelenmiştir. Ermeni Soykırımı öncesinde Van kazasındaki Ermeni nüfüsü 10.743 hane ve 62.656 kişiden oluşmaktaydı [2].

Van Kalesi (Kaynak: Library of Congress, Washington, DC)

Van kazasının bazı bölgelerinin ait olduğu ruhani önderlikler çeşitlilik göstermekteydi. Van, Van-Tuşba köyleri, Arcak nahiyesi ve Timar nahiyesinin bir kısmı İstanbul Ermeni Patrikliği’ne bağlı Van Başepiskoposluğu’na aitken, Timar nahiyesinin bazı Ermeni yerleşimleri Lim (Adır)-Gıduts (Çarpanak) Manastır bölgesi ruhani önderliğine, Hayots Tzor nahiyesi ise Akhtamar Katolikosluğu’na bağlı bir murahhaslık idi [3].

Van’da Varak Manastırı Ruhani Önderliği adında bir kilise idaresi X. yy. akabinde görülmekte. Manastır yönetimi ve bölgenin ruhani önderliği en baştan itibaren birbirinden ayrı değildi, yani Varak Manastırı lideri aynı zamanda bölgenin ruhani önderi idi. Ruhani önderlik zaman içerisinde Akhtamar ve Eçmiadzin katolikoslukları arasında el değiştirmiş olsa da 1828’den sonra İstanbul Ermeni Patrikliği’ne bağlandı. XIX yy. sonu ve XX. yy. başında Van ruhani önderliği ve sınırdaşı Lim-Gıduts ve Hakkari bölgeleri Van vilayeti coğrafyası ile hemen hemen örtüşmekteydi [4].

Van Kalesi ve eski şehir (Kaynak: Ermenistan Tarih Müzesi, fotoğraf: A. Vruyr, 1916)

Soykırım öncesinde Van ruhani önderliği kaymakamlık görevini Rahip Yeznik Nergararyan yürütmekteydi [5].

Lim Manastırı ruhani önderliği XIV yy.’dan beri anılmakta. 1898 tarihine kadar bağımsız bir yönetime sahipken, bazen de Ahtamar Katolikosluğu’na bağlanıyordu. Fakat 1898’de Gıduts Manastırı himayesine girer [6].

Gıduts Manastırı ve idari bölgesi Lim’den ayrılan ruhaniler tarafından XV. yy.’da tesis edilmişti (bazı kaynaklara göre XVII yy.’da). 1828’de Van ruhani önderliği yönetim alanına giren manastır 1898’de ise Lim manastırı bölgesi ile birleştirilir. 1904’de Cismani Meclis Lim-Gıduts birleşik manastır bölgesini Van ruhani önderliğine bağlar [7].

Van Eski Şehrin Van Kalesi’nden görünümü (Kaynak: Ermenistan Tarih Müzesi, fotoğraf: A. Vruyr, 1916)

Zamanında büyük bir otoriteye sahip Akhtamar Katolikosluğu XX yy. başı itibariyle kendi himayesinde bulunan ruhani önderlik bölgelerinin çoğunu İstanbul Ermeni Patrikliği’ne vermiş ve sahip olduğu anlamı kaybetmişti. 1895’te Akhtamar Katolikosu Haçadur Şiroyan’ın ölümünden Soykırım’a kadar katolikosluk makamı boş kalmış ve İstanbul Ermeni Patrikliği tarafından yollanan kaymakamlar ve yönetim kurulu tarafından yönetilmiştir [8].

İstanbul Ermeni Patrikliği 1904 verilerine göre, Van ruhani önderliği sınırları dahilinde (Van-Tuşba, Adilcevaz, Muradiye, Erciş) 114 kilise ve 25 işlek manastır, Lim-Gıduts bölgesinde (Timar) 24 kilise ve 8 manastır, Akhtamar bölgesinde ise (Garcgan, Gevaş, Getsan, Gargar, Hayots Tzor, Çatak) 193 kilise ve 41 manastır bulunmaktaydı [9].

Van Eski Şehrin Van Kalesi’nden görünümü (Kaynak: Ermenistan Tarih Müzesi, fotoğraf: A. Vruyr, 1916)

Van Protestan Merkezi

Osmanlı Ermenistanı’nda Protestanların faaliyet merkezlerinden biri de Van’dı. Van’daki Protestan merkezi 1872-1873 yıllarında ABD’den gelmiş misyonerleri tarafından tesis edilmişti [10]. Van merkezinin kurucularından George Reynolds eşi ile birlikte protestan camaatini de yönetmekteydi, 1915 tarihine kadar [11].

Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilindeki diğer bölgelerde olduğu gibi, Van’daki protestan misyonları dini propagandaya paralel olarak, eğitim kurumları ve hastaneler de tesis ediyorlardı. Amerikalı misyonerlerin imkanları ile Van’da erkek koleji, yatılı kız okulu (1882-1913 yıllarında kolej statüsünde), Amerikan hastanesi, karma yetimhane (1896’ta tesis edilmişti) faaliyet gösteriyordu [12].

Van Protestan Kilisesi (Kaynak: Keghuni, 1909, Venedik, Aziz Lazarus)

Soykırım öncesinde Aykesdan mahallesinde bulunan Van protestan merkezi kilise, iki büyük ve iki de küçük okul binası, kızlar için el işi atölyesi, hastane, eczane ve misyonerler için öngörülen dört evden ibaretti [13].

1910 verilerine göre, Van’daki Protestan Ermenilerin sayısı merkezin kuruluşundan beri geçen sürede 215’di. Bu istatistiğin hazırlandığı dönemde onlardan sadece 112 şehirde bulunuyordu. 43’ü ABD’de olmak üzere 57 kişi gurbette idi, 34 kişi vefat etmiş, 12 kişi ise Protestan Kilisesi ile olan bağını koparmıştı (Mağakya Ormanyan 1911 tarihinde yayınladığı “Ermeni Kilisesi” çalışmasında Van Ruhani Önderliği bölgesindeki Ermeni Protestanların sayısını 200 olarak vermektedir) [14].

Van panorama (Kaynak: Henry Binder, Au Kurdistan, en Mésopotamie et en Perse, Paris, 1887)

Van sancağı Osmanlı Ermenistanı’nın manastır ve kutsal yerlerle nispeten zengin bölgelerinden biriydi. Araştırmacılar bu durumu şu noktalarla açıklamaya çalışmışlar: 1) geçmişte tarihi Van-Vaspuragan bölgesi Ermenistan’ın geniş ve çok nüfuslu eyaletlerinden biriydi, 2) Vaspuragan kralları, kilise hiyerarşisi ve halk manastır inşası konusunda epeyce heyecanlıydılar, 3) bölge maddi anlamda epeyce zengin ve barışçıl, doğal gelişime nispeten uygun  dönemlere sahip olmuştu [15].

Soykırım öncesinde Van-Vaspuragan’ın her yerinde, her köyde, bu veya şu tepede ayakta olan veya yıkık manastır ve şapel binalarına rastlamak mümkündü. Manastırlar ve kutsal yerler tercih edilen adak yerleriydi. Hepsinin kendine has bayram zamanları vardı ve bu günler bahar, yaz veya sonbahara denk gelen bir kilise bayramına denk gelirdi. O gün yakın veya uzak köylerden manastır veya kutsal yerde toplaşır, eğlenir ve bir süreliğine de olsa köy çalışmlarından uzaklaşıp, Tanrı’ya adaklarını adar ve dua ederlerdi. Her bir manastır veya kutsal yere hastaları iyileştirme, topal veya körlere şifa verme, isteklerin gerçekleşmesi, doğurganlık bahşedilmesi veya kolay bir doğum sunulması gibi mucizevi özellikler atfedilirdi [16].

Fonda Van ve kalesi görünmekte (Kaynak: Bedo Yeghyayan arşivi, Londra)

Van kazasında bulunan bazı ünlü manastırlar (Varak, Lim, Gıduts, Hatun Meryem Ana vs.) kişisel adak ziyaretleri de yapılan yerlerdi. Manastıra girer girmez ziyaretçi dua etmek, kurbanını veya adağını sunmak için kiliseye giriyordu. Zengin ziyaretçiler manastırdaki özel odalarda sabahlıyor, sınırlı imkanlara sahip olanlar ise manastıra komşu köylerden birinde veya çadırlarda kalıyorlardı. Adak ziyaretleri manastırdaki ruhbanlarına rahatsızlık verse de düzenli bir gelir kaynağı olduğu ve manastıra canlılık kattığı için beklenen bir etkinlikti [17].

1870’lerden 1914 tarihine kadar Osmanlı Ermenistanı’nda olduğu gibi Van sancağında da manastır hayatı devamlı bir düşüş halindeydi. İki temel sebeplerden ilki Osmanlı hükümetleri tarafından cezasız ve tepkisiz kalan ve Kürt aşiretleri tarafından manastırlara yapılan devamlı saldırılar, ikincisi ise Ermeni nüfusun sekülerleşmesi ve bunun sonucunda manastır yaşamını tercih edenlerin azalmasıydı.

Ahtamar Katolikosu I. Krikor tarafından resmedildiği düşünülen «İskender’in Yaşamı», 1536. Kudüs’te muhafaza edilmekte - No 473, fol. 19 (Kaynak: Jean-Michel Thierry, Patrick Donabedian, Armenische Kunst, Freiburg/Basel/Wien, 1988)

Özellikle Abdülhamid döneminde gerçekleşen kırımlar Van manastırlarına büyük zararlar verdi. 1895-1896 yıllarında Kürt çeteleri Van kazasındaki manastırların hemen hemen hepsini yağmalayıp harap ettiler. Hayots Tzor’ta bulunan Spidag S. Asdvadzadzin, Ankığ S. Asdvadzadzin, Sırkhu, Ermer S. Asdvadzadzin, Khek S. Kevork manastırları [18], Timar’ta Alidi, Ererna S. Eçmiadzin, Amk manastırları, Lim ve Gıduts manastırlarının ada dışında kalan bölümleri [19], Arcak S. Asdvadzdazin manastırı zarar gördüler. Van ve etrafındaki köylerde gerçekleşem kırım sırasında (Temmuz 1896) Van-Tuşba nahiyesinde bulunan manastırlar (Varak, Kızıl Manastır, S. Haç. Salnabad S. Krikor) yağmalanıp yakıldı, rahipler, manastır bünyesindeki okul öğrencileri ve manastırlara sığınan halk öldürüldü [21]. Sadece Lim ve Gıduts adalarında bulunan manastır binaları konumları itibariyle saldırıya uğramadılar ve yaklaşık 10 bin Ermeni kaçkına ev sahipliği yaptılar [22].

1896 tarihinde hazırlanan istatistiğe göre, Abdülhamid döneminde gerçekleşen kırımlar sonucunda Hayots Tzor’da 5 manastır yağmalanıp yakılmış, 6 kilise yakılmış, 14 papaz ve rahip öldürülmüş, Timar’da ise yağmalanıp yakılan manastır sayısı 5, öldürülen papaz ve rahip sayısı 2 olarak kayda geçmiş. Van-Tuşba ve Arcak’ta ise 2 kilise ve 4 manastır zarar görürken, öldürülen papaz ve rahip sayısı 4 olarak belgelenmiş [23].

Bu kartpostal üzerinde Khrimyan Hayrik ve kendisinden yapılan bir alıntı görünmekte. Hayrik geleceğin mutlu olacağını söyleyip Ermenilere devamlılık telkin etmekte (Kaynak: Mişel Pabuççiyan koleksiyonu, Paris)

Bütün bunlar neticesinde 1870’lerden 1910’ların başına kadar olan zaman diliminde Van-Vaspuragan bölgesindeki bir çok manastır boşaldı ve kendi kaderine terkedildi. 1870’lerin ortalarında Vaspuragan’da 1500 rahible 70 işlek manastır varken, 1910’ların başında sadece 30 manastır işler vaziyetteydi [24].

1873’te Van Alür köyündeki S. Asdvadzadzin Manastırı’nı ziyaret eden Episkopos Yeremya Devgants notlarında yarı alaylı bir dille manastırda rahip olmadığından onların görevlerinin 4 kedi tarafından yaptıldığını yazıyor [25].

Soykırım öncesinde Van kazasındaki çok az sayıda manastırda ruhban topluluğu vardı ve bu topluluk 1-3 üyeli idi genelde. Diğerleri ise sadece ismen işliyor ve ziyaretçi papaz, yönetim kurulu, bazen de manastırda yaşamaya başlayan bir sivil tarafından yönetiliyordu (her bir manastıra ait bölümlere bakınız).

Van’da hazırlanmış gümüş bir İncil mahfazası. Yerevan’daki Mesrob Maşdots El Yazmaları Kitaplığı-Madenataran’da muhafaza edikmekte No: 2285 (Kaynak: Osep Tokat, Armenian Master Silversmiths, Tigran Mets Printing House, Yerevan, 2005)

Manastırların terkedilmesi nedeniyle manastıra ait sahipsiz kalan geniş araziler yahut taşınmazlar Kürt ve Ermeni köylüler tarafından ele geçirilip cüzzi bir miktar karşılığında, çoğu kez de ücretsiz olarak kullanılıyordu.

Daha büyük manastırların rahipleri dahi maddi sıkıntılardan ve bunlardan kaynaklanan manastıra ait binaların ve arazilerin feci durumundan dolayı şikayet ediyorlardı. Lim Manastırı rahiplerinden Magar Der Hovhannisyan 1911’te yazılan bir mektubta manastırın hasat aracının olmadığını, bu yüzden bir kısım buğdayın zarar gördüğünü, manastır mahiyetinde bulunan diğer manastırların (Eçmiadzin, S. Sahag) hemen hemen harabeye döndüğünü yazıyordu [26].

Kürt saldırılarnın sonuçlarını ortadan kaldırmak, ekonomik durumu iyileştirmek adına İstanbul Ermeni Patrikliği’nin onayı ile bazı manastırlara sivillerden oluşan yönetim kurulları atanır. Hamit dönemi kırımlarından sonra benzer bir yönetim kurulu Varak Manastırı’nda göreve başlamıştır (ayrıntıları Varak Manastırı hakkındaki bölümde okuyabilirsiniz.)

Farklı nedenlerden dolayı (ölüm, kırım) rahip kalmayınca veya rahiplerden yaşlılıktan dolayı görevlerini yerine getiremez olduklarında da manastırın yönetim işlevi herhangi bir sivil kişi veya yönetim kuruluna devrediliyordu [27].

İncil, resmeden Giragos, Van bölgesi. Yerevan’daki Mesrob Maşdots El Yazmaları Kitaplığı-Madenataran’da muhafaza edikmekte No: 2929 (Kaynak: Armenian Miniatures from the Matenadaran Collection, Nairi Publishing House, Yerevan, 2009)

İstanbul Ermeni Patrikliği, taşra heyetleri az sayıda rahip barındıran veya hiç bir üyesi bulunmayan işlek manastırları eğitim faailiyetleri için kullanmak üzere projeler hazırlıyorlardı. Van kazasındaki çoğu manastırda (Varak, Salnabad S. Kevork, Kızıl Manastır) 1894-1896 kırımında öksüz kalan çocuklar için okul-yetimhaneler açıldı. Bu okulları ayakta tutmak için manastıra ait binalardan elede edilen gelirlerin bir kısmı da kullanılmaktaydı [28]. Bu manastırlardaki okullar ve yatılı okullar kısa süreli duraklamlarla da olsa Soykırım öncesine kadar faaliyet halindeydiler.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, Van manastırlarına ait gelirlerin verimliliğinin arttırılması yönünde Taşnagtsutyun Partisi’nin yerel yönetimleri de belli bir katkı sundular. Mesela, Taşnagtsutyun yöneticileri Hayots Tzor’daki manastır taşınmazlarının kiralanmasını belli bir düzene sokup, kira gelirlerini yükseltmeyi ve onları kazadaki Ermeni okullarının masrafları için kullanmayı başardılar [29].

II. Meşrutiyet sonrasında Ermeni kurumlarının çalışması sayesinde Van manastırlarının ekonomik durumu gelişim işaretleri göstermeye başladı. Manastır hayatı giderek canlanmaya başladı ve bölgedeki bazı büyük manastırlardaki rahip sayısında belli bir artış kaydedildi. Fakat 1914’te başlayan I. Dünya Savaşı ve Soykırım bu gidişatı nihayi olarak sonlandırdı.

Varaka Manastırı, Van (Kaynak: Mıkhitaryan Cemaati, Aziz Lazarus, Venedik. Peder Vahan Ohanyan'a teşekkürlerimizi sunarız)

Van Ermenilerinin Dini Hayatı (1870’lerden 1914’e)

Van kazasındaki hemen hemen tüm Ermeni yerleşim bölgelerinde Soykırım öncesinde bir veya bir kaç işlek kilise bulunmaktaydı. Kiliseler genelde tek tip bir mimariye sahiptiler, taş ve kerpiçten yapılmışlardı. Nispeten geç dönemde inşa edilmiş veya restore edilmiş kiliseler genişlikleri, sadelikleri ve aydınlık olmalarıyla göze çarpıyorlardı [30].

Yeni dönemde inşa edilen kiliselerin çatısı yanyana konmuş kalaslardan oluşuyor, üzerlerine kirişi ve kamış dizdikten ve serdikten sonra toprakla örtüyor, sağlamlaştırıyor ve saman karıştırılmış kille kaplıyorladı. Kiliselerin çoğunda ahşap kümbet vardı. Ahşap bir dama, tavana sahip oldukları için bu tip kiliseler kaynaklarda ahşap bina olarak tanımlanmış.

Kilise duvarları beyaz sıva ile kaplı, hasır ve halıların örtülü olduğu zemin ise ahşaptı [31].

Kilise kapısından girdiğinizde sağ ve sol duvarlarda küçük dolaplar vardı. Kiliseye girenler ayakkabılarını buralara koyarlardı (Van’da ayakkabı ile kiliseye girmek uygun değildi) [32].

Van şehri ve kazasındaki hemen hemen tüm kiliselerde bir veya iki kattan oluşan ve kadınlara tahsis edilmiş yukarı odalar vardı [33]. Örneğin Arcak kilisesinin kadınlar kısmı hemen girişteki kafesle kilisenin genelinden ayrılmıştı. Bu kısım iki katlıydı: Yukarısı gelin ve kızlara, alt kat ise yaşlı kadınlara tahsis edilmişti [34].

Kilise mihraplarında bulunan Kutsal Sunak’ı [35] örtüyle kaplıyor, Meryem Ana resmi ile süslüyor, resmin önüne şamdanlar, İnciller, vazolar koyuyorlardı. Duvarlara aziz resimleri asılıyordu. Kiliseleri ışıklandırmak için büyük ve küçük avizeler, kandiller ve şamdanlar kullanırlardı. Avize ve kandilleri iple duvardan asar, şamdanları ise Kutsal Sunak’ın önüne yerleştirirler veya aziz resimlerinin önüne koyarlardı [36].

Ayinlerde imanlıları kiliseye davet etmek için çan veya goçnak adı verilen ahşap bir düzenek kullanıyorlardı. Önce bu goçnağa vurarak ayin saatinin yakınlaştığını haber ediyor, çanlar çaldıktan hemen sonra ise ayin başlıyordu. Yaz ve kışın, her sabah, Van şehrinin tüm kilise zangoçları sabah ayininden 1-2 saat öncesinde el için olan goçnakları alıp, ilahiler söyleyerek mahalleleri geziyor, her evin önünde durup kapı tokmağını vuruyorlardı. Bu gelenek olağandışıydı ve Van dışında Osmanlı İmparatorluğu sınırlarındaki sadece bir kaç Ermeni yerleşimine vardı [37].

Van, Aralık 1879. Khrimyan Hayrik ve Ermeni ileri geleneleri. Oturanlar, soldan sağa; Garabed İsacanyan, Mıgırdiç Marutyan, Kerovpe Kuyumcuyan, Mıgordiç Khırimyan-Hayrik, Kevork Bey Kalcıyan, Harutyun Terzibaşyan. Ayakta, soldan saga; Setrag Devgants, Rahip Karekin Sırvantzdyants (Kaynak: Mişel Pabuççiyan koleksiyonu, Paris)

Van Aykesdan mahallesindeki bütün kiliselerde her gün sabah ve akşam olmak üsere ayin yapılıyor, Cumartesi ve Pazar günleri ise Kutsal Sunu ayini gerçekleşiyordu. Şehirdeki kiliselerde de XIX yy. sonuna kadar bu gelenek devam etmiştir. Kiliseye gidenlerin sayısında yıldan yıla görülen azalma ve buna doğru orantılı olarak kilise gelirlerindeki azalma nedeniyle 1899 tarihinde ayinlerin sadece bir kilisede yapılmasına karar verildi. Her kilise sırayla 1 ay boyunca bu ayinlere ev sahipliği yapıyordu [38].

Van kiliseleri maddi anlamda zengin değildi. Kilise gelirlerinin ana kaynağı zamanla farklı hayırseverler tarafından bağışlanmış taşınmazlar (ev, dükkan, tarla, değirmen, zeytinyağı atölyesi, bağ vs.) ve ayinler sırasında imanlılar tarafından yapılan bağışlardı [39].

Kilise gelirleri sayesinde mahalle okullarının ve kiliselerin masrafları ödeniyordu. Kiliselerin genel yönetiminden yönetim kurulları sorumluydu, kilisenin iç işlerinin yönetimi ise yönetim kurulunca atanan görevli (yeretspokh veya yerespokh adı verilen) tarafından yürütülürdü. Yeretspokh mahalle ileri gelenleri arasından süresiz olarak atanır ve yılda bir kez yönetim kuruluna rapor verirdi [40].

Ahtamar Katolikosu I. Krikor tarafından resmedildiği düşünülen «İskender’in Yaşamı», 1536. Kudüs’te muhafaza edilmekte - No 473, fol. 19 (Kaynak: Jean-Michel Thierry, Patrick Donabedian, Armenische Kunst, Freiburg/Basel/Wien, 1988)

Van kazasının diğer büyük yerleşim bölgelerinde de yeretspokhlar vardı. Arcak’ta görev yapan yeretspokh hem kilise ihtiyaçlarını temin etmek zorundaydı, hem de kilisenin bitişiğinde bulunan okuldan sorumluydu. Okul kapılarına kilit asmak, pencerelere cam takmak, okul ve kilise damlarını sıvamak, öğretmenlere konut tahsis etmek, kiliseye ait zeytinliğin çalışmalarını takip etmek ve edinilen gelirin amacına uygun harcanmasını sağlamak yeretspokh’un görevleri arasındaydı [41].

Kilise işleri ile alakalı herhangi bir yolcu, özellikle Van’dan gelen adak ziyaretçileri, bağış toplama yetkisi bulunan yaşlı veya fakirler yeretspokh’un hanesinde konaklayabilirdi. Fakat yeretspokh ciddi ve saygıdeğer insanların evden eve gezmelerine refakat eder ve buğday hasatını satardı [42].

XX. yy. başı itibarıyla Van kiliselerinin her biri 1-4 papaza sahipti. Papazların büyük bir kısmı takdis edilmeden önce olduğu gibi öğretmenlik görevi de yapıyorlardı [43].

Van’da hazırlanmış, siyah kaplı gümüş sigara kutusu. Solda harabelere ağlayan Ermenistan Ana, sağda ise Varak Manastırı görülmekte. Kişisel koleksiyon, 9.5 × 7.5 × 1.5 cm, 119 gr (Kaynak: Osep Tokat, Armenian Master Silversmiths, Tigran Mets Printing House, Yerevan, 2005)

Papazların gelir kaynakları vaftiz, düğün, cenaze, Noel ve Paskalya dönemindeki ev ve mezar kutsamasında toplanan bağışlar ve ikincil veya dolaylı yollardan edinilen hediyelerdi [44].

Arcak doğumlu etnograf Serine Avakyan Arcak’ta yapılan bir ev kutsamasını şöyle betimliyor. Bu ayinin genel hatları ile Van kazasının diğer yerleşimlerinde de aynı şekilde yapıldığını tahmin etmek güç değil. Noel zamanı papaz zangoç ve iki kilise görevlisi eşliğinde evleri gezerdi. Ev kadınları un eleğinin üzerine iki lavaş koyar, papaz ise evi ve un eleğini kutsardı. Zangoç ekmeği alır, çuvalara koyar, papaz ise İsa’nın çarmıha gerilme sahnesinin tasvir edildiği oval kutsal ekmeği eleğin üzerine koyardı. Kutsanmış olan ev hanımı papazın elindeki haçı ve İncil’i öperken, dınokhlena adı verilen ev kutsama ücretini İncil’in üzerine koyardı. Bu miktar genelde gümüş 40 para veya iki kuruştu. Bu miktarı herkes bütçesine göre verirdi, belirlenmiş bir ücret yoktu. Aynı kutsama Paskalya’da da yapılırdı. Fakat o gün elek üzerine konmuş 2 lavaşdan başka henüz çocuk yaşta olan kilise görevlileri için dört tane de kırmızı yumurta konurdu [45].

Düğün, vaftiz ve cenaze için Arcak’ta öngürülen miktar ödemesi peşin yapılması mecbur olmayan 5 kuruştu. Benzer olağanüstü durumlarda papaz gönüllü olarak gidip görevini yerine getirirdi. Nişan ve düğün törenlerinin en önemli kişisi ve ilk konuk papazdı [46].

Ev, mezar kutsaması ve diğer kaynaklardan edinilen gelirden başka, diğer tüm kilise gelirleri genelde kumbara da toplanır ve papazlar arasında eşit olarak dağıtılırdı [47].

Van kazasındaki köylerinde papaza yıllık hediye verilirdi. Arcak sakinleri her yıl papaza bir okka (1.28 kg.) yağ bağışlar ve papaza ait tarladan çalışmak üzere de bir emekçi gönderirdi [48].

Kilise görevlisi olan lusarar’ın sorumluluğu kandilleri kontrol etmekti. Sabah-akşam, ayin başlamadan önce kilise kandillerini yakar, mum ve günlüğü, Kutsal Sunu ayininde kullanılacak şarabı temin ederdi. Lusarar papazla beraber kilisede dağıtılan sigara kağıdı inceliğindeki komünyonü ve çarmıha gerili İsa tasvirinin bulunduğu oval kutsal ekmeği hazırlar, ayin esnasında imanlılara bu ekmeği dağıtır, İncil ve diğer kutsal emanetlerin korunmasına ve ayin kıyafetlerinin temizliğine özen gösterirdi [49].

Gümüş mahfazası Akhtamar Manastırı atölyesinde hazırlanmış bir Kitab-ı Mukaddes. Yerevan’daki Mesrob Maşdots El Yazmaları Kitaplığı-Madenataran’da muhafaza edikmekte No: 5578 (Kaynak: Osep Tokat, Armenian Master Silversmiths, Tigran Mets Printing House, Yerevan, 2005)

Zangoçun görevi sabah ve akşam olmak üzere günden iki kere kilisenin çanlarını çalmak, kandillere yağ koymak, onların kısalmış fitillerini yenileriyle değiştirmek, kilise damındaki karı temizlemek, hasırlarla örtülü zemini temizlemek vs. [50].

Ayinler sırasında kiliseye ilk giren ve oradan ilk çıkan zangoç olurdu. Kilise anahtarı yanında bulunurdu. Köyde ölüm olduğunda rahmetlinin evine ilk zangoç varırdı. Rahmetli erkek ise onu yıkayanlardan, cansız bedeni kiliseye götürenlerden, kefenleyenlerden biri hep zangoç olurdu. Zangoç ölenin yakın akrabasıymışçasına onu mezarlığa kadar omuzlarında taşırdı [51].

Arcak’ta bir zangoçun maaşı zengin evlerinden yılda bir kez aldığı buğdat, her evden aldığı yedişer ekmek (ev hanımları kilseye dua etmeye gittiklerinde kendileri götürürlerdi), ev kutsaması zamanında de evlerden alınan ikişer ekmek [52].

Akhtamar S. Haç Kilisesi 1662 tarihinde hazırlanmış mihrap örtüsü (Kaynak: Mıkhitaryan Cemaati, Aziz Lazarus, Venedik. Peder Vahan Ohanyan'a teşekkürlerimizi sunarız)

Van’daki büyük Ermeni yerleşimlerindeki kiliselerde ilahi söyleyen muganniler genelde güzel bir sese sahip, okumuş, genç insanlardı. Bu görevi gönüllülük esası ile yaparlardı, çoğu kez müziğe karşı olan sevgilerinden dolayı. Büyük bayram ayinlerinde, bazen, başmuganni ayin sırasında bir elinde tütsülük, diğerinde küçük bir tas veya kumbara dua edenlerein yanına gelir ve kilise masrafları için para toplardı. İmanlılar onar veya yirmişer para atarlar ve bağış kampanyasına katılırlardı [53].

Van kiliselerindeki diyakonlar okulun üst sınıflarında okuyan, güzel sese sahip öğrencilerdi. 14-15 yaşındaki bu gençler kilise kıyafetleriyle ayine katılır, kutsal metinleri okur, komünyon verildiğinde papaza yardım eder, ev kutsaması sırasında papazla beraber evi kutsar, düğünlerde papazın yanında olur, ayinden sonra ise gelin ve damatın önünden muganniler heyetine katılırlardı [54].

Vanlılar dindar bir halktı. Bayram ve Pazar ayinlerinde Van kiliseleri dolu olurdu. Van’da sabah işe gidenler, kilise önünden geçtiklerinde, kiliseye uğrar, haç çıkarır, secde eder ve çıkıp yollarına devam ederlerdi [55].

Halk kilisenin maddi durumunu iyileştirmek için çaba harcardı. 1896’daki Van kırımı sırasında, bir çok hane ile beraber Aykesdan’daki 5 kiliseden 3’ü de kundaklandı. Vanlılar kısa sürede para toplayıp kiliseleri restore ettiler. “Üçü de halk tarafından içtenlikle toplanmış kuruşlarla eskisinden daha sağlam ve güzel olarak yenilendi”, yazıyor döneme şahitlik eden biri [56].

Kaynaklardan aktarılan bilgilere göre, Soykırım öncesinde Van’da işleyen hemen hemen tüm kiliseler genel olarak restore edilmiş ve iyi durumdaydılar ve bir veya büyük yerleşim bölgelerinde bir kaç görevliye sahiptiler.

  • [1] Dzerug, «Վանի նահանգը ներկայումս» (Günümüzde Van Vilayeti), III, Murç, Tiflis, 1904, № 3, ss. 42-43; Маевскiй, В. Т., Военно-Статистическое описанiе Ванскаго и Битлисскаго вилаетовъ, I. Географическiй очеркъ, Тифлисъ, Типографiя Штаба Кавк. воен. окр., 1904, s. 10-11.
  • [2] A-To, Մեծ դէպքերը Վասպուրականում 1914-1915 թւականներին, (1914-1915 tarihinde Vaspuragan’daki Büyük Olaylar), Yerevan, “Luys” matabbası, 1917, ss. 11-13, 18, 21.
  • [3] M. Ormanyan, Հայոց եկեղեցին և իր պատմութիւնը, վարդապետութիւնը, վարչութիւնը, բարեկարգութիւնը, արարողութիւնը, գրականութիւնը, ու ներկայ կացութիւնը, (Ermeni Kilisesi ve tarihi, öğretisi, yönetimi, reformu, ayinleri, edebiyatı ve şimdiki durumu), İstanbul, 1911, s. 261, 265; Arşag Alboyacıyan, «Առաջնորդական վիճակներ» (Murrahasslıklar), 1908 S. Pırgiç Ermeni Hastanesi Salnamesi, İstanbul, 1908, ss. 312-313, 346. Hayts Tzor’un hangi ruhani önderliğe bağlı olduğu konusu hakkında bkz. Teodik, Գողգոթա հայ հոգեւորականութեան եւ իր հօտին աղէտալի 1915 տարիին, (1915 felaket yılında Ermeni ruhban sınıfının ve halkının Golgotası), New York, 1985, s. 37; S. Garabedyan, Հայաստանի պատմութիւն, հատոր Ա. Հայոց Ձոր, (Ermenistan Tarihi, I. Cilt, Hayots Tzor), Yerevan, EMAK (Ermeni Mimarisini Araştırma Kurumu), 2015, s. 32.
  • [4] Alboyacıyan, «Առաջնորդական վիճակներ» (Murahhasslıklar), s. 312.
  • [5] Teodik, Golgota…, s. 40.
  • [6] Alboyacıyan, «Առաջնորդական վիճակներ» (Murahhasslıklar), s. 313.
  • [7] a. e. 
  • [8] N. Aginyan, Գաւազանագիրք Կաթողիկոսաց Աղթամարայ։ Պատմական ուսումնասիրութիւն, (Ahtamar Katolikosları. Tarihi Araştırma), Viyana, Mkhitarist Matbaası, 1920, s. 192; Alboyacıyan, «Առաջնորդական վիճակներ» (Murahhasslıklar), s.  345.
  • [9] «1904 S. Pırgiç Ermeni Hastanesi Salnamesi», İstanbul, H. Matteosyan Matbaası, 1904, ss. 371-372, 394-395.
  • [10] G. B. Adanalyan, Յուշարձան հայ աւետարանականաց եւ Աւետարանական եկեղեցւոյ (Քննական Ծանօթութիւններով) (Ermeni İncili Kilisesi ve üyeleri için Abide),  Fresno, 1952, s. 471; Dzerug, «Վանի նահանգը ներկայումս» (Günümüzde Van Vilayeti), III, Murç, Tiflis, XXV, 1904, №12, s. 59։ 
  • [11] Birinci Dünya Savaşı başlarken Pastör George Reynolds Van okulları için imkanlar yatarmak amacıyla ABD’de bulunmaktaydı, dolayısıyla onun görevini eşi yerine getirmekteydi (Bkz. The Treatment of Armenians in The Ottoman Empire 1915-16. Documents Presented to Viscount Grey of Falloden by Viscount Bryce, London, 1916, s. 33):
  • [12] G. B. Adanalyan, Abide..., ss. 472-474.
  • [13] Grace H. Knapp, The Mission at Van in Turkey in War Time, Privately printed, 1916, s. 11-12.
  • [14] Survey of the Work of the American Board in Turkey. Reprinted of the “Orient” of July 6, 1910, Bible House, Constantinople, Turkey, էջ 12; Ormanyan, Ermeni Kilisesi …, s. 261.
  • [15] H. Vosgyan, Վասպուրական-Վանի վանքերը, (Vaspuragan-Van Manastırları), III. bölüm, Viyana, Mkhitarıst Matbaası, 1940, s. 976.
  • [16] «Աշխատանք» (Aşkhadank) Haftalık edebi, siyasi, iktisadi, Van, 20 Mart 1911, sayı 10, s. 4.
  • [17] Vosgyan, Vaspuragan-Van Manastırları, III. bölüm, s. 1101.
  • [18] «Արարատ» (Ararat), S. Eçmiadzin, 1896, V., Mayıs,  s. 247 («Աղթամարայ հանգուցեալ Խաչատուր կաթողիկոսի վերջին թուղթն եւ տեղեկագիրը» -Ağtamar Rahmetli Katolikosu Haçadur’un son mektubu ve raporu-):
  • [19] «Արարատ» (Ararat), S. Eçmiadzin, 1896, II, Şubat, s. 89 («Հայաստանեայց եկեղեցին Տաճկաստանում» -Türkiye’deki Ermeni Kilisesi-):
  • [20] «Աշխատանք» շաբաթաթերթ, (Aşkhadank), Van, 29 Mayıs 1911, sayı 18, s. 12.
  • [21] «Արարատ», Սբ. Էջմիածին, 1896, ԺԲ., դեկտեմբեր,  էջ 579 («Տեղեկագիր Վասպուրականի կոտորածին»):
  • [22] «Բիւզանդիոն» (Püzantion), İstanbul, 21 Şubat 1911 (6 Mart), sayı 4366 (Rahip Magar Der-Hovhannesyan, «Վանայ ծովն եւ իր կղզիները» -Van Gölü ve Adaları-)։
  • [23] «Արարատ» (Ararat), S. Eçmiadzin, 1896, XII., Aralık, s. 586 («Տեղեկագիր Վասպուրականի կոտորածին» -Van Kırımı Raporu):
  • [24] «Աշխատանք» շաբաթաթերթ (Aşkhadank), Van, 20 Mart 1911, sayı 10, s. 4.
  • [25] Y. Devgants, Ճանապարհորդութիւն Բարձր Հայք և Վասպուրական 1872-1873 թթ. (Yüksek Ermenistan ve Vaspuragan’a Yolculuk 1872-1873), Yerevan, Ermenistan Bilimler Ulusal Akademisi Tarih Enstitüsü, 1991, s. 266.
  • [26] «Բիւզանդիոն» (Püzantion), İstanbul, 23 Şubat 1911 (8 Mart), sayı 4368 (Rahip Magar er Hovhannesyan, «Van Gölü ve Adalar»):
  • [27] Vosgyan, Vaspuragan-Van Manastırları, III. Kısım, s. 995.
  • [28] a. e., s. 1089:
  • [29] «Աշխատանք» շաբաթաթերթ (Aşkhadank), Van, 20 Mart 1911, sayı 10, s. 5.
  • [30] Dzerug, Günümüzde Van Vilayeti, XXIV, Murç, 1904, №12, s. 40։
  • [31] a. y. 
  • [32] a. e., s. 41.
  • [33] a. y.
  • [34] S. M. Avakyan, Արճակ, (Arcak), Yerevan, Sovyet Ermenistanı Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografi Enstitüsü, 1978, s. 57.
  • [35] Kutsal Sofra olarak adlandırılan bölüm kilisenin doğu kısmında, sahne üzerinde bulunur. Din görevlisi kutsal komünyon ayinini orada icra eder.
  • [36] a. y.
  • [37] Dzerug, Günümüzde Van Vilayeti, s. 41.
  • [38] a. e., s. 42.
  • [39] a. y.
  • [40] a. e., s. 43.
  • [41] Avakyan, Arcak, s. 57.
  • [42] a. y.
  • [43] Dzerug, Günümüzde Van Vilayeti, s. 44.
  • [44] a. e., s. 46:
  • [45] Avakyan, Arcak, s. 56.
  • [46] a. y.
  • [47] Dzerug, Günümüzde Van Vilayeti, s.  46.
  • [48] Avakyan, Arcak, s. 55.
  • [49] a. y.
  • [50] a. y.
  • [51] a. y.
  • [52] a. y.
  • [53] a. y.
  • [54] a. e., s. 56.
  • [55] Dzerug, Günümüzde Van Vilayeti, s.  49.
  • [56] a. y.