Istepan Dedeyan (1827 civarı-1906) ve Dikran-Harutyun Dedeyan (1832-1868)

Dedeyan Matbaası, İzmir, 1853-1892

Yazar Jennifer Manoukian, 12/08/21 (Güncelleme 12/08/21) - Çeviren: Arlet İncidüzen

Giriş

Aralık 1868’de, 36 yaşında bir adam İzmir’de ölüm döşeğindeydi. [1] Yazar ve tercüman, dizgici ve musahhih, matbaa müdürü ve yayıncı olarak on beş yıl kesintisiz çalışmanın neticesinde sona yaklaşmıştı. Bu adam –Dikran-Harutyun Dedeyan– varını yoğunu matbaasına vermişti. Sabah matbaaya ilk gelen de akşam son ayrılan da kendisi olurdu; 1865’teki kolera salgını bile onun her gün işe gelmesine engel olamamıştı. [2] “Mola vermek nedir bilmezdi” diye anımsıyordu bir arkadaşı. “Onun için başka bir eğlence, başka bir keyif kaynağı yoktu. Bütün dünyası matbaanın içindeydi.” [3] Ne var ki matbaa büyüyüp serpildikçe ve geliştikçe Dikran-Harutyun giderek zayıfladı, hastalıklı ve bitkin bir hal aldı. “Beni en çok ne üzüyor biliyor musun?” diyordu hasta yatağında, kucağında bir para yığını ve elinde bir kalemle, “Bu parayı görüyor musun…? İşi öyle bir noktaya getirdim ki neredeyse her hafta İstanbul’dan, Tiflis’ten, Erzurum’dan, Kudüs’ten ve başka yerlerden düzenli olarak bunun gibi meblağlar geliyor. Ve matbaayı bu gelişmişlik seviyesindeyken arkamda bırakıyorum.” [4]

Dedeyan 1853 yılında matbaasını açtığında bu tür bir ticari başarıya ulaşmaktan çok uzaktı. Ermeni matbaacılığı İzmir’de veya Osmanlı İmparatorluğu’nun geriye kalan yerlerinde yeni bir şey değildi ancak başarılı olmasının önünde bir takım toplumsal engeller mevcuttu. Ermeni nüfusunun büyük çoğunluğu okuma yazma bilmiyordu; okuryazarlığın yaygınlaştırılmasını sağlayacak okul sayısı çok azdı ve sadece din adamlarının okuyabileceği yönündeki asırlık önyargı daha yeni yeni sorgulanmaya başlamıştı. Örgün eğitim alabilmiş ve birden çok dilde okuryazarlık kazanmış olan Dedeyan ve onun gibi düşünen çağdaşı aydınların sayısı, Osmanlı Ermeni nüfusu içinde nispeten azdı ve onlar da liman kentleri İzmir ile İstanbul’da yoğunlaşmışlardı. Bununla birlikte, etkileri geniş kapsamlıydı ve matbu işleri örtük ve açık bir şekilde kitle okuryazarlığının önemini, bilginin yayılmasını ve dinamik bir ulusal kamusal alanın yaratılmasını savunmak için kullandılar. 1853-1892 yılları arasında faaliyet gösteren Dedeyan Matbaası, bu kanıya sahip kurumların en iyi örneğidir. Bu makalede, Dedeyan Matbaası’nın yayınlarını Osmanlı Ermenilerini hem imparatorluk sınırlarının ötesindeki dünya hakkında eğitmek hem de onlara Ermeni ulusal topluluğuna aidiyet duygusu aşılamak için nasıl kullandığını inceleyeceğim.

Bu misyon, Ermeniler arasında okuma, eğitim ve bilginin yayılmasının, Osmanlı Ermeni aydınlarının bir kesimi arasında hakim olan çok yönlü bir idealin, “ulusal ilerleme”nin (azkayin haraçatimutyun) gerçekleşmesine yol açacağı yönündeki on dokuzuncu yüzyıl ortalarındaki mevcut daha geniş görüşle bağlantılıydı. [5] Dedeyan ve birçok çağdaşı için gelişmenin somut örneği kendi toplumlarını yeniden inşa etmede izleyecekleri nihai sosyo-kültürel modeli sunduğunu düşündükleri Batı Avrupa’ydı. [6] Bu dünya görüşü yadsınamaz bir şekilde Avrupa merkezli olsa da bu toplum mühendisliği projesinde Ermeni aydınlarının etkinliğini tanımak önemlidir. Her bakımdan Batı Avrupalıları eleştirmeden taklit etmediler. Bunun yerine, Batı Avrupa’nın sosyal, politik ve entelektüel kültür özellikleri içinden Osmanlı Ermenilerine fayda sağlayabileceğini düşündükleri yönleri seçtiler, zararlı ya da uygunsuz buldukları özellikleri reddettiler. Okuma yoluyla bilginin yayılmasına ve halkın kamusal yaşama katılımının genişletilmesine odaklanma, Batı Avrupa kolektif kültürünün en iyi yönlerinden bazıları olarak kabul edildi ve böylece Osmanlı Ermenisi bağlamına uyarlandı. Bu benimseme ve adaptasyon sürecinde matbaa kadar gerekli olan çok az mekanizma vardı. [7]

Dedeyan Matbaasının Kuruluşu

Dedeyan Matbaası 1853’te 21 yaşındaki Dikran-Harutyun Dedeyan tarafından kurulmuştur. İzmir’deki Ermeni mahallesinin ana caddelerinden Reşidiye Caddesi numara 50 adresindeydi. [8]

Dikran-Harutyun 1832’de İzmir’de, Mari Margosyan Azadents (1797 civarı-1875 civarı) ile Osmanlı İmparatorluğu’dan Avrupa’ya tarım ürünleri ihracatı yapan Hovhannes Dedeyan’ın (1795 civarı-1878 civarı) oğulları olarak dünyaya gelmiştir. [9] Küçüklüğünde, şehrin en tanınmış okullarından Rupen Andreas Papazyan’ın yönetimindeki Mesrobyan Okulu’nda eğitim görmüştür. [10] Şair ve çevirmen Papazyan, Avrupa dillerini okulun temel direklerinden biri haline getirmiş ve daha sonra Dedeyan Matbaası’na yazar, çevirmen ve gazete editörü olarak katılacak çok sayıda genç erkeği eğitmiştir. [11]

Dikran-Harutyun, bu kadar genç yaşta matbaasını kurmayı Papazyan’ın cesaretlendirmeleri ve babası ile iki kardeşinin, Aram-Garabed (1824 civarı-1901) [12] ve Istepan (1827 civarı-1906) [13], finansal desteği sayesinde başarabilmiştir. [14] Piyasaya katılmadan önce Dikran-Harutyun’un dünyanın farklı yerlerinden baskı teknolojileri edinmesi gerekiyordu. Kaynaklar, matbaa makinesinin Amerika Birleşik Devletleri’nden mi yoksa Fransa’dan mı geldiği konusunda ihtilafa düşüyor ancak çok çeşitli Ermeni yazı tipleri kuşkusuz Venedik, Viyana, Paris ve İstanbul’dan sipariş edilmişti. [15] Aşağıdaki görsellerden de anlaşılacağı gibi, Dedeyan Matbaası, yayınlarını dönemin diğer yayınlarından ayıran sade ve gösterişli çeşitli yazı karakterleri kullanmıştır. Tüm parçalar alındıktan ve matbaa çalışmaya başladıktan sonra, matbaa, İzmir Ermeni yazarlarına yayınlanmamış eserlerini basma fırsatı verdiği için itibar kazandı ve daha dinamik bir ortamı körükleyerek başkalarını da ilk kez eline kalem almaya teşvik etti ve şehirdeki Ermeni entelektüel kültürünü çeşitlendirdi. [16]

Aşağıda, matbaanın bilgi yayıcı ve ulusal uyumun mimarı olma rolüne dair bize fikir veren bazı materyalleri vurgulayarak Dedeyan Matbaası tarafından üretilen başlıca yayın türlerini sınıflandırdım. Klasik Ermenice ve Ermeni harfli Türkçe eserler gerçekten bu çalışmanın omurgasını temsil etse de yayınların ezici çoğunluğu erken dönem Batı Ermenicesiyle yazılmıştır. Matbaanın yayınlarının çoğu Ermenistan Milli Kütüphanesi ve dünya çapındaki diğer Ermeni kurumları tarafından dijitalleştirilmiş ve çevrimiçi ücretsiz olarak erişilebilir hale getirilmiştir. Mayıs 2021’den itibarıyla mevcut olan tüm dijital nüshaların bağlantılarını ekledim. Ermenistan Milli Kütüphanesi tarafından dijitalleştirilmeye devam eden ve bu makalede ele almadığım pek çok kitap da dahil olmak üzere Dedeyan Matbaasının kitaplarının sürekli genişleyen listesine buradan ulaşabilirsiniz.

Süreli Yayınlar

Dedeyan Matbaası, kimisi kısa kimisi uzun ömürlü olmak üzere birkaç ayda bir yayınlanan, iki aylık ve üç aylık süreli yayınlar basmıştır. Her birinin kendi editörü ve tematik odağı olmasına rağmen, tüm süreli yayınlar, Osmanlı Ermenileri arasında bilginin yayılmasını kolaylaştırmak ve bir ulusal bilinç duygusu uyandırmak gibi ortak bir hedefle birleştirilmiştir. Tarihçiler için bu süreli yayınlar, editörlerin ve okuyucuların zihnindeki sorun türlerine açılan nadir pencerelerdendir. Ayrıca editörlerin Venedik, İstanbul, Moskova ve başka yerlerde yayınlanan Ermeni dergilerindeki makaleleri yeniden yayınlayarak ve tartışarak diğer şehirlerdeki meslektaşlarıyla ne ölçüde diyalog içinde olduklarını da göstermektedirler.

Bu süreli yayınlar imparatorluğun farklı yerlerinde ve ötesindeki okuyuculara ulaştı. Örneğin, aşağıda yer alan dergilerden Dzağig’in editörü dergisinde, İzmir, İstanbul, Halep, Belen, Kayseri, Manisa, Adana, Mersin, New York, İskenderiye ve Kahire gibi derginin yayınlandığı şehrin çok uzaklarından editöre gönderilmiş okuyucu mektuplarını basmıştır. Coğrafi erişilebilirliğe rağmen, editörler genellikle düşük abonelik oranlarından ve okuyucuların sayıları abonelik ücretlerini ödemeden almalarından şikâyet etmekteydiler. Bu süreli yayınlarda, editörlerin okuyucularına dergi bedellerini göndermeleri için yalvardıklarını, aylar geçtikçe de üsluplarının sertleştiğini görmek nadir değildir. [17]

Aşağıda, 1850’ler ile 1860’larda İzmir ve ötesinde Ermeni okuyucular arasında dolaşan fikir türlerine bir bakış sunan makalelerden seçmeler eşliğinde, matbaanın üç süreli yayınına kısa bir bakış yer almaktadır.

Arpi Araradyan (Ağrı Güneşi)

Editörler: Dedeyan Kardeşler
Yayın süresi: 1853-1855 veya 1856 [18]

Arpi Araradyan Dedeyan Matbaası’nın ilk süreli yayını ve matbaanın bastığı ilk yayındı. Dedeyan kardeşlerin editörlüğünde aylık olarak yayınlanmaktaydı.

Kardeşlerin kendi makalelerine ve köklü İzmirli yazarlarının eserlerine ek olarak, İzmir’deki Mesrobyan okulu öğrencilerinin çalışmalarını, öğrencilerin çevirilerini ve özgün kompozisyonlarını memnuniyetle karşılayıp yayınlamaları dikkat çekicidir. Kardeşler, muhtemelen okuyucularını çok çeşitli konu ve meselelere maruz bırakarak, derginin “ulusun gelişmesine yardımcı” olacağına dair umutlarını açıkça ortaya koymuşlardır. [19] Dergide şu konularda makaleler yayınlanmıştır:

  • Kaliforniya, Avustralya, Şam ve Çin dahil dünyanın dört bir yanındaki yerler. Benzer şekilde, dünyadaki farklı kültürlerin yemek geleneklerine kısaca yer verilmiştir. (1855, Sayı 4, s. 31-32).
  • Telegrafın nasıl çalıştığı (1854, Sayı 1, s. 15-17).
  • Osmanlı’nın Fransa sefiri Velieddin Rıfat Paşa’nın hayatı (1854, Sayı 4, s. 42-43). Bu makale derginin Osmanlı tarihi dizisine dahildi.
  • Ermenistan tarihi (1854, Sayı 6, s. 57-59). Fransızcadan tercüme edilmiş bir makale. Osmanlı Ermenilerinin bu dönemde Avrupa’da kendileri hakkında yazılanları, paradoksal olarak İngiliz ve Fransız oryantalistlerin Ermenilerin geçmişi ve bugünü hakkında kendilerini eğiteceğine güvenerek, tercüme edip yayınlamaları olağandı.

Haverjahars (Su Perisi)

Editör: Sarkis Papazyan
Yayın süresi: Ocak-Temmuz 1862

Haverjahars Dedeyan Matbaası’nın 1860’ların başlarında yayınladığı kısa ömürlü birkaç dergiden biridir. [20] Ocak ve Temmuz 1862 tarihleri arasında yayınlanmış ve toplamda on dört sayıya ulaşmıştır. [21] Yazı işlerinin başında, hakkında çok az şey bildiğimiz bir isim olan Sarkis Papazyan vardı. Bununla birlikte, dergideki makaleleri, okuyucularının çeşitli ihtiyaç ve arzularının keskin bir şekilde farkında olan ve bunlara yanıt veren bir editör olduğunu göstermektedir. O dönemdeki diğer dergilerin çoğu, konuşulan Ermenicenin birçok ağzında ve lehçesinde baskın olarak görülmesine rağmen, yalnızca Türkçe kelimelerden yoksun bir Ermenice biçiminde yayınlanmıştır. Ancak Papazyan, her sayıya kasıtlı olarak konuşulan dilde makaleler içeren bir bölüm eklemiş –tanıdık Türkçe kelimeler kullanarak– böylece tüm okuyucular için eğitim geçmişleri ne olursa olsun anlaşılabilir olmuştur. [22] Ayrıca okuyucuları, dergisinde yayınlanan herhangi bir şeyi anlayamadıkları takdirde kendisiyle iletişime geçmeye davet etmiş ve fikirleri netleşene kadar sesli veya yazılı olarak açıklamaya istekli olduğunu belirtmiştir. [23] Kısa ömrü boyunca Haverjahars şunları yayınlamıştır:

  • Ucuz maliyetli mürekkep yapma tarifi (1862, Sayı 6, s. 47).
  • Fotoğrafın prensipleri üzerine bir makale (1862, Sayı 3, s. 22-23).
  • Aram-Garabed Dedeyan’ın çevirisiyle Shakespeare’in Venedik Tüccarı eserinin tefrikası. Çeviri Haverjahars’ın ilk on iki sayısında yer bulmuştur. Bu, İzmir ve başka yerlerde, hiçbir zaman kitap halinde basılmayan ve araştırmacıların bulmasını zorlaştıran Ermenice edebi eser çevirilerinin pek çok örneğinden biridir.
  • Türk ve Rum komşuları tarafından Ermenilere karşı kullanılan iki hakaret üzerine bir tefekkür: gâvur ve bokçu(1862, Sayı 12, s. 97-98). Yazar, bu hakaretlerin çocukken kendisinde yarattığı psikolojik etkileri düşünmüş ve Ermeni olmaktan utanmasına neden olduklarını aktarmıştır. 1830’larda Amerika’daki bir gurbetçi, bokçunun İstanbul ve çevresinde Ermenileri tanımlamak için de kullanıldığını belirterek, yazarın anlatımının İzmir’in ötesinde bir yankısı olabileceğini öne sürmektedir. [24]

Dzağig (Çiçek)

Editör: Krikor Çilingiryan [25]
Yayın süresi: 1861-1867 [26]

Dzağig Dedeyan Matbaası’nın en uzun ömürlü süreli yayınlarından biridir. Reformist politikalarıyla tanınan bu dergi, Osmanlı Ermenileri arasında köklü bir toplumsal değişime duyulan ihtiyaç hakkında açık yüreklilikle yazan 22 yaşındaki Krikor Çilingiryan tarafından kurulmuştur. Eleştirisinin birincil hedefi, güçleri sosyal ve siyasi yaşamın neredeyse tüm yönlerine yayılan ve Çilingiryan ile onun gibi düşünen çağdaşlarının “yüzyılın ruhuna karşı” olarak gördükleri Ermeni Apostolik din adamları ve onların sivil destekçileriydi. [27] Dünya görüşleri arasındaki çatışmaları, editörünün meydan okuduğu güçlü şahsiyetlerin emriyle defalarca faaliyetleri askıya alınan Dzağig’in sayfalarında görmek daima mümkündü. [28] Aşağıdaki makale seçkisi, Çilingiryan’ın gündeme getirdiği ve Dedeyan Matbaası’nın yayınlamaya cüret ettiği tartışmalı toplumsal konulara bir örnektir: [29]

  • Ermeni Nizamnamesi, 1863’te nihai kabulüne kadar geçen yıllarda ve hemen ardından Dzağig’in neredeyse sabit tartışma konularından biriydi. Kabulünden önceki makaleler, anayasanın, din adamlarının gücünü dizginleyeceğine, toplumsal işlerin yönetimini demokratikleştireceğine ve eğitimin yayılmasını kolaylaştıracağına inanan Çilingiryan ve katkıda bulunanlar için nizamnamenin temsil ettiği büyük vaadi gösteriyor. Ancak kabulünden sonraki makaleler, değişimin hızındaki yavaşlığın neden olduğu hayal kırıklıklarını yansıtıyor. Bu tutum, Madteos Mamuryan’ın “Ermeni Nizamnamesi: Ne Oldu?” başlıklı makalesinde örneklendirilmiştir. (1867, Sayı 135, s. 578-580).
  • Kız çocuklarının eğitimi ve Ermeni kadınların entelektüel hayata katılımı Çilingiryan için temel öneme sahip konulardı. Ona göre, nüfusun yarısının okuma yazma bilmemesi, eğitimsiz kalması ve görenekler nedeniyle kamu yaşamına katılmasının engellenmesi durumunda ulusal ilerleme sağlanamazdı. Avrupalı kadınların başarılarını yayınlamanın yanı sıra o dönem basında fikirleri nadiren görülen Ermeni kadınların makalelerini, çevirilerini ve editöre mektuplarını da memnuniyetle kabul etti. [30] Ayrıca, süreli yayınını kadın girişimlerini vurgulamak için de kullandı. Örneğin, 1862’de, İstanbul’da bulunan ve kendi dergisini kurarken “küstahlığı” nedeniyle geniş çapta eleştirilen Elbis Gesaratsyan’ın editörlüğünü yaptığı Gitardergisinin kuruluşunu kutladığını görmekteyiz. Çilingiryan, Gesaratsyan’ın sadece küstah olmadığını değil, aynı zamanda “temel bir görevi” yerine getirdiğini de savunmaktadır. (1862, Sayı 43, s. 360).
  • Aşağıda göreceğimiz gibi, Çilingiryan ününü, Dedeyan Matbaası tarafından 1868 ile 1870 yılları arasında on cilt halinde basılan Victor Hugo’nun Sefiller kitabının tam çevirisiyle kazanmıştır. Matbaa, Çilingiryan’ın Kasım 1863 başlarından itibaren Dzağig’de yayınlamaya başladığı romanın kimi pasajlarına bakan bazı Ermeni din adamlarının şiddetli tepkisini gördükten sonra bile bu riski üstlenmiştir. (Sayı 64, s. 10-13). Özellikle muhafazakâr bir din adamı olan Hovhannes Brusatsi Der Garabedyan Çamurcuyan Deroyents, Hugo’nun siyasetini ve din hakkındaki görüşlerini Ermeni okuyucular için tehlikeli bularak, eserin yayınına son vermek için iftiralara, hapis tehditlerine başvurmuştur. [31] Çilingiryan ve Dedeyan Matbaası’nın hem Sefiller’i Dzağig’de tefrika etme hem de birkaç yıl sonra tam çevirisini kitap halinde yayınlama konusundaki dirayeti, Osmanlı Ermenisi okuyucularına çok yönlü bakış açısı kazandırma ve mevcut güçler arasında popüler olmayan fikirleri ifade etme cesaretleri konusundaki kararlılıklarını göstermektedir.
  • Ruhani seçkinlerle sürekli karşı karşıya geldiği göz önüne alındığında, Çilingiryan’ın Dzağig’de özgür basının önemi vurgulamak için yer ayırması şaşırtıcı değildir (1863, Sayı 66, s. 26-28).

Halk Eğitimi Olarak Kurgu Dışı

Dedeyan Matbaası’nın bastığı kurgu dışı eserler, genellikle süreli yayınlarında işlenen temalara benziyordu. En çarpıcı örneklerden biri, Kalusd Gosdantyan’ın 1858’de yayınlanan “Halk Kütüphanesi” serisidir. On sekiz yaşındaki Gosdantyan, on altı cildinin her birini frenoloji, mesmerizm ve elektrik, kimya, astronomi ve hareket yasaları gibi bilimsel konulara ayırmıştır. Gosdantyan, okuyucuların bu yeni bilgiyi anlamalarına ve özümsemelerine yardımcı olmak için bilgileri kasten yoğun ve ilgi çekici bir şekilde sunduğunu aktarmaktadır. [32] Birinci cildin girişinde, “Bu Kütüphaneyle ilgili asıl amacım sadece, (Avrupai) eğitim dünyasının insanlarına verdiği her şeyi halkımıza da vermekti.” [33] Çalışmasının okuyucular arasında bilimsel bir ilgi uyandıracağını umarak, henüz büyük ölçüde Ermenice yazılmamış konuları özenle seçtiğini yazmıştır. [34] Bu bilgi yayılımını kolaylaştırmak için Dedeyan Matbaası bu kitapları okuyuculara ücretsiz olarak dağıtmıştır. [35]

Matbaa, bilimsel bilgiyi yaymanın yanı sıra okuyucularının George WashingtonOn İki Roma İmparatoru ve Fransız monarşisi gibi dünya liderlerini tanımasına yardımcı olacak kurgu dışı çeviriler de basmıştır. Benzer şekilde, dilsel olarak karakteristik olmasa da, Sarkis Mirza Vanantetsi’nin İngilizce-Ermenice iki dilli bir kitabını, zoraki bir biçimde Kraliçe Viktorya’nın ortak çağın ilk birkaç yüzyılı boyunca Ermenistan’da egemen olmuş Arşaguni soyundan geldiğini iddia eden eserini yayınlamıştır. Bu kitap, 1880 yılının Şubat ayında kraliçeye sunulmuştur ve günümüzde hâlâ Londra’daki Kraliyet Koleksiyonunun bir parçasıdır.

Tartışmalı Broşürler ve Diğer Dini Temalı Metinler

Dedeyan Matbaası, Katolik Ermeniler ile Apostolik Ermeniler arasında yoğun dini tartışmaların yaşandığı bir dönemde kurulmuştur. Her mezhebin kendi ilkelerinin, liderliğinin ve dini kaidelerinin savunulması ve diğerininkilerin çürütülmesi, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında Ermeni matbaacılığının birçok merkezinde düzenli olarak yayınlanan gazete ve broşürlerde sıkça rastlanan konulardır. Büyük ölçüde Katolik karşıtı materyaller basan Dedeyan matbaası tarafından yayınlanan bu metinler İzmir’de ilk çıkan metinlerden bazılarıydı. [36] Matbaanın yazarları arasında bulunan bir kişiye göre bu broşürler okuyucular arasında oldukça popülerdi ve muhtemelen ilk yıllarında basın için önemli bir gelir kaynağı oluşturuyordu. [37]

Kaynak: Khıtan Inttem Lusavorçagan Azkis Krisdosadohmın yev Arakelgan S. Yegeğetsvo , İzmir, Dedeyan Matbaası, 1854.

16. yüzyılda Ermeni matbaacılığının başlamasından 19. yüzyılın ortalarına kadar, Ermeni matbaa kültüründe dini eğitim ve ibadet için basılan kitaplar yaygındı. Bunlar arasında dua kitapları, ilmihaller, ilahiler ve mezmurlar vardı. Bu köklü geleneğin izlerini, 1866’da yayınlanan resimli bir dua kitabı da dahil olmak üzere Dedeyan Matbaası’nın bir avuç yayınında görebilmekteyiz. Başlık bize, bu kitabın yalnızca Apostolik Ermeniler için tasarlandığını ve tartışmalı broşürlerin ötesinde basılı materyallerin mezhepsel sınırları yansıtmış olabileceğini işaret etmektedir.

Dedeyan Matbaası, dini konularda yayın yaparken bile okuyucularını Osmanlı İmparatorluğu’nun ötesindeki dünyaya açma arzusunu geride bırakmamıştır. 1856’da İngiltere ve İrlanda Birleşik Kilisesi’nde sabah ayini, akşam ayini ve komünyonun tartışıldığı Ermeni harfli Türkçe kısa bir kitap yayınlamıştır. Belirtilmemiş olsa da, 1849’da Britanya’da yayınlanan The Daily Services of the United Church of England and Ireland’dan seçilmiş bölümlerin çevirisi gibi görünmektedir.

Okul Kitapları

Matbaanın diğer dini temalı kitaplarının çoğu muhtemelen ders kitabı olarak kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerinin eğitim hayatı büyük ölçüde dini otoriteler tarafından kontrol ediliyordu ve on dokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar okul kitapları temelde dini metinlerle sınırlıydı. Çalışmalarıyla basına katkıda bulunan iki İzmirli Ermeni, 1840’larda ve 1850’lerdeki çocukluk anılarını kaleme alırken Klasik Ermenice (günlük hayatta kullanılan dilden farklı bir Ermenice) dini metinlerin ezbere okunduğu sınıflarını tasvir etmiştir. [38] İzmir’de ve imparatorluğun başka yerlerinde öğretmenler, öğrencilerine tümü Dedeyan Matbaası tarafından basılmış ilmihal, Mezmurlar Kitabı ve Krikor Naregatsi’nin Ağıtlar Kitabı’nı okutarak uzun süredir devam eden pedagojik yöntemlerin devamlılığını sağlamıştır.

Ancak 1860’lara gelindiğinde, öğretim yöntemlerinde reform yapılması yönündeki görüşler giderek artıyordu. Dedeyan Matbaası, öğrencilerin ilgisini çekecek her türden ders kitabı yayınlayarak bu girişimin öncüsü olmuştur. Dikran-Harutyun bir dilbilgisi kitabı, bir alfabe kitabı [39] ve genç öğrenciler için kısa pasajlardan oluşan bir okuma seçkisi kaleme almıştır. Okuma kitabının girişinde, çocukların okumayı daha kolay ve daha hızlı öğrenebilmelerini umarak kitabına özellikle illüstrasyonlar eklediğini, basit bir dil kullanarak ve ilgilerini çekecek konuları seçerek nasıl çocukların hoşuna gidecek şekilde hazırladığını belirtmiştir. [40] Öğrencilerin öğrenme biçimlerine gösterilen özen, bu dönemde pek çok Osmanlı Ermeni reformistinin pedagojik düşünme biçimindeki daha büyük bir değişimin göstergesidir.

1870’lerde, Madteos Mamuryan, Dikran-Harutyun’un pedagojik eserinin kapsamını hem ilkokul hem de ortaokul öğrencilerine uygun materyallerle genişletmiştir. Mamuryan, İzmir’de erkek öğrenci kabul eden Mesrobyan ile kız öğrenci kabul eden Hıripsimyants okullarının uzun yıllar müdürlüğünü yapmış bir isimdir. [41] Çeşitli konularda dikkatle tasarlanmış ders kitaplarına olan ihtiyacı bu deneyimle gördüğünü yazmıştır. [42] Dedeyan Matbaası’yla diğerlerinin yanı sıra genç öğrenciler için bir öykü kitabı, yeni bir okuyucu seçkisi ve üç ciltlik bir dünya tarihi ders kitabı dizisi yayınlamıştır. Özellikle bu diziyle, birçok Ermeni okulunda tarihin kuru bir şekilde öğretilmesine meydan okumaya çalışmış, öğrencilerin materyali anlamalarını ve akılda tutmalarını sağlamak için tarih ve isimlerin tekrar edilmesini ortadan kaldırmıştır. [43]

Ek olarak, Mamuryan –o dönemde Avrupa’da uygulanan birçok öğretme yöntemi ve gereçlerine hakim olan– Fransızca ve İngilizce dili ders kitaplarını Ermenice için de uyarlamıştır. Özellikle Arabella B. Buckley’nin A Short History of Natural Science kitabını tercüme etmiş ve William ve Robert Chambers’ın Introduction to English Composition kitabındaki yöntemlere dayanarak Ermenice kompozisyon yazma rehberi hazırlamıştır. Dedeyan Matbaası ile yollarını ayırıp 1883’te kendi matbaasını kurduktan sonra da ders kitapları ve başka pedagojik kaynaklar yazmaya devam etmiştir.

Özgün Edebiyat Eserleri

On dokuzuncu yüzyılın ortalarında Dedeyan Matbaası kurulduğunda, Ermenice din dışı edebiyat eserleri oldukça yetersizdi. Bu yokluk, seküler edebiyatın varlığını bir ulusun “ilerlemesinin” göstergesi olarak gören birçok Osmanlı Ermeni aydını için endişe kaynağıydı. [44] Küçük bir okur-yazar nüfus ve edebiyat okuma yeterliliği ve arzusuna sahip daha da küçük bir grup olmasına rağmen, Dedeyan Matbaası, bir dizi özgün düzyazı ve şiir çalışması yayınlayarak finansal bir risk üstlenmiştir.

Bu erken dönem edebi üretimin dikkate değer bir örneği, Armenag Hayguni’nin 1861’de yayınlanan Eliza gam Verçin Arevelyan Baderazmi Jamanag Deği Unetsadz İragan Teb mı [Eliza veya Son Şark Savaşı Sırasında Yaşanmış Gerçek Bir Olay] adlı eseridir. Bu sözde otobiyografik roman, İngiliz bir kadın olan Eliza ile Hayguni arasındaki romantizmi anlatır. Romanın girişinde Hayguni’nin Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında İngiliz kuvvetleri için çalışan bir tercüman olduğu belirtilmektedir. Sonraki yıllarda, matbaanın iki özgün aşk hikâyesi daha yayınladığı görülmektedir: İzmirli Nışan Mirza’nın Dora ve Karabağ'lı V.G. Barhudaryants’ın Mirza yev Anna [Mirza ve Anna] isimli eserleri.

Dedeyan Matbaası aynı zamanda Rus Ermeni edebiyatının Osmanlı Ermeni okuyucularına ulaşmasına da vesile olmuştur. On dokuzuncu yüzyılın ortalarında, birçok Osmanlı Ermeni reformistinin, Rus İmparatorluğu’ndaki meslektaşlarının çalışmalarından haberdar olduğu görülmektedir. Dedeyan Matbaası’nın 1870’lerin ortalarında Rus Ermeni reformist Gabriel Patkanyan’ın bir dizi şiir derlemesini yayınlamasının nedeni de belki bu ortak siyasetleriydi. Bu derlemeler tematik olarak Ermeni tarihi ve mitolojisindeki bölüm ve figürleri ele alarak muhtemelen ulusal gurur ve vatanseverlik duygularına körüklemeyi amaçlamaktaydı. Bu derlemelerden ikisi, ünlü din adamı ve amatör etnograf Karekin Sırvantzdiants tarafından kaleme alınmıştır.

Bu katkı, Sırvantzdiants’ın bu dönemde kendi çalışmasıyla Osmanlı Ermeni okuyucuları arasında ateşlenmesine yardımcı olduğu Ermeni sözlü geleneğine karşı uyanan yeni ilgi için Patkanyan’ın eserinin yem olarak kullanılmış olabileceğini gösteriyor. Yine de tam olarak neden Patkanyan’ın kitaplarının ilk kez Rus İmparatorluğu yerine Osmanlı İmparatorluğu’nda yayınlandığı; özellikle neden Dedeyan Matbaası’nın bunları bastığı ve Sırvantzdiants’ın Istepan Dedeyan’a Patkanyan’ın çalışmasını “serbest bıraktığı” için teşekkür ederken tam olarak ne demek istediği belirsizdir. [45] Patkanyan’ın Dedeyan Matbaası tarafından yayınlanmış derlemeleri aşağıdadır:

Anuşavan (1875)
Mah Baredi (Bared’in Ölümü) (1875)
Babuyr gam Arumın Nuneyi (Baruyr veya Nune’nin Esareti) (1876) 
Zavan yev Parnag (Zavan ve Parnag) (1877)

Edebiyat Çevirileri

Dedeyan Matbaası, daimi olarak çeviri edebiyata odaklanmasıyla biliniyordu. Yayınladığı altmıştan fazla edebi çeviri -genellikle ağır, çok ciltli eserler- neredeyse yalnızca on dokuzuncu yüzyıl Avrupasında, özellikle de Fransa’da kültürel duyumları olan Avrupa edebiyatı parçalarıydı. Tercüme, ilk yıllarından itibaren matbaanın temel dayanaklarından biri olmuştu ve Ermenice’deki seküler edebiyat eksikliğini gidermek, Ermenilerin okumayı eğlenceli bir meşgale olarak görmelerini sağlamak ve onları bu hikâyeler vasıtasıyla dünya çapındaki kültürel sohbetlere dahil etmek için kullanılmaktaydı. Başlangıçta bir avuç çeviri, matbaanın yayınladığı gazetelerde tefrika edilmiş olsa da çevirilerin büyük çoğunluğu ilk kez kitap biçiminde basılarak, gazetelerin sunamayacağı bir kalıcılığa ve yayınlandıktan on yıllar sonra bile bulunup okunma imkânına kavuştu. On dokuzuncu yüzyıl ortalarına ait bu çevirilerin bazıları, 1920’lerde İstanbul’daki kitapçılarda hâlâ bulunabilmekteydi. [46]

Sarkis D. Kasbaryan'ın Gulliver'in Maceraları tercümesi içinde bulunan bu illüstrasyon, meşhur İzmirli Ermeni gravürcü ve taşbaskıcı Boğos Tatikyan imzasını taşımaktadır.

Tür bakımından çeviri külliyatı, genç ve yaşlı popüler okuyucu kitlesine yönelik oyunlar ve romanlardan oluşuyordu. Çevirmenlerin önsözleri bize, matbaanın ve çevirmenlerinin seçtikleri eserlerde titiz davrandıklarını, okuyucuyu eğlendiren ve onlara ahlaki bir ders veren edebiyata değer verdiklerini gösteriyor. Külliyatı incelediğimizde, aynı yazarlara, özellikle de Molière, Victor Hugo ve Alexandre Dumas’ya ait kitap dizileri görmekteyiz. Bu diziler muhtemelen okuyucuları çekmek ve onlara bir yazarın yapıtlarının önemli bir bölümünü sunmak için kullanılan bir stratejiydi. Örneğin matbaa, Dumas’nın bir avuç başka çalışmasına ek olarak 1871 ve 1875 yılları arasında, Madteos Mamuryan’ın devasa D’Artagnan Romansı üçlemesinin (Üç SilahşörlerYirmi Yıl Sonra ve Bragelonne Vikontu) toplamda 19 cilde ulaşan çevirisini yayınlamıştır. Matbaa ayrıca Osmanlı Ermenisi okuyucuları için uygun olmadığını düşündüğü davranış veya ahlaki değerler betimleyen Avrupa edebiyatı eserlerini yayınlamaktan da özellikle kaçınmıştır. [47] Böylece Dedeyan Matbaası, edebi çevirilerini de diğer yayınlarını kullandığı şekilde kullanmıştır: okuyucularının zihinlerini şekillendirme ve onlara, kendi ulusal ilerleme tasavvurlarının gerçekleşmesini kolaylaştıracak, bilgi ve değerleri aşılama aracı.

Bu çeviriler, Dedeyan Matbaası ile 25 yerel edebiyat çevirmeninin ortak çalışmasıydı. Kendileri de edebiyat çevirmenleri olan Dikran-Harutyun ve kardeşleri, çeviri vazifesinin zorluğunu anlıyor ve bu işe değer veriyorlardı. Bu nedenle tercümanları yalnızca isimlerini başlık sayfalarına koyarak ve kitaba giriş yazılarını ekleyerek teşvik etmekle kalmadılar ve çalışmalarını o dönem için alışılmadık uygulamalarla telif ödemesi yaparak ve yayın maliyetlerini karşılayarak da kabul ettiler. [48] ​​Çevirmenlerin tamamı hakkında ayrıntılı biyografik bilgiler günümüze ulaşmamış olsa da var olan eksik bilgiler, matbaanın işe başladıklarında genellikle onlu yaşlarının sonlarında ve yirmili yaşlarında olan İzmirli kadın ve erkeklere hem iş verdiğini hem de onların çeviri dosyalarını kabul ettiğini gösteriyor. Bunların birçoğu Mesrobyan veya Hripsimyan okullarında okumuş ve mezun olduktan sonra İzmir’deki Ermeni entelektüel ve kültürel yaşamına farklı şekillerde katkıda bulunmaya devam etmiştir.

Kaynak: Ayda, Çeviren Garabed B. Şeritçiyan, İzmir, Dedeyan Matbaası, 1872.

Matbaa çevirmenliğe bir zanaat olarak saygı duysa da bazı çevirmenler giriş yazılarında çalışmalarının başkaları tarafından nasıl sıklıkla reddedildiğini anlatmaktadır. Bir çevirmen 1870’de şöyle yazmıştır: “Bazıları, özellikle bazı tanınmış bilginler, belki de bir kitabı çevirmenin kolay bir iş olduğunu, bunun mekanik bir iş olduğunu, bunun yalnızca maddi bir üretim olduğunu düşünüyorlar. Biz böyle düşünmüyoruz. Bazen çevirmenin rolü de neredeyse yazarınki kadar zordur.” [49] Bu zorluklar genellikle, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında hâlâ edebiyat ve sanat gibi özel alanlarda kelime dağarcığını oluşturma sürecinde olan modern Ermenicedeki dilsel boşluklardan kaynaklanıyordu. Mesrob Nubaryan bu boşluklarla o kadar boğuşmuştur ki Dedeyan Matbaası için Notre Dameın Kamburu’nu çevirirken, ilk Fransızca-modern-Ermenice sözlüğü derlemeye karar vermiştir. [50] On yıldan uzun süren bir çalışma ardından Dictionnaire français-arménien [Fransızca-Ermenice Sözlük] 1892’de İstanbul’da yayınlanmıştır.

Aşağıda matbaanın, baskı tekrarı yapmış olmasını popülerlik göstergesi olarak ele alarak, en popüler çevirilerinden çevirmene göre sınıflandırılmış bir seçki verilmiştir. Yirminci yüzyılda, aynı başlıklar İstanbul ve diasporadaki başka matbaalar tarafından yayınlanmıştır ancak çoğu baskı tekrarından ziyade tamamen yeni çeviriler gibi görünmektedir.

Hayg-Hagop Dedeyan (?- c. 1909) [51]

Yeresun yev Yerek Dzağrapanutyunk (birinci baskının başlığı)
Dzağrapanutyunk Nasreddin Khoca (ikinci baskının başlığı)
Nasreddin Hoca Fıkraları
Türkçe’den Fransızcaya çevrilmiş bir kitabın çevirisi
Yayın yılları: 1854 ve 1858

Dikran-Harutyun Dedeyan (1832-1868)

Akahın [Cimri], komedi, Molière.
Fransızcadan tercüme
Yayın yılları: 1854, 1863 ve 1881 

Genevieve, çocuk hikâyesi, Christoph von Schmid
Almanca orijinalinin Fransızca tercümesinden Ermeniceye çeviri
Yayın yılları: 1861, 1865, (üçüncü baskının tarihi bilinmiyor) ve 1876

Goms Monte-Kristo [Monte-Cristo Kontu]
Bir macera romanı, Alexandre Dumas
Fransızcadan tercüme
1866 ve 1868 ile 1872 ve 1875 yılları arasında altı cilt halinde yayınlanmış

Krikor Çilingiryan (1839-1923) [52]

Tışvarner [Sefiller]
Toplumsal eleştiri romanı, Victor Hugo
Fransızcadan tercüme
Yayın yılları: 1868 ve 1870 yılları arasında on cilt halinde; 1885 ve 1886 (İstanbul); 1909 ve 1910 (İstanbul); 1922(İstanbul); 1927 ve 1929 (İstanbul, 14 cilt halinde) [53] ve 1953-? (Beyrut). Bu, ilk çevirisi bir asır içinde altı defa basılan ender bir eserin örneğidir.

Tarus meg Zavgin Khosdovanankı [Bir Zamane Çocuğunun İtirafı]
Tarihi roman, Alfred de Musset
Fransızcadan tercüme
Yayın yılları: 18731874 ve 1875 yıllarında iki cilt haline yayınlanmıştır.

S.G.E. [Sofi G. Ekizler (ileride Spartali)] (1853-1939) [54]

Graziella, aşk romanı, Alphonse de Lamartine
Fransızcadan tercüme
Yayın yılları: 18721873 ve 1874

Aram-Garabed Dedeyan (1824 civarı-1901)

Tartuffe, komedi, Molière
Fransızcadan tercüme
Yayın yılları: 1874 ve 1882
 

Madteos Mamuryan (1830-1901)

Verter [Genç Werther’in Acıları]
Duygusal roman, Johannes Wolfgang von Goethe
Muhtemelen Almanca orijinalinin İngilizce veya Fransızca çevirisinden Ermeniceye çevrilmiştir.
Yayın yılları: 1868, 1892 (İstanbul) ve 1926 (İstanbul)

İvanoye [Ivanhoe]
Tarihi roman, Walter Scott
İngilizceden tercüme
1872 ve 1873 ile 1873 ve 1874 yılları arasında üç cilt halinde yayınlanmıştır.

Dedeyan Matbaası için çalışan edebi çevirmenlerin tam listesi; matbaada basılan ilk çeviri tarihlerine göre sıralanmıştır: Hovhannes Yezegyan, Dikran-Harutyun Dedeyan, Hayg-Hagop Dedeyan, Sarkis D. Kasbaryan, Mesrob Nubaryan, Aram-Garabed Dedeyan, Dikran Karakaşyan, Bağdasar K. Baltazaryan, Lusi Balasanyan, K. G. Dilberyan, Krikor Çilingiryan, Madteos Mamuryan, Garabed B. Şeridciyan, Krikor Mıseryan, G. Yazmacıyan, Sofi G. Ekizler, Y. M. S., Mariam H. Cermagyan, Kh. Y. Burunsuzyan, S. Ğugasyan, Antranig K. Kasevetyan, Gornelia S. Papazyan, V.G., Gurnelia D. Sofiali ve Takvor Cermagyan.

Matbaanın Sonu

1868’de Dikran-Harutyun’un ölümünden sonra kardeşleri, özellikle de Istepan, Dedeyan Matbaası’nın günlük idaresini devraldı. Ancak 1870’lerin sonunda, matbaanın hızı yavaşlamıştı. 1880’lerde yayın oranındaki keskin düşüş, matbaaya 1871’den beri istikrarlı bir gelir sağlayan aylık dergi Arevelyan Mamul’u kaybetmesiyle bağlantılıydı. [55] Derginin editörü ve yazar olarak matbaaya üretken bir katkıda bulunan Madteos Mamuryan, çalışmalarını da yanına alarak 1883’te İzmir’de kendi matbaasını kurmuştur. [56] 1880’lerin ortasından 1890’ların başına kadar yayınlarını düzensiz olarak basmayı sürdüren Dedeyan Matbaası 1892’de basımı tamamen durdurdu ve kısa bir süre sonra kapandı. [57]

Dedeyan Matbaası 1850’lerde, 1860’larda ve 1870’lerdeki en parlak döneminde Osmanlı Ermenileri arasında bilgiye erişimi artırma ve öğrenmeye yönelik bir merak yayma sosyal misyonuyla hareket etmişti. Matbaa yaygınlaştıkça imparatorluğun eğitim altyapısı da genişledi, bu da bu işi daha büyük bir ölçekte kolaylaştırdı. Yüzyılın sonuna gelindiğinde, imparatorluğun kentsel ve kırsal kesimlerinde daha fazla okul ve eğitim programı kurulmuş ve Dikran-Harutyun ve onun gibi düşünen çağdaşlarının yarım yüzyıl önce tasavvur ettikleri, bilgili, sosyal olarak angaje ve küresel farkındalık sahibi Osmanlı Ermenileri havuzuna eklemeler yapılıyordu.

Dikran-Harutyun ve kardeşleri, ahlakları, inançları ve finansal risk almaya istekli olmaları bakımından Ermeni matbaacılığında ender bulunan ve sonraki dönemlerde benzerine pek rastlanmayan kişilerdi. On dokuzuncu yüzyılın son on yılında ve yirminci yüzyılın başında, Osmanlı Ermenileri servetlerini nadiren yayınları finanse etmek için kullandılar, üstelik kâr getirmesi az çok garanti edilmeyen kitapların pek çoğunu basacak bir matbaa da bulunamıyordu. [58] Sonuç olarak, Istepan Dedeyan’ın aşağıdaki alıntısında gördüğümüz gibi, Dikran-Harutyun ve kardeşlerini, İzmir, Osmanlı İmparatorluğu’nun başka bögeleri ve ötesindeki Ermeni okuyucuların ufuklarını genişletmeye yardımcı olan çalışmalarına devam etmeye yönlendiren, finansal nedenlerin çok ötesindeydi.

"Dedeyan Matbaası’ndan çıkan çok ciltli romanların üst üste yığılmasına bakarsam; gelir ve giderleri sıralarsam; basılan kitapların ancak beşte birinin baskısının birkaç yıl içinde tükendiğini ve geri kalanının depoda kaldığını düşünürsem, bu girişime sadece veda etmekle kalmamalı, matbaa ve yayınevini de kapatmalı ve birçokları gibi Ermeni halkının hevesli bir okuyucu olmadığı fikrinden ben de yakınmalıyım. Ama Dedeyan Matbaası’nı faal tutmak kârdan çok, aziz milletime mümkün olduğu kadar hizmet etme arzusu, onurlu bir ağabeyin anısını korumak için gösterilen bir gayret ve yaşamı boyunca basını sürdürmek için sıkı çalışmasının bir kanıtı olma yükümlülüğü meselesidir… Dedeyan Matbaası aslında millete hizmet etmemişse bile en azından bir okuma sevgisi uyandırdığını söylemekle övünebilirim. Bu onun en büyük ödülüdür". [59]

  1. [1] Dikran-Harutyun Dedeyan’un vefat ilanı için bkz. “Azkayin,” Arşaluys Araradyan, 29, Sayı 848, 1869, s. 2-3.
  2. [2] Mesrob Nubaryan, “Gensakragan: Dikran Harutyun Dedeyan”, 3. Bölüm, Arevelyan Mamul, 31, Sayı 4, 1901, s. 151-152.
  3. [3] A.g.e., s. 152
  4. [4] A.g.e., s. 154.
  5. [5] “Intertsasirutyun”, Pazmaveb 1, Sayı 17, 1843, s. 272.
  6. [6] “Bızdig Araçargutyun Mı”, Arpi Araradyan 1, Sayı 1, 1853, s. 1-5.
  7. [7] Daha fazla dinamik için bkz. Jennifer Manoukian, “Literary Translation and the Expansion of the Ottoman Armenian Reading Public, 1853-1884,” Book History.
  8. [8] İkincil kaynaklar, matbaanın kuruluş tarihi olarak hem 1851 hem de 1853’ü vermiştir. Dikran-Harutyun 1851’de matbaasını için işletme izni almış ve 1853’te baskı yapmaya başlamıştır. H. Hagop V. Kosyan, Hayk i Zmürniyo yev i Şırçagays, Mıkhitaryan Matbaası, Viyana, 1899, s. 273. Adresi, bu da dahil olmak üzere birçok yayınının kapağında bulunabilir.
  9. [9] Christian Dédéyan, Les DédéyanLeurs titres, leurs alliances, Venedik, Saint Lazare, 1972, s. 27-28. Bu doğum ve ölüm yılları, ikincil kaynaklarda tutarsızdır ve yaklaşık değerler olarak görülmelidir.
  10. [10] V. K. Zartaryan, Hişadagaran, Cilt 2, İstanbul, Nışan-Babigyan, 1911, s. 246-247; Kosyan, Hayk i Zmürniyo, s. 123-124.
  11. [11] Bu şahsiyetler arasında Dikran-Harutyun ve Aram-Garabed Dedeyan; Krikor Çilingiryan; Mesrob Nubaryan; Sarkis Papazyan ve diğer İzmirli Ermeni aydınlar bulunmaktaydı. Nubaryan’ın öğretmenini methi ve Papazyan’ın İzmir’deki on dokuzuncu yüzyılın ortalarından sonlarına kadarki entelektüel yaşam üzerindeki etkisi hakkında aktardıkları için için bkz. Mesrob Nubaryan, “İzmiri Hayots Zarkatsumı Asge Ges Tar Araç”, Daretsuyts Nışan-Babigyan 1907, İstanbul, Nışan-Babigyan, 1906, s. 9-15
  12. [12] Aram-Garabed’in ölüm yılıyla ilgili ikincil kaynaklarda tutarsızlık olsa da aşağıdaki ölüm ilanı 1901’de öldüğünü doğrulamaktadır. “Garabed Dedeyan” Arevelyan Mamul 31, Sayı 6, 1901, s. 249-250
  13. [13] Istepan’ın ölüm yılıyla ilgili ikincil kaynaklarda tutarsızlık olsa da aşağıdaki ölüm ilanı 1906’da öldüğünü doğrulamaktadır Mesrob Nubaryan, “Diar Istepan Dedeyan”, Arevelyan Mamul 36, Sayı 45, 1906, s. 1124-1125
  14. [14] Nubaryan, “İzmiri Hayots Zarkatsumı”, s. 12; Kosyan, Hayk i Zmürniyo, s. 273. Kosyan, matbaanın kurulmasına ve yönetilmesine yardım edenin Sarkis adında başka bir kardeş olduğunu aktarmıştır ancak yukarıdaki ölüm ilanından, Dikran-Harutyun’un ölümünden sonra matbaanın baiına geçenin gerçekten de Istepan olduğunu biliyoruz.
  15. [15] Kosyan Dedeyanların matbaa makinesi almak için Paris’e gittiklerini akarırken (Kosyan, Hayk i Zmürniyo, s. 273), Mesrob Nubaryan 1840’ların başında Amerikan matbaası işletmiş olan İzmir’deki Mesrobyan Okulundan satın alındığını yazmaktadır. Mesrob Nubaryan, “Gensakragan: Dikran Harutyun Dedeyan”, 3. Bölüm, s. 151.
  16. [16] Krikor Çilingiryan, “Zmürniapınag Hayots Haraçtimutyunı”, Dzağig 1, Sayı 26, 1862, s. 210
  17. [17] Bir örnek için bkz. “Azt”, Dzağig 2, Sayı 55,1863, s. 449.
  18. [18] Ermenice baskı bibliyografyaları Arpi Araradyan’ın 1856’da kapandığını gösteriyor, ancak 1855’ten sonraki herhangi bir sayı veya alıntıya rastlamadım.
  19. [19] “Haraçapan”, Arpi Araradyan 2, Sayı 1, 1854, s. 3
  20. [20] Bu dergilere dair bir inceleme için bkz. M. N. Hagopyan, Zmürnahay Barperagan Mamulı (1861-1880), Erivan, SEBA Yayını, 1987.
  21. [21] Ermenistan Milli Kütüphanesi’nda sadece 1’den 12. sayıya kadar dijital kopyaları bulunsa da Krikoris Kalemkâryan Haverjahars’ın Ağustos ayında katlanmadan önce Temmuzda 13. ve 14. sayılarının da basıldığını aktarmaktadır. Peder Krikoris Kalekâryan, “Badmutyun Hay Lrakrutyan 1860en Minçev Mer Orerı”, Hantes Amsorya 11, Sayı 9, 1897, s. 272.
  22. [22] “Garevor dzanutsum”, Havejahars 1, Sayı 3, 1862, s. 17
  23. [23] A.g.y.
  24. [24] An American, Constantinople and its Environs, Cilt 2, New York, Harper & Brothers, 1835, s. 132.
  25. [25] İstanbul doğumlu yazar Armenag Hayguni ilk yılında derginin yazı işleri müdürü yardımcısı olarak geçmektedir. Bu dönemde Hayguni İzmir’de yaşamakta ve Mesrobyan Okulunda İngilizce öğretmenliği yapmaktadır. V. K. Zartaryan, Derleyen, Hişadagaran, Cilt 1, İstanbul, Nışan Babigyan, 1910, s. 11
  26. [26] 109. (Nisan 1865) sayıdan 134’e kadar (Mayıs 1867) dergi siyasi nedenlerle İstabul’da basılmış ve Çilingiryan’ı yerine yazı işleri müdürü olarak resmen Zareh Istepanyan geçse de Çilingiryan kendi adıyla ve “Berc” mahlasıyla kaleme aldığı makalelerle dergiye katkı sunmaya devam etmiştir. 
  27. [27] “Azkayin İşkhanutyan Başdonı”, Dzağig 3, Sayı 90, 1864, s. 223.
  28. [28] Çilingiryan’ın Dzağig’de yayınlanan görüşleri nedeniyle uğradığı zulüm ve tutuklanması üzerine bkz. B. [Krikor Çilingiryan], “Dıknutyunk Pandi”, Dzağig 4, Sayı 109, 1865, s. 370-375.
  29. [29] 1862 ve 1863 tarihli bazı sayılarda Dzağig’in son sayfasında dergide tartışılan konular hakkında gelen şikâyetlere cevaben “bu derginin içeriğinden matbaanın sorumlu olmadığını” bildiren bir sorumluluk reddi beyanı vardır.
  30. [30] Bu tarz makalelere örnek olarak bkz. “19. Taru Ginı,” Dzağig 2, Sayı 56, 1863, s. 461-463; Hagop S. Kurkenyan, “Kani mı Khosk İkagan Serin Nıgadmamp”, Dzağig 3, Sayı 80, 1864, s. 137-139 ve Hayuhi M. K., “Polonyatsi Ginerı”, Dzağig 4, Sayı 108, 1865, s. 364-366. Üçüncü makale yazıyı M. K. başharfleriyle imzalamış olan bir kadına ait Fransızcadan bir makale tercümesidir. Tercümanın ileride Krikor Çilingiryan’ın baldızı ve İzmir’deki yetim kızlar için kurulan yardım örgütü Hokadar-Vorpakhınam Cemiyetinin sekreteri olacak Mariam Kazdağlıyan olduğundan şüphelenmekteyim. (Kosyan, Hayk i Zmürniya, s. 208) Daha sonra kendisine Genç Werther’in Acılarıtercümesini ithaf eden Madteos Mamuyan’la evlenmiştir.  
  31. [31] Hayg Ğazaryan, Krikor Çilingiryan, Erivan, Haybedhrad, 1959, s. 21-28.
  32. [32] Kalusd Gosdantyan, Kangapanutyun hamarod, İzmir, Dedeyan Kardeşler Matbaası, 1858, s. Զ-Է
  33. [33] A.g.e., s. Ը.. İtalik ve parantezler orijinale aittir.
  34. [34] A.g.e., s. Թ-Ժ.
  35. [35] A.g.e., s. ԺԱ
  36. [36] Sebouh Aslanian, yakında çıkacak Early Modernity and Mobility: Port Cities and Printers Across the Armenian Diaspora, 1512-1800 başlıklı kitabının dokuzuncu bölümünde az çalışılmış on dokuzuncu yüzyıl Ermeni mezhepleri alanını tartışıyor.
  37. [37] Nubaryan, “Gensakragan Dikran Harutyun Dedeyan”, 3. Bölüm, s. 149-150.
  38. [38] Madteos Mamuryan (Vruyr), “İm Huşekırerıs”, Yerger içinde, Antilyas, Kilikya Katolikosluğu Matbaası, 1990, s. 362-363; Mesrob Nubaryani “İm Mangagan Hişadagnerıs”, Arevelyan Mamul 24, Sayı 13, 1894, s. 405-406
  39. [39] Bu kitabın bilinen tek nüshası, etkileyici bir Dedeyan Matbaası yayın koleksiyonuna sahip olan British Library’de bulunmaktadır. Koleksiyonda Ermeni baskı bibliyografyalarının dışında bırakılmış ve Ermenistan Milli Kütüphanesi kataloğunda da listelenmemiş bir avuç yayın bulunması dikkate değerdir.
  40. [40] Dikran Harutyun Dedeyan, Nor Intertsaran, İzmir, Dedeyan Matbaası, 1868, s. 3
  41. [41] Hrand Asadur, Timasdıverner, İstanbul, G. Keşişyan oğul, 1921, s. 132.
  42. [42] Madteos Mamuryan, Hamarod Inthanur Badmutyun Tıbrotsats hamar: Hin Badmutyun Arevelyan Joğovırtots, masın I, İzmir, Dedeyan Matabaası, 1875, s. 4
  43. [43] A.g.e., s. 3-4.
  44. [44] Örneğin bkz. Krikor Çilingiryan, “Eliza gam Verçin Arevelyan Baderazmi Jamanag Deği Unetsadz İragan Tebk Mı”, Dzağig 1, Sayı 12, 1861, s. 95.
  45. [45] Karekin Vartabed Sırvantzdiants, Önsöz, Anuşavan, Dzerunin Kapriyel Badganyan, İzmir, Dedeyan Matbaası, 1875, s. ԺԳ
  46. [46] Bkz. Liagadar Kıratsang B. Balents Kıradan, İstanbul, H. Asaduryan Mahdumları Matbaası, 1922 ve Intartzag Kıratsang Bimen Zartaryan Kıradan, İstanbul, Arevdıragan Matbaası M. Hovagimyan, 1928.
  47. [47] Krikor Çilingiryan, çevirmenin önsözü Tarus Meg Zavagin Khosdovanankı eserinin ikinci baskısında, Cilt I, Alfred de Musset, İzmir, Dedeyan Matbaası, 1874, s. 3-4.
  48. [48] Mesrob Nubaryan, “Gensakragan: Dikran Harutyun Dedeyan”, II. Bölüm, Arevelyan Mamul 31, Sayı 3, 1901, s. 103.
  49. [49] Krikor Çilingiryan, çevirmenin önsözü Matild: Noradi gınoç mı Hişadagnerı, Cilt I, Eugène Sue, İzmir, Dedeyan Matbaası, 1870, s. 6. Bu önsözü benim için tarayan National Association for Armenian Studies and Research’den Marc Mamigonian ve Ani Babaian’a teşekkür ederim. 
  50. [50] Mesrob Nubaryan, “Gensakragan: Dikran Harutyun Dedeyan”, IV. Bölüm, Arevelyan Mamul 31, Sayı 5, 1901, s. 192.
  51. [51] Ölüm yılının 1909 olduğu dair kaynak: Christian Dédéyan, Les Dédéyan, s. 29-30. Tarihlerin çoğunun yanlış olduğu kanıtlandığından, bu yılı bir tahmin olarak değerlendiriyorum.
  52. [52] Çilingiryan’ın ölüm yılıyla ilgili ikincil kaynaklarda tutarsızlıklar mevcut. Ancak büyük yeğeni Denis Finning’in arşivinde, Çilingiryan’ın cenazesini gerçekleştiren Amerikalı Protestan vaiz tarafından imzalanmış ve 26 Ocak 1923’te İzmir’in Göztepe banliyösündeki evinde vefat ettiğini belirten bir mektup bulunmaktadır. Çilinigryan Eylül 1922’deki yangından sonra İzmir ve çevresinde kalan birkaç Ermeniden biri olabilir. 
  53. [53] Bu kitabın kapağından 6. baskı olduğu görülse de 1922’deki 4. baskı ile 1927’de basılan bu kitap arasında başka bir baskı daha yapıldığına dair bir kanıt bulamadım. Bunu bir hata olarak görüyor ve 1927-1929 baskısını beşinci baskı olarak adlandırıyorum.
  54. [54] Bu çeviri, Ermenistan Milli Kütüphanesi kataloğunda yanlış olarak Sahag Etmekciyan’a atfedilmiştir. 1870’lerde Etmekciyan da gerçekten bir tercüman olmasına rağmen kendisi İngilizceden kurgu dışı kitaplar tercüme etmiş ve kitapları İstanbul’da basılmıştır; İzmir’le herhangi bir bağlantısı yok gibi görünmektedir. Sofi G. Ekizler, aslen İzmirli olup Istepan Dedeyan’ın baldızıdır. Ayrıca, o dönemde, bir kadının adının ortasındaki baş harf, evlilikten önce babasının adının ve evlilikten sonra kocasının adının ilk harfine tekabül ediyordu; Sofi’nin ismindeki "G" harfini meşhur babası Garabed Ekizler’lerin ismiyle açıklamak mümkündür. Ayrıca çeviri, müstakbel kayınpederi Hagop Spartali’ye ithaf edilmiştir. Son olarak Mesrob Nubaryan, Ekizler’in çevirilerinin Dedeyan Matbaası tarafından basıldığını yazmakta ve Christian Dédéyan’ın da onu özellikle Graziella ile ilişkilendirmektedir. Bkz. Nubaryan, “Gensakragan Dikran Harutyun Dedeyan”, IV. Bölüm, s. 192 ve Dédéyan, Les Dédéyan, s. 107. Sofi’nin soyundan gelen Alexandre Vladesco’ya aile tarihi hakkında aktardığı bilgiler için teşekkür ederiz.
  55. [55] Nubaryan, “Gensakragan Dikran Harutyun Dedeyan”, IV. Bölüm, s. 193.
  56. [56] Mamuryan matbaasının kuruluşunu Arevelyan Mamul’un Mayıs 1883 sayısında duyurmuştur. 
  57. [57] Albert Kharadyan matbaasının 1893 yılına kadar baskıyı sürdürdüğünü aktarmaktadır ancak ben 1892 sonrasında basılmış bir esere ulaşamadım. A. A. Kharadyan, Hasaragagan Midkı Zmürniayi Hay Barperagan Mamulum (1840-1900), Erivan, EMBA “Bilim” Yayınları, 1995, s. 39.  
  58. [58] Nubaryan, “Gensakragan Dikran Harutyun Dedeyan”, III. Bölüm, s. 150-151.
  59. [59] I. Dedeyan, Goms Monte-Kristo kitabının ikinci baskısındaki önsöz, Cilt I, Alexandre Dumas, İzmir, Dedeyan Matbaası, 1872, s. 1.