Hetum'un kahvehanesi, 1931, Bitias (Kaynak: Vahram Shemmassian Arşivi, Los Angeles).

Musa Dağ – Kültürel Hayat

Yazar: Vahram L. Shemmassian 19/02/20 (son değişiklik: 19/02/20), Çeviren: Arlet İncidüzen

Sosyo-ekonomik güçlükler Musa Dağlıları kültürel arzularını yerine getirmek konusunda engellemeyi çoğu kez başaramamıştır. Kısıtlı imkânlarına ve eğitim olanaklarına rağmen sanatsal ve entelektüel potansiyellerini çeşitli yollardan sergilemeyi sürdürmüşlerdir. Kütüphaneler tesis etmiş, kitap okuma alışkanlığı edinmiş ve hikâyeler anlatmış, oyunlar sergilemiş, süreli yayınlar yayınlamış ve bunlara abone olmuş, dersler vermiş ve/veya dersler almış ve her türde kültürel etkinlikler düzenlemişlerdir. Musa Dağlılar ustalıkla yetenekli ve yaratıcı yönlerini kültürel ve toplumsal ifadelere dönüştürmeyi başarmışlardır. Tüm bu inisiyatiflerde amatör derneklerin büyük bir katkısı olmuştur. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak, temel varolma mücadelesi içerisindeki katılımcılar ve izleyiciler hayatlarında keyifli olaylar yaşama ve bunlardan zevk alma fırsatı bulmuştur. Halk müziği, şarkılar ve danslar etnografik açıdan önemli olmakla birlikte iki dünya savaşı arasındaki dönemi (1919-1939) kapsayan bu makalenin kapsamı dışında kalmaktadır.

Kütüphaneler, Okuma Alışkanlığı, Hikâye Anlatıcılığı

İki Ermeni siyasi parti yani Sosyal Demokrat Hınçakyan Partisi (SDHP) ile Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF), hem kendi üyelerini eğitmek ve onlara fikirlerini empoze etmek hem de halkı aydınlatmak adına okuma alışkanlığının yaygınlaşması için çalışmıştır. SDHP aktivistlerinden Hapet İskenderyan, Ekim 1920 başlarında Doğu Lejyonu (Légion d’Orient) gönüllüsü olarak bulunduğu Kilikya’dan memleketi Hacı Habibli’ye dönünce, 1915’te bir yoldaşıyla birlikte bir mağaraya sakladıkları partinin kütüphanesindeki kitapları beyhude (hafıza kaybı nedeniyle) aradı. Kitapları ancak dağılmış birkaç cilde takılınca bulabildi ama kitapların bazıları artık kurtarılabilir durumda değildi. Sağlam kalmış kitaplar arasında Genç ErmenistanGaribaldiOnlar ve Bizİşçi Sınıfı vb. vardı. [1] Bu az sayıdaki kitap Hacı Habibli’deki SDHP’nin Bantukhd (göçmen, sılaya giden işçi) isimli kütüphanesini oluşturmaktaydı. Kütüphanenin zenginleştirilmesi için Halep’teki resmi parti sözcüsünden ısrarla kitap, gazete ve resim istenmekteydi. [2] Ayrıca Vakıf’ta da mütevazi bir SDHP kütüphanesi bulunmaktaydı. [3]

SDHP, 1921-1922’de önemli liderlerinden Setrag ve Hapet İskenderyan’ı suikasta kurban vermiş, ardından onların hayatta kalan üç kardeşinin bölgeden sürülmesiyle de Hacı Habibli’deki varlığı zayıflamaya başlayınca Yoğunoluk’a yönelmiştir. Bu değişim aynı zamanda partinin merkez kütüphanesi olarak Bantukhd’un da yer değiştirmesine vesile olmuştur. Kütüphanenin idaresi 1925’te partinin Dördüncü Mahalli Genel Delege Kongresinde seçilen dokuz üyeden oluşan bir heyete teslim edilmiştir. [4] Eylül 1930’de düzenlenen Altıncı Kongrede delegeler kendi kitaplarını kütüphaneye bağışlamayı vaat etmişlerdir. [5] Bu girişime rağmen, kütüphane belirsiz sebeplerle gelişmeyi başaramamış ve hatta bir süreliğine de olsa işlevsizleşmiştir. Ardından Aralık 1932’de gerçekleşen Yedinci Kongrede kütüphanenin yeniden düzenlenmesi meselesine hız verilmesi kararı alınmıştır. Bu iş, görevlendirilen iki yoldaşın insanlardan kitapları toplaması, sınıflandırması ve partinin Temsilci Kuruluna sunmasıyla başarılabilirdi. [6] Bir ay sonra, Ocak 1933’te çeşitli köyleri dolaşarak yoldaşların yanında bulunan kitapları toplama ve henüz inşa edilmemiş olan depoda istifleme görevini üstlenmiştir. [7] Elimizde daha fazla veri bulunmadığından Bantukd’un bu şekilde daha işlevsel hale getirildiğini ileri sürmek zordur.

EDF da Yoğunoluk’ta merkezi bir kütüphane tesis etmiştir. Parti, 28 Şubat 1920 gibi erken bir tarihte Musa Dağ bölgesinde bir kütüphane açmayı başarmıştır. Kütüphanenin “kapıları kadın-erkek tüm Ermenilere açık olacak ve kitapsever halkın tamamı ondan faydalanabilecekti.” [8] Açıldığı sırada mevcut olan elli cildi altmışa çıkarmak için yurt dışındaki şubelerden kitap bağışı talep edilmiştir. Mısır EDF şubesi yaklaşık 400 kitap ile Birleşik Devletler Doğu Yakası EDF şubesinin gönderdiği kitaplar (sayısı belirsiz) sayesinde Yoğunoluk kütüphanesindeki kitap sayısı 500 cildi geçmiştir. Musa Dağ’da düzenlenen bir çekiliş organizasyonu sayesinde yine kütüphane için kullanılacak 5 Osmanlı altın lirası toplanmıştır. [9] Bu “muhteşem döşenmiş” kütüphanenin [10] yanı sıra Büyük Güçlerin dikkatini Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermenilerin içinde bulundukları müşkül duruma çekmek amacıyla 1896’da İstanbul’daki Osmanlı Bankası’nı işgal etme teşebbüsü sırasında hayatını kaybeden genç EDF lideri Papken Siuni’nin (Bedros Paryan) [11] adının verildiği bir de “okuma salonu” düzenlenmiştir. [12] Suriye ve Lübnan EDF başkanlıkları 1932-1933 faaliyet raporlarında Yoğunoluk merkez kütüphanesini Halep, Beyrut, Şam ve Kesab’da kurulan kütüphanelerle birlikte en önemli kütüphanelerden biri olarak saymaktadır. [13] 1921’de Hıdır Beg’de de hacmi belirsiz bir EDF kütüphanesi bulunmaktadır. [14]

(copy 47)

Siyasi oluşumlar haricinde Bitias Protestanları da Halep’teki Krisdoneagan Çanits Ingeragtsutyun (Hıristiyan Çaba Cemiyeti) tarafından “Bitias ÇANİTS Cemiyeti Hıristiyan Gençlik Kütüphanesi”ne yapılan bağışları sayesinde bir kütüphane açabilmiştir. [15] Diğer taraftan, EHGB şubelerinin kendi kütüphaneleri veya merkezi bir kütüphaneleri bulunmamasına rağmen Birliğin Kahire merkezi resmi yayınlarını düzenli olarak Musa Dağ’a göndermiştir. Bunlar arasında duvar takvimleri ile “sembolik olarak EHGB hayatı ve faaliyetlerini gösteren tasvirli” bir “propaganda aracı” olan eserler de bulunmaktaydı. [16] Benzer şekilde 1925’te Kahire birliğin bağışları ve teberruları hakkında bir bilgilendirme broşüründen yirmi adet göndermiştir.  Bu broşür Hacı Habibli’deki EGHB üyelerine ücretsiz dağıtılmıştır. [17] Son olarak ama kesinlik sonuncu değil, Vakıf ve Hacı Habibli şubelerine Vahan Kürkçüyan’ın H.P.I. Miyutyan Kısanamyagı (1906-1926) (EGH Birliğinin Yirminci Yıldönümü [1906-1926]) kitabından üyelere ve destekçilere dağıtılması için beşer kopya gönderilmiştir. [18]

Örgüt kütüphaneleri ve EGHB yayınlarının yanı sıra bazı şahısların şahsi kütüphaneleri de bulunmaktaydı. Hacı Habibli’den Papaz Vartan Varteresyan, Musa Dağ bölgesinin en kitap sever şahsı olarak tanınıyordu. 1915’te Soykırım direnişi arifesinde “asil hazineler” barındıran beş kutu kitabı felaket sona erdikten sonra tekrar bulabilmek umuduyla güvenli bir yere saklamıştır. 24 Ekim 1919 tarihinde Port Said’deki mülteci kampından geri dönerken yanında getirdiği yirmi kutu şahsi eşyanın on kutusu kitaplardan oluşmaktaydı. [19] Yine, Yoğunoluklu Mihran Dınyanyan duvarlarındaki rafları süsleyen ve Ermenice, İngilizce, Fransızca ve Arapça (veya Arapça harfli Osmanlı Türkçesi) kitaplar içeren “zengin kütüphanesi”yle gurur duymaktaydı. [20] İkinci sınıfa kadar eğitim almış olan Bitiaslı Marta Şerbetçiyan Şemmasyan sık sık Halep’ten kitap sipariş etmekteydi. Bu kitaplar arasında Ekmekçi Kadın, Sefiller, Lady İsabel, Define Adası gibi kitapların Ermenice tercümeleri ile 19. yüzyıl sonu-20. yüzyıl başı Ermeni devrimci hareketinin anlatıldığı romanlar bulunmaktaydı. [21] Muhtemelen daha mütevazı sayıda da olsa kitap sahibi başka okuma sevdalıları da vardı.

Bazı şahıslar kitaplarını akraba, komşu ve arkadaşlarıyla paylaşır, kış akşamları evlerde toplaşıp seri gibi bölüm bölüm kitap okur veya birbirlerine hikâye anlatırlardı. Bunun gibi okuma etkinlikleri, gayrı resmi bir okul vazifesi görerek meraklı dinleyicilere Ermeni ve dünya edebiyatının kapılarını aralardı. Örneğin, Bitias’ın Mağzanyan mahallesinde iki ya da üç evde oturma odasındaki ateşin başında düzenli olarak dinleyiciler ağırlanır ve onlara zilivigkhaviz gibi ev yapımı tatlılar, kavrulmuş mısır, leblebi, kabak çekirdeği, şamfıstığı ve pivig (çitlembik) gibi atıştırmalıklar ikram edilirdi. Fransız edebiyatının popüler eserlerinin Ermenice tercümeleri yüksek sesle okunurdu: Viktor Hugo’nun Sefiller ve Ruy Blas, Alexandre Dumas Pére’nin Monte Kristo Kontu ve Üç Silahşörler’i, Jules Verne’nin Dünyanın Merkezine YolculukDünyadan AyaSeksen Günde Devrialem vb. Hovhannes Tumanyan’ın masalları ile Raffi ve Dzerents’in (Dr. Hovsep Şişmanyan) tarihi romanları da okunan Ermenice kitaplar arasındaydıç. [22]

Alberta Mağzanyan özellikle bir kadın “kitap kulübü”nden bahsetmektedir:

Akşamüzerine doğru, özellikle de kış aylarında, köydeki hayat yavaşlardı. Annemin “kitap kulübü” bu sakin akşamüzerlerinde toplanırdı. Bir halk kütüphanesi ve insanların çoğunun İncil dışında kitabı olmadığından, annemin kısıtlı kütüphanesindeki kitaplardan da sadece bir tane vardı. Bu kitaplar genellikle Babamın mütevazı kitaplarından [Birleşik Devletler’den getirdiği] alınırdı.

Kadınlar tek nüshası bulunan kitabı elden ele dolaştırır ve her kadın yüksek sesle bir paragraf okur; bunlar üzerine tartışılırdı. Dünya Savaşı nedeniyle eğitim ikinci sınıfta duran annem bu nedenle okumayı tam sökememişti ama bir şekilde onlara ayak uydurabiliyordu. Okuldan eve döndükten sonra, [kız kardeşim] Anna’yla birlikte bir köşede oturur ve dikkatle onları dinlerdik. Bir kışı Viktor Hugo’nun Sefiller’ini dinleyerek geçirdik. Kitap kıtlığı içinde böyle hikâyeler çok değerliydi. Kadınlar zavallo Cosette, Jean Valjean ve Javert’ten bahsettikçe, karakterler bizim için gerçek kişiliklere bürünüyordu.” [23]

Bazen de kitap sahipleri, kitapları okumak yerine etraflarındakilere anlatmayı tercih ederlerdi. Bu duruma bir örnek: Yoğunoluklu bir tarakçı olan Ananya Çançanyan, kitaplarını sonbaharda Antakya’dan edinir ve kış aylarında, özellikle de Raffi’nin çok ciltli romanlarını çok detaylı bir şekilde meraklı erkek arkadaşlarına anlatırdı. Muhafazakâr Yoğunoluk’ta, en azından bu örnekte olduğu gibi kadınlar bu etkinliklere katılmazdı. Dinleyiciler de meyve, pelit, tütün ve ev yapımı içki getirirlerdi. Bu muhteşem geceler çoğunlukla şafak vaktine kadar sürerdi. “Hayat çok basit, keyifli ve tasasızdı, televizyon ya da radyo yoktu…” İnsanlar eğlence ve eğitimlerini birbirlerinden elde ediyorlardı. [24]

Musa Dağ’da okunan kitapların çoğunluğunu Musa Dağ dışındaki Ermenilerin ve yabancıların yazdıkları kitaplar oluştursa da iki yerli yazarın eserleri de ilgi görmekteydi. Leylani’nin (Movses Der Kalusdyan’ın mahlası) iki kısa külliyatı yayınlanmıştı: Yerazanki Taşkhuran (Hayal Testisi, düzyazı) ve Siro Sıgih (Sevgi Kadehi). Yerazanki Taşkhuran, aslında 8 Eylül 1915’te, Soykırım günlerinde, Musa Dağ direnişi sırasında, Musa Dağlıların kurtuluş için müttefik savaş gemilerinin dikkatini çekmeye çalıştığı dönemde kaleme alınmış olan “Ülkü Gemisi” başlıklı nesir bir şiirle başlar. [25] Siro Sıgih ise nesir şiirlerinden derlemedir ve “Kutsal Cuma Pınarı” ile “Ağlayan Kaya” başlıklı iki de Musa Dağ masalı içermektedir. [26]

İkinci yerli yazar da 1915 direnişinde Merkezi Yönetim Meclis Başkanlığını da yürüten Protestan papazı Dikran Andreasyan’dır. Ekim’de, Musa Dağlılar Mısır’a vardıktan kısa bir süre sonra Papaz Andreasyan Kahire’deki Amerikan Misyonu’nda yazdıkları destan hakkında kamuya açık bir konuşma yapmıştır. Daha sonra bu konuşmasının İngilizce, Fransızca ve Almanca tercümelerini kitapçık şeklinde yayınlamıştır. Ermenice başlığı Zeytuni Antznadıvutyunı yev Sevdio İnknabaşdbanutyunı ‘dır (Zeytun’un Teslim Olması ve Süveydiye’nin Özsavunması). [27] 1935’te, Halep’te gözden geçirilmiş ve genişletilmiş bir baskısı, Zeytuni Darakrutyunı yev Svedio Abısdamputyunı (Zeytun’un Tehciri ve Süveydiye İsyanı) başlığıyla yayınlanır. [28] Bu eser, Musa Dağ direnişinde gerçekleşen olaylar hakkındaki en güvenilir birincil kaynak olma özelliğini korumaktadır. Musa Dağ’da doğmuş Yetvart Boyacıyan ve Boğos Sınapyan gibi yazarlar da daha sonra çeşitli türlerde monografik eserler yayınlamışlardır. [29]

Kitaplar, toplumun çeşitli kesimlerinin entelektüel ve edebi ilgisini kesinlikle tatmin etmiş ve bu ilgiye bir ivme katmıştır. Ancak hikâye anlatıcılığı en etkileyici yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hemen her köyde bulunan usta anlatıcılar tarafından zenginleştirilmiş halk hikâyeleri, dinleyicileri muhteşem hayal dünyalarına götürmüştür. O dönemde evlerinden uzun süre uzakta kalmak durumunda olan çobanlar, kömürcüler ve barutçular bile bu büyüleyici eğlencelere devam edebilmek için belirli yerlerde vakit geçirmişlerdir. Yerli hikâye anlatıcıları, gezici anlatıcılarla rekabet etmişlerdir. Kural gereği anlatıcılar “hikâyelerine dinleyicilerini eğlendirmek için komik dörtlükler ve tekerlemeler söylerlerdi. Bu tekerlemeler genellikle Türkçe olurdu. Hikâyelerde geçen kahramanlar, “krallar, prensler, prensesler, tüccarlar, kervancılar, mevsimlik işçiler veya köylü erkek ve kadınlar” olurdu ve bu kahramanların karakterleri statü veya mesleklerinden daha ön plana çıkardı. Kahramanlar ahlak, dürüstlük, gurur, onur, cesaret, baskıya direnme, zekâ, bilgelik, erdem, maharet vb. özellikleriyle nitelendirilirdi. Bu özelliklerin, değerlerin ve/veya istenilen niteliklerin eklenmesi çoğu kez halk hikâyeleri gerçek yaşamda karşılaşılan olayların sosyal dışavurumuna çevirirdi. Tıpkı 1915’teki Soykırım direnişi ve hayatta kalanların Mısır’daki Port Said yakınlarındaki kamp alanına varmaları gibi. [30]

Özetle, kütüphaneler, özel kitaplıklar, okuma ve hikâye anlatımı genel bilgi, kültürel ve sanatsal verimlilik, milliyetçi duygular, ahlaki ve etik değerler kazanılmasını ve kişisel gelişimi güçlendiriyordu. Bu şekilde doğal olarak bilişsel yetilerini ilerletiyor, eleştirel düşünme becerilerini geliştirip hayalgüçlerini güçlendiriyor ve kayda değer bir sayıda Musa Dağlı’yı çözümlüyorlardı. Köy ahalisi de dışarıdaki dünyayı tanıyor ve kendi çevrelerinden olmayanların söylemleriyle ilgileniyorlardı.

Tiyatro

Musa Dağlı Ermeniler dramatik sanatlara karşı hususi bir düşkünlük göstermiştir. Oyunlar ve skeçler birçok okul etkinliğinde, bayram kutlamaları ve /veya önemli yıldönümlerinin bir bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca çeşitli gruplar ve örgütler tarafından sahnelenen oyunlar da bulunmaktadır. 1922’de, felaketler ardından biraz normalleşme yaşanmasıyla geri dönenlerden sonra oyunlar sergilenmiştir. O yıl, Hacı Habibli’deki Tıbrotsasirats Miyutyun (Okulseverler Birliği) Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nde çok meşhur bir oyun olan “Avarayr Savaşı” (“Avarayr Kartalı adıyla da bilinen) oyununu sergilemiştir. Oyunun konusu General Vartan Mamigonyan komutasındaki Ermeni güçlerinin 451 yılında Perslere karşı giriştikleri siyasi-dini mücadeledir. EGHB okulu müdürü Krikor Aroyan’ın davetiyle Movses Des Kalusdyan da bir konuşma yapmıştır. [31] Papaz Varteresyan, bu oyunun iki yıl sonra aynı yerde yeniden sahnelenmesine itiraz etmiş ve şöyle yazmıştır:

“ ‘Avarayr Kartalı’ oyununun Vartanants bayramı vesilesiyle kutsal bir kilisede sergilenmesinin uygun olmadığını söyleyerek hata mı ettim? Beni haç-hırsızı, ispiyoncu ve saymaktan utanç duyacağım başka sıfatlarla yaftaladılar… Oyunu sergilediler ama Kutsal Mabede saygısızlık etmekten keyif aldılar mı merak ediyorum? Temeli atılırken sütunları bile o veya bu  havariye ithaf edilmemiş miydi? Kalabalığın izleyip eğlendiği çeşit çeşit ve muhtelif yakışıksızlığın [oyunda] sergilendiği Kutsal sofra, Mihrap ne olacak?

…Oyunu izlemeye gelen kalabalığın yarısı, hatta çeyreği en azından Pazar günleri oyun izlemek yerine Tanrı’nın sözünü kalplerinin derinlerden okumak için toplanmaz? Acaba daha iyi olmaz mıydı?” [32]

Bir sonraki oyun Setrag Şahen’in Dançıvadznerı (Zulüm Edilenler) oyunu olur ve 27 Temmuz 1924’te sahnelenir. [33] Oyun daha uygun bir mekân gerektirdiğinden Tıbrotsasirats, inşaatı tamamlanmamış okulun zeminini iyice temizleyip taşları ve çalıları ayıklar, zemini düzleştirir ve yakınlardaki koruluktan elde edilen ahşaplarla bir çatı inşa eder. Ayrıca komşu Bitias’taki tatilcilere bilet de satar. Köyün kadınları yemek hazırlar ve 1 mecidiye karşılığında satış yapar. Birinci Sahne, susuzluklarını gidermek için bir kova dolduran ve kaderlerine isyan eden çocuk ve yetişkin mültecilerle açılır. İzleyiciler bu sahneyi çok iyi bilmektedirler. [34] Bu oyunu anlatan bir haberde, Musa Dağ’da sahnelenen oyunlar içinde kadınların sadece Hacı Habibli’de oyunlara iştirak ettiğini yazmıştır. [35] Aslında aşağıda göreceğiniz üzere kadınlar Bitias’ta da oyunlara katılmaktadırlar.

Eylül 1925’te Arşın Mal Alan isimli opera Hacı Habibli’de halka sergilenir. [36] 1913’te Rusya’da Üzeyir Hacibeyov isimli bir Azeri tarafından bestelenen dört sahnelik müzikalin konusu Dağlık Karabağ’da, Şuşi’de müstakbel bir gelin arayan bekâr bir erkeğin hikâyesidir ve dünya çapında birçok ülkede çeşitli milletler tarafından beğenilmiştir. [37] Ermenistan’da sekiz yılda 965 kere ve Birleşik Devletler’de de sekiz buçuk ayda 48 kez sahnelenmiştir. [38] Hacı Habibli’nin iki papazından biri ve harika bir müzisyen olan Zeytunlu Papaz Khaçadur Kermanigyan Tıbrotsasirats prodüksiyonunun yönetmenliğini yapmıştır. Şarkıların popülerliğini onaylamayan Papaz Varteresyan şöyle yazmıştır: “Halk arasında o kadar yaygınlaştılar ki her fırsatta söyleniyorlar! Operetin kötü bir etkisi oldu; korkarım üzücü hadiseler yaşanabilir.” Ardından ekler: “Operette bizim çevremize uygun olmayan roller var ve … bir din adamı bunu yapmamalıydı.” Sonuç olarak Papaz Varteresyan’a göre Papas Kermanigyan’ın müritleri ona hayran olsa bile özellikle de kadınları sahneye çıkarmamalıdır. Aslında, Papaz Varteresyan’ın itirazı iki sebebe dayanmaktaydı: Hacı Habibli’de iki papaz bulunmasının zaten kıt olan kilise gelirlerini ikiye bölerek kendi gelirini azaltıyor olması ve imanlıları “fani oyunlar” yerine “kutsal oyuna” yani “Kutsal Ayin”e sevketme hevesi. Papaz Kermanigyan ve Tıbrotsasirats Musa Dağ’ın diğer köylerinde de Arşın Mal Alan’ı sahnelemeye davet edildi. [39] Ayrıca Hacibeyov’un O Olmazsa Bu Olsun ismiyle de bilinen Meşhedi İbad isimli, 1910’da yazdığı “devrim öncesi Azerbeycan’da toplumsal ve günlük ilişkileri” yansıtan dört perdelik müzikal komedisi de sahnelenmiştir. [41] Son olarak, Tıbrotsasirats 1929’da İstanbul’da 1915’te asılan SDHP devrimcilerini anlatan “Yirmi Darağacı” isimli bir oyun sahnelemiştir. [42]

Oyunlar, siyasal partiler için de önemli bir unsurdu. Mart 1922 başlarında Hacı Habibli SDHP şubesi Aso isminde bir “oyuncu grubu” kurmuştur. “Aso” önemli bir SDHP aktivisti olan ve Van civarında parti şubeleri açmış ve nihayetinde 1915’te Van hapishanesinde hayatını kaybetmiş olan Dikran Odyan’ın takma adıdır. Grubub repertuarında Raffi’nin Celaleddin’i ve Gargarun Gamar’ı (Çıkıntılı Kemer) da vardır. [43] Benzer şekilde, “tiyatro-sever” SDHP gençliği 5 Temmuz 1924 Cumartesi günü Yoğunoluk Kilisesi’nde Hagop-Hapet (Kalusd Andreasyan-Hapet Tevekelyan)- her ikisi de Şebinkarahisarlı Taniel Çavuş isimli bir devrimcinin yakın dostu ve silah kaçakçısı olan) isimli bir oyun sergilemiştir. Yörenin muhafazakârlığı kadın oyuncuların sahneye çıkmasına müsaade etmediği için kadın rollerini de erkek oyuncular canlandırmıştır. Bilet satışından elde edilen gelir Bantukhd kütüphanesinin “zenginleştirilmesi” için ayrılmıştır. Basından edinilen bilgiye göre bu oyun Yoğunoluk’taki ilk tiyatro gösterisidir. [44] Vakıf SDHP Gençlik veya Öğrenci Cemiyeti 1924 sonbaharında Bako’nun (bir isim) prömiyerini gerçekleştirmiştir. [45] Son olarak da bölgenin genelinde parti faaliyetlerini ve yoldaşlık ruhunu hareketlendirmek için SDHP yönetimi 1930’ların başlarında mevcut en yetenekli kişilerden oluşan bir merkezi tiyatro topluluğu oluşturarak Antakya hükümetinden resmi onay talep etmeye karar vermiştir. [46] Bu projenin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği konusunda bilgi bulunmamaktadır.

Mart 1922 başlarında EDF Vakıf şubesi 1915 direnişi sırasında öldürülen parti üyeleri anısına bir anma düzenlemiştir. Dini ayinden sonra, Vakıflı ve Hıdır Begli gençler “Muhteşem Nerses”i (bir ortaçağ piskoposu ve Ermeni Apostolik Kilisesinin en bilinen ilahilerinden bazılarının yazarı) sergilemişlerdir. Hovhannes Markaryan, mükemmel oyunculuk sergilediği başrolüyle bir “doğal yetenek” teşkil etmiştir. Oyunun zayıf kurgusu ve oyuncuların deneyimsizliklerine rağmen izleyiciler “çok etkilenmişlerdir.” [47] 1925’te, 28 Mayıs Ermeni Bağımsızlık Günü kutlamaları sırasında Yoğunoluk Apostolik Kilisesi’nde, yerel EDF Gençlik Cemiyeti Bedros Turyan’ın Sev Hoğerı (Kara Topraklar) oyununu sergilemiştir. [48]

Amaverçi hantes denen sene sonu gösterileri ve hantes adı verilen muhtelif kültürel gösteriler genellikle skeçler barındırmıştır. Kabusiye Sisvan Okulu’nda 10 Temmuz 1922’de böyle bir etkinlik sırasında ikinci ve üçüncü sınıf öğrencileri “ulusal yaşam” konulu, son derece başarılı bir üç sahnelik oyun sergilemişlerdir. Üç öğrenci, Minas Ğazıkyan, Movses Habeşyan ve Zakarya Simonyan üstün bir oyunculuk sergilemişlerdi. [49] Antranig Urfalıyan memleketi Kabusiye’deki genel tiyatro etkinliklerini şöyle tarif etmektedir:

Kilisemiz, dini-muhafazakâr ayinlerimizin kutsallığını bozmadan, aynı zaman okul veya gençlik ve sanatsal veya tiyatro etkinlikleri için bir salon işlevi görmekteydi. Açıkça İstanbul ve Türkiye’nin tamamındaki Ermeni topluluklarında görünen “açık ve kapalı” [kilise mihraplarının başka amaçlarla kullanılması] şamatası henüz bizim köye ulaşmamıştı. Gençler, Vartanants’ı, [Soğomon[ Tehleryan’ın yargılanmasını [1921’de eski Osmanlı Dahiliye Nazırı ve Ermeni Soykırımı’nın fikir babalarından biri olan Talat Paşa’ya düzenlediği suikast nedeniyle], Celaleddin’i, Gözyaşı Vadisi ve [öğretmen] babamın yönetmenliğinde gençlerin sahneledikleri diğer oyunlar büyük bir eğlence kaynağıydı! Tamamen eldeli imkânlara yapılan dekor, kostümler, sahnelemenin tamamı bize muhteşem hatta varlığını bilmediğimiz Hollywood yapımlarından bile mükemmel gelirdi.” [50]

Aynı şekilde 4 Mayıs 1929 tarihinde Bitias’taki Protestan okulunun öğrencileri hicivci Hagop Baronyan’ın Şoğokortı(Dalkavuk) oyununu, öğretmenleri Arusyag Semerciyan yönetiminde seyircinin beğenisine sunmuşlardır. [51] 1937 veya 1938 Noelinde, tamamı kızlardan oluşan bir ekip Charles Dickens’ın Bir Noel Ezgisi’ni Ermenice olarak sergilemiştir. [52] Benzer şekilde 24 Şubat 1938 tarihinde Vakıf’taki gençler ve öğrenciler, 500 kişiden kalabalık bir izleyici kitlesi –Vakıf’ın küçük nüfusuna bakıldığında kesinlikle abartılı bir rakam- karşısında Daçıvadznerı’yı sahnelemiştir. Bilet satışlarından elde edilen gelir SDHP kütüphanesi ve “demokratik (yani yenilikçi) yayınların yaygınlaştırılması” için kullanılacaktır. [53] Toplumsal eğitimi desteklemek için düzenlenen başka sanatsal faaliyetler de bulunmaktaydı.

Bitias’taki kiliseye bağlı iki cemiyet, Apostolik Yegeğetsasirats Miyutyun (Kilisesever Cemiyeti) ile Protestan ÇANİTS de sahneye çıkmak için her fırsatı değerlendirmiştir. Raffi’nin Gaydzer’i (Kıvılcımlar) Yegeğetsasirats’ın sahnelediği ilk eserdir. [54] Ermenilerin uğradığı Kürt zulmünü konu edinen Miyutyan Okudı (Birliğin Faydaları)  isimli bir başka oyun da 13 Nisan 1924’te sahnelenmiştir. [55] Bunu Tzayn Mı Hınçets (Bir Ses Duyuldu); Antranig [Ermeni bir devrimci kahraman]; Vartanants (Ermeniler ile Persler arasında 451 yılında yaşanan Avarayr Savaşı); Çarşılı Artin AğaArşın Mal Alan isimli oyunlar izlemiştir. [56] Cemiyetin Kadınlar Kolu ve koro üyesi kadın ve erkekler bunlarda rol almıştır. [57] Bu oyunlar, Hacı Habibli’den 1920’lerin ikinci yarısında Bitias’a gönderilen öğretmen Hrant Çakıryan [58] ve Papaz Kermanigyan tarafından yönetilmiştir. Gösteriler, etkinlik için bir tiyatro salonuna dönüştürülen kilise okulunda gerçekleştirilmiştir. [59] Kural olarak ön koltuklar “yüksek yetkililer” yani EDF liderleri, çeşitli komite üyeleri, köyün ileri gelenlerine vb. ayrılmaktaydı. Yerli müzisyenler, Yesayi Istambulyan (ud) ve Misak Fihanesyan (keman) açılışta “Mer Hayrenik” (Vatanımız; günümüzde Ermenistan’ın resmi marşı) şarkısını, sahne aralarında da başka milliyetçi şarkılar ve kapanışta da “Pamp Vorodan” (Gümbürtüyle Patladılar) şarkısını çalmak için sahne kenarında otururdu. Kapanış şarkısına izleyiciler de katılırdı. [60]

Bitias’ta yeni şekillenen ÇANİTS 1926’da Protestan kilisesinde aslen Bitiaslı olmayan öğretmen Rahel Gürlekyan yönetiminde iki oyun sergilemiştir: Cengiz Han (Ermenice) ve Yenova (Türkçe). Protestan papaz Hagop Gürlekyan oyunları vaazına duyurmuş ve kız-erkek öğrenciler elle hazırlanmış biletleri satarken cemaatinden destek istemiştir. [61] 1930’ların ikinci yarısında yenilenen ÇANİTS William Shakespeare’in Venedik Tüccarı ve Othello oyunları ile Turyan’ın Sev Hoğerıoyununu sahnelemiştir. [62] Oyunlar aynı zaman ahlaki mesajlar da iletmekteydi. 1937 veya 1938’de ÇANİTS kumar ve yıkıcı sonuçlarını konu edinen bir oyun sahnelemiştir. John Kerkezyan o günleri şöyle aktarmaktadır: “Oyunun adını bilmiyorum. Oyunda yer alan şu kişileri hatırlıyorum: senin [yani yazarın] baban, Levon Şemmasyan, Apraham Balabanyan, erkek kardeşim Movses (Babazin lakaplı) Kerkezyan. Ben oyunda senin babanın oğlunu canlandırıyordum. Karakterler bir masa etrafında oturmuş bir kart oyunu, kumar oynuyorlardı. Baban her şeyini kaybediyordu. Sonunda öfkeyle oğlunu alıp… ortaya onu koyuyordu. Beni masanın üzerine öyle güçlü tutup koydu ki hâla bugün gibi aklımda.” [63]

Tüm bu oyunlar Musa Dağlıların tiyatroyu sevdiğini göstermektedir. Siyasi partiler, cemiyetler ve okullar kendi gösterilerini düzenlenmiştir. Tiyatro salonları olmayan yerlerde okul salonları ve ibadethaneler sahne görevi görmüştür. Bu etkinlikler çoğunlukla kütüphane ve gazeteler için bağış toplanmasına hizmet etmiştir. Bitias ve Hacı Habibli’de kadın rollerini genç kızlar oynarken, Yoğunoluk’ta kadınların erkeklerle sahneye çıkmasına hoş bakılmamıştır. Diğer üç köyde sahnede cinsiyet yaklaşımının nasıl olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Oyunların arkasındaki itici güç bölge dışından gelen din adamları ve eğitmenler gibi görünmektedir ancak yerli yetenekler oynadıkları rollerin üstesinden gelmiş ve nihayetinde kendi ayakları üzerinde durabilmiştir. Musa Dağ’da tiyatronun yaygınlaşmasında bölgeye dışarıdan gelenlerin etkisinden bahsederken yaz aylarında Ermeni köylerini, özellikle de Bitias’ı ziyaret eden ve yöredeki genç kız ve erkeklerin iştirakiyle kendi oyunlarını sahneleyen profesyonel oyuncu ve yönetmenlerin katkısını da unutmamak gerekir. Her iki durumda da Musa Dağ’da sergilenen oyunlar çoğunlukla Ermenilerle ilgili temalara sahiptir ancak Ermeniceye tercüme edilmiş Azerbaycan operetleri de sadece Musa Dağ’da değil dünya çapında Ermeniler tarafından sevilmiştir. Protestan cemaati bunlara ek olarak Fransız ve İngiliz edebiyatından eserler de sahnelemiştir. Bu durum Amerikalı Protestan misyonerlerin Ermeni toplumuyla neredeyse bir asırdır temas halinde bulunmasının sonucu olarak yorumlanabilir. Ne yazık ki Musa Dağ’daki Katolik cemaatin tiyatro da dahil olmak üzere kültürel faaliyetleri konusunda kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunamamıştır.

  • [1] Yeridasart Hayasdan (Genç Ermenistan) (hayali), 7 Mart 1921.
  • [2] Suriagan Mamul (Suriye Basını) (Halep), 5 Mart 1922.
  • [3] A.g.e., 26 Kasım 1924.
  • [4]Ermeni Mıkhitarist Katolik Topluluğu Arşivleri, Viyana, Avusturya, (buradan sonar EMKTA), Hınçakyan Gusagtsutyun 1920[-1938], Adenakrutyan yev Artzanakrutyan Dedrag ([Sosyal Demokrat Hınçakyan Partisi 1920[-1938], Tutanak ve Kayıt Defteri) (Buradan sonra Hınçakyan Gusagtsutyun, Dedrag), 1. Oturum tutanakları, 26 Ekim 1924, Yoğunoluk; Musa Dağ ADHP şubeleri Dördüncü Mahalli Delege Toplantısı, 1 Mart 1925, Vakıf. Kütüphane yönetimi üyeleri İskender Mardiryan, Setrag Haygazyan, Khaçer Kartunyan, Kh. Boğosyan, Sarkis Havadyan, Tateos Babigyan, H. YEramyan, Nışan İpracıyan ve Misak Yaralıyan.
  • [5] A.g.e., Altıncı SDHP Musa Dağ Mahali Delege Toplantısı tutanakları, 11 Eylül 1930, Yoğunoluk.
  • [6] A.g.e., Yedinci SDHP Musa Dağ Mahali Delege Toplantısı tutanakları, 25 Aralık 1932, Hıdır Beg.
  • [7] A.g.e., Birinci Oturum, 21 Ocak 1933, Yoğunoluk.
  • [8]Ermeni Devrimci Federasyonu Arşivleri, Boston, (günümüzde Watertown), Massachusetts (buradan sonra EDF), Dosya 963/26, H.H.T. Giligio gam Lernavayri G. Gomide, 1920 t. (EDF Kilikya veya Lernavayr Merkez Komitesi, 1920), Musa Dağ EDF İkinci İstişare Toplantısı, 28 Şubat 1920, Hıdır Beg.
  • [9]EDF, Dosya 966/29, H.H.T. Giligio gam Lernavayri G. Gomide, 1921 t. (EDF Kilikya veya Lernavayr Merkez Komitesi, 1921), Aktivist M. Der Kalusdyan’ın raporu; M. Der Kalusdyan, S. Şerbetçiyan and Şant Diran, Süveydiye EDF’nin LErnavayr (Kilikya) EDF Merkez Komitesi’ne Altıncı-Ay Raporu, 9 Eylül 1921; aynı yazar, Dosya 969/32, ARF Süveydiye Aladağ Komitesinin EDF Boston Merkez Komitesine raporu, 16 Mart 1922; Husaper (Umut Getiren) (Kahire), 8 Ekim 1921; Hayrenik(Anavatan) (Boston), 26 Kasım 1921.
  • [10] Hayrenik, 12 Şubat 1922.
  • [11] Husaper, 12 Şubat 1924.
  • [12] Osmanlı Bankası olayı için bkz. Armen Garo (Karekin Bastırmacıyan), Bank Ottoman: Memoirs of Armen Garo, Hayg T. Partizyan, Çev., Simon Vıratzyan, Der. (Detroit, MI: Armen Topuzyan, yayıncı, 1990).
  • [13] EDF, Dosya 997/d/1, H.H.T. Lernavayri G. G. Şırçaperaganner yev Zanazan Tığtagtsutyunner, 1933/1934 t. (EDF Lernavayr Merkez Komite Genelge ve Muhtelif Yazışmalar, 1933-1934), Lernavayr Merkez Komitesinin (1932 Eylül-1933 Temmuz) Dördüncü Mahalli Gelege Kongresi’ne raporu.
  • [14]Giligia (Kilikya) (Adana), 30 Temmuz 1921.
  • [15] Bu bilgi aslında 1970’lerin başlarında ÇANİTS’in Lübnan Ancar’daki lokalinde rastladığım, içerisinde elyazısıyla bağışla ilgili bilgi bulunan Mıdadzutyunk Kisagi (Kisag Temaşaı); Donag. Orer (Bayramlar) (Fr. [?]:New York Ermeni Eğitim  Vakfı, 1925) başlıklı kitaptan edinilmştir.
  • [16] Ermeni Genel Hayırseverler Birliği Arşivi, Saddle Brook, New jersey (günümüzde New York, New York) (buradan itibaren EGHB/SB), Dosya 14 D, H.P.E. Miyutyan Sisvan Varzharanner (Svedia), Tığtagtsutyunner 1923-1927 (EGHB Sisvan Okulları [Süveydiye]: Yazışmalar 1923-1927), EGHB Kahire’den Krikor Aroyan’a, 19 Kasım 1925.  17 adet 1925 takvimi gönderilmiştir.
  • [17] Ermeni Genel Hayırseverler Birliği Arşivi, Kahire, Mıdır, (buradan itibaren EGHB/Kahire), Klasör  134, EGHB Kahire’den EGHB Hacı Habibli şube başkanlığına, 29 Aralık 1925.
  • [18] A.g.e., EGHB Kahire’den EGHB Vakıf şube başkanlığına, 17 Eylül 1926; a.g.e., EGHB Kahire’den EGHB Hacı Habibli şube başkanlığına, 17 Eylül 1926.
  • [19] M. Salpi (Dr. Aram Sahagyan), der., Alyagner yev Khılyagner. Hay Vranakağakin Darekirkı (Küçük Dalgalar ve Sarsıntılar: Ermeni Çedır Kenti Yıllığı) (İskenderiye, Mısır: A. Kasbaryan Matbaası, 1920), s. 268.
  • [20] Boğos Armenag Lakisyan, Musa Leran Voğçuyn (Musa Dağ’a Selam) (Erivan: “Orenk yev Iraganutyun” Yayınevi, 2005), s. 196.
  • [21] Rosine Şemmasyan Kundakçıyan’la yapılan telefon görüşmesi, 17 Kasım 2012, Granada Hills, California-Fresno, California.
  • [22] Levon Şemmasyan, yazara mektup, 20 Ocak 2013.
  • [23] Alberta Magzanian, Anna Magzanian ve Louisa Magzanian, The Recipes of Musa Dagh: An Armenian Cookbook in A Dialect of Its Own (Musa Dağ Tarifleri: Kendine Has bir Lehçeyle Ermeni Yemek Kitabı) (N.p.: Lulu.com, 2008), s. 155.
  • [24] Mardig Çançanyan, yazara mektup, 2 Aralık 2012. Mardig Anania’nın oğludur.
  • [25] Şiir ilk olarak big editor notuyla birlikte 4 Ekim 1915 tarihinde Arev (İskenderiye) dergisinde yayınlanmıştır.
  • [26] A. Leylani, Siro Sgih (Sevgi Kadehi) (Beyrut: Hraztan Matbaası, 1929), 52 s.
  • [27] Dikran Andreasyan, Zeytuni Antznadvutyiunı yev Svedio Inknabaşdbanutyunı (Zeytun’un Teslim Olması ve Süveydiye Özsavunması) (Kahire: Z. Berberyan Matbaası, 1915). Bu eser İngilizce (1916), Fransızca (1916) ve Almanca’ya (1919) da tercüme edilmiştir.
  • [28] A.g.e., Zeytuni Darakrutyunı yev Svedio Absdamputyunı (Zeytun Tehciri ve Süveydiye Dİrenişi), 2. baskı (Halep: College Matbaası, 1935).
  • [29] Musa Dağlı yazarların kısa hayat hikâyeleri ve edebi örnek listeleri için bkz. Mardiros Kuşakçıyan ve Boğos Maduryan, der., Huşamadyan Musa Leran (Musa Dağ Hatıratı) (Beyrut: Atlas Matbaası, 1970), s. 717-840; Mousaler online/Anjar, “Prominent Musa Daghians” (formerly “Famous Anjarians”).
  • [30] Sona Zeitliyan, “The Oral Tradition of Musa Dagh/Musaler,” yayınlanmamış konferans sunumu, “UCLA Tarihi Ermeni Şehir ve Vilayetleri Uluslararası Konferans Dizisi” içinde, “The Armenian Communities of the Northeastern Mediterranean (“Musa Dagh—Kessab—Dört-Yol”) [Kuzeydoğu Akdeniz Ermeni Tolulukları (Musa Dağ, Kesab, Dörtyol)], California Üniversitesi, Los Angeles, 29 Şubat-1 Mart 2008. Sözlü olarak aktarılan Musa Dağ hikâyeleri için ayrıca bkz. Sona Zeitliyan, derleyen ve aktaran, Musa Leran Joğovırtagan Hekyatner (Musa Dağ Halk Hikâyeleri) (Beyrut: Hamazkayin “Wahe Sethian” Yayını, 1973); Verjine Sıvazlyan, Musa Ler (Musa Dağ), (Erivan: Sovyet Ermenistan Bilimler Akademisi Yayını, 1984); Tovmas Habeşyan, Musa-Daği Babenagan Artzakankner (Musa Dağ’ın Ecdadi Yankıları) (Beyrut: Erepuni Yayıncılık, 1986), s. 160-62; aynı yazar, Hişadagaran Musa-Leran Parpari (Musa Dağ Lehçesi Künyesi) (N.P.: n.p., 1993).
  • [31] İskender Mardiryan, yazara mektup, 12 Aralık 1977.
  • [32] Kilikya Ermeni Katolikosluğu Arşivleri, Antilyas, Lübnan, (buradan itibaren KEK), Dosya 22/1, Jebel Musa-Svedia 1920-1940 (Musa Dağ-Süveydiye 1920-1940), Papaz Vartan Varteresyan’dan Katolikos II. Sahag’a, 8 Mayıs 1924.
  • [33] Suriyagan Mamul, 5 Ağustos 1924.
  • [34] Mardiryan, mektup.
  • [35] SuriyaganMamul, 5 Ağustos 1924.
  • [36] Mardiryan, mektup.
  • [37] “Arşın Mal Alan (operet),” Wikipedia: The Free Encyclopedia, web, retrieved 23 Aralık 2012.
  • [38] Arşın Mal Alan, (Boston, MA: Baykar Matbaası, 1924), s. 4.
  • [39] KEK, Dosya 22/1, Papaz Vartan Varteresyan’dan Katolikos II. Sahag’a, 8 Ekim 1925.
  • [40] Kevork Kerekyan’la görüşme, 15 Ağustos 1977, Anjar, Lübnan.
  • [41] “O Değilse, Bu” Wikipedia: The Free Encyclopedia, retrieved 23 Aralık 2012. 
  • [42] Mardiryan, mektup.
  • [43] Suriyagan Mamul, 5 Mart 1922.
  • [44] A.g.e., 13 Temmuz 1924.
  • [45] A.g.e., 26 Kasım 1924.
  • [46] EMKTA, Hınçagyan Gusagtsutyun, Dedrag, Musa Dağ SDHP Altıncı Mahalli Delege Toplantısı tutanakları, 11 Eylül 1930, Yoğunoluk; Musa Dağ SDHP Yedinci Delege Toplantısı tutanakları, 25 Aralık 1932, Hıdır Beg.
  • [47] Husaper, 25 Mart 1922.
  • [48] A.g.e., 13 Haziran 1925.
  • [49] Arev, 28 Ağustos 1922.
  • [50] Antranig Urfalıyan, Gianki mı Hedkerov (Bir Hayatın İzleri) (Palm Springs, CA: Haig’s Printing, 1990), s. 17.
  • [51] M. M. Köroğluyan, “Bitiastan Khaberler”, Nor Avedaper (Yeni Müjdeci) (Halep) 2:10 (26 Mayıs 1929): 366-67.
  • [52] Alberta Magzanyan’la telefon görüşmesi, 16 Aralık 2012, Granada Hills, California-Olney, Maryland.
  • [53] Ararad (Beyrut), 4 Mart 1938.
  • [54] Movses Makhulyan’la görüşme, 10 Ağustos 1977, Anjar, Lübnan.
  • [55] Piunig (Anka) (Beyrut), 7 Mayıs 1924.
  • [56] Makhulyan’la görüşme.
  • [57] Azniv Makhulyan’la görüşme, 10 Ağustos 1977, Anjar, Lübnan.
  • [58] Bedros Frankyan’la görüşme, 8 Temmuz 1977, Anjar, Lübnan.
  • [59] Movses Makhulyan’la görüşme.
  • [60] Sara Kendirciyan Kerkezyan, yazara mektup, 19 Kasım 1991 tarihli.
  • [61] Anna Kendirciyan’la görüşme, 19 Temmuz 1977, Anjar, Lübnan.
  • [62] Şemmassyan, mektup.
  • [63] John Kerkezyan, yazara e-posta, 20 Nisan 2010.