Antep, 1898, «Alacalı Esnaf Komisyonu». Bu fotoğraf, Myheritage.com kullanılarak dijital olarak renklendirilmiş (Kaynak: Kevork Sarafyan, Antep'li Ermenilerin tarihi, 1. cilt, Los Angeles, 1953).

Antep – Manisa Bezi Dokumacılığı

Yazar: Ani Voskanyan, 31/03/2023 (son değişiklik: 31/03/2023). Çeviren: Sevan Değirmenciyan

İmalat ve ticaret alanında Antep’in gelişmesi, Manisa (Yerel ağızda manusa olarak da bilinir) bezi dokumacılığının bu şehirde daha önce hiç görülmemiş bir şekilde ilerlemesi ile mümkün olmuştur. 19. yy. ilk yarısında Antep’de en yaygın meslekti. Manisa bezi dokumacılığı muhtemelen Arapgir taraflarından Antep’e gelmiş. Başlarda iplik Avrupa’dan ithal ediliyor ve bunla farklı desenlere sahip alacalar üretiliyordu [1].

1850’li yıllardan itibaren beyaz ve farklı renklerde daha kaliteli ipliklerin ithal edilmesi ile yerel üretim belli değişiklere maruz kaldı. İnce ve narin ipliklerin kullanmılası için daha hafif ve gelişmiş tezgahlar hazırlanıyor ve bunlar da Manisa bezinin, yani renkli kumaş üretiminin temelini oluşturuyor [2]. Giderek yeni zanaatkar ve pazarlar ele geçiren bu meslek, şehrin üretimindeki en büyük kalem oldu ve Antep Ermenilerinin ekonomik durumunu daha da iyileştirdi. Dönem basını Antep’in bir sanayi şehri olduğunu yazıp, yerel ekonomide Manisa dokuması-alaca kumaş ticaretinin önemini teslim etmekteydi. Şehrin nüfusunun büyük bir kısmının geçimini bundan sağlamasından dolayı değil sadece, aynı zamanda Manisa dokumasının ticaret ve zanaatın tüm yönlerine olan etkisi nedeniyle [3].

Manisa Bezi Dokumacılığının Antep’teki Gelişimi

19. yy. yarısına kadar Antep’de yerli beyaz kumaş üreten basit tezgahlar vardı. Beyaz iplik makara ile hazırlanıyordu. Yerel kullanım için kalın ve sağlam bir kumaş üretiliyordu. Benzer tezgahların kullanımı yıldan yıla azalıp 1915’e kadar sürmüştür [4].

Yarım asır boyunca, 1900 yılına kadar, Antep’de Manisa bezi üretimi ve tüketimi o kadar artar, ki bu meslekle uğraşan ustaların sayısı 300’e, Ermeni ve Türk işçilerin yarı yarıya üzerlerinde çalıştıkları tezgahların toplamı ise 3000’e ulaşır. Manisa bezi ustalarının hepsi de Ermeni idi. Daha sonra 2-3 Türk usta da işe başlar. Her bir ustanın 5’den 100’e kadar tezgahı vardı. Tezgahların yarısı işçilerin evinde, diğer yarısı ise ustalar tarafından kiralanan özel dükkanlarda bulunmaktaydı. Her bir dükkanda 2-12 tezgah bulunmaktaydı [5]. “Kilikya: Çağdaş Kilikya Coğrafyası Denemesi” çalışmasında, aynı zaman zarfında Antep’te 3000 Manisa Bezi ve dokuma tezgahı olduğu belirtilmekte [6]. K. Barsumyan’a göre, tezgahların sayısı 4000’in üzerindeydi. Manisa Bezi üreten ustaların bu sayısına mesleğin yan kollarında çalışanları da eklemek gerekir; iplik boyacıları, masura üzerine saranlar, direzin hazırlayanlar vs. Dolayısıyla bu meslekten geçinen kişi sayısını 25 bin olarak saymak mümkün [7]. Bir diğer kaynağa göre ise Antep’te, Manisa Bezi üreten, ticaretini yapan, boyacılık, tezgah üretimi ve benzer mesleklerle uğraşan kişi sayısı 21 bindi ve bu sayının 14 bini Ermeni idi [8].

Antep’te Manisa Bezi üretimi alanında çalışan kişi sayısını, her bir ailede 5 kişi hesabı üzerinden aşağıdaki liste en iyi şekilde anlatıyor

  • 300 Manisa Bezi ustası - 1500
  • 30 boyacı - 150
  • 40 tarakçı - 200
  • 300 ayak kalfası - 1500
  • 3000 işçi - 15,000
  • 25 un satıcısı - 125
  • 50 ihraçat komisyoncusu - 250
  • 25 iplik ithal eden tüccar - 125
  • 5 marangoz (tezgah, makara vs.) -  25
  • 5 takakçı - 25
  • iplik saran kadın - 1100
  • çırak - 1000
    Genel Toplam: kişi 21.000. [9]

Manisa Bezi dokumacılığından geçimini sağlayan toplam kişi sayısından, yani 21 binden (bu sayıya meslekle doğrudan bağlantı içinde olmayanlar dahil deildir) 1500 Türk işçi ailesini (7500 kişi) çıkardığımızda, Antep Ermeni nüfusunun hemen hemen yarısının Manisa Bezi dokumacılığı ile meşgul olduğunu görürüz. Mesleğe Türklerin dahli ise Türk nüfusun yedide biri kadardı [10].

1908 tarihinde, “Püragın” gazetesi verilerine göre, haftalık ortalama olarak beyaz ve boyalı 2500 paket ve 1600 lira maliyeti ile iplik tüketiliyordu. Şehirde iki büyük çarşı ve 3000 tezgah vardı. Manisa Bezi dokumacılığına paralel olarak boyacılık da gelişiyor, renklerin, özellikle kırmızı ve mor renklerin kalitesi artıyordu [11]. Aynı gazete bir başka sayısında renkli ve çiçekli, yani alaca kumaşın 20 numara İngiliz ipliğinden hazırlandığını ve ustaların dökülmeyen ve sağlam boyayı kendilerinin hazırladığı yazıyordu. Hatta gazete 20 numara ipliğin çeşitlerini ve fiyatlarını de aktarmakta. İplik pazarında 20 numaralı Hamber 571/2  kuruş, 20 numara David mill 531/4 kuruş, 20 numara Anchor ise 53¼ kuruştu [13].

Her bir tezgah ortalama hesapla günlük 3 top Manisa bezi dokuyordu. Her bir top 8 arşın uzunluğundaydı. Yani Antep’te günlük 10 bin top veya 80 bin arşın Manisa bezi üretilmekteydi [14]. 300 ustanın anaparasının ortalama 150’şer sarı altın olduğunu düşünürsek, Manisa Bezi dokumacılığının genel anaparasının 50 bin altın olduğunu hesaplayabiliriz. Bu miktar yer ve zaman dikkate alındığında çok değerli idi ve aynı zamanda ustaların gelişimini ve ilerleyişini de göstermekteydi. Bunlar çoğu kişisel girişim ve çalışma ile yıllar içinde tezgaf sayısını arttırıp işlerini geliştirdiler [15]. Sınırlı imkanlar ve iki tezgafla işe başlayan ustalar, 2-3 sene zarfında 8-10 tezgaha sahip olmuşlardı. Hatta onlardan çoğunun çalışanı, ayak kalfası bile yoktu ve işleri bizzat kendileri yapıyordu. Antepli tüm iş insanları aşamalı gelişim ilkesine inanıyor ve kendi hayatlarında ve çalışmalarında bunu uyguluyorlardı [16].

Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı şehirlerinde (Antep, Bursa, Sivas, Merzifon vs.) üretilen yerli kumaşlar incelikleri ile Avrupa’da üretilen kumaşlarla rekabet edebilmiş, dayanıklılık ve sağlamlıkları ile de her zaman daha ilerde olmuşlardır [17]. Antep ve çevresinde yaşayanlar için öncelik her zaman yerer üretimeydi ve kadın ve erkek, aynı zamanda çocuklar için kıyafetler bu ürünlerle hazırlanıyordu [18].

Manusa bezi işçisi çalışkanlığına bağlı olarak haftalık 20-30 top işleyebilirdi. Haftalık maaş ortalama olarak 1/3 veya ½ Osmanlı Altınıydı. 1940-50’li yılların hesabına göre bu ücret 4-5 Amerikan Dolarına tekabül ediyordu. Genişliği ortalama olarak 3/4 arşın, uzunluğu ise 8 arşın olan bir top Manisa Bezi 8-10 kuruştu. Manisa Bezi toptan olduğu gibi perakende de satılırdı. Toptan satış ağırlık birimi ise, perakende ise tane ile, topla yapılırdı [19].

Yaklaşık 50 farklı isimle Manisa Bezi çeşidi üretilmekteydi (Osmaniye, Bozbozu, Arap Dudağı, Kemha, Daraklı, Çiçekli vs.) Her bir sancak veya şehrin kendi tercihleri vardı. Bir vilayete gönderilen Manisa Bezi, başka bir yerde alıcı bulamayabilirdi, dolayısıyla ustalar, özellikle farklı vilayetlerde şubeleri olanlar, dokumaları talebe göre yaparlardı [20].

Bunun dışında, kumaşın boya kalitesi de önemli idi, özellikle kırmızı dökülmeyen boya elde etmek epeyce zordu. Kırmızı boyanın sırrını Hrant Sülahyan’ın eşliğinde, Circi Barsumyan’ın çözdüğü belirtilir. 1894 tarihinde özel bir komisyon ve kontrol merkezi kurulur. Boyanmış tüm iplikler, özellikle kırmızı olanlar, oraya gönderilmeliydi. Kontrolden geçtikten sonra kullanımına izin veriliyordu. Bu, Manisa Bezi dokumacılığına büyük katkı sağlamış ve boyacılar için daimi çalışma sağlayan bir düzenlemeydi [21].

Antep’te erkeklerin dış kıyafetinde kullanılan Manisa Bezi örneği (Kaynak: Antranig Poladyan, Badmutyun Hayots Arapgiri [Arapgir Ermenileri Tarihi], New York, 1969).

Manisa Bezi Dokumacılığına Dair Meslekler

Boyacılık sadece şehirdeki eski bir zanaat değil, aynı zamanda Manisa Bezi dokumacılığı ile yakından ilişkili bir meslekti. Çivit, al, sarı, kasarlı ve diğer çeşitleri ile Antep Ermenilerinin tekelindeydi. Al rengini kullanan boyacılar arasında en ünlüsü Antep Eblahan mahallesinden olan İknadios Ammin’di [22].

Antep’te yaklaşık 35 boyahane vardı. Her birinde 3-4 çalışan vardı. Bosnuyan, Balyan, Yesayan, Apoşyan ve bir çok Boyacıyan ünlüydü. Bediryan biraderler bu alandaki en başarılı aileler arasındaydı [23].

Antep’in ileri gelenlerinden Nazaret Manuşagyan [24], daha ünlü olan Ağa Nazar büyük boya tüccarlarıydı. “N. Manuşagyan ve Dostları” firması, Khaçaduryan biraderler eşliğinde, daha çok boya ithalatı ile uğraşmaktaydı [25].

Eski zamanlarda kasarcılık da yaygın bir meslekti, fakat daha sonra boyacılığın bir koluna dönüştü. Kasarcıyan ailesi bu meslekteki ünlü Ermeni ailelerindendi [26].

Manisa Bezi İmal Etme Yöntemi

İpliğin Manisa Bezine dönüşme süreci ilginç ve bir o kadar da önemli. Bu sürecin tasviri 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başındaki Manisa Bezi üretenlerin günlük çalışmasını da canlandırmakta.

  • İşlenecek Manisa Bezinin çeşidine ait resim-boya talebine göre boyamak için 1, 2, 3 direzin ipliği usta ayak kalfası adı verilen çalışana teslim eder. Kalfa bunları kendi hazırladığı özel bir saksıda iyice iyice yoğurduktan sonra haşılcı kadınlara teslim ederdi. Ayak Kalfası sarılı Manisa Bezlerini hazırlanacak Manisa Bezi rengi talebine göre, cağ adı verilen uzun demir tellerden geçirip, büyük bir döner dolap üzerine geçirmeliydi. Tüm teller birleşmeli, bunları dolaptan ayırıp, tahta üzerinde kuruladıktan sonra, iki büyük kavuk hazırlanırdı. Bu çift kavuklara direzin adı veriliyordu.
  • Direzin tarakçı adı verilen ustaya gönderilirdi. Tarakçı tüm telleri Manisa Bezinin renklerine göre tarağın deliklerinden geçirirdi. Bu işleme “Direzini tarağa geçirmek” adı verilirdi.
  • Tarağa geçirilen direzin işleyecek olan işçiye teslim ediliyor. Usta bunu tezgaha geçirip, löhme adı verilen ipliği mekiğe geçirilecek küçük Manisa Bezlerine sardırıp, işlemeye başlaması gerekir [27].

Manisa Bezinin Tükendiği Çarşılar

Büyük imalatçılardan çoğu farklı şehirlerde satış mağazaları açmıştı ve imal ettikleri malları balyalarla oralara gönderiyorlardı. Antep hanlarında farklı vilayetlere ait birçok şehirden 40 aracı vardı. Bunlar yerel üretimi satın alıyor ve kendi müşterilerine yolluyorlardı. Farklı yerlerden gelen alıcı tüccarlar da vardı. Onlar tercih ettikleri ürünü şahsen satın alıyor ve yüzlerce balya ile merkezlerine gönderiyorlardı. “Çoğu kez Kavafhane ve Eski Bedesten’den usta Manisa Bezi dokumacılarının dükkanlarındaki mal tamamen bitmiş olur ve yerlerinde kese ile sarı altın bırakılmış olurdu” [28].

Yerel tüketim dışında Antep’ten büyük ölçüde dokuma ve deri ürünler de imal ediliyordu [29]. Pamuklu ve yün işlemeler ve tabii ki Manisa Bezi adı verilen alacalı kumaş özellikle meşhurdu [30]. Kr. H. Kalusdyan, Manisa Bezinin Antep’ten I. Dünya Savaşı öncesi imal edilen başlıca mallardan biri olduğunu ve yıllık 200 bin altın değeri getirisi olduğunu yazıyor [31]. Gönderildiği başlıca noktalar Van, Muş, Bitlis, Erzurum, Sivas, Malatya, Yozgat, Gürün, Harput, Diyarbekir, Kilis, Antakya, Adana, Mersin, Konya, Kayseri, İstanbul vs. idi. Daha az miktarda ise Halep ve diğer Arap bölgelerine gönderilmekteydi [32].

XX. yy. başında Antep’te üretilen Manisa Bezinin tüketimi Harput’ta 7000 altındı [33]. 1907 tarihli “Püragın”ın bildirdiğine göre Kayseri’de Antep, Maraş ve Halep alacası ticaretiyle ilgilenenler Hımayag Kabakyan, Mesrobyan, Mıhcıdvakyan, Boğos Seferyan, Dikran Tataryan, Krikor Kehyayan, Setrag Hovsepyan, Hagop Manugyan ve diğerleri idi [34].

Antep’te Manisa Bezi imalatı yapan ünlü şirketler şunlardı; “Nordigyan”, “Papazyan”, “Mercanyan”, “Kabakyan”, “Leylegyan”, “Basmacıyan”, “Manuşagyan”, “Sülahyan”, “Saatçıyan”, “Hasırcıyan” vs. Bunlardan bir kısmının Adana, Kayseri, Harput, Erzurum, Van, Diyarbekir ve farklı şehirlerde temsilcilikleri vardı [35].

Manisa Bezi Ustaları ve Tüccarları

19. yy. ikinci yarısında Nerses Ağa Sülahyan Millet Han’da “Nerses Sülahyan ve Mahdumarı” [36] adında bir dükkan kuruyor. Dükkan sadece Manisa Bezi ve Gürün şalı imalatı ve satışı ile değil, iplik, boya, aynı zamanda bakır ve fıstık ihracatı ve ithalatı ile de uğraşıyordu [37].

Başpapaz Karekin Boğaryan din görevlisi olmadan önce, 1883-1893 tarihleri arasında Manisa Bezi imalt ile uğraşmaktaydı. Önceleri çıkarkken, daha sonra usta ve tüccar olmuştur. İki yıl da Garuc Ağa Mercanyan’ın iş arkadaşı olmuştu [38].

Sanos Sanosyan birkaç sene Manisa Bezi tüccarının yanında çalışıyor. Başlarda işçi olarak, daha sonra ayak kalfası oluyor. Daha sonra ise iki tezgah satın alıp Manisa Bezi imalatı ve satışı ile uğraşıyor. Üretilen mal Beylan, İskenderun, Adana ve farklı yerlere gönderiliyordu. Yıldan yıla tezgah sayısı çoğalıp, 50 oluyor, çalışan sayısı ise 300’e kadar çıkıyor. Bezin tüketildiği coğrafya ise Kayseri ve Diyarbekir bölgelerine kadar genişliyor [39].

Asdvadzadur Demirciyan da Manisa Bezi imalatçısıydı, ayak kalfasıydı. Demirciyan’ın evladları dokuma işinde daha da ileri gidiyorlar [40].

Tahtacıyan ailesinden Kevork ve Ardaşes Tahtacıyan da aile mesleğini devam ettiriyorlar. Manisa Bezi şmal edip yerel pazarda tüketiyorlardı [41].

Kevork ve Manug Kabbeciyan aynı şekilde imalatçı ustalardı [42].

Hagop Hamalyan 1890 tarihinde Vartanyan Okulu mezunlarındandı. Manisa Bezi mesleğine atıldıktan sonra usta ve tüccar olarak önemli bir konuma yükseliyor. Hamalyan ilerde Vartanyan Okulu’nun önemli simalarından biri haline geliyor ve yönetim kurulu toplantılarına katılmaya başlıyor. Hamalyan aynı zamanda Kilikya Okulu kurucu yöneticilerinden biri idi [43].

Ünlü hayırsever, Antep Ermeni toplumunun ileri gelenlerinden biri de Manisa Bezi üretimi ile ilgiliydi. Kalusd Ağa Ğazaryan iş arkadaşı ünlü iş insanı Sarkis Sahagyan ile Antep’e yerleştikten sonra, farklı işlerin yanı sıra, Manisa Bezi ticareti ile de uğraşmaya başlar. Antep’ten satın aldıkları Manisa Bezi’ni Tokat’a gönderiyor, oradan da yazma satın alıyorlardı [44].

Cebeciyan ailesinden Dikran Cebeciyan’ın babası Antep’te ünlü bir Manisa Bezi tüccarıydı. Ailenin ticaret dairesi Diyarbekir’e kadar varmaktaydı. 1912 senesinde orada bir yazıhane tesis ediyorlar. Bu zaman zarfında Dikran Cebeciyan da Diyarbekir’de bulunmaktaydı [45].

Garuc veya Garabed Terzibaşyan’ın [46] 350 tezgahı vardı, imal ettiği ürün Gürün, Sivas, Kars ve Ardahan’a kadar ulaşıyordu. Babası Hagopcan Ağa da Manisa Bezi tüccarıydı. Terzibaşyan Atenagan Okulu kurucularındandı. Uzun yıllar boyunca Mütevelli Heyeti, daha sonra Sancak Meclisi ve Cismani Meclis üyesi olmuştur [47].

Krikor Harutyun Kabakyan ilk öğrenimini aldıktan sonra ticaret hayatına atılır. Sadece Antep’te değil, Kayseri’de de ünlü birer tücar olan baba ve ağabeyii le Manisa Bezi imalatı ile uğraşmaktaydı [48].

Manisa Bezi Ustaları: Yerel Satıcılar ve Dışarı Satanlar [49]

Garuc Terzibaşyan, Krikor Tinkçiyan, Nerso Değirmenciyan, Movses Hasırcıyan, Sarkis G. Nazaryan, Sarkis B. Nazaryan, Garuc Basmacıyan, Harutyun Basmacıyan, M. Ve Kr. Kavıkcıyan, Kevork Çulcyan, Harutyun Maraşlıyan, Bedros Der Bedrosyan, Kevork Demirciyan, Ardaşes Tahtacıyan, Sarkis Kasarcıyan, Sarkis Bazarbaşyan, Hagop Hamalyan, Yesron Boşgezenyen, Avedis Hasırcıyan, Nahabed Arslanyan, Mikayel Arslanyan, Sebuh Çakmakçıyan, Saatcıyan Biraderler, Bedros Giragosyan, Arm: Gözüküçükyan, Tütünciyan Biraderler, Güleseryan Biraderler, Der Ğazaryan Biraderler, Markar Çiğerciyan, Levonyan Biraderler, Yağubyan ve Mahdumları, Kevork Cebeciyan, Krikor Manuşagyan, Armenag Manuşagyan, Serop Keşişyan, Sarkis Çorbacıyan, Papazyan Biraderler, Basmacıyan Biraderler, Y. Karamanugyan Biraderler, Kabakyan Biraderler, Leylegyan Biraderler, Yakub ve Arakel Arakelyan Biraderler, Kevork ve Manug Kabbeciyan Biraderler, N. Sülahyan ve Mahdumları, Ke. Sülahyan ve Mahdumları, B. Hasırcıyan ve Mahdumları, Adaklıyan ve Mahdumları, Garuc Mercanyan, Garabed Karğayan, Garabed Yağsızyan, Harutyun Ammiyan, V. Nordigyan ve Mahdumları.

  1. [1] K. H. Barsumyan, «Antep’teki Meslekler», Antep Ermeni Tarihi, Ed. K. A. Sarafyan, II. Cilt, Los Angeles, California, 1953, s. 286. (Ermenice)
  2. [2] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», Antep Ermeni Tarihi, II., ss. 294-295. (Ermenice)
  3. [3] Nazar, «Orta Küçük Asya ve Avrupa Pazarşarı», Püzantiyon, İstanbul, sayı 798, 1899, Mayıs 31-12, s. 1. (Ermenice)
  4. [4] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 294.
  5. [5] a.e., ss. 295-296.
  6. [6] Kilikya. Modern Kilikya Coğrafyası Denemesi, Petersburg, I. Libermann Matbaası, 1894, s. 356.
  7. [7] K. H. Barsumyan, «Antep’teki Meslekler», s. 286.
  8. [8] L. Çormisyan, Batı Ermenilerilerinin Bir Asırlık Tarih Panoraması, I. Cilt, Beyrut, Sevan Matbaası, 1972, s. 170.
  9. [9] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 301.
  10. [10] a.y.
  11. [11] «Antep’teki Sınai Gelişme», Püragın, İstanbul, sayı 27, 1908, 28 Temmuz, s. 858.
  12. [12] Püragın, İstanbul, sayı 18, 1908, 26 Nisan, s. 552.
  13. [13] «Antep’teki Sınai Gelişme», Püragın, s. 859.
  14. [14] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 295.
  15. [15] a.e., s. 296.
  16. [16] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 299.
  17. [17] Püragın, İstanbul, s. 38, 1907, 11 Eylül, s. 1401.
  18. [18] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 297.
  19. [19] a.e., ss. 296-297, 299:
  20. [20] a.e., s. 299.
  21. [21] a.e., ss. 298-299.
  22. [22] K. B., «Harutyun İknadosyan (1895-1964)», Ermeni Antep, Beyrut, sayı 1 (13), 1964, s. 63.
  23. [23] Kr. Boğaryan, «Minas Bediryan (1873-1972)», Yeni Antep, Beyrut, sayı 4 (52), 1972, s. 104.
  24. [24] N. Manuşagyan’ın annesi Mennuş Hatun, Kara Nazar Nazaretyan’ın kızı idi, babası Manug Ağa Manuşagyan Vartanants Müze Derneği’nin (1867) kurucularındandı (Antep Ermenileri Tarihi, II., s. 767).
  25. [25] a.y.
  26. [26] K. H. Barsumyan, «Antep Meslekleri», s. 287.
  27. [27] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 300.
  28. [28] a.e., s. 298.
  29. [29] P. S. Eprikyan, Resimli Doğa Sözlüğü, I. Cilt, Venedik, St. Lazar, 1903, s. 145.
  30. [30] Paguran, «Antep ve çevresi», Goçnag Hayastani, New York, sayı 25, 1920, Haziran 19, s. 792.
  31. [31] Kr. H. Kalustyan, Maraş veya Kermanik ve Kahraman Zeytun, New York, «Goçnag», 1934, s. 501.
  32. [32] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 297. Vart, «Antep Şehri», Araks, St. Petersburg, 1888, II. Kitap, Mayıs, s. 58.
  33. [33] «Harput’ta Tüccarlık ve Sanayi», Püragın, İstanbul, sayı 15-16, 1907, 17 Şubat, s. 377.
  34. [34] «Kayseri Tüccarları», Püragın, İstanbul, sayı 11-12, 1907, 3 Şubat, s. 283.
  35. [35] K. H. Barsumyan, «Antep Meslekleri», s. 286.
  36. [36] Millet Han’da dükkanı veya yazıhanesi bulunan tüccarlar arasında “Nerses Sülahyan ve Mahdumları” olarak kayıtlı (Antep Ermenileri Tarihi, II. Cilt, s. 311).
  37. [37] K. Boğaryan, Ayntabagank, II. Cilt, Beyrut, “Atlas” Matbaası, 1964, s. 628-629.
  38. [38] a.e., s. 11.
  39. [39] a.e., s. 638.
  40. [40] a.e., s. 93.
  41. [41] a.e., s. 179.
  42. [42] a.e., s. 413.
  43. [43] Antep Ermenileri Tarihi, II. Cilt, s. 765.
  44. [44] K. Boğaryan, Antebagank, II. Cilt, s. 169.
  45. [45] K. Boğaryan, «Dikran Cebeciyan (1888-1962)», Ermeni Antep, Beyrut, sayı 7, 1962, s. 37.
  46. [46] G. Terzibaşyan Vanlı ünlü Terzibaşyan ailesinden gelmekteydi (K. Boğaryan, «Antep’teki Milli Toplumsal Hayat», Hay Anteb, Beyrut, sayı 3 (27), 1967, s. 65).
  47. [47] a.y.
  48. [48] Y., «Krikor Harutyun Kabakyan (1893-1973)», Nor Ayntab, Beyrut, sayı 1-2 (53-54), 1973, s. 117.
  49. [49] H. K. Kabbenciyan, «Antep’teki Manisa Bezi Dokumacılığı», s. 303.