Erzincan Kazası (Kaynak: K. Sürmenyan, Yerzınga, Kahire, 1947).

Erzincan/Yerzınga - Manastır ve Kiliseler 2

Yazar: Robert Tatoyan 16/12/2019 (son değişiklik: 16/12/2019), Çeviren: Sevan Değirmenciyan

Yerzınga Ermeni Manastırları

Genel Durum

Türkiye Ermeni Patrikhanesi tarafından 1912-1913 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu Adalet ve Mezhepler Bakanlığı’na verilen listeye göre, Yerzınga sancağında faal ve yıkık kilise ve manastırların sayısı 77 idi (24 manastır, 53 kilise) [1].

Episkopos Dırtad Balyan (1902) Yerzınga sancağında sağlam ve yıkık 27 manastır adı zikreder [2]. Rahip Hamazasp Vosgyan “Yüksek Ermenistan Manastırları” çalışmasında 34 manastır hakkında bilgi verir [3].

1897-1905 yıllarında Yerzınga Ruhani Önder vekili Rahip Taniel Hagopyan’ın verilerine göre, Yerzınga episkoposluk bölgesinde 9 sağlam ve faal manastır vardı: S. Giragos, Miavor S. Garabed, Diraşen S. Nerses, Çakırman S. Boğos-S. Bedros, Şoğagat S. Asdvadzadzin, Yergan S. Kevork, Gabosu S. Hagop, Çarçaranats S. Lusavoriç (Dadasg Manastırı) ve Pıtariç S. Nigoğos (S. Nıgoğayos) [4].

Farklı kaynaklar Yerzınga bölgesindeki sağlam manastırlar arasında Avak (S. Tateos-Partoğomeos) ve S. Krikor Lusavoriç (Medz Lusavoriç) manastırlarını da sayar, fakat episkoposluk idari haritasına göre bu manastırlar Kemah manastır bölgesine aitti [5].

Yerzınga manastırları genelde ovayı çevreleyen dağların eteklerine veya yaylalar üzerine inşa edilmişti. Ovaya hakim konuma sahip bu yapılar zengin su depolarına, verimli topraklara ve ılıman iklime sahipti [6].

Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde bulunan tarihi Ermenistan’ın diğer bölgelerinde olduğu gibi, Yerzınga’daki tüm manastırlar aynı zamanda adak yerleriydi. Manastırın adandığı aziz kendine has şifa dağıtma yetisine sahipti: Biri gözü iyileştiriyor, diğeri farklı sancıları, bir ününcüsü kısırlığı vs. Her bir manastırın ayazması vardı. Halk bu ayazmalara şifa ümidi ile ziyarete gelirdi. Hastalar, özellikle ateşi olanlar, ayazmaların serin sularına yüzer ve çoğu şifa bulurdu [7].

Ermeni Soykırımı’nı önceleyen dönemde Yerzınga’daki tüm faal manastırlar herhangi bir rahipler topluluğundan mahrum kalmış, mütevelli heyetlerinin ve ruhani önderliklerin himayesinde faaliyet göstermekteydiler. Yöneticiler manastır ve manastırlara ait taşınmazları genelde papazlara, hatta toprakla geçinen sivillere kiraya veriyordu. Kiracılar ise manastıra ait toprakları, yeşillik alanları kontrol ediyor, manastıra ait malları çalıştırıyor ve buna karşılık ruhani önderliğe belli bir miktar para ödüyorlardı. 1890’lardaki verilere göre, Yerzınga manastır ve manastırlara ait taşınmazların kirasından ruhani önderlik yılda 80 Osmanlı Altını gelir elde ediyordu [8].

Maddi imkanları nispeten sınırlı manastırların yönetimini Yerzınga şehrindeki esnaf gruplarından biri üstlenir ve manastırın yenilenmesini ve bir düzene girmesini sağlardı. Karşılığında ise yaz aylarında ailecek manastırda misafir edilirdi. Yergan S. Kevork manastırına bakır ustaları sahiplik ederdi, Miavor S. Garabed için berberler [9], S. Giragos içinse boyacılar [10].

S. Nerses (Diraşen) manastırı mütevelli heyeti ve kiracısı arasında yapılmış kontratın tam metni elimize ulaşan belgelerer arasında. Bu belge sayesinde Yerzınga manastırları ve ruhani önderlik birimleri ile kiracılar arasındaki ilişkiler, kiracıların hakları ve sorumlulukları hakkında fikir sahibi olabiliriz. Manastırın koruyucusu (vanabah) adı verilen kiracı manastırı kendi şahsi mülküymüş gibi korumak, 100 kuruşu geçmeyen gerekli tüm yenileme çalışmalarını yapmak, manastır çevresine 300 söğüt ve kavak ağacı dikmek, devlete ödenmesi gereken emlak vergisini ödemek, mütevelli heyetine 7.5 Osmanlı Altını kira vermek, manastır ağaçlarını kesmemek, manastır suyunu satmamak (yani suyu sadece manastır için kullanmak) ve benzer şeylerle yükümlü. Manastırı koruya karşılık olarak manastıra ait toprakların, hayvanların ve eşyaların kullanım hakkını ve onların gelirini alıyordu. Ziyaretçilerin dini hizmetler karşılığında yaptıkları bağışlar da yine kendisine aitti [11].

Benzer bir kontrata rağmen, fiilen, bir çok manastır kiracısı manastıra ait mülklerden gelen gelirle ilgileniyor, manastırın yenilenmesi konusunu göz ardı ediyordu. Bir tanıklıkta şunları okuyoruz: “Manastırlarda rahipleri ruhaniler olmadığı içini kiracılar tarafından harap edilmekte, Kiracılar ağaçlıkları kesiyor, hayvanları satıyor, eşyaları, hatta kutsal emanetleri saklıyor, antlaşmada imzaladıkları yenileme, yapılandırma görevlerini göz ardı ediyorlar” [12].

Yerzınga Ermenileri için manastırlar yazlık gibiydi. Ermeniler yaz aylarını adak ziyaretçisi olarak manastırlarda geçiriyorlardı. Yerzınga’daki faal tüm manastırlarda ziyaretçiler için 5-10 odalı yurtlar vardı. Her birinde, zaruriyet hallerinde, 2-3 aile kalabilirdi. Odalar az geldiğinde, ziyaretçiler manastır civarına kurulan çadırlarda kalırdı.

Manastır kiracısı sebze ve meyvelerden ziyaretçilere pay çıkarır, bazen onlara süt ve yoğurt verirdi. Karşılığında, ziyaretçiler manastırın kiracısına ayakkabı, elbise ve kendi ürettikleri diğer şeyleri hediye ederdi. Bundan başka, ziyaretçiler bağış adı altında, ama aslında kaldıkları odanın kirası olarak, belli bir ücret de öderlerdi manastır bekçisine [13].

Ziyaretçiler manastırdan ayrılmadan önce, geleneğe göre, kurban keserdi. Kurban edilecek kuzu ve oğlak muhakkak manastırdan satın alınır, kurban derisi de manastır bekçisine hediye edilirdi. Bekçi aynı zamanda ayinlerden ve kutsal emanetlerin sergilenmesinden edinilen geliri de alırdı [14].

Manastır kiracıları veya bekçileri kendi konumlarını daha sağlama almak amacıyla Yerzınga’nın Ermeni ileri gelenlerinden veya etkili toplum liderlerinden birinin himayesini sağlıyorlardı. Hami olan kişi cemaat ve Osmanlı yönetimi nezdinde bekçinin çıkarlarını savunuyor ve bunun karşılığında farklı hediyeler alıyor, yaz aylarında ise manastırda onur konuğu olarak misafir ediliyor ve manastırdan faydalanabiliyordu [15].

Manastır bekçiliği o kadar da kolay bir görev değildi. Çoğu ıssız bölgelerde, bir vadide veya bir tepe üzerinde konumlanmış manastırlar Kürt çetelerinin daimi saldırı ve talan tehditi altındaydı. Bundan kaçınmak için bekçinin cesur olması ve diplomatik yetkinlikte olması gerekirdi [16].

1) Avak Manastırı bünyesindeki Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin çizimi.
2) Avak Manastırı bünyesindeki Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin kubbesi üzerindeki haçın resminin kopyası.
3) Sebuh Dağı manastırında bulunan « teğtap » [panzehir]. Üzerinde yılan ve güvercin tasviri var. « Teğtap » Ermenice panzehir manasına gelmektedir ve şifalı ilaç manasında kullanılmaktadır.
(Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol,
Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005)

Benzer özelliklere sahip manastır bekçileri dahi Ekim 1895 tarihinde Yerzınga’ya varan Hamidiye kırımının kuvvetli dalgasına karşı koyamadılar. Kırım sırasında bölgedeki 8 manastır Kürt çeteleri tarafından yıkılıp yağmalandı, Çarçaranats S. Lusavoriç manastırı bekçisi Papaz Ğevont ve Khntzorig ve Karatuş Ermeni köylerinin papazları ve aileleri öldürüldü [17].

Hamidiye kırımları sonrasındaki yıllar içinde Yerzınga manastırları uğradıkları yıkımlardan kısmen de olsa iyileşebilmiş ve Yerzınga Ermenilerinin nihayi olarak vatanlarından olacakları ve katledilecekleri Soykırım’a kadar az da olsa normal hallerini yeniden tesis edebilmişlerdi.

Soykırım öncesinde Yerzınga episkoposluk bölgesinde bulunan ve faal olan dokuz manastıra ve Sebuh (Kohanam, Mane) Dağı’nın batı eteklerinde bulunan 3 önemli kutsal mekana (Tateos-Partoğomeos (Avak Vank), S. Krikor Lusavoriç (Medz Lusavoriç) ve Tortan Dokuz Aziz Mezarı) özellikle değinmek istiyoruz.

Sebuh Dağı Kutsal Mekanları

S Tateos-Partoğimeos (Avak Vank)

Avak Manastırı Sebuh Dağı’nın batı yamacında, bir vadinin içinde bulunuyor, bu yüzden de manastırın adı Derevank olarak da bilinir. Manastır Ermenilerin yaşadığı Garni (Karni) köyünün yakınında olduğu için Garni (Karni) Manastırı olarak da tanınır [18].

Rivayete göre manastır havari S. Tateos tarafından Meryam Ana adına tesis edildi ve ilerde S. Tateos ve S. Partoğimeos havarilere adandı [19].

Manastır külliyesi S. Tateos, S. Asdvadzadzin ve S. Garabed adında kubbesiz üç kiliseden, rahipler ve ziyaretçilerin kalması için inşa edilen bölümlerden, ahır, kiler vs. gibi binalardan ibaretti ve bir duvarla çevrilmişti [20]. Manastır kiliselerinden en büyüğü muhteşem ve ihtişamlı bir yapı olarak tasvir edilen S. Tateos’du [21]. Kilisenin ahşap kapısı işlemeli idi, İsa ve havarileri resmedilmiş, üzerinde bir de ktabe bulunmaktaydı [22].

1) Avak Manastırı bünyesindeki Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin kalıntılarının iç taraftan görünümü.
2) Avak Manastırı’nın planı. A) Surp Asdvadzadzin Kilisesi ; B) Surp Tateos Kilisesi ; C) Surp Garabed Kilisesi ; C1) Kıtafet odası.
(Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol,
Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005).

Manastır meyve bahçesi, dutluk, geniş bir orman, 150 hektar kadar ekilebilen tarlaya sahipti. Manastır bölgesine Kemah’da bulunan en az 10 Ermeni köyü de dahildi [23].

Manastıra ait en ünlü eşya Teğtap adı verilen taşdı. Küçük bir el büyüklüğünde olan bu yuvarlak, gökmavisi yakut taşın üzerinde bir erkek ve bir kadın yüzü vardı. Rivayete göre bu taşı Roma İmparatoru Büyük Konstantin Ermeni Kralı Tiritades’e hediye etmişti. Taşın üzerindeki yüzler de Roma İmparatoru ev eşine aitti. Halk bu taşın şifa getirdiğine inanıyordu [24].

Bu taş ve diğer aziz kemikleri sayesinde Avak Manastırı Sebuh Dağında bulunan diğer manastırlara göre daha popülerdi ve her yaz büyük sayıda ziyaretçi ve yazlıkçı kabul ediyordu [25].

Manastır bekçiliği nesilden nesile Prokhoronyants (Prokhoranyan) ailesine aitti. Bu aile üyeleri rahip takdis olup manastırın başrahipliğini de üstenirdi [26]. Prokhoronyan ailesi fertleri pagan rahilerinin soyundan geldiklerini iddia ediyor ve manastır üzerinde hakları olduğunu savunuyordu [27]. Prokhoronyanlar sadece Avak Manastırı’nı değil, çevredeki diğer manastırları da Kürt çetelerinün mütemadiyen yaptıkları saldırılardan hayatları pahasına koruyorlar, Sebuh dağındaki ormanlara zarar gelmesini özellikle engelliyorlardı. Manastır arazilerini ekip geçinirlerdi. Ailenin ABD’ye göç etmiş ve orada çalışan bazı genç fertleri de maddi yardımda bulunurdu [28]. 

Hamidiye kırımı zamanında katillere direndiği ve cesaretli, cesur duruşundan dolayı Avak Manastırı başrahibi ve Kemah ruhani önder vekili Rahip Vartan Prokhoronyants hapsedilir, daha sonra İstanbul’a sürülür ve ölümüne kadar orada kalır [29].

S. Krikor Lusavoriç (Büyük Lusavoriç)

S. Krikor Lusavoriç veya Büük Lusavoriç manastırı Sebuh Dağının batı eteklerindeydi. Rivayete göre, IV yy.’da S. Krikor Lusavoriç’in vefat ettiği yerde, Mane mağarası yakınında inşa edilmiş (bu nedenle Lusavoriç’in İstirahatı manastırı olarak da bilinir) [30].

Manastırın başlıça kilisesi olan S. Krikor Lusavoriç iç ve dış mabedler olarak iki kısımdan oluşan kompleks bir yapıydı [31]. Aziz Krikor’un sol kol kemiği ve boynundaki haç kilisede muhafaza ediliyordu [32]. S. Krikor Lusavoriç kilisesinden kuzey-doğuya doğru küçük kubbeli bir yapı olan S. Amenapırgiç kilisesi vardı [33]. Kilisenin bitişiğinde tatlı ve bol suya sahip Pareham (Hoş tatlı) adında bir kaynak vardı. Rivayete göre S. Krikor Lusavoriç’in bir mucizesi sonucunda kaynak su vermeye başlamıştı [34]. Çeşmenin hemen yanında Mane mağarası bulunuyordu, manastırdan aşağı doğru ise “Tiridates Taşı” adında bir kaya vardı. Bu taş rivayete göre Kral Tiridates’in vaftiz olduğu yere dikilmişti [35].

Manastır tuğladan yapılmışyüksek ve kalın bir duvarla çevrili idi, girişinde ise dökme demir bir kapısı vardı [36].

Manastırın ekilebilecek arazileri, geniş bir ormanı ve ruhani bölgesi olarak Kemah’da bulunan 5-6 köyü vardı [37].

Avak manastırı gibi, S. Krikor Lusavoriç de Prokhoronyan ailesinin himayesindeydi ve ailenin bir temsilcisi tarafından yönetiliyordu [38].

Sebuh Dağı’ndaki Surp Krikor Lusavoriç (Medz Lusavoriç) Manastırı’nın kalıntıları (Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol, Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005).

Surp Krikor Lusavoriç (Medz Lusavoriç) Manastırı’nın planı. A) Surp Krikor şapeli ; B1) Surp Asdvadzadzin şapeli ; B2) S. Hagop şapeli ; C) Salon
(Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol,
Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005).

Krikor Lusavoriç’in naaşının bulunması yortusu manastırın adak günüydü (Pentekoste yortusunun üçüncü Cumartesi günü). Adak ziyaretini anlatan bir tasvirde şunları okuyoruz: “Naaşın bulunma yortusunda Yüksek Ermenistan ve Yegeğyats bölgesi imanlıları, çoğunuğu çıplak ayakla, grup grup dağı tırmanırdı. Ellerinde mum mihrabın önüne gider, diz çöker, bazıları ağlamaklı dua ederdi. Gece boyu kilisede kalan ve genelde dua ve sadece biraz uyuklayarak saatler geçiren imanlılar da vardı. Çocuğu olmayan kadınlar Lusavoriç’in vefat ettiği yerden su ile yemek ve çocuk doğurma ümidi ile toprak alırdı” [39].

Manastır, Hamidiye kırımı zamanında Kürt çetelerinin saldırısına uğrar ve büyük hasar görür, talan edilir ve harabeye çevrilir, geçim için gerekli bazı binaları yıkılır. 1901 tarihinde manastırı ziyaret eden Yerzınga Ruhani Önderi Rahip Taniel Hagopyants manastırın terkedimiş olduğunu ve bu ve Yerzınga’daki diğer manastırların restorasyonu, yeniden yaşanılır hale getirilmesi ve bekçilere teslim edilebilir olması için yaklaşık 250-300 Osmanlı Altınına ihtiyaç olduğunu söyler [40].

S. Pırgiç Manastırı (Tortan Dokuz Aziz Türbesi)

Tortan S. Pırgiç Manastırı (S. Haç ve S. Nışan adıyla da anılır [41]) Sebuh dağının batı yakasında, Yerzınga’dan 7 saat uzaklıkta, kadim bir Ermeni köyü olan Tortan’da bulunur [42]. Dokuz Aziz Türbesi adıyla tanınır, çünkü rivayete göre Kral III. Tiritades, eşi Aşkhen ve kızkardeşi Khosrovitukhd, Krikor Lusavoriç, Lusavoriç ailesinden diğer katolikoslar Vırtanes, Husig ve Krikoris, IV yy. önemli din adamlarından Daniel Asuri ve Hat’ın naaşları buradaydı [43].

Soykırım öncesinde manastırın büyük yapılarından sadece Tortan sakinleri için ibadethane olarak hizmet veren merkez kilise binası kalmıştı [44].

Kilise iç ve dış mabet olmak üzere ayrılmıştı. Dış mabet üç mihraba sahipti, duvarları kagir, tavanı kalaslarla örülmüştü. İç mabetin girişi dış mabetin ana mihrabının altındaydı. İç mabet tümüyle kagir, dört kemerli ve haç şeklindeydi. Üzerinde ise sekiz köşeli, sivri bir şapkaya sahip kubbe vardı. Sahip olduğu tek ana mihrap doğu kemerinin altına inşa edilmişti. III. Tiritades ve eşi Aşkhen’in naaşları bunun altındaydı. Onların hemen yanında Hosrovitukht ve Daniel Asuri’nin mezarları vardı. Kuzey kemeri altında Vırtanes’in kagir, kare ve sivri kubbeli anıt mezarı bulunuyordu. Karşısındaki güney kemeri altında ise Husig’in benzer bir mezarı vardı [45].

Krikor Lusavoriç’in mezarı batı kemerinin güneyindeydi. Ziyaretçi iç mabete girer girme ilk bu mezarla karşılaşırdı. Mezarın mimarisi Vrtanes ve Husig’ın mezarı gibiydi, fakat daha büyüktü. Krikoris’in mezarı da buradaydı [46].

Hat’ın mezarı ise iç mabedin güneyinde, yan odadaydı [47].

Yerzınga Bölgesindeki Faal Ermeni Manastırları

Rahip Nusaybinli S. Hagop (Gayipos Manastırı, Gabos Manastırı)

Gayipos Rahip Nusaybinli S. Hagop manastırı Yerzınga’dan 20 km. Batıda, Sebuh dağının güney-doğu eteklerinin birindeydi. Halk açıklamasına göre Gayipos (Çukurun içinde) adı manastırın dağ yamacında bulunan küçük bir ovada veya oyuğunda bulunmasından dolayıydı. Bir diğer açıklamaya göre ise de manastırın eski ismi Gabos’du ve daha önce manastırın adını taşıdığı Aziz Galibos’un adından meydana gelmişti [48]. 

S. Hagop Yerzınga’daki diğer manastırlardan yüksek konumuyla ayrışıyordu. 1880’lerin ortasında manastırı ziyaret etmiş Sarkis Amadyan şöyle yazıyor: “Orada iki mevsim vardı. Kara kış ve yumuşak bir bahar” [49].

Manastır kompleksi yontulmuş taşlardan inşa edilen yüksek ve güzel bir kubbeli kiliseden oluşmaktaydı. Bu kilisenin küçük bir çan kulesi, giriş bölümü, avlusu ve ziyaretçiler için öngörülmüş iki katlı, bir kaç odalı ve temiz bir misafirhanesi vardı [50]. Manastır sağlam ve yüksek bir duvarla çevrilmişti. Fakat bu duvar 1880’lerde yıkılma emareleri vermeye başlamıştı bile [51].

Manastırın geniş ekin arazileri (40 dönüm) ve otlakları vardı. Bununla birlikta, şehirden uzak oluşundan dolayı manastır sık sık Kürt çetelerin saldırısına uğruyor ve talan ediliyordu. Bu nedenle manastır bekçileri manastırı terk edip uzaklaşıyordu [53]. 1880’lerin ortasında bekçi Kemah ruhani önderliği vekili Papaz Vartan’ın kardeşi Haçadur Ağa idi [54]. 1901 itibariyle manastırın bakımı “manastır ve arazilerinin talana uğramaması için” bir Kürt aileye teslim edilmişti [55].

Şehirden uzak olduğu ve güvenli olmadığı için manastırın ziyaretçileri nispeten azdı. Sebuh dağındaki Büyük Lusavoriç ve Avak Manastırlarını ziyarete gelenler burayı da ziyaret etmeyi bir borç bilirlerdi [56].

1) Gayipos’taki (Gabos) Surp Hagop Mıdzpına Vartabed Manastırı’nın kalıntıları.
2) Gayipos’taki (Gabos) manastırın alçak kabartmalarından.
(Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol,
Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005).

Şoğagat S. Asdvadzadzin

Şoğagat S. Asdvadzadzin Manastırı Yerzınga’dan batı istikametine doğru 10 km. Uzaklıkta, Sebuh dağının eteklerindeydi. Rivayete göre Havari Aziz Tadeus (I. yy.) tarafından tesis edilmiş, daha sonra Katolikos Büyük Nerses (IV yy.) ve 1680’lerde Tokatlı Avedik zamanında restore edilmiş [57].

Manastır külliyesi dört küçük kagir ve kemerli kiliseden, bodrumda bulunan bir misafirhaneden, üst katı ziyaretçilere, alt katı ise ahır vs. tahsis edilmiş iki katlı bir binadan oluşmuştu [58]. Manastır çevresinde alçak ve yıkık bir duvar vardı [59], bitişiğinde ise geniş bir bağ ve ağaçlık ve çiçek tarlası vardı [60].

Kürt köylerinden uzak olan Şoğagat S. Asdvadzadzin manastırı, çete saldırılarından nispeten uzaktı. Manastır yakınında bulunan Şokha Türk köyü sakinleri ile de eskiden gelen iyi komşuluk ilişkileri muhafaza edilmekteydi [61].

XIX yy. sonlarında manastır Yerzıngalı sivil bekçilere teslim edilmişti. Bunlar arasında Nışan Efendi Stepanyan ve oğlu Sarkis Efendi Stepanyan’ın adlarını biliyoruz [62].

Yumuşak iklimi, temiz havası, bol olmasa da seçkin suyu ve diğer özellikleri sayesinde, manastır Yerzıngalıların adak ziyaretleri ve yazlık geziler için tercih ettiği başlıca mekanlardan biriydi. Yerzıngalı bir kaç zengin Ermeninin yazlıkları da manastır yakınındaydı [63].

Çarçaranats (Dadasg) S. Lusavoriç (Küçük Lusavoriç Manastırı)

Çarçaranats S. Lusavoriç manastırı (Lusavoriç’in eziyetleri) Ermeni Soykırımı arifesinde Yerzınga’daki faal manastırlar arasında en büyüğü ve en eskisi idi. Yerzınga’dan güney-doğuya doğru yaklaşık 25 km. uzaklıkta, Mercan (Dujik) dağı eteklerindeydi. Manastır yakınlarından Mercan nehri akıyordu ve bu nedenle de manastır Mercan Manastırı olarak da bilinirdi [64].

Manastırın ana kilisesi sade ve güzel, mimari eski üslupla inşa edilmiş kagir bir bina olarak tasvir edilmekte. Kilise dışında, manastır külliyesinde “S. Lusavoriç Hapishanesi” adını taşıyan küçük bir şapel vardı [65]. Krikor Lusavoriç’in gümüş ve altın kaplı sağ eli kilisede muhafaza ediliyordu. Kilisede muhafaza edilen kutsal emanetler arasında Lusavoriç’in üzerinden işkence edildiği vakanüvis Agathangelos tarafından rivayet edilen dikenler de vardı. Manastırın, tam da bu işkence mekanı üzerinde yapıldığı rivayet edilirdi. Manastırda başka azizlere ait kalıntılar, kutsal emanetler, el yazması kitaplar vs. vardı. Kürt çetelerinden korumak için, bu emanetler özel bir sığınakta tutuluyor ve sadece törensel bayram günlerinde, özel ayinlerle dışarı çıkarılıp imanlılara gösterilirdi [66].

Manastırın ruhani himayesinde bulunan köyler Meğutsig, Ğaratuş, Akrak ve XIX yy. sonlarında artık bir Kürt köyüne dönüşmüş Cancigen idi. Manastır bu köylerden meyve vergisi alırdı (köylüler tarafından toprak mahsülü olarak manastırlara verilen vergi) [67].

Manastır kompleksinde keşişler için öngörülmüş lojmanlar, mutfak, yemekhane, kiler, ahır, ağıl, kovan vs. de vardı. Manastırın geniş ekim arazileri, çiçeklikleri, bahçeleri ve bağları vardı. Manastır duvarla çevriliydi. Duvarın kuzey tarafındaki iki köşenin üzerine Kürt çeteleri uzaktan görebilme ve saldırılarına hazır olmak amacıyla gözetleme yerleri yapılmıştı [68].

Manastırın sağlık veren havası ve buz gibi suyu, konumu yaz aylarındaki adak ziyaretleri için onu vazgeçilmez bir mekana dönüştürmüştü. Hatta bazı yerel Türk bürokrat ve ileri gelenler manastırı kendi aile yazlıkları olarak tercih ediyordu [69].

1870-95 yıllarında Çarçaranats S. Lusavoriç Manastırın başrahibi Papaz Ğevont Der-Boğosyan’dı. Aktif, akıllı ve bilgi bir kişiydi ve manastırın ekonomisini güzel bir seviyeye yükseltmişti. 1880’lerin ortalarında Çarçaranats S. Lusavoriç manastırı Yerzınga’daki geniş, verimli ve kendi kendine yeten bir ekonomiye sahip tek manastırıydı [70]. Papaz Ğevont ilişkilerini kullanıp manastıra ait taşınmazları yönetiyor ve bir yönetim kurulu oluşturmak yönünde cemaatten gelen baskılara dayanıyordu [71].

Çarçaranats S. Lusavoriç manastırının nispeten iyi durumu Hamidiye kırımları ile sona eriyor. Ekim 1895’de manastır Kürt çetelerinin saldırısına uğruyor. Direniş gösteren Papaz Ğevont katlediliyor, manastır ise talana uğruyor [72].

Manastır ileriki yıllarda Papaz Ğevont’un geniş ailesi tarafından yönetilmeye devam ediyor. Fakat aile sadece manastıra ait arazilerin bir kısmını ekebiliyor [73].

Diraşen S. Nerses

Diraşen S. Nerses Manastırı şehirden yaklaşık 10 km. güneye doğru, Munzur dağının eteğinde, bir yamaçtaydı [74]. Rivayete göre, S. Nerses manastırı Kral II. Diran (338-350) zamanında tesis edilmiş. Bu nedenle de Diraşen veya Diranaşen (Diran tarafından inşa edilen) ismini almış [75].  Manastır 1275 tarihinde Aziz Nerses’in naaşının bir rüyet sayesinde bulunmasından ve manastıra getirilip buraya gömülmesinden sonra ise S. Nerses adını almış [76].

Diraşen Yerzınga’daki en büyük ve en ünlü manastırlardan biriydi [77]. Manastır kompleksi koyu, yontma taşlarla inşa edilmiş büyük ve küçük kubbe, avlu veya dış kilise ve nispeten küçük, fakat gayet şık bir görünüme sahip kiliseden oluşmuştu. Kilise girişinin sağ tarafında kilise araç-gereçlerinin ve kıyafetlerin saklandığı özel bir oda vardı. Kilisenin altında bir bodrum vardı ve değerli emanetler ve antika eşyalar orada muhafaza ediliyordu. Kilise duvarlarında yağlı boya ikonalar vardı. Mihrabın tam ortasına yerleştirilmiş Aziz Nerses’in büyük tablosu bunlar arasında en ünlüsüydü [78].

Mabedin güneyinde bir kapı vardı. Aziz Nerses’in kabrine bu kapıdan girilirdi. Karanlık ve küçük bu odanın bir duvarına Aziz Nerses’in kemikleri gömülmüştü. Mezar taşında Aziz Nerses’in naaşının nasıl bulunduğunu anlatan bir kitabe vardı [79].

Dini motifler, güzel kabartmalar ve zor okunabilen hat yazılarıyla kaplı ahşap kapı manastırın en göze çarpan emanetlerinden biriydi [80].

Manastır kompleksinde misafirhane, ziyaretçiler için lojmanlar, ahır ve ağıl da vardı. Manastır yüksek duvarla çevrilmişti [81]. 1880’lerin ortalarında manastıra ait 36 tarla, 8 koyun, 7 keçi, 5 inek ve 3 buzağı vardı [82]. Manastırın bitişiğinde dut, söğüt ve kavak ağaçlarıya çevrili bir çayır, bostan, bahçe ve geniş bir meyve bahçesi vardı.

Yerzınga’ya yakın bir manastır olmasından dolayı S. Nerses ruhani önderlik yetkililerinin ve Ermeni toplumunun himayesini daha çok hissediyor, bir çok ziyaretçisi oluyordu [83]. 1880’lerde manastırda yatılı bir okul da vardı.

Yerzınga’daki diğer manastırlar gibi S. Nerses de bekçiler tarafından yönetiliyordu. 1880’lerde manastırın bekçisi Dercan’da doğan Papaz Vartan’dı. O, Kut adlı bir Türk toprak sahibinin baskılarına dayanamayıp, doğum yerini bırakmış ve manastıra yerleşmişti [84].

Pıtariç S. Nigoğos (S. Nigoğayos)

S. Nigoğos (S. Nigoğayos) manastırı Yerzınga’dan kuzey-doğuya doğru, yaklaşık 25 km. Uzaklıktaydı, Keşiş ve Sarı kaya dağları eteğinde, Pıtariç köyü yakınında [85].

Soykırım öncesinde manastır ayakta olan bir kubbeli kiliseden, geniş bir avludan, misafirhaneden, ziyaretçileriçin öngörülmüş odalardan ve ahır, ağıl, kiler vb. Binalardan oluşmaktaydı ve yüksek ve sağlam bir duvarla çevriliydi [86].

1880’lerde Meğutsig köyünden Papaz Kapriel Der-Marukyan manastırın bekçisi idi ve manastıra ait arazileri, tarlaları, koruyu ve büyük bağı yönetiyordu [87].

1) Pıtaric’teki Surp Nigoğos (Surp Nigoğayos) Manastırı’nın planı. A) Kilise ; B) Papaz odası ; C) Surp Nigoğos Kilisesi ; D) Şapel ; E) Şapel.
2) Surp Nigoğos (Surp Nigoğayos) Manastırı’nın kalıntıları.
(Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol,
Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005).

1900’lerde Pıtariçli Apraham ağa S. Nigoğos’un bekçisi olarak kayıt altına alınmış. “Cesur bir kişi idi ve manastırı Türk ve Kürtlerin saldırılarından korumak için nice zorluklarla mücadele etmekteydi” diye yazılmış kaynaklarda [88].

Pıtariç, Karakilise, Ağcekent, Khıntzoreg ve Şıkhli S. Nigoğayos’un ruhani önderlik sınırları içinde sayılırdı [89].

Yüksek konuma ve muhteşem manzaraya sahip manastır çevre köylerin sakinleri açısından sevilen bir adak yeri ve yazlıktı. “Çayırlarda, geniş dalları ile gölge yapan dut ağaçlarının altında adak için ziyarete gelenler serdikleri kilim ve yataklar üzerinde uzanmışlar. Bazıları dut ağaçlarını sallıyor, bazıları da üzerine çıkmış dallarını sallıyorlar, diğerleri -daha çok kadınlar, oğlanlar ve kızlar- yere düşen dutları hemencecik toplama gayretinde, bazıları -erkekler- serin yeşillikler üzerine rakı gereçlerini ve onların yanına da kuzu çevirmeyi koymuş, rakı içiyor. Bazıları tavla, bazıları satranç oynuyor, diğerleri ava çıkmış, silahlarının sesini duyulur kılıyor arada”, yazıyor manastırı ziyaretinden bir betimlemede [90].

Yergan S. Kevork

S. Kevork manastırı Yerzınga’dan 20 km. güney-doğu istikametinde, Yergan ve Gölnıtsik köylerine yakın, Dujik (Mercan) dağlarının bir eteğinde bulunuyordu [91].

Manastır kompleksi bitişik iki kiliseden oluşmuştu. Mütevazı, karanlık ve nemli olarak tanımlanan S. Kevork [92] ve küçük, kagir ve sağlam S. Asdvadzadzin. İki kilisede fakir ve bakımsızdı [93].

Manastırda manastır bekçisi ve adak için gelen ziyaretçiler için 15-20 kadar oda, ziraai binalar (ahır vs.) vardı ve bir duvarla çevriliydi [94]. Manastır bahçesinde ayazma vardı. İmanlılar kutsal saydıkları bu su ile yakanıp, şifa bulmak için içiyorlardı. 50 dönüm kadar ekilebilecek arazi ve büyük bir meyve bahçesi de manastıra aitti [95].

Manastırın yönetimini Yerzıngalı bakırcılar üstlenmişti. Kendi aralarında topladıkları para ile manastırın ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Onlar manastırın daimi ziyaretçileri olmuşlardı [96].

Yergan’daki Surp Kevork Manastırı’nın planı : A) Surp Kevork Kilisesi ; B) Surp Asdvadzadzin Kilisesi ; B2) Papaz odası ; C) Odalar ; D) bilinmiyor ; E) EK yapı ; F) Piskoposluk makamı.
(Kaynak: Jean-Michel Thierry de Crussol, Monuments arméniens de Haute-Arménie, CNRS Editions, Paris, 2005).

S. Giragos

S. Giragos [97] manastırı Munzur dağlarının eteklerindeydi, Yerzınga’dan güney-doğuya doğru yaklaşık 1 saat (8 km.) uzaklıkta, Kürtlerin yaşadığı Kırtkeğ köyü yakınlarında [98]. Manastır yüksek ve muhteşem bir konumdaydı ve Yerzınga yaylasına bakan güzel bir manzarası vardı. Manastır büyüleyici görünümüyle her yerden görünebiliyordu [99].

Soykırım arefesinde manastır kompleksi kilise, bitişiğinde bulunan 8-10 ufak odaya ve iki ayvana sahip ve adak için gelen ziyaretçiler için öngörülen konuttan ibaretti [100]. Minyatürlü bir kaç elyazması ve Aziz Giragos’un naaşından bir parça bu manastırda muhafaza edilmekteydi [101].

Manastır bir duvarla çevrili değildi, bağı ve bahçesi ve ekin arazisi yoktu. Manastır bekçileri daha ziyade hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Manastır vadisinin diğer tarafında S. Yeğya adındaki yeşil dağ vardı ve manastır sürüsü burada otlardı. Vadide soğuk, temiz ve bol su ile ünlü bir ayazma vardı [102].

Manastırın karşısında bulunan dağın eteğinde Madurig (Şapelcik) adında bir mağara vardı. Rivayete göre, Aziz Giragos bu mağarada inzivaya çekilmişri [103].

Konumu, havası ve suyunun güzelliği, aynı zamanda şehre olan yakınlığı nedeniyle yaz aylarında, özellikle Vartavar’da, adak ve hava değişimi için gelenlerde bir yoğunluk gözlenirdi. Manastırın temel geliri de bu ziyaretçilerden oluşurdu [104].

Manastırın yönetimi Yerzınga boyacı esnafına teslim edilmişti [105].

Miavor S. Garabed

Miavor S. Garabed manastırı Yerzınga’dan kuzey-batıya doğru, 2-3 saat (yaklaşık 12 km.) uzaklıkta, Supınkor (Surp Krikor) sıradağlarının zirvelerinden Ağdağı’nın eteklerindeydi [106]. Manastır yapıları eski ve viran olarak betimlenmekte. Manastırın merkez kilisesi yüksek e geniş olmasına karşın, yıkıktı. Manastırı çevreleyen duvarın ise sağlam olduğu kaynaklarda belirtilmiş. 1880’ler itibariyle manastır taşınmazlarının bir çoğunu kaybetmişti ve “fakir”di. 12 dönüm kadar kurak toprağa ve bitişiğinde ise hemen hemen özen gösterilmeyen bir meyveliğe sahipti [107].

Bununla beraber manastır, Yerzınga ovasına açılan manzarası, havası ve suyu sayesinde yazları şehirden ve çevre köylerden yoğun sayıda ziyaretçiler ağırlıyordu [108].

Manastırın bekçiliğini nesilden nesile komşu Ermeni köyü Garmıri’den Torosyan adlı bir aile yapıyordu [109].

S. Boğos-Bedros (Çakhırman Manastırı)

S. Boğos-Bedros veya Çakhırman (Kötülükleri kovan) manastırı Yerzınga’dan yaklaşık 2 saat (10-12 km.) kuzey-doğuya doğru, Keşiş dağının eteklerindeydi. Sağlıklı bir havası, lezzetli ve soğuk suyu ve güzel bir konumu vardı [110].

Manastır kilisesi kagir ve küçüktü, etrafında odalar ve bazı binalar vardı [111].

XIX yy. başlarında manastır İstanbul’da yaşayan Dadyan ailesinin himayesindeydi. Aile manastırı restore etmiş ve bir süre durumunu takip etmiştir [112].

1870’lerde manastır hemen hemen terkedilmişti ve manastırı ahıra çevirmiş olan bir Türk bekçi tarafından yönetiliyordu. 1880’lerin başında Episkopos Hımayag Timaksyan manastır bekçiliğini bir Ermeniye verir. Timaksyan, Pızvan köyü sakinlerinden manastır için bir de mütevelli heyeti tesis eder. Manastırın, komşu Türk ve Kürt köylerindeki kişiler tarafından el konulan bir kısım taşınmazları geri kazanmayı da başarır (manastırın bir bağı ve yaklaşık 50 dönüm ekilir arazisi vardı) [113].

  • [1] A. H. Safrasdyan, İstanbul Ermeni Patrikliği tarafından Türkiye Adalet ve Mezhepler Bakanlığına sunulan kilise ve manastırlar listesi ve takrirler (1912-1913) («Կոստանդնուպոլսի Հայոց պատրիարքարանի կողմից Թուրքիայի արդարադատութեան և դաւանանքների մինիստրութեան ներկայացուած եկեղեցիների և վանքերի ցուցակներն ու թաքրիրները (1912-1913 թթ.)»), Eçmiadzin, 1965, I, Ocak, s. 45-47։ Bu listeye göre kilise ve manastırların ayrı ayrı hesaplamaları Fransız Ermeni tarihçi Raymond H. Kévorkian tarafından yapıldı (bknz. Raymond H. Kévorkian, Paul B. Paboudjian, Les Arméniens dans l'Empire Ottoman à la veille du Génocide, ARHIS, Paris, 1992,  s. 59, 453-455).
  • [2] Episkopos Dırtad Balyan, Ermeni Manastırları (Հայ վանորայք), Eçmiadzin, 2008, s. 168-180.
  • [3] H. Vorgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları (Բարձր Հայքի վանքերը), Viyana, Mkhitarist Matbaası, 1951, s. 53-113.
  • [4] Püzantiyon, İstanbul, 20 Aralık 1897 (1 Ocak 1898), №351; Giragos S. Ğazancıyan, “Karma Seyahat Mektupları”(Խառն նամակներ ուղեւորութեան), İstanbul, Sarıyan Matbaası, 1887, s. 22-26. Yerzınga Ruhani Önderlik’ine ait 1878 tarihli listesde de bu manastırlar faal olarak gösterilmiş (Yerevan Çarents Edebiyat ve Sanat Müzesi Arşivi, T. Azadyan Arşivi, 3. Kısım, 42. Dosya, 7 sayfa). Yerzınga Ruhani Önderliğinde bazıları yıkık ve yarı harab halde olan dokuz manastır hakkında Sarkis Amadyan’ın da bir tanıklığı mevcut (Arevelyan Mamul, İzmir, Şubat 1887, s. 49). Yerzınga Ruhani Önderliğine ait manastırların bir listesi için bknz: 1904 S. Pırgiç Hastanesi Salnamesi, İstanbul, 1904, s. 369. Bu listede yanlışlar olduğunu belirtmemiz gerekir. Özellikle S. Boğos-Bedros manastırı yazılmamış, fakat Til’de bulunan, yıkık ve faal olmayan S. Hayrabed manastırı listeye dahil edilmiş.
  • [5] K. Sürmenyan, Yerzınga, Kahire, Sahag-Mesrop Matbaası, 1947, s. 86.
  • [6] Arevelyan Mamul, Şubat 1887, s. 49-50.
  • [7] Sürmenyan, Yerzınga, s. 102. Yazar, şifayı banyo sırasında hastanın kan dolaşımının hızlanmasına bağlamakta.
  • [8] Arkam, Yerzınga S. Lusavoriç Manastırı ve Ruhani Önderliği, Arevelyan Mamul, 15 Aralık 1899, No: 24, s. 1046.
  • [9] Sürmenyan, Yerzınga, s. 91, 99.
  • [10] Ğazancıyan, Karma Seyahat Mektupları, s. 24.
  • [11] Antlaşmanın tam metni için bknz. Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 54-55.
  • [12] Arevelyan Mamul, Şubat 1887, s. 50-51.
  • [13] Sürmenyan, Yerzınga, s. 102.
  • [14] a.e., s. 104.
  • [15] Arevelyan Mamul, Şubat 1887, s. 51.
  • [16] Sürmenyan, Yerzınga, s. 104. 
  • [17] Türkiye’deki Ermeni Kilisesi («Հայաստանեայց եկեղեցին Տաճկաստանում», Ararat, Şubat 1896, s. 88. 
  • [18] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 3; Balyan, Ermeni Manastırları, s. 181.
  • [19] a.e. 
  • [20] Sürmenyan, Yerzınga, s. 86-88.
  • [21] a.e., s. 88; Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları («Սեպուհ լեռան սրբավայրերը»), s. 364.
  • [22] Sürmenyan, Yerzınga, s. 88.
  • [23] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 182.
  • [24] Sürmenyan, Yerzınga, s. 86. Bir başka rivayete göre, Teğtap taşını Papa Sylvester Krikor Lusavoriç’e hediye etmişti. (Balyan, Ermeni Manastırları,s. 182).
  • [25] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 181.
  • [26] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, Ararat, 1901, No: VII ve VIII, s. 364.
  • [27] Episkopos Yervant (Perdahcıyan), Taranağk Bölgesi (Memleket Anıları) («Դարանաղեաց գաւառը (Հայրենի Յուշերէ)»), Sion, I yıl, Temmuz-Ağustos 1927, No: 7-8, s. 213.
  • [28] a.e.
  • [29] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, s. 364; Episkopos Yervant (Perdahcıyan), Taranağk Bölgesi, s. 213.
  • [30] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 185.
  • [31] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, s. 363. Kilisenin ayrıntılı mimari bir betimlemesi için bknz. Jean Michel Thierry, Sebuh Dağındaki Eserler (Arkeolojik araştırma) («Սեպուհ լեռան յուշարձանները (հնագիտական ուսումնասիրութիւն)»), Eçmiadzin, 1989, XLVI (IV-VI). s. 80-81.
  • [32] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 33-34.
  • [33] Jean Michel Thierry, Sebuh Dağındaki Eserler, s. 81.
  • [34] Sürmenyan, Yerzınga, s. 88.
  • [35] Episkopos Yervant (Perdahcıyan), Taranağk Bölgesi, s. 213.
  • [36] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 34.
  • [37] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 185.
  • [38] Sürmenyan, Yerzınga, s. 91.
  • [39] Episkopos Yervant (Perdahcıyan), Taranağk Bölgesi, s. 213.
  • [40] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, s. 364.
  • [41] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 31.
  • [42] Soykırım öncesinde Tortan’da 46 hane ve 430 Ermeni vardı (Kévorkian, Paboudjian, Les Arméniens,  s. 456):
  • [43] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, s. 362. Episkopos Yervant Perdahcıyan’a göre, Arisdages, Nerses, Sahag Bartev ve Keşiş Karnig’in naaşları da buradaydı. Fakat yazar tarihi kaynaklara göre sadece Krikor Lusavoriç, Vrtanes ve Husig’in Tortan’da, Arisdages ve Nerses’in ise Til’de bulunan ve yıkıntı halde olan Çuğdag Hayrabed manastırında gömülmüş. Sahag Bartev’in mezarı ise Daron’un Aşdişad, Krikoris’in mezarı Amaras S. Krikoris, Khat’ın Kiğı Hankısdun köyü kilisesinde (Khat hakkında bknz. Huşamadyan sitesi “Kiğı Manastırları ve Kiliseleri” makalesi, Episkopos Yervant Perdahcıyan “Taranağk Bölgesi, s. 212).
  • [44] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 186.
  • [45] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, s. 362.
  • [46] a.e. 
  • [47] a.e. 
  • [48] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 69-70.
  • [49] Arevelyan Mamul, Mart 1888, s. 98.
  • [50] Sürmenyan, Yerzınga, s. 97.
  • [51] Arevelyan Mamul, Mart 1888, s. 99.
  • [52] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 177.
  • [53] Sürmenyan, Yerzınga, s. 98.
  • [54] Arevelyan Mamul, Mart 1888, s. 100.
  • [55] Rahip Taniel Hagopyants, Sebuh Dağı Kutsal Mekanları, s. 364. 
  • [56] Arevelyan Mamul, Mart 1888, s. 100; Sürmenyan, Yerzınga, s. 98.
  • [57] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 173; Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 99.
  • [58] Sürmenyan, Yerzınga, s. 96.
  • [59] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 173:
  • [60] Ğazancıyan, Karma Mektupları, s. 24.
  • [61] Sürmenyan, Yerzınga, s. 97.
  • [62] Arevelyan Mamul, Eylül 1889, s. 175.
  • [63] Sürmenyan, Yerzınga, s. 97.
  • [64] Sürmenyan, Yerzınga, s. 94-95; Arevelyan Mamul, Ağustos 1887, s. 380-381.
  • [65] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 171.
  • [66] Sürmenyan, Yerzınga, s. 95.
  • [67] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 102.
  • [68] Նոյն; Balyan, Ermeni Manastırları, s. 171.
  • [69] Ğazancıyan, Karma Mektupları, s. 25.
  • [70] Arevelyan Mamul, Ağustos 1887, s. 383.
  • [71] Arkam, Yerzınga S. Lusavoriç Manastırı ve Ruhani Önderlik Bölgesi («Երզնկայի Ս. Լուսաւորիչ վանքն եւ իր թեմերը»), s. 1047.
  • [72] Sürmenyan, Yerzınga, s. 95.
  • [73] Arkam, Yerzınga S. Lusavoriç Manastırı ve Ruhani Önderlik Bölgesi, s. 1047.
  • [74] Sürmenyan, Yerzınga, s. 92.
  • [75] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 49.
  • [76] a.e., s. 50.
  • [77] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 174.
  • [78] Sürmenyan, Yerzınga, s. 92.
  • [79] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 50.
  • [80] a.e., s. 51.
  • [81] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 106.
  • [82] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 51, 54.
  • [83] Sürmenyan, Yerzınga, s. 93.
  • [84] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s.  53.
  • [85] Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 96.
  • [86] Sürmenyan, Yerzınga, s. 99.
  • [87] Ğazancıyan, Karma Mektupları, s. 22; Arevelyan Mamul, Ağustos 1887, s. 380; Balyan, Ermeni Manastırları, s. 170.
  • [88] Sürmenyan, Yerzınga, s. 100.
  • [89] Arevelyan Mamul, Ağustos 1887, s. 380:
  • [90] Arşavir, Manastırlar Hakkında. S. Nigoğos Manastırı («Մենաստաններու շուրջը. Ս. Նիկողոս վանք»), Masis, İstanbul, 5 Ağustos 1906, No: 21, s. 334.
  • [91] Ğazancıyan, Karma Mektupları, s. 25; Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 56.
  • [92] K. Sürmenyan buraya şapel der (Sürmenyan, Yerzınga, s. 91).
  • [93] Arevelyan Mamul, Eylül 1887, s. 437-438.
  • [94] Sürmenyan, Yerzınga, s. 91.
  • [95] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 180:
  • [96] Sürmenyan, Yerzınga, s. 91; Arevelyan Mamul, Eylül 1887, s. 438.
  • [97] Manastırın tam adı Aziz Giragos ve Annesi Aziz Yuğida. Dolayısıyla S. Giragos-Yuğida olarak da geçer. (Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s.  82).
  • [98] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 168; Sürmenyan, Yerzınga, s. 93; Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s.  82-83.
  • [99] Sürmenyan, Yerzınga, s. 93.
  • [100] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s.  56; Sürmenyan, Yerzınga, s. 94.
  • [101] Sürmenyan, Yerzınga, s. 94.
  • [102] a.y. 
  • [103] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 168.
  • [104] Sürmenyan, Yerzınga, s. 94.
  • [105] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 57; Ğazancıyan, Karma Mektupları, s. 24.
  • [106] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 52; Balyan, Ermeni Manastırları, s. 172.
  • [107] Arevelyan Mamul, Şubat 1888, s. 52; Balyan, Ermeni Manastırları, s. 173.
  • [108] Sürmenyan, Yerzınga, s. 94.
  • [109] a.e., s. 98.
  • [110] Balyan, Ermeni Manastırları, s. 170; Vosgyan, Yüksek Ermenistan Manastırları, s. 100.
  • [111] Sürmenyan, Yerzınga, s. 99.
  • [112] Ğazancıyan, Karma Mektupları, s. 22-23.
  • [113] Arevelyan Mamul, Şubat 1887, s. 53; Balyan, Ermeni Manastırları, s. 170.