Selanik, 1913. Soldan sağa Vartuhi Kalfayan, Yermone Ğazaryan, oturan Diruhi Ğazaryan (bekârlık soyadı Gülbenkyan), Veron Avedikyan (bekârlık soyadı Ğazaryan), Suren Avedikyan, Zakarya Avedikyan, Garabed Ğazaryan (oturan), Nıvart Ğazaryan, Ğazaros Ğazaryan.

Kalfayan Arşivi - Selanik

Çeviren: Arlet İncidüzen, 24/07/23 (Güncelleme 24/07/23).

Bu sayfada Kalfayan ailesinin yanı sıra ailenin yanında bulunan çok sayıdaki fotoğraf ve nesnenin hikâyesi aktarılmaktadır. Aile hikâyesini iki kısma ayırmak mümkündür: Talas’ta yaşamış olan Kalfayanlar ile başlarda Talas’ta yaşamış lakin daha sonra Tokat’a taşınmış olan Ğazaryanlar. Bu iki kol da bulundukları şehirlerde saygın birer aileydiler. Ğazaryanlardan Garabed, 19. yüzyıl sonlarında, şehir hâlâ Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıyken Selanik’e yerleşmiştir.

1915 Soykırımı’nın her iki aileye de ölümcül bir darbe vurur ve çok azı hayatta kalır. Hayatta kalanlar için 1920’lerde Yunanistan’ın Selanik şehrinde yeni bir hayat filizlenir. Kalfayan ve Ğazaryan aileleri evlilik bağıyla birleşir ve hayat yeni heyecanlar ve başarılarla devam eder.

Bu sayfada aktarılan sözlü tarih konuları ve hatıra nesnelerinin bir kısmı 13 ve 14 Kasım 2021 tarihinde Selanik’te düzenlenen Huşamadyan (Atina’dan “Armenika” dergisi işbirliğiyle) atölyesinde temin edildi. Daha sonra Huşamadyan ekibi, aile üyelerinden Arsen Kalfayan ve Diruhi Galileas’la (bekârlık soyadı Kalfayan) uzaktan görüşmeler gerçekleştirdi. Fotoğrafların derlenmesi çalışmasına getirdiği katkı için Nıvart Galileas’a teşekkürlerimizi sunarız.

Kalfayan Kolu

Kökenleri Talas şehridir. Bilinen en eski ataları Avedis Kalfa/Kalfayan 1820’lerde doğmuştur. Aile mesleği renkli baskı kalıpları hazırlamak ve bunları kumaş üzerine uygulamaktı. Avedis aynı zaman resim de yapıyordu. İleride kendisi usta bir mimar olmuş, özellikle evlerin ve sarayların süslenmesindeki becerisiyle öne çıkmıştır. Onun süslemeleri İstanbul’daki Çırağan ve Beylerbeyi Saraylarında yer bulmuştur. Kayseri bölgesindeki Germir köyünde bulunan, kubbesiyle ünlü Surp Isdepannos Kilisesi Avedis Kalfa’nın eseridir. Tarsus’taki Surp Boğos Ermeni Kilisesi de yine onun eseridir. 1867’de Ermeni kilisesini inşa etmesi için Adana’ya davet edilmiştir. O dönemde mimarlığa henüz yeni başlamış olan Dürger Sahak Usta’yı (Alboyacıyan’a göre) yanında götürmüştür. Lakin aynı yıl Avedis vefat eder ve Adana’daki kilisenin inşasını Dürger Sahak sürdürür. [1]

Avedis Kalfa’nın çocukları şöyledir: Peprone, Madteos (d. 1870), Arsen (d. 1859), Harutyun, Rupen, Helen ve Serovpe.

Madteos Kalfayan, Talas’ın diplomasız avukatlarındandır. Harutyun, küçük yaşta İstanbul’a, ortaöğretimini tamamlamaya gönderilir ve ardından Osmanlı devlet üniversitesinde [Mektebi Hukuki Şahane] hukuk eğitimi alır. Arsen de aynı şekilde hukuk okur ve diğer kardeşleri gibi avukat olur. Arsen ve Harutyun, Sultan Albülhamid’in hükümdarlık döneminde devrimci faaliyetleri nedeniyle mimlenirler. Arsen Hınçakyan Fırkasını kuruluşunda rol alır ve devrimcilik suçlamasıyla Ankara mahkemesi tarafından 7 yıl hapis cezasına çarptırılır. Önce İstanbul’daki merkezi hapishaneye gönderilir, burada birkaç ay kaldıktan sonra Rodos Adası’na sürgün edilir. Avedis burada iki yıl kalır, ardından Patrik Madteos İzmirliyan ile Büyük Britanya elçisini başvurusu üzerine beraat eder ve kardeşi Harutyun’un yaşadığı İstanbul’a döner. Arsen daha sonra Taşnaklar’a katılır. Harutyun Taşnakların ilk nesil aktivistlerindendir. Mahlası Vahram’dır. 1896’da, Taşnakların düzenlediği Osmanlı Bankası saldırısı ve işgali gerçekleştiğinde, Sultan Abdülhamid’in yetkilileri hemen İstanbul’da kapsamlı katliamlara ve tutuklamalara başlarlar. Bu sırada İstanbul’a yerleşmiş olsan Arsen Kalfayan da tutuklanır ve Talas’a gönderilir. Bu arada Harutyun Bulgaristan’a kaçar, oradan da önce Mısır’a, ardından İsviçre’ye geçer.

Arsen bu defa diğer kardeşi Madteos’la birlikte Talas’ta avukatlık yapmayı sürdürür. Arsen Talas’taki Ermenilerin siyasi meclisine üyedir. Harutyun 1908’de, Jön Türk devriminden sonra İstanbul’a döner. 1912-1915 arasında İstanbul’da, Makri Köy [Bakırköy] Aya Stefano [Yeşilköy] mahallelerinin muhtarlığını yapmıştır.

Avedis Kalfa’nın yedi çocuğundan Madteos Vehanuş’la evlenir; Rupen (d. 1902) ve Serop (d. 1906) isimlerinde iki oğlu ve Mayreni (d. 1902), Zaruhi, Araksi, Peprone ve Anahid (d. 1910) isimlerinde beş kızı olur. Mayreni ve Rupen ikizdir. Krikor isminde bir başka oğlu çocuk yaşta ölür. Avedis Kalfa’nın oğullarından Arsen Kalfayan Makruhi Gülbenkyan’la (baba adı Kaspar) evlenir ve altı çocuğu olur: Rupen, Akabi, Avedis (1900-1977), Suren, Misak (d. 1909) ve Verjin (1892-1944). Harutyun da evlenir (karısını adı bilinmiyor) ve Avedis ismini verdiği bir oğlu olur. Serovpe’nin çocuklarının isimleri Avedis ve Yepraksi’dir. Helen’in ise Hayguhi, İsguhi, Apel ve Dikran isimlerinde dört çocuğu olur.

Ermeni Soykırımı sırasında İstanbul’da yaşamakta olan Harutyun 24 Nisan 1915’te tutuklanan Ermeni aydınlarının arasındadır. Ayaş’a sürülen grubun içindedir ve bu şehirde katledilir. Sözlü aile tarihine göre onun katledilişiyle ilgili başka bir hikâye daha bulunmaktadır. Buna göre Harutyun Ayaş’a varamamış, İstanbul’da kendi evinin avlusunda Türk kolluk kuvvetleri tarafından öldürülmüştür. Haziran 1915’te bu defa Talas’taki Ermeni ileri gelenleri tutuklanmaya başlar. Osmanlı otoriteleri tarafından 22 Ermeni tutuklanır, Madteos ve Arsen Kalfayan kardeşler de bunların arasındadır. Yaklaşık bir ay Talas’taki hapishanede tutulurlar ve burada türlü işkencelere maruz olurlar. Sonra bu grup Halep hapishanesine gönderilir ve burada da 25 gün kalır.  Arsen ve bir grup Ermeni zincirli şekilde tahminen Urfa yönüne götürülüp yolda bir yerde katledilirler. Madteos’un ölüm şekli pek net şekilde bilinmemektedir. Soykırım yıllarında tahminen tifüs nedeniyle öldüğü bilinmektedir.

Kalfayan ailesinin geriye kalan üyeleri Soykırım’ın bütün vahşetini yaşarlar. Madteos’un ailesi (karısı Vehanuş ve çocukları) aynı şekilde tehcir edilip Halep’e varırlar. Kızları Anahid (1910-1941) o sırada küçük bir çocuktur. Halepli bir aile onu evlat edinerek yanına alır. Bu aile daha sonra Lübnan’a ve adından da Marsilya’ya yerleşir. Anahid Marsilya’da Kuyumcuyan ailesinden biriyle evlenir ve dört çocuğu olur: Vehanuş/Rose (1929-2006), Monica (d. 1931), Alis (1933-2010) ve Raymond (1940-2017)).  Kalfayanların bir diğer kızları Araksi o yıllarda Halep’te vefat eder. Arsen’in ailesi (karısı Makruhi ve çocukları) da tehcir edilip büyük zorluklarla Halep’e ulaşır. Fakat burada uzun süre kalamazlar ve tehcir edilmiş Ermenilerin açlık ve salgınlarla mücadele ettiği Havran’a sürülürler. Buradan çıkabilme ve şartların nispeten daha iyi olduğu Şam’a ulaşma şansını bulurlar. Avedis Kalfayan’ın (Arsen ile Makruhi’nin oğlu) hayat hikâyesinde Soykırım yıllarında Halep’te kalan Vehanuş Kalfayan ve çocuklarının gizlice Şam’a gelip savaş sonuna kadar burada kaldıkları yazmaktadır.

1918 Ateşkesi’nden sonra, Madteos’un oğulları Rupen ve Serop Tarsus’ta (Kilikya) faaliyet gösteren Amerikan kolejine gönderilirler. Madteos’un karısı Vehanuş ve kalan üç kızı, Mayreni, Zaruhi ve Peprone ise Talas’a dönmeye karar verirler. Memleketine geri dönen Ermeni göçmenlerdendirler. Bu yolculuğa dair bölük pörçük bilgiler korunmuştur. Şöyle ki yol üzerindeki bir köy veya şehirde Ermeni kilisesine girip dua etmek isterler. Yörenin yerlisi Türkler kilisenin kapısını üzerlerinden kilitleyip kiliseyi ateşe verir. Vehanuş ve kızları bu şekilde katledilirler.

Kalfayan ailesinin sözlü tarihinde Garabed Kalfayan’a ait bir tanıklık muhafaza edilmiştir. Garabed 1962’de Halep ve Şam’ı ziyaret eder. 29 Mayıs Ermeni Bağımsızlık Günü kutlamalarına ana konuşmacı olarak davet edilmiştir. Yola çıkmadan önce babası Rupen Kalfayan ondan Halep’teki tren istasyonuna uğramasını ister ve şöyle der: “Oraya vardığında gözlerini sağ tarafa dik ve uzaklara bak, babam Madteos oralarda bir yerlerde gömülüdür.” Rupen ve Serop’un babalarını gömmek için toprağı kendi elleriyle kazdıkları anlatılmaktadır.

Görüldüğü üzere Kalfayan ailesinde hiç kimse Talas’a geri dönemez. Buradaki evlerinin ve mülklerinin akıbeti belirsizdir.

Rupen ve Serop, Tarsus kolejinde okuduktan sonra, 1922’de Yunanistan’a gelirler. Bu ülke kendilerine bütünüyle yabancıdır, tanıdıkları veya akrabaları yoktur. Önce İskeçe’ye [Ksanti] yerleşirler. İkisi de İngilizce bilmektedir. Öyle ki Rupen, American Grand Tobacco başta olmak üzere İskeçe’deki tütün fabrikalarında tercüman olarak çalışmaya başlar. Rupen aynı zamanda 192-1926 yılları arasında şehirdeki Ermeni okulunda Ermeni öğretmenliği de yapar. Bu sırada Serop da İskeçe’de bir taksi şoförünün yanında çalışmaktadır.

Aslen Talaslı ve Tokatlı olan Ğazaryan ailesi Selanik’te yaşamaktadır. Rupen, Kalfayanların Ğazaryanlarla akrabalık veya dünürlük bağı olduğunu duymuştur. Bu şekilde onlarla bağlantı kurar. Garabed Ğazaryan çocukların İskeçe’de olduklarını öğrenince onları Selanik’e davet eder.

Böylece Rupen ve Serop Kalfayan kardeşlerin Ğazaryan ailesiyle ilk karşılaşması Selanik’te olur. Rupen ileride Garabed ve Diruhi’nin kızı Nıvart Ğazaryan’la evlenecektir. Serop, Alis Boğdacıyan’la ile evlenir ve üç çocuğu olur: Madteos (1944), Vehanuş (1946) ve Zabel (1954). Madteos, Nancy Bedjian [Nensi Bıciyan?] ile evlenir ve iki çocuğu olur: George ve Lisa. Vehanuş, Nurhan Bilaciyan’la evlenir ve iki çocuğu olur: Dikran ve Nektar. Zabel, Micheal Nini ile evlenir ve iki çocuğu olur: Kostis ve Alis.

Selanik, 1933-1934 öğretim yılı. “Güllabi Gülbenkyan” Okulu dikiş derslerine katılmış öğrencilerin okul avlusunda çekilmiş bir fotoğrafı.
Selanik, “Güllabi Gülbenkyan” Okulu, 1927. Arka sırada ayakta duranlar arasında okulun yönetim kurulu üyesi Garabed Ğazaryan da bulunmaktadır.
Selanik’teki Surp Asdvadzadzin Kilisesinin avlusunda, 1918, Ermeni çocuk korosu. Kemancının solundan ikinci Yermone Ğazaryan, dördüncü ise Nıvart Ğazaryan.
Selanik Ermeni okulu öğrencileri. Bu okul “Güllabi Gülbenkyan” Okulu kurulmadan önce faaliyet göstermiştir. Ayaktakiler, ikinci sıra, soldan ikinci Yermone Ğazaryan. Ayaktakiler üçüncü sıra, sol baştaki Nıvart Ğazaryan.
Selanik, “Güllabi Gülbenkyan” Okulu, 1927. Arka sırda ayaktakiler, soldan sağa: Ğazaros Ğazaryan, Yermone Ğazaryan, Verjin Ğazaryan, Garabed Ğazaryan, Mari Gülbenkyan, kimliği bilinmeyen bir kadın, Nerses Gülbenkyan, Nıvart Ğazaryan. Mari Gülbenkyan okula adı verilen Güllabi Gülbenkyan’ın dul eşidir. Mari, Birleşik Devletler’den gelerek okulu ziyaret etmiştir.

Ğazaryan Kolu

Garabed Ğazaryan (1865-1931) Selanik’e yerleşmiş, bilinen bir tüccardı. Yunanistan genelinde afyon satma imtiyazına sahipti.

Garabed 1865’te, Talas’ta dünyaya gelmişti. Babası Toros daha çok Hacı Ğazaryan Efendi adıyla tanınan, varlıklı bir şahıstı. Garabed’in annesinin adı Elmonya’ydı. Garabed üç yaşındayken ailece taşınıp Tokat’a yerleşmişlerdi. Garabed genç yaşında bilinen bir tüccar olmuştur. O Hacı Ağa Ğazaryan adıyla da bilinirdi ve ithalatla uğraşan Gülbenkyan ticarethanesiyle çalışmaktaydı. Garabed, taşrada üretilen afyonun en büyük alıcısıydı, malları Tokat’ta topladıktan sonra İstanbul’a satıyordu. Garabed’in iki kız kardeşi vardı. Bunlardan Filor, ileride Garabed Şahbenderyan’la (1915’te öldürülür) evlenir. Dört çocuğu olur: Nerses (1890-1983), Vehanuş, Verjin, Badrig (d. 1912). Filor daha sonra Bükreş’e (Romanya) göç eder. Garabed’in diğer kız kardeşinin adı bilinmiyor ama onun bir Mıkhitaryan soyadlı biriyle evlenip Sivas’a yerleştiğini biliyoruz. Üç çocukları olmuştur: Satenig, Asdğig, Murat. Kocası soykırım sırasında öldürülür ve Asdğig Romanya’ya taşınır.

Garabed Ğazaryan’nın kartviziti, Selanik.
Garabed Ğazaryan’nın kartviziti, Selanik.

Toros Ğazaryan’ın Türk bir arkadaşının, 1886 veya 1888 senesinde imparatorluk sınırları içerisindeki Ermenilerin hayatlarının kısa süre içinde kötüleşeceği, zorbalıklar yaşanacağı ve oğlu Garabed’i ülkeden uzaklaştırması konusunda kendisini uyardığı anlatılmaktadır. Böylece Garabed Tokat’tan ayrılıp 1892 civarında, 1912 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına dahil olan Selanik’e varmıştır. Ğazaryan ailesinin Tokat’ta çok sayıda mülkü ve geniş tarlaları vardı. Garabed, ebeveynlerini de Selanik’e getirmek için her türlü çabayı gösterir lakin her seferinde memleketinin Tokat olduğunu söyleyen Toros bunu kabul etmez. Soykırım başlarında Toros Tokat’ta tutuklanır ve alenen kafası kesilir, kafası şehirde sergilenir. Karısı Elmonya ve diğer akrabaları tehcir edilip sürgün yollarında katledilirler.

Ğazaros Ğazaryan’ın Ermenistan Cumhuriyeti pasaportu. İstanbul diplomatik temsilciliği tarafından 24 Ekim 1921’de verilmiş. İmzalar: Ebliğatyan ve Tahtacıyan. Ğazaros bu pasaportla Sırbistan’a gitmiştir.

Toros Ğazaryan’ın Tokat’ta kullandığı altın sayma makinesi, daha sonra Selanik’e getirilmiştir.

Garabed Tokat’ta, 1868’te yine aynı şehirde doğmuş olan Diruhi Gülbenkyan’la evlenmiştir. Diruhi’nin babası Badrig (veya Sarkis), kız kardeşi ise Talas’ta Arsen Kalfayan’la evlenmiş olan Makruhi’dir. Garabed ve Diruhi’nin iki çocukları olur: Ğazaros (d. 1888) ve Veron (1892-1965). 1892 civarında Garabed tek başına Selanik’e gider lakin belirli bir süre sonra Diruhi ve iki çocuğu da ona katılır. Üçüncü çocukları Nıvart (1900-1971) Selanik’te dünyaya gelir. Dördüncü çocukları Yermone’nin 1908’de Tokat’ta doğduğu (ö. 1984) düşünüldüğünde Diruhi’nin Selanik’ten Tokat’a döndüğü barizdir. Bu dört çocukları haricinde Ğazaryan ailesi, Soykırım’da hayatta kalmış bir yetim olan, 1900 Tokat doğumlu Vartuhi Garipyan’ı da evlat edinmiştir. Vartuhi’nin babası Garabed Ğazaryan’ın arkadaşıdır. Vartuhi’nin ebeveynleri Tokat’taki Ermeni karşıtı saldırılar sırasında öldürülmüşlerdi (senesi bilinmiyor). Ğazaryanlar Vartuhi’nin izini bulup onu Selanik’e getirtmiş ve öz evlatları gibi büyütmüşlerdir.

Yermone Boyacıyan (bekârlık soyadı Ğazaryan) ile Kevork Boyacıyan, 1958, Selanik.
Selanik, 1925. Oturan Nıvart Ğazaryan (ileride Kalfayan) ve Yermone Ğazaryan (ileride Boyacıyan).
Selanik, 1945. Arka sıra, ayaktakiler, soldan sağa: Nıvart Kalfayan (bekârlık soyadı Ğazaryan), Garabed Kalfayan, Rupen Kalfayan. Ortada oturan Diruhi Kalfayan. Fotoğrafçı: Papadaki.
Garabed Ğazaryan (solda) ve Yermone Ğazaryan (sağda).
Hacı Dudu, Selanik, 1925. Ğazaryan ve daha sonra da Kalfayan ailelerinin aşçısı.
Yermone Ğazaryan (ileride Boyacıyan), devlet konservatuarı öğrencisiyken, Selanik.
Sivas. Sağdaki Garabed Ğazaryan. Soldaki, daha sonra ailece Romanya’ya yerleşen, Garabed’in kız kardeşinin kocası (ismi bilinmiyor).
1918, Selanik. Nıvart Ğazaryan (solda) be Yermone Ğazaryan (sağda), anneleri Diruhi’nin vefatı nedeniyle siyah giymektedirler.
Ğazaros Ğazaryan (solda) Selanik’te bir Yunan askeriyle.
Diruhi Ğazaryan (bekârlık soyadı Gülbenkyan).
Ğazaros Ğazaryan.

Garabed Ğazaryan, Selanik’teki Ermeni toplumunun aktif bir üyesi olmuştur. Selanikli Ermeniler bir kilise inşa etmeye karar verdiklerinde, Garabed Ğazaryan Osmanlı yetkililerinden şahsen bir kilise inşa izni almayı başarmıştır. Kilise 1903 senesinde inşa edilir. Ğazaryanlar haricinde o dönemde Selanik’te yaşayan Ermeni ileri gelen aileleri arasında Püskülyan, Amadunyan, Aslanyan, Rupinyan, Çipçi (meşhur fotoğrafçı) aileleri de sayılmaktadır. Bu aileler yeni inşa edilen kilisenin bitişinde, yan yana evlerde yaşamaktaydılar. Önceleri Ermeni toplumun sadece bir şapeli bulunmaktaydı. Bu şapelin mihrabı sökülerek, yeni kilisenin ana mihrabının solunda bulunan vaftiz şapeline yerleştirilir.

Garabed Ğazaryan afyon ticaretinin haricinde aynı zaman halı tüccarıydı da. Selanik’te iki tane halı atölyesi vardı ve burada yirmiden fazla tezgâh işlemekteydi.

Mücevher kutusu, 19. yüzyıl, yükseklik 9,5 cm, genişlik 12 cm. Ğazaryan ailesine ait. Tabanında kazılı olan "17 Mayıs 1887, Ğazaros G. Ğazaryan, Kayseri, Tokat, Selanik" yazısı Ğazaros Ğazaryan'ın doğum tarihinin, Kayserili olduğunun, Tokat ve Selanik'te yaşadığının kanıtıdır.
Mücevher kutusu, 19. yüzyıl, yükseklik 9,5 cm, genişlik 12 cm. Ğazaryan ailesine ait. Tabanında kazılı olan "17 Mayıs 1887, Ğazaros G. Ğazaryan, Kayseri, Tokat, Selanik" yazısı Ğazaros Ğazaryan'ın doğum tarihinin, Kayserili olduğunun, Tokat ve Selanik'te yaşadığının kanıtıdır.

Garabed Ğazaryan aynı zamanda Selanik’teki “Güllabi Gülbenkyan” okulunun kuruluşunda büyük rol oynar. 1924’ten önce Selanik’te Ermeni okulu yoktu, sadece bir anaokulu faaliyet gösteriyordu. Bir kız korosu ve bir de elişi dersliği vardı. 1922’den sonra Ermeni mültecilerin de gelmesiyle Selanik’teki Ermeni nüfusu büyük oranda artar. Bu şartlar altında bir okul tesis edilmesine karar verilir. Garabed Ğazaryan New York’taki Gülbenkyan ailesini okulun kurulmasına maddi destekte bulunmaya ikna etmeyi başarır. Yeni okul 1924’te şehrin biraz dışındaki bir mahalde açılır. New York’ta yaşayan Gülbenkyan ailesinin rahmetli olmuş bir üyesinin hatırasına, okula “Güllabi Gülbenkyan” adı verilir. Bina elverişsizdi, öyle ki iki sene sonra okul daha elverişli bir yere (Beş Çınar) taşınmış ve burada 250’den fazla öğrenci eğitim görmeye başlamıştır. Garabed bu okulun yönetim kurulu üyelerindendi. Ayrıca 1920-1924 yılları arasında mütevelli heyeti başkanlığı da yapmıştır.

Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).
Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).
Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).
Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).
Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).
Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).
Garabed Ğazaryan'a ait Zebur (San Lazzaro, Venedik, 1853).

Diruhi 1918’deki İspanyol Gribi salgınında vefat eder. Diruhi ile Garabed’in oğlu Ğazaros, teyzesi Makruhi Kalfayan’ın (bekârlık soyadı Gülbenkyan) kızı Verjin Kalfayan’la evlenir. Yermone, Kevork Boyacıyan’la evlenir. Vartuhi ise Bardizag doğumlu Setrak Parağamyan’la evlenir ve iki çocuğu olur: Vahak (d. 1927) ve Alis (d. 1937).

Rupen ile Nıvart’ın evliliği ve ailesi

Rupen ile Serop Selanik’e yerleşirler. Garabed Ğazaryan 1928’de onlara bir odun ticarethanesi açar. Burada odun satılmasının yanı sıra kızakların ahşap kısımları, ahşap tekerlek vb de üretilmektedir.

Rupen ve Serop sık sık Ğazaryan ailesine yemeğe giderler. Rupen burada Nıvart’a rastlar ve 1929’da onunla evlenir. Rupen’ın Soykırım’a kurban giden babası Madteos’un adını verdikleri ilk çocukları 1931’de dünyaya gelir. Ne var ki yeni doğan bebek uzun yaşamaz. İkinci çocukları Garabed 1933’de doğar. 1942’de ise Diruhi dünyaya gelir.

Rupen Kalfayan 1940 ile 1944 arasında Selanik’teki Ermeni toplumunun mütevelli heyeti başkanı olur. 1946’dan 1971’de vefat edene kadar aynı görevi sürdürmüştür.

Garabed Kalfayan Anahid Yağcıyan’la evlenir ve iki çocukları olur: Rupen ve Arsen. Diruhi Kosma Galileas’la evlenir ve iki çocukları olur: Nıvart/Veron ile Christos.

Kaynaklar

  • Arşak Alboyacıyan, Badmutyun Yevtogyo hayots: değakıragan, badmagan yev azkakragan değegutyunnerov, Kahire, Nor Asdğ Matbaası, 1952.
  • Arşak Alboyacıyan, Badmutyun hay Gesaryo, I. ve II. Cilt, Kahire, H. Papazyan Matbaası,1937.
  • Hin yev Nor Gesaryo huşamadyan, Paris, “Azed” Matbaası, Kayserililer Derneği Paris Şubesi yayını, 1989.
  • Asadur H. Magaryan, Huşakirk Tragyo yev Magetonyo hay kağutneru, Selanik, Horizon gazetesi yayını, 1929.
  • Hraç Dasnabedyan, H. H. Taşnaktsutyunı ir gazmutenen minçev 20. Inthanur joğov (1890-1924), “Troşag” Matbaası, 1988, Atina.
  • Hunahay darekirk, 1927, I. Yıl, “Nor Or” yayını, Atina. 

[1] Başka kaynaklar Avedis Kalfayan’la birlikte Adana’ya giden mimarın Sahak Kalfa Balıkçıyan olduğunu belirtmektedir (Hin yev Nor Gesaryo huşamadyan, Paris, 1989, s. 254). Püzant Yeğyayan, Surp Asdvadzadzin ve Surp Isdepannos Kiliselerinin mimarları arasında onunla birlikte başka isimler de saymaktadır: Hagop Kalfa, Vartan Kalfa ve Kireççiyan. Fakat Yeğyayan, bu kiliselerinin inşaatını 19. yüzyıl başında Hagop Kalfa’nın gerçekleştirdiğini de eklemektedir. Yeğyayan’ın saydığı isimlerin inşa ettikleri kilisenin daha eski tarihli kilise inşaatıyla ilgili olduğunu tahmin etmekteyiz. Zira Avedis Kalfa Adana’daki Surp Asdvadzadzin Kilisesinin inşaatını 1867’de gerçekleştirmiştir. (Püzant Yeğyayan (Der.), Adanayi hayots badmutyunı, Kilikya Katolikosluğu yayını, Antilyas, 1970, s. 607.)