Harutyun Kazancıyan ve Hayganuş Mumcuyan Kazancıyan ile çocukları. Muhtemelen 1800'lerin sonu, Halep.

Kazancıyan-Topçuyan Arşivi - Halep

Yazar: Maruş Yeramyan, 26/08/21 (son değişiklik: 26/08/21), Çeviren: Tomas Terziyan.

Hem baba hem anne tarafından büyük büyük dedelerim, katliamlardan ve göçmenlerin şehre gelişinden çok daha eski zamanlardan beridir Halep’te yaşayan, arman adim [Arapça konuşan Ermeniler] tabir edilen eski Ermenilerdendi.

Halep'teki Ermenilerin tarihinin oldukça gerilere, Büyük Dikran'ın günlerine kadar uzandığı söylenir. Kimileri onuncu yüzyıla işaret eder. Gerçekten de Halep'in ana kilisesi, nadir vesilelerle açıldığında hayli dar bir aralıktan inme fırsatı yaratılan Surp Karasun Manuk [Aziz Kırk Şehitler] yeraltı kilisesi altıncı yüzyıla tarihlenmekte olup Ermenilerin o dönemde Halep'teki varlığının bir kanıtı sayılmaktadır.

Halep Ermenileri yirminci yüzyılın başlarında Araplaşmaya başlamıştı.  Kilisenin tüm ayinleri Arap diliyle icra edilmekteydi. Ermeniler Ermeniceyi tamamen unutmuşlar, üstelik isimleri ve soy isimleri bile Araplaşmış idi; Zekiyye, Mecide, Ekmekçi (Ekmeçiyan ya da Hatsakordzyan [Ermenice] olabilir), Dökmeci, Acami, Nahhas (Kazancıyan), Kayyali vs. gibi. Akrabalık bağlarının isimleri de Arapçaydı: khalo, martkhalo, khale, amme (dayı, yenge, teyze, hala) vs..

1915 Soykırımı sırasında ve ondan sonra muhacirlerin Halep'e gelişi, sanki mahalli Ermenilerin vicdanında ve milli duygularında bir sarsıntıya yol açmış gibidir. Sadece, şehre kapağı atan Ermenilere yardıma koşmaz ama aynı zamanda dillerine ve milliyetlerine dönmek için gayret etmeye başlarlar. İsimler değişir, ancak soy isimleri aynı kalır, çünkü Suriye kanunları isimlerin, özellikle de soy isimlerinin değiştirilmesini kesinlikle yasaklamaktadır.

Baba tarafından büyük dedem Harutyun Kazancıyan, 1800'lerin başında, o günlerde Suriye, şimdilerde Türkiye sınırları içinde yer alan sahil kenti Aleksandret / İskenderun'a gitmek için ailesini alıp Dikranagerd / Diyarbakır'dan yola çıkar. Niyeti, orada Amerika’ya gidecek bir gemi beklemek ve gemiye binip “vaat edilen ülkeye” ulaşmaktır.

- İyi ama nasıl vize almışlar? Diye soruyorum.

- O zamanlar vize-mize yoktu tabii; gemiye biner, müjdelenen ülkenin kapısına, New York’a varırdın. Orada ismini kaydettirdikten sonra istediğin yere giderdin; Allah’ın toprağının haddi-hesabı mı var?  

Halep’e ulaşır, bir süre orada dinlenmeye karar verirler. Birkaç gün sonra, büyükbaba Harutyun, karısına:

- Huzurlu, emniyetli bir şehir, insanları da iyi ve açık yürekli; ne dersin, kalalım mı? Der. 

Karısı sesini çıkarmaz. Ve böylece Halep'te kalırlar; iş kurup çalışır, alın terleriyle geçimlerini sağlar ve fazlasını kazanırlar.

Anne tarafından büyük büyükbabam, Filip Topçuyan, Halep’teki Osmanlı ordusunda jandarmaydı. Birbiri peşi sıra üç karı almış, üçüncü karısı ölmeden önce kendisi ölmüş. 

- O iğrenç papaz lanetledi beni, demiş üçüncü karısına, ben ölecek adam değildim. 

Papaz bir hırsızlık yapar ve jandarma Philip onu kovalar. Adam mezarlığa girer, jandarma Philip arkasından seğirtir ve orada ayağı bir mezar taşına çarpar, yere düşer... Ve düşüş o düşüş, bir daha ayağa kalkamaz. Anlatılanlara bakılırsa, bacak kangren olur ve büyükbaba Filip acılar içinde ölür.

Ancak üç karısından altı oğul ve iki kız elde etmeyi başarır. Kızlardan biri, Araksia, genç yaşta ölür. Geriye Armenia ile altı oğlu kalır: Garabed, Bartev, Parseğ, Krikor, Nşan, Armen.

Ve bu altı oğuldan sadece sonuncusu, Armen, çocuğuna babasının ismini verir.

Torun Filip Topçuyan şimdi ailesiyle birlikte İspanya'da yaşıyor.

Armen, "Ermeni İhtilalciler Albümü"nde [1], Halep'i ziyaret eden bir Türk valisine dehşet salması gereken bir terörist olarak anılmakta. Ancak 1909'da Jön Türklerin Kilikya'da düzenlediği katliam Halepli Ermenileri dehşete düşürür ve cemaatin önde gelenleri kendilerini savunmayı düşünürler. Mısır'dan Halep'e gelen Dikran Dzamhur, Armen'e bomba yapmayı öğretir.

Halep'in iyi yürekli valisinin kararlı duruşu sayesinde Halepli Ermeniler muhtemel bir katliamdan kurtulunca, Armen'e dükkânlarının bir köşesinde gömülü duran 15 bombayı başka bir yere nakletme talimatı verilir.

Ağabeylerinin onları olduğu gibi bırakmasını tavsiye etmelerine rağmen Armen, hazırladığı el bombalarını sökmeyi düşünür. Bombaları söktüğü sırada biri avuçlarının içinde patlar, iki gözünü birden ve bir elinin tümünü bilekten berhava eder; diğer elinden geriye ise sadece iki parmak kalır. O günlerde on dokuz yaşındadır.

Armen, sevdiği kızın yalvarıp yakarmalarına rağmen, "Git ve hayatını rahat içinde yaşa" diyerek onunla evlenmeyi reddeder. Armen Topçuyan, oldukça geç bir zamanda, hayatının sonbaharında, Alis Köşgeryan isimli bekar bir kızla evlenir ve ismini Filip koyduğu bir erkek evlat sahibi olur.

Garabed, Osmanlı ordusunda eczacıydı, Bağdat'ta çalışıyordu. Ve esrarlı bir şekilde orada hayata veda eder.

Krikor iki kardeşiyle birlikte Topçuyan tesisini kurar. Halep şehrinin elektrik ve su işlerinde müteahhitlik yaparlar. Krikor, elektrik harman dövme makinesi (biçerdöver) gibi ağır zirai aletler getirmek için Avrupa'ya gider. Aynı zamanda bisiklet, soba ve diğer ürünlerden ithal ederler.

Krikor, daha ancak otuz beş yaşındayken, kaza yapıp alev alan arabasından çıkmayı başaramaz ve yanarak ölür.

Anne tarafından dedem Krikor, annesi Urfalı Yotnyeğpayryanların [Yedikardeşgiller] yegâne kız kardeşi Anna Taptapyan ve babası Hagop Efendi Kasbaryan olan Hanım Gasparyan ile evlenmişti.

Hagop Anna’yı istediği zaman, anne-baba ve kardeşleri kızlarını dışarı gelin vermeyeceklerini söyleyerek reddederler. Bunun üzerine Hagop Kasparyan Halep'teki işyerini kapatıp Urfa'ya yollanır; orada yeni bir iş kurar, bir ev satın alır (satın alır mı, kiralar mı, orası anlaşılır değil) ve Anna'nın elini ailesinden istemeye tekrar gider.

Reddetmeleri için artık bir neden yoktur; Anna ile Hagop’un nikahını kıyarlar.

Hagop bir yıl Urfa'da yaşadıktan sonra her şeyi "satıp paraya çevirir" [2] ve çok sevdiği Halep'e geri döner.

Krikor, Hanım'la evlenmeye karar verdiğinde:

- Böyle güzel bir kıza bu Hanım ismi hiç yakışmıyor. Ben sana Zvart diyeceğim çünkü pek güleç bir yüzün var, der.

Gerçekten de bizim için her zaman güleç idi, yanakları gamzeli büyükannemiz.

Zvart'ın Zekiyye nam, kendinden büyük bir de kız kardeşi vardı ama kocası onun ismini değiştirmeyi düşünmemişti. Ölene kadar khale Zekiyye olarak kaldı.

Zvart ile Zekiyye'nin Armen ve Yervant isminde iki kardeşi vardı.

Zvart ile Krikor'un beş çocuğu Azniv, Nazeli, Anjel, Nubar ve Arusyag idi. Topçuyanlar kendi zamanlarında nasıl Halep için önemli unsurlar olmuş idiyseler, Krikor Topçuyan'ın oğullarından hiç değilse üçü, Halep Ermeni toplumunun aynı şekilde önemli unsurları oldular.

Beş çocuğun dördüncüsü olan, ailenin tek oğlu Nubar, o günlerde Halep'te bulunan iki çocuk mütehassısı doktordan biriydi ve Halep nüfusunun en az yarısı ona başvururdu.

Ailenin üçüncü çocuğu Anjel, Ermeni hemşirelerin Anarad Hğutyun [Meryem’in Kusursuz Gebeliği] Okuluna devam ettiği için çok erken dönemde rahibelerin etkisi altında kalmıştı. Rahibe olmaya karar verir ve rahibe Melani Topçuyan ismiyle vaftiz edilir. Daha sonra tüm Anarad Hğutyun cemaatinin baş rahibesi olup Halep, Beyrut, Roma, Bağdat ve Kamışlı dahil olmak üzere çeşitli ülke ve şehirlerde hizmet eder. En sonunda Lübnan’daki Zmmar Ermeni Katolik manastırında istirahate çekilir ve orada hayata gözlerini yumar.

Krikor Topçuyan'ın çocuklarının en küçüğü annem Arusyag Topçuyan Kazancıyan doğum hekimliği okur ve Beyrut’taki Fransız Üniversitesi'nden mezun olur. Kardeşi Nubar, Beyrut'ta aynı üniversitede tıp tahsil etmektedir. Arusyak tam elliyi aşkın yıldır Halep'teki Verjin Gülbenkyan Doğumevinde ebelik yapar, ardından da aynı tesisin müdürlüğünü yürütür.

Topçuyan ve Kazancıyan aileleri Halep yakınlarındaki El Sebil bahçelerinde gezintide. El Sebil, Topçuyan kardeşler tarafından devletten kiralanmıştı. Tarihi kaydedilmiş değil, ancak annemin yaşından pay biçerek, 1923 ile 1924 arası olsa gerekir. Resmin sol tarafında ayakta duran fesli adam, babam Hovhannes Kazancıyan. Yanında duranın kim olduğu bilinmiyor; onun yanında, ayaktaki, aynı şekilde fesli adam anne tarafından dedem Krikor Topçuyan. Dedem, anneme, Arusyag Topçuyan'a sarılmış. Önlerinde fesli diğer iki adam tavla oynuyorlar. Resmin sağ tarafında, ayakta, halka oluşturan kızlardan ilki Krikor Topçuyan'ın ikinci çocuğu Nazeli Topçuyan (sonradan Ekmekçi); onun yanındaki, birinci çocuğu Azniv Topçuyan (sonradan Palulyan). Geriye kalanların kimlikleri bilinmiyor.

Yukarıdaki resimden ayrıntılar. Siyah-beyaz bu resimler DeOldify ile renklendirilmiş ve Huşamadyan tarafından temizlenmiştir. Fotoğrafların orijinal hallerinin makalenin sonunda görebilirsiniz.

Babam annemle evlendiğinde, gelin ve kaynana sohbetleri sırasında iki ailenin, Kazancıyanlar ile Topçuyanların bir zamanlar komşu oldukları ortaya çıkar.

-Ailemin hikayelerinin yarısından fazlasını annemden çok kaynanamdan dinlemişimdir, derdi annem ve babamın annesi, nenem Hayganuş'un, eski bir fotoğrafta annemle babamın aynı anda yer aldıklarını birdenbire fark edince fotoğrafı ortadan kaldırdığını, onu ​​ancak büyükannem öldükten sonra bulduğunu gülerek eklerdi.

Neden? Çünkü resimde başı fesli genç babam, bir tavla oyunu seyretmekte (resmin sol tarafında), anne tarafından dedem Krikor Topçuyan ise kucağında annem Arusyag’la onun karşısında durmakta... Annem ve babam arasındaki muazzam yaş farkı zaten açıkça görülmektedir…

Pilibos / Filip Topçuyan (35 yaşında, Harput’un Ova köyünden) 13 Aralık 1880'de evlenmiş.
Krikor Topçuyan (Pilibos / Filip'in oğlu) 4 Kasım 1880'de vaftiz edilmiş.
Pilibos / Filip Topçuyan’ın bir diğer çocuğu 8 Eylül 1883'te vaftiz edilmiş, adı bilinmiyor.
1 Ocak 1886'da Pilibos / Filip Topçuyan’ın kızı Armenuhi vaftiz edilmiş.
Pilibos / Filip Topçuyan’ın oğlu Aram-Levon, 5 Temmuz 1889'da vaftiz edilmiş.
Parseğ Topçuyan (Pilibos / Filip'in oğlu) 3 Ocak 1899'da evlenmiş.

Halep’teki Surp Karasun Manuk [Sivaslı Aziz Kırk Şehitler] Kilisesi'nin 19. yüzyıl sonlarına ait nikâh ve vaftiz kütüklerinden Topçuyan ailesinin üyeleri hakkında bilgiler derliyoruz (Kaynak: Utah Soyağacı Çalışmaları Enstitüsü tarafından kaydedilmiş film, George Aghjiayan'ın izniyle).

[1] «Յեղափոխական Ալպոմ [Heğapokhagan Albom (Ermeni İhtilalciler Albümü)]», IV. Dizi, sayı 8 (44), 1963, s. 246-252.
[2] Ermenice «ծախեց-փոխեց [dzakhets-pokhets]”; Halep’te sıklıkla kullanılan, “nesi var nesi yok satıp paraya çevirdi” anlamında bir deyiş.