Araksi Kalusdyan-Kahveciyan Koleksiyonu – Paris
Çeviren: Sevan Değirmenciyan, 26/10/23 (Güncelleme 26/10/23).
Kalusdyan ailesi Ordulu. Aile geçmişinden bilinen en eski kişiler Hagop Kalusdyan ve eşi Kayane Kalusdyan (evlilik öncesi soyadı Çıknavoryan). Kayiane 1854 yılında doğmuştu. Hampartzum ve Durig Çıknavoryan çiftinin kızıydı. Hagop ve Kayiane Kalusdyan çiftinin Hovagim Kalusdyan isminde 1881 yılında doğmuş erkek bir evladı vardı. Kaba deriden ucu sivri ve kıvrık ayakkabılar yapan bir çapulacıydı. Ordu Ermeni zanaatkarlarının bulunduğu çarşıda bir atölyesi vardı. Hovagim’in Elmas ve Dikranuhi adında iki kız kardeşi vardı. Elmas bir Kaloncıyan ile evliydi ve Yervant adında bir evladı vardı. Dikranuhi ise Acaryan soyadında biri ile evliydi ve Suren ve Siranuş adında iki evladı vardı.
Hovagim, Dikranuhi Vartyan ile 24 Aralık 1909’da evlenir. Dikranuhi, Khaçig (doğumu 1845) ve Tışkho (doğumu 1854) Vartyan’ın kızıydı. Khaçig’in baba ve annesinin isimleri ise Vartan ve Zartok (?) idi, Tışkho’nun anne ve babası ise Maryam ve Hagop’tu. Dikranuhi’nin bilinen tek erkek kardeşi Dikran’dı ve 1887’de doğmuştu.
Hovagim ve Dikranuhi’nin iki kızı olur; Araksi (doğumu 1912) ve Berçuhi (doğumu muhtemelen 1914). Hovagim usta bir kemancıydı. Evinde şarkı ve müzikle dolu aile şölenleri eksik olmazdı.
Osmanlı devleti Haziran 1915 tarihinden itibaren Ordu’da yaşayan yetişkinleri tutuklamaya başlar. Hovagim tutuklananlar arasındaydı. Şehirden dışarı çıkarıldıktan sonraki akıbetleri meçhul. Dikranuhi ve aynı şekilde eşini kaybetmiş bir başka Ermeni kadın Ordu’dan ayrılıp, kocalarını aramaya karar verirler. Bu şartlar altında Dikranuhi iki kızını Türk komşusu Mahitap Hanım’a emanet eder. Dikranuhi de Ordu’ya bir daha dönmez ve izi kaybolur.
1915’te Ordu Ermenileri toplu tehcire mruz bırakılır. O sırada iki yetim kız, Araksi ve Bercuhi Soykırım boyunca Mahitap Hanım’ın ailesinde kalırlar. Araksi’nin oğullarından Krikor Kahveciyan Mahitap Hanım’ı adil bir Türk kadını olarak niteler. Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, yetim kızların teyzesi onların izini bulur ve Ermeni toplumunun yetkili kurumlarını bilgilendirir. Mütareke sonrasında Ermeni kurumları Soykırım’dan kurtulanları toplama ve onları yeniden bir araya getirme çalışmasına başlamışlardı. Bu çalışma daha çok Türk, Kürt, Arap aileleri yanında tutulan Ermeni çocuk, genç ve kadınları toplamaya ve onları yetimhane veya sığınma evlerine yerleştirme yönündeydi.
Mahitap Hanım ve ailesinin Ermeniler yanlarına gelip de yetim kızları kendi şefkatlarıne terk etmelerini istediklerinde nasıl bir tepki verdiklerini bilmiyoruz. Sadece Araksi ve Bercuhi’nin bu yolla İstanbul’a yollandıklarını ve orada Lord Mayor’s Fund yetimhanesine girdiklerini biliyoruz. O dönem İstanbul İngiliz müttefik orduları tarafından işgal edilmişti. Fakat bu durum uzun sürmez. 1922 sonlarında müttefikler İstanbul’dan uzaklaşır ve yerlerini ilerde Atatürk soyadını alacak olan Mustafa Kemal’in milli kuvvetlerine terk ederler. İngilizlerin uzaklaşmasının hemen öncesinde aralarında Lord Mayor’s Fund’un da olduğu bir çok Ermeni yetimhanesi İstanbul’dan Yunanistan’a taşınır.
Araksi ve Bercuhi Kalusdyan kız kardeşlere ait, dantel işlemeciliğinde kullanılmış bir defter. Kız kardeşler bu deftere, muhtemelen çalışmaları sırasında kullandıkları bir çok dantel işlemesi örneği çizmişler.
22 Kasım 1922’de Araksi ve Bercuhi Yunanistan’ın Korfu adasına ulaşır ve yeniden burada tesis edilmiş olan Lord Mayor’s Fund yetimhanesine yerleşirler. 11 Mart 1925’de Marsilya’ya (Fransa) taşınıp, “Tıbrotsaser” (Mektepperver) Derneği tarafından bu şehirde kurulmuş olan yetimhane-okula kabul edilirler. “Tıbrotsaser” Derneği 1879’da İstanbul’da kurulmuş ve on yıllar boyunca eğitim faaliyetleri ile meşgul olmuştu. Soykırım sonrasında İstanbul’da bir yetimhane-okul açmıştı. Bu yetimhane-okul 1922 sonlarında Selanik’e (Yunanistan), 1925’te de Marsilya’ya taşınır.
“Tıbrotsaser” okulu 1928’de Marsilya’dan Paris’e taşınır ve kuzeyde bulunan Rennes mahallesinde faaliyetlerine devam eder. Araksi o sırada 16, Bercuhi ise 14 yaşındadır. Kendileri de bu taşınma sonucunda Paris’e gelirler. İki kız kardeşin tetyzesi Perig, Soykırım’dan sağ kurtulmuştu. Yetim kızlarla mektuplaştığını biliyoruz. Teyze iki yakınına her şekilde yardımcı olmak istemiştir, fakat onları evlat edinmek için gerekli maddi imkanlara sahip değildi. Mütevazı bir aylıkla temizlikçi olarak çalışmaktaydı. Soykırım nedeni ile dul kalmış ve sahip olduğu Nıvart ve Hasmig adında iki kızının geçimini sağlamak zorundaydı.
Araksi hamisi Mahitap Hanım’ın yanında kaldığı yılları unutmamıştı, unutamazdı da. Doğal olarak, bu kadının iyiliği ve cömert yüreği kendi çocuk kalbinde derin iz bırakmıştı. Zorluklara rağmen Araksi ve manevi annesi ilerki yıllarda düzenli olarak mektuplaşmışlardır. Gerçekten de, 1929 tarihli aşağıdaki Türkçe mektup Araksi ve Mahitap’ı birbirine bağlayan şefkatli ilişkinin bir kanıtı gibidir adeta. Türk kadının Araksi ve Bercuhi’yi hala kızı gibi gördüğüne ve onlara evladıymış gibi davrandığına şahit oluyoruz. Araksi de, oğlu Krikor Kahveciyan’ın anlattığına göre, Mahitap’dan daima “Türk annem” olarak bahsederdi.
Sevgili ve kıymetli kızlarım,
Sizi o kadar göreceğim geldi ki tarifi gayri kabil. Bir daha dünya gözü ile görüşmek nasip olacak mı? Nasılsınız yavrularım? Maşallah büyümüşsünüz. Efendi baban mahsus selam edüp, gözlerinizden öpüyor ayrı ayrı. Mahmut abeyin selam ediyor, Mehmet abeyin selam ediyor, yengen gözlerinden öpüyor, Ayşe ablan, Nuriye ablan ayrı ayrı gözlerinden öpüyor. Fotoğrafını gönderdiniz, teşekkür ederim efendim, gine gönderin. Ne zamandır mektup yazmak istiyordum, kısmet olmuyordu. Şimdiden sonra her daim yazalım. Siz de tez tez gönderin kızlarım. Anneniz Mahitap.
1929-11-8
1), 2) Araksi Kalusdyan’ın 14 Şubat 1925 tarihli, Korfu’daki (Yunanistan) yerel makamlarca verilmiş kimlik belgesi. Araksi bu belge sayesinde aynı yıl Yunanistan’dan Marsilya’ya seyahat edebilmişti.
3) Araksi Kalusdyan’ın İstanbul Ermeni Patrikhanesi tarafından verilen ve Patriklik Kaymakamı Başepiskopos Kevork Aslanyan tarafından imzalanmış 8 Eylül 1925 tarihli vaftiz belgesi. Doğum tarihinin, baba isminin ve anne soyisminin doğru kaydedilmediğini belirtmemiz gerek.
“Tıbrotsaser” sorumluları, diğer Ermeni yetimhanelerindeki görevliler gibi, yetim kızların kendi hemşerileri ile yapacakları evlilikleri canı gönülden teşvik ederlerdi. Onlardan her biri böylece ulusun yeniden dirilmesine katkı sunmak duygusunu yaşar, aynı zamanda kız yetimlerin sosyal olarak bütünleşmesini sağlamış olurdu. Damat adayının maddi ve sıhhi durumu ve ahlakı ile ilgilenir, her şeyin gerekli olduğu gibi olmasına dikkat ederlerdi. Sonuç olumlu olduğu takdirde, sorumlular evlilik için onay verirdi. Büyük bir ihtimalle Araksi’nin evliliği de böyle olmuştu; Ankara yakınlarında bulunan bir belde olan Stanos doğumlu Garabed Matos Kahveciyan ailesinden yakın kişilerle beraber “Tıbrotsaser” müdürlüğüne baş vurmuş ve bir yetim kızla evlenmek istediğini söylemişti. Evlilik töreni 31 Mayıs 1931 tarihinde Paris 8. Mahallesinde bulunan S. Hovhannes Mıgırdiç Ermeni kilisesi’nde gerçekleşir. Çiftin Krikor (1943 doğumlu) ve Denis-Dikranuhi (doğumu 1946) adında iki evladı olur.
Matos 1979’da vefat eder, Araksi ise 2003’de. Paris yakınlarında bulunan ve yaklaşık 72 sene yaşadığı Issy-les-Moulineaux şehri mezarlığında yatmaktadır. Araksi’nin vasiyeti üzerine, Mahitap Hanım’In mektubu da beraberinde gömülmüştür. Aile mektubun bir nüshasını saklamıştır.